İtalya ile 9 anlaşma imzalandı

İtalya ile 9 anlaşma imzalandı

İtalya Başbakanı Draghi ile Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından düzenlenen ortak basın toplantısında, Draghi, “Güvenlik koridorunun açılması lazım. Bir grup çalışması gerekiyor ve BM şemsiyesi altında Türkiye burada merkezi bir rol oynamakta” dedi. Erdoğan da Türkiye-İtalya ilişkileri için, “Ekonomik ve ticari ilişkilerimiz hamdolsun her geçen gün gelişiyor” ifadesini kullandı.

Türkiye’ye resmi ziyarette bulunan İtalya Başbakanı Mario Draghi, Ankara’da ilk ziyareti Anıtkabir’e yaptı. Atatürk’ün mozolesine çelenk bırakıp saygı duruşunda bulunan Draghi, saygı duruşunun ardından beraberindeki heyetle hatıra fotoğrafı çektirdi. Anıtkabir Özel Defteri’ni de imzalayan Mario Draghi, deftere şunları yazdı:

“İtalya ve Türkiye, köklü bir dostluk bağıyla birbirine bağlı, ortak bir Akdeniz kimliğine sahip müttefik ülkelerdir. Bu kriz zamanlarında halklarımız arasındaki ilişkilerin daha da güçlenmesi temennisiyle.”

İtalya Başbakanına Anıtkabir ziyaretinde Türk Ticaret Bakanı Mehmet Muş eşlik etti.

Draghi Külliye’de resmi törenle karşılandı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmi ziyarette bulunan İtalya Başbakanı Mario Draghi’yi resmi törenle karşıladı. Draghi’nin bulunduğu makam aracını Cumhurbaşkanlığı önündeki caddede karşılayan süvariler, araca protokol kapısına kadar eşlik etti. Erdoğan, Draghi’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin ana giriş kapısında karşıladı.

Erdoğan ve Draghi’nin tören alanındaki yerlerini almalarının ardından, 21 pare top atışı eşliğinde iki devletin milli marşları çalındı. Draghi, Muhafız Alayı Tören Kıtası’nı “Merhaba asker” diyerek selamladı. Törende, tarihte kurulan 16 Türk devletini temsil eden bayraklar ve askerler de yer aldı. Erdoğan ve Draghi, merdivenlerde Türkiye ve İtalya bayrakları önünde tokalaşarak gazetecilere poz verdi.

Draghi: Türkiye’nin merkezi bir rolü var

Türkiye ile İtalya’nın dost ve müttefik devletler olduğunu belirten İtalya Başbakanı Draghi, uluslararası toplumun büyük sınamalarla karşı karşıya olduğunu ifade etti.

İtalya Başbakanı, Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaşa da değinerek, Türkiye ve İtalya’nın Kiev’e destek verdiğini dile getirdi. Türkiye ve İtalya’nın Ukrayna’daki savaşa müzakere bazlı çözüm için en ön sırada yer aldığını vurgulayan Draghi, her iki devletin, sürekliliği olan, istikrarlı ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in kabul edebileceği bir barış peşinde olduklarını kaydetti.

Ukrayna buğdayının ihracı hedefiyle Karadeniz’de tahıl koridoru oluşturulabilmesi için Türkiye’nin yürüttüğü arabuluculuk çalışmalarına değinen İtalya Başbakanı Draghi, “Türkiye’nin arabuluculuk çalışmaları için büyük takdirimizi ifade etmek istiyorum. Özellikle de tahıl ambargosunun kaldırılması yönünde bu çabaları çok takdire şayan. Gübrelerin de aynı şekilde serbest geçişinin olması lazım. Çünkü dünyanın en fakir ülkelerinde felaketlere yol açabilecek sınırlamalar. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM’nin üzerinde çalıştığı plandan söz etti. Türkiye’nin burada merkezi bir rolü var. Benim temennim Rusya’nın bu girişime imkân vermesi ve bu sonraki barış müzakerelerine bir açılış yapması” dedi.

Draghi, BM Genel Sekreteri Guterres’in Karadeniz’de tahıl koridoru oluşturulması için yaptığı plana ilişkin, şu ifadeleri kullandı: “Bu plan bir an önce harekete geçmek için çok cesaret vericiydi ama birçok koridorun açılması lazım. Güvenlik koridorunun açılması lazım. Bir grup çalışması gerekiyor ve BM şemsiyesi altında Türkiye burada merkezi bir rol oynamakta. Bu grup gemiler güvenlik içerisinde geçişini gerçekleştirmeli ve Rusların hücumuna uğramamalılar ve bunların (gemilerin) içerisinde de silah bulunmaması lazım, Rusların istediği de bu. Üç taraf (Ukrayna, BM, Türkiye) bu konuda hazırlar ve Kremlin’in katılımını bekliyorlar. Bu anlaşma son derece önemli. Daha genel bakış açısıyla da bir genel barışa ulaşmak açısından son derece önemli. Bu bir anlamda sonuca giden birinci adım olacak ve herkesi dâhil etmek durumunda. Dünyanın en fakir milyonlarca insanı için önemli, stratejik bir anlam ifade ediyor.”

Erdoğan: Stratejik ortağımız ve NATO müttefikimiz, dostumuz İtalya

Ortak basın toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İtalya Başbakanı Draghi ve heyetini Ankara’da misafir etmekten duyduğu memnuniyeti ifade etti.

İtalya’nın kuzey doğusunda bulunan Alp Dağları’nda pazar günü yaşanan buz kütlesi çökmesi sonucu ölenler için taziyelerini iletip yaralılara acil şifalar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen ay Toskana bölgesinde gerçekleşen ve 4 Türk vatandaşının hayatını kaybettiği helikopter kazası sonrasında İtalyan makamlarınca gösterilen iş birliği için de teşekkür etti.

“Bugün stratejik ortağımız ve NATO müttefikimiz, dostumuz İtalya ile 3. Hükûmetlerarası Zirve Toplantımızı icra ettik” diyen Erdoğan, 2008’den bu yana gerçekleştirdikleri Hükûmetlerarası Zirve Toplantıları’nın, ilişkilerin kapsamlı biçimde ele alındığı en üst düzey platformu teşkil ettiğini belirtti.

İş birliği imkânlarının geliştirilmesi üzerinde durduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İki Akdeniz ülkesi olarak hem bölgesel hem küresel konularda görüş alışverişinde bulunduk. Birçok alanda ilişkilerimizin kurumsallaşmasını pekiştirecek 9 anlaşmayı imzaladık. Ekonomik ve ticari ilişkilerimiz hamdolsun her geçen gün gelişiyor. Salgına rağmen ticaret hacmimiz geçen sene yüzde 34’lük artışla rekor seviye olan 23 milyar doların üstüne çıktı. İkili ticaretimizin bir özelliği de dengeli olmasıdır. Mevcut rakamlar bu sene 25 milyar doların eşiğini rahatlıkla aşacağımızı gösteriyor” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-İtalya Ekonomi ve Ticaret Ortak Komitesi’nin üçüncü toplantısını ve iş forumunu sene içerisinde düzenlemenin bu açıdan yararlı olacağı konusunda da mutabık olduklarını dile getirerek, “Şirketlerimizi, iş birliklerini arttırmaları ve karşılıklı yatırımlarda bulunmaları yönünde teşvik etmeye devam edeceğiz” ifadesini kullandı.

İtalya ile tesis ettikleri askeri savunma ilişkileri ve savunma sanayii iş birliğinin ayrı bir ehemmiyet taşıdığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu alandaki ilişkilerimizi daha da derinleştirmenin, müşterek menfaatimize olduğu noktasında hemfikiriz. Gündemimizde terörle mücadele de iş birliği olarak ayrıca önemli bir yer tutuyor. Bu kapsamda İtalya’dan beklentilerimizi kıymetli dostumla ikili görüşmede paylaştım. Sayın Başbakan’la göçün idaresi ve yasa dışı göçle mücadele konularını da ele aldık. Bu alandaki iş birliğimizi istişareler ve ortak projelerle güçlendirmek istiyoruz.”

İki ülke halkları arasındaki yakın ilişkilerin pekiştirilmesini teminen eğitim ve kültür alanında atılabilecek adımları görüştüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların içerisinde en önemlilerinden bir tanesi de Türk-İtalya Üniversitesinin kurulması girişimidir” dedi.

İtalya Başbakan Draghi ile Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerini de değerlendirdiklerini aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İtalya’nın bu ilişkilerin geliştirilmesine yönelik desteği için kendilerine teşekkür ettim. Bölgemizdeki gelişmeler Türkiye’nin, Birlik için pek çok alanda ne denli önemli olduğu gerçeğini somut şekilde bir kez daha ortaya koymuştur. Esas olan bu aşamada Türkiye’nin üyelik perspektifinin güçlendirilmesidir. İtalya, Türkiye’nin üyeliğinin Avrupa Birliği’ne sağlayacağı katma değerin bilincindedir. Bu desteğin güçlenerek devam edeceğine inanıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirve vesilesiyle Ukrayna krizini de ayrıntılı biçimde ele aldıklarını belirterek, şunları kaydetti: “Rusya ile Ukrayna arasındaki müzakere sürecine geri dönülmesi ve Ukrayna tahılının Karadeniz’den ihracına yönelik Birleşmiş Milletler planı hakkında görüş alışverişinde bulunduk. Zirve vesilesiyle Sayın Başbakanla ayrıca Libya başta olmak üzere diğer bölgesel meseleler hakkında da görüş alışverişinde bulunduk. İtalya, enerji alanında önemli bir ortağımızdır. Görüşmelerimizde Karadeniz’deki Sakarya Gaz Sahası’nda denizaltı boru döşemesindeki iş birliğimiz dâhil, enerji güvenliğine dair ortak proje ve çıkarlara ve değindik.”

Gazetecilerin soruları

Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Erdoğan, bir gazetecinin, “Her ikiniz de tahıl sorunundan söz ettiniz, ihracat konusu Türkler tarafından ele alındı. Ancak ilk somut adımın atılması için eksik olan nedir? Sayın Erdoğan bu konuda Putin ile mi görüşmek durumunda?” sorusuna, özellikle Karadeniz koridorunun çok büyük önem ifade ettiğini söyledi.

Konuyla ilgili gerek Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin gerek Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin de yaklaşımlarının önem arz ettiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: “Görüşmelerimizi devam ettiriyoruz zira bu tahılın ama buğdaydı ama arpaydı ama ayçiçeği yağıydı bunların dünyaya ulaşımı söz konusu. Örneğin bizim şu anda bu konularda sıkıntımız yok fakat dünyada sıkıntı var. Özellikle Afrika’da ciddi sıkıntı söz konusu ve bizler bu konuda her iki lidere de aracı olmaya ve bunu Birleşmiş Milletler çatısı altında Sayın Guterres ile de görüşmek suretiyle devam ettirelim istiyoruz. Bir hafta 10 gün içerisinde bu görüşmelerimizi yoğunlaştırıp neticeye ulaşmaya çalışacağız.”

Bir gazetecinin SAMP-T hava savunma sistemi konusunun gündeme gelip gelmediğine ilişkin soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan, SAMP-T’nin İtalya, Fransa ve Türkiye arasında büyük önem arz ettiğini vurguladığını ifade etti.

En son NATO zirvesinde de yine Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile konuyu etraflıca ele aldıklarını anlatan Erdoğan, şunları söyledi: “Kendileri de ‘ben de Sayın Draghi ile bu konuyu görüşeceğim’ dediler. ‘Sayın Draghi’nin Türkiye ziyareti olacak ben de görüşeceğim’ dedim ve bugünkü ikili görüşmemizde de konuyu tekrar ele aldık. Savunma bakanlarımız yine aynı şekilde ele aldılar ve bir an önce SAMP-T konusunda artık imza safhasına gelelim istiyoruz. İmzaları atalım istiyoruz çünkü bizim savunma sistemlerimiz için de bu büyük önem arz ediyor. Bu konuda zaten Sayın Başbakanla mutabakatımız tam, herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Aynı şekilde Macron ile de mutabakatımız bu konuda var. Temennim o ki bir an önce imzaları atıp yola devam edelim.”

Erdoğan, bir gazetecinin son dönemde düzensiz göçmenlerin Yunanistan’ın uyguladığı baskı ve geri itme politikası nedeniyle deniz yoluyla Avrupa’ya geçiş rotalarını İtalya’ya çevirmesi konusunun bugünkü görüşmede gündeme gelip gelmediğine ilişkin sorusunu şu şekilde cevapladı: “Özellikle bu konuda geri itme çabalarında maalesef Yunanistan artık Avrupa’dan öte İtalya için tehlike arz etmeye başladı. Bu geri itmelerde bütün bu düzensiz göçteki o insanlar artık İtalya’ya doğru sığınmaya çalışıyor. Biz aynı şekilde bu geri itmelerde elimizden gelen bütün gayreti göstererek bu insanları denizlerden topluyoruz. Denizlerden toplamak suretiyle kurtarmaya çalışıyoruz. Ama aynı sıkıntı İtalya’nın da başında var.”

Zirve Oturumunun ardından ortak bildiri

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Türkiye-İtalya 3. Hükümetlerarası Zirve’sinin ardından ortak bildiri yayımlandı.

Türkiye ve İtalya’nın, Avrupa’da ve Akdeniz bölgesinde tarih boyunca ortak değerler, ilkeler ve hedefler etrafında birleştiği belirtilen bildiride, bu kayda değer sağlam temelin, iki ülkenin her alanda iş birliğini geliştirmelerini temin ettiği vurgulandı.

Bölgesel ve uluslararası konularda birbirleriyle yakın iş birliği ve eşgüdüme sahip iki NATO müttefiki ve G20 ortakları olarak Türkiye ve İtalya’nın, Avrupa ve ötesinde uluslararası barış ve istikrara önemli katkılarda bulundukları ifade edilen bildiride, 3’üncü zirvenin, Ukrayna-Rusya savaşı, gıda ve enerji güvensizliği, Kovid-19 salgını sonrası normalleşme süreci, düzensiz göç ve iklim değişikliğinin yanı sıra birbiriyle uyumlu mukabele ve acil insani müdahale gerektiren doğal afetler gibi bölgesel ve küresel ölçekte önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemde toplandığı belirtildi.

Bildiride, “Bu arka plan temelinde, 3’üncü zirve, iki ülkeye her alanda ikili ve çok taraflı iş birliğini gözden geçirme ve ilgili kamu kurumlarının, parlamentolarının, iş dünyasının, akademinin, araştırma merkezlerinin ve sivil toplumun aktif katılımıyla bu iş birliğini daha da geliştirmenin yollarını ve araçlarını gözden geçirme fırsatını vermiştir. Bu vesileyle taraflar, açık ve samimi diyaloğu sürdürme konusundaki ortak arzularını yinelemiş ve gelecekteki iş birliğine yönelik irade ve kararlılıklarını teyit etmişlerdir. Taraflar, Hükümetlerarası Zirve’yi muntazaman tertip etmeyi ve bir sonraki zirveyi İtalya’da düzenlemeyi kararlaştırmışlardır.” ifadelerine yer verildi.

Ekonomi ve Ticaret

Tarafların, ekonomi ve ticaret konusunda daha yakın diyaloğu sürdürme ve bu alandaki gelişmenin güçlendirilmesine yönelik ortak yaklaşımları tanımlama ve uygulama konusundaki kararlılıklarını vurguladıkları aktarılan bildiri, şöyle devam etti:

“Kovid-19 salgınına rağmen, 2021 yılında ikili ticaret hacminin tarihi bir rekorla hızlı ve güçlü bir şekilde toparlanmasını memnuniyetle karşılayan taraflar, bu büyüme eğilimini sürdürmek ve 30 milyar dolarlık ikili ticaret hacmi hedefine ulaşmak için birlikte çalışma konusundaki ortak iradelerini, karşılıklı ticareti ve ilgili pazarlara erişimi daha da teşvik etmek ve kolaylaştırmak suretiyle gerçekleştireceklerini teyit etmişlerdir. Bu bağlamda taraflar, Ortak Ekonomi ve Ticaret Komisyonu (ETOK) Toplantısının ve İş Forumu’nun 2022 yılının son çeyreğinde düzenlenmesinde mutabık kalmışlardır.”

Tarafların, iki ülke arasındaki doğrudan yatırımların ekonomik ilişkilerinin önemli bir boyutunu oluşturduğuna inandığı belirtilen bildiride, bu nedenle karşılıklı doğrudan yatırım seviyesini artırmak için Türk ve İtalyan yatırımcıları daha fazla teşvik etmeye karar verildiği vurgulandı.

Ulaştırma ve Türkiye AB ilişkileri

Tarafların, ticari ilişkilerin geliştirilmesinde karayolu taşımacılığının önemini göz önünde bulundurarak, bu sektördeki paydaşların mevcut ihtiyaçlarını karşılamak için Kara Ulaştırması Karma Komisyon Toplantısının uygun olan en yakın zamanda yapılması gerekliliğini teyit ettikleri aktarıldı.

Tarafların, Türkiye-AB ilişkilerinin, Türkiye’nin katılım perspektifi ve Türkiye’nin tüm Avrupa kıtasının istikrar ve refahına olası katkısı temelinde, daha fazla geliştirilmesinin öneminin altını çizdikleri belirtilen bildiride, şunlar kaydedildi:

“Taraflar, Gümrük Birliği’nin uygulanmasındaki mevcut sorunların giderilmesi ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi müzakerelerine başlanması dahil, her seviyede ve geniş konu yelpazesinde diyaloğu artırarak Türkiye’nin AB perspektifinin güçlendirilmesi amacıyla Türkiye-AB ilişkilerinin tüm boyutlarının geliştirilmesine yönelik gelecekteki olası adımların araştırılması konusunda mutabık kalmışlardır. Taraflar ayrıca, Türkiye-AB vize serbestisi diyaloğu, göç iş birliğinin yenilenmesi, terörle mücadele iş birliğinin güçlendirilmesi ve katılım öncesi fonlar (IPA) ve çeşitli AB programları/mekanizmaları kapsamındaki mevcut iş birliğinin derinleştirilmesi gibi önemli alanlarda somut sonuçlar elde etmek için çabalarını koordine etmek konusunda mutabık kalmışlardır.”

Savunma alanı

“NATO Madrid Zirvesi’nde alınan kararlar ve yeni stratejik konsept çerçevesinde taraflar, terörle mücadele başta olmak üzere özellikle güneyden kaynaklanan tehditler ve sınamalar gibi konulara ilişkin olarak 360 derece yaklaşımı temelinde iş birliğini güçlendirme konusundaki kararlılıklarını vurgulamışlardır.” ifadesinin kullanıldığı bildiride, tarafların, uzun süredir devam eden iş birlikleri temelinde NATO-AB Stratejik ortaklığının güçlendirilmesinin önemini ve AB üyesi olmayan müttefiklerin ve bu bağlamda Türkiye’nin AB savunma çabalarına tam katılımının bu ortaklığın gelişmesi için gerekli olduğunu teyit ettikleri kaydedildi.

Bildiride, şu ifadelere yer verildi:

“Türk ve İtalyan savunma sanayii şirketlerinin son yıllarda başarıyla sonuçlandırdıkları ortak projelere ve bu iş birliğini ilerletmeye yönelik siyasi iradeye değinen taraflar, savunma sanayiinin hem mevcut hem de gelecekteki ilişkileri açısından kilit bir rol oynadığını teyit etmişlerdir. Bu çerçevede taraflar, ‘Savunma Sanayii Alanında Gizlilik Dereceli Bilgilerin Karşılıklı Korunmasına İlişkin Anlaşma’nın imzalanmasını memnuniyetle karşılamışlardır. Bildiride taraflar aşağıdaki amaçlarla, Ortak Güvenlik Stratejik İş birliği Komitesi’nin (JSSCC) oluşturulmasına yönelik olarak polis güçleri arasındaki iş birliğini güçlendirme iradeleri hususunda mutabık kalmışladır.

Her iki ülkenin güvenliğine yönelik tehditleri ve ortak sınamaları belirlemek ve değerlendirmek, toplumlarının güvenliğini garanti altına almak için ortak girişimleri ve eylemleri tanımlayarak, stratejik iş birliğini güçlendirmenin gerekli olduğu alanları belirlemek, terörizm ve siber suçlar da dahil olmak üzere en ağır suç biçimlerini önlemek için yöntem, iyi uygulama ve uzmanlık teatisini teşvik etmek, kamu düzeni ve güvenliğini etkileyebilecek kritik durumları da göz önünde bulundurarak, polis güçleri arasındaki iş birliğini geliştirmek için yararlı olabilecek diğer faaliyetleri değerlendirmek.”

Tarafların 1951 tarihli Kültür Anlaşması temelinde sürdürülen kültür, eğitim, bilim, gençlik, spor ve arşiv alanlarındaki mevcut iş birliğini daha da ilerletme ve güçlendirme konusundaki kararlılıklarını teyit ettikleri belirtilen bildiride, tarafların turizmin halklar arasındaki etkileşimin canlanması üzerindeki etkisini dikkate alarak teşvik ve tanıtım faaliyetlerini destekleme iradelerini yineledikleri ifade edildi.

Terörle mücadele, iklim ve çevre

Bildiride tarafların, terörün her biçim ve tezahürüne karşı etkin mücadele hedefi doğrultusunda iş birliği iradelerini ifade ettikleri bildirildi.

Paris Anlaşması’na üye ve G20’deki ortaklar olarak tarafların, 1,5 derecelik artış hedefi için karbon tarafsızlığı veya net sıfır sera gazı emisyonlarını yüzyılın ortasına kadar veya bu dönem civarında sağlamak amacıyla çevre koruma ve iklim eylemi alanında iş birliğini artırma taahhütlerini teyit ettikleri açıklanan bildiride, şunlar kaydedildi:

“Taraflar, ‘Güney Gaz Koridoru’nda ortaklar olarak enerji çeşitlendirmesi konusundaki sağlam iş birliğini kıymetlendirmişler ve enerjinin kapsayıcı değerini Akdeniz’de de ortak büyüme, güvenlik ve refah faktörü olarak kabul ederek iş birliklerini ilerletme konusundaki kararlılıklarını yinelemişlerdir. Bu nedenle taraflar, arz güvenliğini ve çeşitlendirmeyi sağlamak için enerji alanında devam eden iş birliğini ilerletme konusundaki kararlılıklarını yinelemişlerdir. Temiz enerjiye geçişe, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve altyapıları, hidrojenin yanı sıra gaz sektörünün de dahil edilmesinin önemini vurgulamışlardır.”

Ukrayna-Rusya Savaşı

Bildiride, tarafların, Rusya Federasyonu’nun Ukrayna’ya karşı yürüttüğü haksız ve hukuksuz savaş karşısında Ukrayna ile dayanışmalarını ve Ukrayna’nın bağımsızlığına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne verdikleri desteği ifade ettikleri belirtilerek, “Ukrayna’ya barışın en kısa sürede getirilmesine yönelik çabalarını sürdürme iradelerini yinelemişlerdir.” vurgusu yapıldı.

Bildiride, şu ifadelere yer verildi:

“Taraflar, Ukrayna’dan tahıl ihracatının önündeki engelleri kaldırmak için acil önlemler alınması gerektiğini vurgulayarak, benzer insani konularda BM ve ilgili diğer kuruluşlarla birlikte çalışma konusundaki kararlılıklarını yinelemişlerdir. Taraflar, eşgüdüm ve iş birliklerini artırarak küresel gıda güvenliğine yönelik girişimlere katkıda bulunmayı sürdüreceklerini teyit etmişlerdir. Taraflar, Türkiye’nin İtalya öncülüğünde 8 Haziran 2022 tarihinde Roma’da başarıyla gerçekleştirilen Gıda Güvenliği Krizine İlişkin Akdeniz Bakanlar Diyaloğu eşbaşkanlığının bu yöndeki çabalar bağlamında olumlu bir adım teşkil ettiğini vurgulamışlardır.

Taraflar, bölgesel ve uluslararası barış, güvenlik ve istikrara katkıda bulunmak amacıyla düzenli stratejik diyaloğu sürdürme konusundaki kararlılıklarını ve merkezinde Birleşmiş Milletler’in (BM) bulunduğu çok taraflılığa olan bağlılıklarını bir kez daha teyit etmişlerdir. Bu bağlamda taraflar, BM’nin reforma tabi tutulması dahil BM bünyesinde devam eden ikili iş birliğinden duydukları memnuniyeti dile getirmişler ve BM sisteminin barış ve güvenlik, kalkınma ve insan hakları olmak üzere üç ayağını korumayı taahhüt etmişlerdir.”

Düzensiz göç

Tarafların, Doğu ve Orta Akdeniz göç yolları da dahil olmak üzere son zamanlarda ortaya çıkan göç eğilimlerini ele aldıkları belirtilen bildiride, ayrıca düzensiz göçle mücadelede, Türkiye-AB 18 Mart 2016 Bildirisi’nin uygulanması da dahil olmak üzere uluslararası iş birliğinin önemini vurguladıkları ifade edildi.

Bildiride taraflar, “Geri dönüşlerin, yeniden yerleşimlerin ve mali yardımın, iyi iş birliği ve adil yük paylaşımını sağlamak için bildirinin öngördüğü kilit araçlar olduğunu yinelemişlerdir, göç akımlarıyla ilgili düzenli istişarelerin başlatılması ve bu alandaki en iyi uygulamaların paylaşılması için İtalyan Göç Fonu’nun bir projesinin uygulanması konusunda mutabık kalmışlardır.” bilgisi verildi.

Doğu Akdeniz ve Libya

İki deniz kıyısı ülkesi olarak tarafların, artan enerji riskleri karşısında, Akdeniz’de seyrüsefer serbestisinin ve kapsayıcı bir iş birliğinin teşviki konusunda mutabık kaldıkları belirtilerek, “Taraflar, hakkaniyet temelinde bir çözüme ulaşmak amacıyla deniz sınırı ihtilaflarının, uluslararası hukuk temelinde mutabakata varılarak çözülmesinin önemini vurgulamışlardır. Taraflar, gerekli koşullar sağlandığı takdirde, Doğu Akdeniz konulu Çok Taraflı Konferansın gerçekleştirilmesinin bölgede kapsayıcı bir iş birliği mekanizması kurulması için bir fırsat olduğunu belirtmişlerdir.” değerlendirmesi yapıldı.

Bildiride Libya’ya ilişkin ise “Taraflar, ülkede şiddete veya daha büyük bölünmelere yol açabilecek tek taraflı eylemleri kesin olarak reddederek, Libya’nın egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve ulusal birliğine olan güçlü bağlılıklarını bir kez daha teyit etmiş; özgür, adil ve ülke çapında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin mümkün olan en kısa sürede sağlam bir yasal temelde yapılmasının önemini vurgulamışlardır. Libya’nın öncülüğü ve sahipliğinde, BM’nin kolaylaştırdığı siyasi sürece desteklerini yinelemişlerdir.” ifadeleri kullanıldı.

Tarafların Suriye’deki krizle ilgili derin endişelerini dile getirdiği ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı Kararı uyarınca, Suriye’de sürmekte olan çatışmaya siyasi çözüm bulmayı amaçlayan ve BM’nin kolaylaştırdığı siyasi sürece desteklerini yineledikleri ifade edilen bildiride, “Bu bağlamda taraflar, Suriye’deki grupları Anayasa Komitesi’nde anlamlı ve yapıcı müzakerelere katılmaya teşvik etmektedirler. Taraflar, BM Güvenlik Konseyi’nin 2585 sayılı Kararı uyarınca Suriye’deki insani krizin acilen ele alınması gerektiğinin altını çizmişler ve BM Güvenlik Konseyi üyelerine kararın yenilenmesi için çağrıda bulunmuşlardır. Taraflar ayrıca, mülteciler sorunu ve mültecilerin güvenli, gönüllü ve insan onuruna yakışır şekildeki geri dönüşleri de dahil olmak üzere Suriye krizinin tüm yönleriyle ilgili kapsamlı istişarelerine devam etme kararı almışlardır.” bilgisine yer verildi.

Tarafların düzenli ve üst düzeydeki ikili görüşmeleri sürdürme hususunda mutabık kaldıkları belirtilen bildiride, şunlar kaydedildi:

“Taraflar ayrıca ikili ve AB konularındaki düzenli toplantıları, Doğu Avrupa, Akdeniz Bölgesi, Orta Doğu, Balkanlar, Asya ve Afrika’daki ve diğer ilgili uluslararası meselelerdeki gelişmelere ilişkin ve bölgesel hususlardaki istişareleri sürdürmeye karar vermişlerdir. Taraflar, ilgili Dışişleri Bakanlıklarının Diplomasi Akademileri ve Stratejik Araştırma Merkezleri veya politika planlama birimleri arasındaki iş birliğini yoğunlaştırma konusunda anlaşmışlardır. Taraflar, iki ülkeyi ilgilendiren dış politika konularındaki kamu diplomasisinde iş birliğini güçlendirme ve stratejik iletişim yaklaşımlarını ele alma hususunda mutabık kalmışlardır. Zirve vesilesiyle 9 anlaşma imzalanmıştır. Taraflar, bu anlaşmaların imzalanmasının, halihazırda geniş kapsamlı bir anlaşma altyapısından yararlanan ikili ilişkilerini daha da geliştireceğine olan inançlarını vurgulamışlardır.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *