Prof. Zorlu’dan ‘Kanaat önderliği’ yorumu

Prof. Zorlu’dan ‘Kanaat önderliği’ yorumu

Modern dönemde üretilen ve özellikle seçim dönemlerinde daha sıkça duyulmakta ol ‘kanaat önderliği’ kavramına, Habertürk yazarı Prof. Dr. Kürşad Zorlu bugünkü yazısında dikkat çekerek, “yaşadığımız toplumsal güvensizlik, bölünmüşlük ve hızla artan gerginlik karşısında bu başlık kayda değerdir” ifadesini kullandı.

Prof. Zorlu, kanaat önderliği nasıl tanımlanır, kanaat önderleri kimlerdir, nerede yaşamaktadırlar, ne zamanlarda hatırlanmaktadırlar sorularına yanıt aradığı yazısında, siyasallaşmanın ve parti aidiyetinin temel bir liyakat haline gelmesiyle, özgür ve misyonuna uygun kanaat önderi tipinin ortadan kalkmakta olduğuna dikkat çekti. Zorlu, buna karşılık, toplumun içsel dinamizmi ve dengesi için bu fotoğrafı iyi görmek ve gidermek için adımlar atmanın gerekli olduğuna vurgu yapıyor.

Prof. Kürşad Zorlu’nun “Türkiye’de kanaat önderliği ciddi bir eksiklik ve sorun haline gelmiştir!” başlığını taşıyan yazısı şöyle:

Tarihin eski dönemlerinden bu yana etkisini sürdüren sosyal konumlardan biri de kanaat önderliğidir.

Kanaat önderini belirleyen özellikler toplumdan topluma değişebilen hatta aynı ülkenin farklı bölgelerinde farklı özellikler içerebilmektedir. Açık ya da kapalı ilişkilerin hangisinin fazla olduğu, akrabalık, komşuluk ve grup dinamiği unsurlarının önemli sayılıp sayılmadığı gibi pek çok kültürel değişken kimin kanaat önderi görüleceğinde de belirleyicidir.

Bugün Türkiye’de gerçekten bu konuma sahip insanlar nerede ve nasıl yaşamaktadır?

Başta ekonomi olmak üzere toplumun sorunları karşısında bir kamusal işlev mi öne çıkmakta yoksa daha çok kendi çıkar alanlarıyla örülü bir illüzyon mu sergilenmektedir?

Etrafımızda aradığımız ya da ekranlarda gördüğümüz ve görüşlerine başvurmak istediğimiz farklı mesleklerdeki kişiler bu kavramla ne ölçüde ilişkilendirilebilir?

Bu konuyu gündeminize getirmekte gayem ise hem etrafımızdaki birtakım tehlikelere dikkat çekmek hem de misyonuna uygun bir kanaat önderi tipinin günümüz Türkiye’sinde ne durumda olduğunu irdeleyebilmektir.

Hele ki yaşadığımız toplumsal güvensizlik, bölünmüşlük ve hızla artan gerginlik karşısında bu başlık kayda değerdir.

Kanaat önderi kimdir?

“Etkili insan” diye de adlandırılan bu kişiler toplumsal problemlerle ilgili kanaatlerine başvurulan, basit ya da karmaşık meselelerde neler yapılması gerektiğinin sorulduğu ve oluşturdukları güven algısı ile yeri geldiğinde kişiler veya gruplar arasındaki husumetleri dindirebilen kritik bir konuma sahiptir. En azından kanat önderi denildiğinde beklenti bu yönde olmalıdır…

Bu özelliklere sahip kişiler çoğunlukla bulundukları mahalde kamusal temsilcilerin tespit ve görüşlerine itibar ettiği, hatta zaman zaman onların da çare olarak gördüğü konumda olabilirler.

Siyaset kurumu da bilerek ya da bilmeyerek kanaat önderleriyle (böyle olduğu düşünülen kişilerle) iletişim kurmak zorunluluğu taşımaktadır. Seçim dönemlerinde yoğunlaşan bu iletişim ile adeta tek tuşla çok sayıda insanın kanaatini ve tabii seçimdeki tercihini belirlemek imkanı da doğmaktadır.

Günümüzde siyaset-cemaatleşme olgusu da bu ilişkide yer edinebilmektedir. Siyasete etki etmek için toplumu etkilemek; toplumu etkilemek için de siyaseti araçsallaştırmak. Türkiye bu temel üzerinde yürüyen ilişkilerden çok çekmiştir ve hala da bu tehlikenin kıskacındadır.

Oysa bizim bu yazıda öykündüğümüz kanaat önderi tipi, bireysel ve çıkarsal gruplaşmadan uzak, daha çok formal ve görünür, belirli düzeyde de olsa şeffaf ve güvenilir bir zemin üzerinde yükselebilir.

Kanaat önderleri doğru ve zamanında bilginin yayılması, insanların doğru bilgi edinmesi ve kanaatlerinin oluşmasında etkili olabilmektedir.

Onlar aslında birer sosyal ağ düzeneğidir. Ağ düzeneği kuramına göre insanların ve örgütlerin etkileşimini sürekli kılabilecek ve ortaklaşmayı sağlayabilecek bir anahtar konuma sahiptirler.

Kimi zaman bir muhtar, kimi zaman eski bir siyasetçi, kimi zaman bir din görevlisi, kimi zaman bir avukat ve daha birçok meslekte kanaat önderlerine rastlanabilir.

Öte yandan yüz yüze ilişkilerin azalması, teknolojinin sosyal medyayı vazgeçilmez hale getirmesiyle birlikte bu mecrada yeni bir tür kanaat önderi ortaya çıkmıştır. Uyumlu içerikler ve uyumlu dünya görüşlerinin kendi içerisinde bir düzenek kurması hızlanmaktadır. Bu mecrada en önemli sorun, ortak kanaatlerin üretildiği bir kamusal alan olmaktan çıkıp insanların cepheler halinde kitleselleştiği bir karşıtlıklar merkezi haline gelmesidir. Bilhassa Twitter’da bu resmî fark edebilmek mümkündür.

Peki bugün yaşadığımız bölgede, yerel birimde bu özellikleriyle öne çıkmış kanaat önderleri var mı? Ve belki de daha önemlisi varsa bu misyonlarını yerine getirebiliyorlar mı?

Burada en büyük tehlike kanaat önderi etiketiyle insanların duygu ve düşünce dünyasının sömürülmesi, istismar edilmesidir. Özellikle bunu bir meslek haline getirebilen kimi yapılanmalar gerçek kanaat önderi tipini de anlamsızlaştırmaktadır.

Bununla birlikte siyasallaşmanın ve parti aidiyetinin temel bir liyakat haline gelmesiyle il ve ilçelerde özgür ve misyonuna uygun kanaat önderi tipi ortadan kalkmakta ya da örselenmektedir.

Bu sebeple toplumun içsel dinamizmi ve dengesi için bu fotoğrafı iyi görmek ve gidermek için adımlar atmak gereklidir. En büyük görev de elbette gerçek kanaat önderlerine ve farkındalığı yüksek vatandaşlara düşmektedir.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *