Dağa kaçırılan çocukları için HDP il binası önünde 1081 gündür oturma eylemi yapan Diyarbakır annelerinin “dirayetli duruşu”nun dün ele alındığı çalıştayın sonuç bildirgesi merkez Sur ilçesindeki Kurşunlu Camisi önünde okundu.

25 maddelik sonuç bildirgesini okuyan çalıştayın koordinatörü Doç. Dr. Adem Palabıyık, Diyarbakır anneleriyle başlayarak tüm yurda yayılan ve Avrupa ülkelerine kadar ulaşan feryadın, akademik ve bilimsel anlamda karşılığını bulduğunu söyledi.

Palabıyık, evlat nöbeti tutan ailelerin planlanmış ve örgütlü bir hareket olmadığını ifade ederek, bunun kendi seyrinde devam eden, spesifik olarak ortaya çıkan ve sonradan ulusallaşan bir hareket olduğunu savundu.

Evlat nöbeti tutan aileler sayesinde annelik ve babalığın siyaset üstü kavramlar olduğunun anlaşıldığına işaret eden Palabıyık, şunları kaydetti:

“Diyarbakır’dan diğer illere taşması, anneliğin ve babalığın bölge nezdinde de siyaset üstü bir kavram olarak kabul gördüğünün ispatıdır. Evlat nöbeti aileleri yerel bir harekettir. Aileler terörizme buradan meydan okumaktadırlar. Ailelerin ortaya koyduğu hareket artık yeni bir toplumsal harekettir. Dünyada ilk defa kadın hareketlerinden birisi terörizme karşı direnç göstermiş ve başarılı olmuştur. Akademik çalışmaların yanı sıra ailelere dair belgesellerin yapılması ve konunun hikayeleştirilmesi sürecin daha iyi anlaşılmasına vesile olacaktır. Ailelerin duruşu, tarihsel ve toplumsal hafızanın en mühim ispatıdır.”

Bölgedeki bütün toplumsal yapılardan ailelere ciddi bir desteğin olduğunu dile getiren Palabıyık, evlat nöbeti tutan ailelerin bölge halkı tarafından tam anlamıyla benimsendiğini belirtti.

Palabıyık, şöyle konuştu: “Çalıştay, terörün ve terörizmin özellikle uluslararası kodlarla hareket ettiğini ve tam da bu sebepten evlat nöbetinin özellikle uluslararası bağlamda ele alınması gerekliliği ile birlikte medya sürecinin uluslararasılaştırılmasının ivedi olarak hayata geçirilmesini zorunlu kılmıştır. Çalıştayda, teröre karşı verilen başarılı mücadelenin evlat nöbeti tutan ailelerin güçlenmesini sağladığı ve süreci hızlandırdığı özellikle vurgulanmıştır. Ailelerin yaşadığı acıların paylaşılması adına, toplumsal bir reaksiyon oluşturulması için biyografik hikayelerin kayıt altına alınmaya başlanması ve sadece Türkçe değil birçok dilde yayınlanması gerekliliği vurgulanmıştır. Böylece acılar paylaşıldıkça daha az can yakacak ve toplumsallaşacaktır. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Raporu gibi birçok uluslararası raporlarda da ifade edilen ‘çocuk kaçırma’ ve ‘terörizmi yaşatma’ gibi eylemler veya girişimler özellikle evlat nöbeti tutan ailelerin kararlı duruşuyla dünya kamuoyuna duyurulmuş ve terör örgütünün çabasına karşı etkin bir toplumsal mücadele ortaya konulmuştur.”

Ak Partili vekiller de açıklamalar yaptı

Çalıştayın sonuç bildirgesinin okunmasının ardından Diyarbakır Milletvekili Mehdi Eker de 2019’da Diyarbakır’da başlayan ve aralıksız bugüne kadar devam eden annelerin nöbetinin terörizme karşı çığlık olduğunu belirtti. Annelerin çığlığının uluslararası boyuta taşındığını dile getiren Eker, “Nöbetle evlatların bir kısmı geri geldi. Bu konu akademik çalışmaların konusu haline geldi. Çünkü terör örgütü PKK’ya karşı annelerin sesi, dağa kaçırılan çocukları kurtarmak için insanlığın sesidir. Anne yüreğinin ve anne çığlığının ne kadar etkili olabileceği herkese gösterilmiş oldu. Terör bir insanlık suçudur. Terör en şiddetli şekilde lanetlenmelidir. Dağa kaçırılmış olan masum çocukların el birliğiyle geri gelmesi için baskı yapılmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Nevşehir Milletvekili Mustafa Açıkgöz de Diyarbakır annelerinin haykırışının çok önemli olduğunu belirtti. Açıkgöz, “Diyarbakır annelerinin haklı direnişlerinin yanında olarak bu ülkenin topraklarından terörü söküp atacağız. Hep beraber mutlu, huzurlu bir şekilde kardeşçe bu ülkede yaşamaya devam edeceğiz.” dedi.

Daha sonra Doç. Dr. Adem Palabıyık ile Eker, Açıkgöz ve Oya Eronat, Diyarbakır annelerini ziyaret ederek, ailelerle görüştü.