Yemen’de ateşkesin ikinci kez uzatılması ne anlama geliyor?

Yemen’de ateşkesin ikinci kez uzatılması ne anlama geliyor?

Yemen’de 2 Nisan’dan bu yana devam eden ve ikinci defa uzatılan ateşkesin kapsamının genişletilerek ülkedeki durumun iyileştirilmesi için çabalar sürüyor.

Yemen’de 2 Ağustos’ta ikinci defa uzatılan ateşkes ülkede sükunetin sağlanması açısından büyük bir önem taşırken, ateşkesin süresinin ve kapsamının genişletilmesi yönündeki girişimler sürüyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, 2 Ağustos’ta Yemen hükumeti ve İran destekli Husiler arasındaki ateşkesin 2 Ekim’e kadar uzatılması konusunda mutabakata varıldığını duyurdu.

Grundberg, “tarafların mümkün olan en kısa sürede genişletilmiş bir ateşkes anlaşmasına varmak için müzakereleri yoğunlaştırmayı” taahhüt ettiğini belirtti.

Yemen’de 2 Nisan’da başlayan ve ikinci uzatmayla 6 ay sürmesine karar verilen ateşkesin Taiz ve Hudeyde’deki sıkıntıları giderecek şekilde genişletilmesi için çalışmalar devam ediyor.

Savaşın başından bu yana en uzun ateşkes

Yemen’de 2 Nisan’dan bu yana dört aydır devam eden ve son alınan kararla altı ay sürmesi öngörülen ateşkes, 2014 yılında başlayan iç savaştan bu yana en uzun süreli ateşkes olma özelliği taşıyor.

Grundberg, Yemen’de memur ve emekli maaşlarının düzenli olarak ödenmesinin yanı sıra Taiz ve diğer illere giden yollarının açılması, Uluslararası Sana Havalimanı’nın iki yönlü ve daha fazla uçuşların yapılması ve Hudeyde Limanı’na düzenli akışının sağlanmasını ateşkesin kapsamına dahil etmeye çalışıyor.

BM’nin ateşkesin kapsamının genişletilebilme ihtimalinin ise çatışmanın bölgedeki ve uluslararası düzeydeki taraflarının tutumlarına bağlı olduğu görülüyor.

BM ve Umman, Yemen’deki ateşkesin kapsamının ve süresinin genişletilerek kalıcı hale getirilmesi yoluyla ülkede barışın sağlanması için uğraş veriyor.

Uluslararası toplumun ateşkese desteği

ABD, Avrupa Birliği ülkeleri, İngiltere ve bazı Arap ülkeleri, BM girişimleriyle Yemen’de hayata geçen ateşkesin en az bir yıl ya da altı ay daha uzatılması konusunda destek veriyor.

Bu destekle birlikte, BM Yemen Özel Temsilcisi Grundberg, Yemen’de çatışan taraflarla koordinasyon içinde hareket ederek ateşkesin bozulmaması için çaba gösteriyor.

Yemen sınırlarının ötesinde Arap koalisyonu ülkelerini hedef alan Husilerin 2015’te koalisyonun kurulduğu 2015’ten ateşkesin başladığı nisan ayına kadar balistik füzeler, insansız hava araçları ve savaş gemileriyle 1300’den fazla saldırı düzenlediği tahmin ediliyor.

Ateşkes sürecinde Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap koalisyonu Husilere yönelik operasyonlarını durdururken, Husiler de Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yönelik saldırı düzenlemiyor.

Bu durum ateşkesin bölgedeki en önemli sonuçlarından birisi olarak dikkati çekerken, Husilerin Yemen içerisindeki ihlalleri ateşkesin zayıf noktasını oluşturuyor.

Ateşkesi ihlalleri

Bağımsız Yemenli kuruluşlara göre, ateşkesin başladığı 2 Nisan tarihinden temmuz ayının sonuna kadar ateşkesin 1700 kez ihlal edildiği belirlenirken, bu ihlallerin 1578’inin Husilerden geldiği öne sürüldü.

Yemen hükümetinin ve koalisyonun Yemen sınırları içerisindeki birliklerine yönelik saldırılar düzenleyen Husiler, Yemen sınırları dışına herhangi bir saldırıda bulunmadı.

Yemen hükümetini yöneten Başkanlık Konseyi’nin dört aydır ateşkesin bozulmaması için tavizler verdiğini düşünen uzmanlar, bunlardan en önemlisinin Husilere Yemen adına pasaport çıkartma yetkisinin verilmesi olduğu kanısında.

Ateşkesle Husilerin kontrolündeki Hudeyde limanına petrol ürünlerinin gelmesine izin verilmesiyle, Husi milislerinin savaş harcamaları için gelir kazanmaları da sağlanıyor.

Hükümetin ise bu tavizleri 2015 yılından bu yana abluka altında kalan ve 3 milyon Yemenlinin yaşadığı Taiz’de durumun iyileştirilmesi için yaptığı biliniyor.

Ateşkesin şartlarına aykırı olarak Taiz’e giden ana yolları açmayan Husi milisleri, büyük tırlar için uygun olmayan dar yollardan bölgeye geçişe izin veriyor.

Yemen’deki iç savaş ve 2. kez uzatılan ateşkes

Yemen’deki İran destekli Husiler, Eylül 2014’ten bu yana başkent Sana ve bazı bölgelerin denetimini elinde bulunduruyor.

ABD’nin desteklediği Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri ise Mart 2015’ten itibaren Husilere karşı Yemen hükümetine destek veriyor.

BM Yemen Özel Temsilcisi Grundberg, Yemen hükümeti ve Husilerin 2 Nisan’da yerel saatle 19.00’dan itibaren hava, kara ve deniz operasyonlarını 2 ay boyunca durdurmayı kabul ettiğini duyurmuştu.

Grundberg, 2 Haziran’da ateşkesin sona ermesine saatler kala, ülkedeki çatışan taraflarının 2 ay süreyle daha ateşkesi uzatma konusunda anlaştığını açıklamıştı.

Ülkede yıllardır süren çatışmalarda yaklaşık 377 bin kişi yaşamını yitirdi. Dünyanın en fakir ülkeleri arasında yer alan Yemen’de iç savaş nedeniyle büyüyen insani kriz ise korkunç boyutlara ulaştı.

Şebve vilayetindeki çatışmalarda 6 kişi hayatını kaybetti

Yemen’in güneydoğusundaki stratejik öneme sahip Şebve vilayetinin merkezi Atak kentinde hükümete bağlı Yemen ordusu ve Güney Geçiş Konseyi (GGK) arasında yaşanan çatışmalarda son 24 saatte 6 sivilin hayatını kaybettiği bildirildi.

Şebve’deki yerel makamlarda görev yapan bir kaynak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, vilayetteki çatışmaların aralıklı olarak devam ettiğini, gerginliğin hala had safhada olduğunu söyledi.

Yapılan açıklamada Şebve’nin askeri olarak ikiye bölündüğü belirtilirken, taraflar askeri olarak hakim oldukları noktalarda şehrin bazı kısımlarını kontrol ediyor.

Son 24 saat içinde 6 sivilin hayatını kaybettiği ifade edilirken, çatışmalarda can kayıplarına ilişkin hükümetten ve GGK’den resmi açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre, 7 Ağustos’ta Şebve Valisi Avad bin el-Vezir’in, Özel Kuvvetler Komutanı Abdurabbu Laakeb’i görevden almasının ardından Atak’ta gerginlik başlamıştı.

Hükümete yanlısı silahlı güçler, Şebve polisi ve 30. Zırhlı Tugay’a bağlı güçler ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) destekli GGK yanlısı güçler arasında çatışmalar 8 Ağustos’ta patlak vermişti.

Yemen resmi ajansı SABA’nın haberine göre, Yemen Başkanlık Konseyi 9 Ağustos’ta, çatışmalar üzerine olağanüstü toplantı düzenlemişti.

Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, toplantıdan sonra bazı yeni atama kararları alındığını belirtmişti.

Tuğgeneral Adil Ali bin Ali Hadi’yi Şebve’deki 30. Zırhlı Tugay’ın ve Atak ekseninin komutanı olarak atayan Alimi, Albay Mehim Said Muhammed Nasır’ı da Özel Güvenlik Kuvvetleri Şebve Şubesi Komutanı olarak atamıştı. Bakanlar Kurulunun kararıyla da Tuğgeneral Fuad Muhammed Salim Al-Nessi, Şebve İl Polis Müdürü olarak atanmıştı.

Gerginliğin ardından çıkan 8 Ağustos’taki çatışmalarda iki taraftan toplam 4’ü sivil 19 kişi hayatını kaybederken, yaralıların sayısı konusunda bilgi verilmemişti.

Stratejik konuma ve petrol kaynaklarına sahip Şebve, Yemen’in güneyinde yer alıyor. Batısında El-Beyda ile Ebyen’in yer aldığı Şebve, doğuda ekonomik ve stratejik öneme sahip Hadramevt; güneyde Umman Denizi, kuzeyde ise Hadramevt ve Marib ile çevrelenmiş durumda.

Şebve vilayeti, merkezi Atak olmak üzere 17 kentten oluşuyor. Yaklaşık 45 bin kilometrekare alana sahip Şebve, ülkedeki en büyük üçüncü il konumunda.

Şebve ayrıca ülkede petrol ve doğal gazın bulunduğu en önemli alanlardan biri. Yemen’deki en büyük doğal gaz sıvılaştırma şirketinin yer aldığı Şebve, ayrıca birkaç petrol sahasını (bu sahalar, halihazırda günde 8 bin varil petrol üretiyor) içeriyor.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *