Fas ile İsrail ‘normalleşmesi’nin hedefi Afrika mı?

Fas ile İsrail ‘normalleşmesi’nin hedefi Afrika mı?

Siyonist işgalci İsrail ile Fas arasındaki normalleşme süreci son zamanlarda artan karşılıklı ziyaretlerle ivme kazanırken, ABD ara buluculuğunda varılan ilişkilerin normalleştirilmesi anlaşmasında asıl hedefin Afrika olduğu söyleniyor.

Fas ile İsrail arasında 2020’de imzalan normalleşme anlaşması sonrası özellikle son dönemde ilişkileri daha ileri seviyeye taşımaya yönelik adımların hız kazandığı görülüyor.

İsrailli yetkililerin Rabat ziyaretleri, burada çeşitli düzeylerde Faslı bakanlar ve yetkililerle gerçekleştirdikleri görüşmeler normalleşme sürecinin ivme kazandığını teyit eder nitelikte.

Ancak İsrailli bakanların ve yetkililerin Fas’a gerçekleştirdikleri ziyaretlerin amacı ve geleceğe yönelik beklentilerinin ne olduğu zihinlerde soru işareti oluşturuyor.

İki ülke arasındaki normalleşme sürecine ilişkin, bazı uzmanlar son dönemde kaydedilen ivmeye dikkati çekerken bazıları ise ilişkilerin daha önceki anlaşmalara göre normal seyrinde ilerlediğini düşünüyor.

Yoğunlaşan ziyaretler ve görüşmeler

Fas, temmuz ayında İsrailli iki bakanın eş zamanlı ziyaretine sahne oldu.

İsrail Adalet Bakanı Gideon Sa’ar, Faslı mevkidaşı Abdullatif Vehbi ile adalet bakanlıkları arasında iş birliğine yönelik mutabakat zaptı imzaladı.

Faslı üst düzey yetkililerle bir araya gelen Sa’ar, bu kapsamda Bütçeden Sorumlu Bakan Fevzi Lakca’yla gerçekleştirdiği görüşmede, iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari iş birliğini güçlendirmenin yollarını ele aldı.

İsrail Bölgesel İş Birliği Bakanı Issawi Frej de Faslı yetkililerle belediye işlerinde iş birliğini geliştirmenin yolları üzerine görüşmelerde bulunan heyete başkanlık etti.

İsrail Genelkurmay Başkanı Aviv Kohavi de 18 Temmuz’da Rabat’ı ziyaret ederek Faslı üst düzey askeri yetkililerle bir araya geldi.

Görüşmelerde, İsrail ve Fas Savunma Bakanlıkları arasında savunma alanındaki ikili iş birliğinin güçlendirilmesi konusu ele alındı.

Pek çok alanda imzalanan anlaşmalar

İki ülke arasındaki ilişkilerin hızlanan bu temposu, güvenlik, ekonomi, ticaret, turizm, bilimsel araştırma, sağlık, kültür ve hatta spor alanında iş birliğini geliştirmeye yönelik anlaşmalar ve mutabakat zaptlarıyla sonuçlandı.

Bu adımlar, iki ülkenin, normalleşme nedeniyle ortaya konan tepkiler karşısında herhangi bir sıkılganlık göstermeksizin normal siyasi ilişkilere doğru hızla ilerlediğinin kanıtı.

“Fas’ın iradesi olmadan bu ilişkilerin var olması mümkün değildir”

Taza Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü İsmail Hammudi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Rabat ile Tel Aviv arasında hızla ilerleyen normalleşmenin Arap ortak tarafından kontrol edildiğini belirterek, “Fas’ın iradesi olmadan bu ilişkilerin var olması mümkün değildir. Dolayısıyla bu dinamiği kontrol eden Fas’tır.” dedi.

İsrail’le normalleşme süreçlerini hızlandırmayı veya yavaşlatmayı kontrol eden tarafın Rabat olduğunu kaydeden Hammudi, dolayısıyla İsraillilerin Fas’a gerçekleştirdiği ziyaretlerin de Rabat hükümetinden gelen davetlerle gerçekleştiğini ifade etti.

Fas makamlarının İsrail’le ilişkilerine önem verdiğine dikkati çeken Hammudi, “İsrail Genelkurmay Başkanı’nın Rabat’a ziyareti, bunun en açık kanıtıdır.” dedi.

“ABD’nin desteğiyle iki ülke arasındaki normalleşmenin hedefi Afrika”

İsrail-Fas ilişkilerinde gelinen durumu normalleşmenin ötesinde “müttefiklik” olarak nitelendiren Hammudi, “Fas ve İsrail arasındaki ilişkiler ABD’nin himayesinde ekonomik ve askeri ittifaka doğru ilerliyor. Hatta bu ittifakın ikiliden öte çok taraflı ilişkilere dönüşebileceği bekleniyor.” ifadelerini kullandı.

İsrail Bölgesel İşbirliği Bakanı’nın Rabat ziyaretinin, Fas-İsrail-ABD iş birliğinin Afrika başta olmak üzere dışarıya taşınmasının işareti olduğunu savunan Hammudi, “ABD’nin desteğiyle iki ülke arasındaki normalleşmenin hedefi Afrika. Bu da Fas’ın bölgesel konumunu güçlendirecektir.” diye konuştu.

Tel Aviv ile Arap ülkeleri arasında hızlanan normalleşmenin öncelikle İsrail’in çıkarına olduğunu söyleyen Hammudi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Fas ile İsrail arasındaki normalleşme, Rabat’ın barış müzakerelerini yeniden başlatma yönündeki taahhütlerine rağmen bugüne kadar Filistin davasında en ufak bir ilerlemeyi sağlamadı. Dolayısıyla Tel Aviv ile Rabat arasındaki ilişkiler İsraillilerin yararınadır.”

İsrail’in aynı zamanda Filistin’den bağımsız olarak Arap ülkeleriyle çok taraflı ilişkiler kurmayı tercih ettiğini dile getiren Hammudi, “İsrail, Filistin pahasına Araplarla ittifaklar kurmaya çabalıyor. Bu da Arap halkları tarafından kabul görmüyor.” dedi.

İki ülke ilişkilerinde yasal çerçeve oluşturulması

Tanca’daki Abdulmelik es-Saidi Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler Profesörü ve siyasi analist Muhammed el-Umrani Buhabze ise iki ülke arasındaki mevcut ilişkilerin daha önce üzerinde anlaşmaya varıldığı şekilde normal seyrinde devam ettiği değerlendirmesinde bulundu.

Ziyaretlerin yoğunluk kazanmasının “acele edildiği” ya da “normalleşme sürecinde koşar adım gidildiği” anlamını taşımadığını savunan Buhabze, şunları söyledi:

“Olan biteni, daha önce iki taraf arasında yapılan, uluslararası anlaşmalar ve sözleşmelerle yasal olarak kabul edilen uzlaşının çerçevesinin belirlenmesi ve kurumsallaştırılması olarak görüyorum.”

Buhabze, iki ülke arasındaki ilişkilerin kurumsallaşmaya, anlaşmalar ve mutabakat zaptlarıyla oluşturulacak yasal bir çerçeveye ihtiyacı olduğunu belirterek, şu andaki durumun da bundan ibaret olduğunu söyledi.

Fas sadece İsrail’le değil diğer ülkelerle de ilişkilerini genişletmeye çalışıyor

Uluslararası ilişkileri yöneten yeni verilerin olduğuna işaret eden Buhabze, Fas’ın, gerek toprak bütünlüğü gerekse diğer çıkarlarıyla ilgili çoklu çıkarlarına hizmet çerçevesinde uluslararası ve bölgesel arenada bir dayanağı olması gerektiğini ifade etti.

Buhabze, bu durumun Fas’ı uluslararası ilişkilerini genişletmeye sevk ettiğini kaydetti. Bu bağlamda, meselenin sadece İsrail olmadığını kaydeden Buhabze, Rabat’ın, örneğin Karayipler ve Latin Amerika ülkelerine açılmaya başladığını da dikkati çekti.

Fas’ın uluslararası düzeydeki konumunu yeniden düzenlemek için stratejisini değiştirdiğini belirten Buhabze, bunu da ülkenin ulusal isteklerini gerçekleştirmek için yaptığını aktardı.

Buhabze, “Rabat, normalleşme hızını kontrol ediyor ve yabancı ittifakların sınırlarını belirliyor.” dedi.

Fas’ın savunulması gereken çıkarları ve belirli bir vizyonu olduğunu, bunun da tek bir ülkeyle bağlantılı olmadığını ifade eden Buhabze, “Fas’ın ittifaklarını ve ortaklıklarını çeşitlendirmesinin nedeni bu. Bölgesel ve uluslararası alanları yeniden düzenlemek diplomatik hamleleri gerektiriyor.” diye konuştu.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *