Çin’den Tayvan’a ‘barışçı’ siyaset mesajı!

Çin’den Tayvan’a ‘barışçı’ siyaset mesajı!

ABD temsilcisi Pelosi’nin ziyaretinin ardından Çin-Tayvan gerilimin artması üzerine Çin yayımladığı bir siyaset belgesinde, egemenlik ihtilafı içinde olduğu Tayvan ile ideolojik ve sosyal farklılıkların tanınması temelinde “barışçı yeniden birleşme” hedefini savundu.

Çin’de kabine görevindeki Devlet Konseyi’ne bağlı Tayvan İlişkileri Dairesi ile Enformasyon Dairesinin ortak yayımladığı, “Tayvan Sorunu ve Yeni Dönemde Çin’in Birleşmesi” başlıklı belgede, Pekin’in ada üzerindeki egemenlik iddiaları yinelenirken uzlaşmacı mesajlara yer verilmesi de dikkati çekti.

Çin Komünist Partisinin (ÇKP) Tayvan sorunun çözümünü ve Çin’in yeniden birleşmesini “tarihi görev” kabul ettiğinin belirtildiği belgede, “Barışçı yeniden birleşmeyi sağlamak için tüm samimiyetimizle ve elimizden gelen her çabayı göstereceğiz.” ifadesi kullanıldı.

Belgede, Pekin’in birleşme amacı doğrultusunda gerekirse güç kullanma seçeneğini saklı tuttuğunu, ancak bunun Tayvan’ın Çinli halkını hedef almayacağı, dış müdahalelere ve ayrılıkçı eylemlere savunma amaçlı olacağı vurgulandı.

Son dönemde Pelosi’nin ziyareti ve Çin’in ada çevresinde yürüttüğü tatbikatlarla tırmanan gerilimin sorumlusu olarak Tayvan’daki hükümete ve onu destekleyen dış güçlere işaret edilen belgede, “Boğaz’ın iki yakası arasındaki ilişkilerde gerilime, Demokratik İleri Parti (DPP) otoritelerinin eylemleri sebep olmuştur. Bu eylemler, bölgede barış ve istikrarı tehdit etmekte, barışçı yeniden birleşme olanaklarını kısıtlamaktadır. Dış güçler de ayrılıkçılıkların provokatif eylemlerini cesaretlendirmiş ve desteklemiştir.” ifadesine yer verildi.

“Tek ülke, iki sistem”

Belgede Çin’in tek bir ülke olduğu ve Tayvan’ın onun parçası olduğu, adanın hiçbir zaman ayrı bir devlet olmadığı ve bu statüsünün değiştirilemeyeceği belirtilerek, şunlar kaydedildi.

“Barışçı yeniden birleşme ve ‘tek ülke, iki sistem’ anlayışı, Tayvan sorununun çözümü ve ulusal birliğe ulaşılması için temel ilkelerdir. Barışçı yeniden birleşmeyi sağlamak için ana karanın ve Tayvan’ın ayrı ideolojilere ve sosyal sistemlere sahip olduğunun kabul edilmesi gerekir.

‘Tek ülke, iki sistem’ soruna en kapsayıcı çözüm olacaktır. Bu, demokratik ilkeler temelinde, iyi, niyete dayalı, barışçı çözümü ve her iki tarafın da faydasını hedefleyen bir yaklaşımdır. Sosyal sistemlerin farklılığı, ne yeniden birleşme önünde bir engel ne de ayrılıkçılığın gerekçesi olabilir.”

Washington yönetimine yönelik mesajların da yer aldığı belgede “ABD’de bazı güçler, Tayvan’ı Çin’e karşı piyon olarak kullanmak istiyor. Eğer onlara müsaade edilirse, Boğaz’daki gerilim artmaya devam edecek, Çin-ABD ilişkileri daha fazla zarar görecek ve bu durum ABD’nin kendi çıkarlarını da zedeleyecektir.” değerlendirmesine yer verildi.

Pelosi ve beraberindeki 5 kişilik Kongre heyetinin geçen hafta yaptığı ziyaret, Ada’yı topraklarının parçası gören Pekin’in tepkisini çekmişti. Çin, 2 ve 3 Ağustos’taki ziyaretin ardından Ada çevresindeki askeri tatbikatlara başlamıştı. İlk başta 4-7 Ağustos’ta düzenleneceği açıklanan tatbikatlar, öngörülen takvimin ötesinde sürdürülmüştü.

Çin-Tayvan anlaşmazlığı

Çin’de İkinci Dünya Savaşı’nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zıdong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949’da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintang) üyeleri, Tayvan’a yerleşip 1912’de kurulan “Çin Cumhuriyeti” iktidarının Ada’da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.

Bu girişim, Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971’e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Çin’i temsil etmişti. 1950’ler ve 1960’larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti’nden Çin Halk Cumhuriyeti’ne çevirmesinin ardından 1971’de BM Genel Kurulunda yapılan oylamada, Pekin hükümetinin Çin’in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan’ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.

Pekin yönetimi, “Tek Çin” ilkesini benimseyerek Tayvan’ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan’ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM’de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor, kendisini tanıyan ülkelerin Tayvan ile diplomatik ilişkilerini kesmesini şart koşuyor.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *