Başağa hükümetinin iktidarı üstlenme şansı var mı?

Başağa hükümetinin iktidarı üstlenme şansı var mı?

Fethi Başağa, göreve gelmesinin üzerinden 3 ay geçmesine rağmen halen görevini yerine getiremedi. Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe de, gerçek ve ciddi seçimlerin yapılması konusunda anlaşmaya varılırsa siyaset sahnesinden çekilmeye hazır olduğunu ifade etti. ABD’nin Trablus Büyükelçisi ile BM’nin ABD’li Libya temsilcisinin de taraflarla görüşmeleri sürüyor.

Fethi Başağa liderliğindeki Libya İstikrar Hükümeti karşısında işler, liderlerinin beklediğinden daha karmaşık hale geldi. Kulislerde yaşananlar da dahil sahada devam eden hareketlilik, özellikle de göreve başlamasının üzerinden yaklaşık 3 ay geçmiş olmasına rağmen henüz görevlerini yerine getirememiş olması dolayısıyla her pozisyonda farklı bir hal aldı.

Belirsizliklerle dolu bu durum ortasında çoğu Libyalı şu soruyu sormaya başladı: Başağa hükümetinin ülkede iktidarı üstlenme şansı sona mı erdi?

Bu soruyu gündeme getirenler, ‘geçen hafta ortalarında görevini başkentten yürütmek için ikinci kez Trablus’ta girme girişiminde başarısız olmasının ardından’ Başağa’nın oyunun birçok kartını kaybettiğine inanıyor. Sonuç olarak Başağa’nın önünde ‘Libyalıların nefret ettiği ve reddettiği bir durum olarak, hükümetini dayatmak için silah gücünü kullanmaktan’ başka seçeneği yok.

Başkent birkaç gün önce, Fethi Başağa’nın Trablus’a girme girişiminin ardından Abdulhamid Dibeybe liderliğindeki geçici Birlik Hükümeti’ne sadık güçler ile rakibi Başağa’yı destekleyen diğer güçler arasında silahlı çatışmalara tanık oldu. Daha sonra Başağa, Trablus’u terk etmek zorunda kalırken, ‘Libyalıların kanının dökülmesini önlemek’ için gitmek zorunda kaldığını gerekçe gösterdi. Ayrıca Başağa, hükümetinin ertesi gün Sirte’den çalışmalarına başlayacağını açıkladı. Ancak Libya’nın doğusundaki politikacılar, Başağa’nın henüz ‘bunu gerçekleştirmediğini’ belirtti.

Başağa, söz konusu dönemde düzenlediği bir basın toplantısında Trablus’a girişinin gerekçesine ilişkin şunları söylemişti:

“Hükümetin Temsilciler Meclisi tarafından onaylanmasından bu yana 81 gün bekledik. Sabır ve bilgelik kazandık. Batı bölgesindeki halkımızdan başkente girmemiz için büyük bir baskı vardı. Ama kazanana kadar barışçıl yollardan hedefimize doğru devam edeceğiz.”

Diğer yandan Abdullah es-Sini’nin eski hükümetinde Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı olan Hasan es-Sağir şu açıklamada bulundu:

“Başağa, bu ayın 18’inde Trablus’tan ayrıldıktan bir gün sonra bir videoda göründü. Görüntülerde, ertesi gün görevine Sirte’den başlayacağı taahhüdünde bulunuyordu. Ama bunu ne Sirte’den ne de başka bir şehirden gerçekleştiremedi. Bu konuşmanın üzerinden bir hafta geçti.”

Dibeybe hükümetinin muhaliflerinden Sağir şu soruları yöneltti:

“Parlamento veya hükümetteki ortakları bu adıma itiraz mı etti? Yoksa ABD’liler, Trablus’a girmesi için müzakere hattına mı girdi? Ya da Başağa’dan başka bir alternatif ve isim arayışlarına mı başlandı?”

Sağir’in konuşmasında dikkat çekici olan şey, Temsilciler Meclisi dışından Ulusal Ordu’yu (LUO) destekleyen çok çeşitli politikacıların görüşlerini yansıtmasıydı. Tamamı, ‘bir damla kan dökmeden Trablus’a girmeyi ve barışçıl bir şekilde iktidarı ele geçirmeyi vaat eden’ Başağa’nın performansından duyduğu memnuniyetsizliği dile getirirken hükümetinin başka bir kuruma paralel olmayacağını belirtiyor.

Dibeybe’nin ‘halk tarafından seçilen bir hükümete devredilene kadar’ iktidara bağlı kalması karşısında Başağa’nın Trablus’a ilk girme girişimi başarısız oldu. Kendisi, hükümetinin ilk toplantısını Trablus’un 750 km güneybatısında bulunan, ülkenin güneyindeki Sebha şehrinde yapmak zorunda kaldı.

Her iki hükümete de daima eleştiride bulunan Libyalı politikacı şunları söyledi:

“Başağa, destekçilerinin geniş baskısına maruz kalıyor. Bu nedenle 8. Kuvvet Tugayı (Navasi) koruması altında. Sonuçlarını hesap etmeden ikinci kez Trablus’a girmeye çalıştı. Dibeybe’nin arkasında sıralanan kuvvetlerin boyutunun farkında değildi. Bu yüzden Navasi, ona desteğini sürdürmeye devam etmedi.”

Başağa’nın ‘Dibeybe’yi çevreleyen silahlı grupların çoğunluğunu etkisiz hale getirmesi’ ve ‘ülkeyi etkileyebilecek büyük çaplı çatışmaların patlak vermesi’ dışında Trablus’a giremeyeceğini belirten politkacı sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şu an ABD’nin ve uluslararası arenanın yaklaşımında, cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin mümkün olan en kısa sürede yapılması için gerekli anayasal ortamın nasıl sağlanacağına odaklanılıyor.”

Temsilciler Meclisi, mart ayı başlarında Başağa’yı başbakan olarak atamıştı. Ancak Dibeybe, iktidardan vazgeçmeyi ve görevi Başağa’ya devretmeyi reddetti. Bu, her iki tarafın da silahlı gruplara başvurduğu, rakip iki hükümetin varlığına yol açtı.

Bu krizin yanı sıra Muhammed el-Menfi liderliğindeki Başkanlık Konseyi, göreve başladığından bu yana ortaya koyduğu ulusal uzlaşı projesini gerçekleştirme yolunda ilerliyor. Proje, Libya halkının isteklerini gerçekleştirmek için tüm tarafların katılımıyla seçimlerin yapılması yolunda yasal bir çerçeve oluşturarak, geçiş aşamalarını sona erdirmeyi amaçlıyor. Menfi, geçen salı günü Zintan şehrinin ileri gelenleriyle yaptığı görüşmede, ülkenin tanık olduğu krizi aşma konusunda ulusal uzlaşının önemine dikkat çekti.

Dibeybe istifa etmemekte ısrarlı

ABD’nin ve Birleşmiş Milletler’in (BM) Libya’da sükûnet ve istikrarı sürdürme çağrıları ile eş zamanlı olarak Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, tavrından vazgeçmeyeceğini ve istifa etmeyeceğini açıkladı. Dibeybe ayrıca, gerçek ve ciddi seçimlerin yapılması konusunda anlaşmaya varılırsa siyaset sahnesinden çekilmeye hazır olduğunu ifade etti.

Bu gelişmeler, 25 Mayıs’ta Libya Güvenlik İşlerinden Sorumlu İstihbarat Birimi Başkan Yardımcısı Mustafa Kaddur’u görevden almayı kabul etmediğini ifade eden Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ve Dibeybe arasında aleni bir anlaşmazlığın baş göstermesi sonrasında yaşandı. Menfi, Kaddur ile başkent Trablus’ta yaptığı görüşmede, görevden alma kararının Başkanlık Konseyi’nin yetkileri dahilinde olduğunu belirtti. Menfi, “İstihbarat Birimi’nin yayınladığı kararların medya aracılığıyla yayımlanması, yürürlükteki kanun ve yönetmeliklere aykırıdır” dedi.

Dibeybe’ye yakın isimlerden Hüseyin el-Aib, İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa’nın 17 Mayıs’ta başkent Trablus’a girişini kolaylaştırmasındaki rolü nedeniyle Kaddur’un görevden alındığını açıklamıştı. Başağa’nın Trablus’a girişi, iktidar için rekabet eden iki hükümete sadık güçler arasında askeri çatışmaların patlak vermesine yol açmıştı.

Öte yandan Dibeybe, seçimlere destek için düzenlediği istişare toplantısında Temsilciler Meclisi’ni ve Devlet Yüksek Konseyi’ni sahneden uzaklaşmaya çağırdı. Dibeybe, iki konseyi geçen yılın sonunda yapılması planlanan seçimlerin gerçekleşmesini engellemekle suçlayarak, gelecek ay hükümetinin yasal görev süresinin sona ermesinden sonra bile görevinde kalacağını söyledi. Abdulhamid Dibeybe, “Seçimlerle ilgili sorun, yürütme organında değildir. Kanunları yapan odur. 8 yıl önce görevi sona eren ve hala yürürlükte olan organlar var. Seçimlerin yapılmasını istemeyen kişilere rehin kalmak istemiyoruz” diyerek, “Gerçek seçimlerden sonra Başkanlık Konseyi veya hükümet değiştirilecek ve yeni meclisin ilk oturumunda iktidarı devredeceğiz” ifadelerini kullandı.

BM’nin Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams’ın Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi arasında Kahire’de anayasal kuralın yüzde 70’i hakkında yakın zamanda yapılan anlaşmaya ilişkin açıklamasıyla ilgili olarak ise Dibeybe, açıklamayı ‘komik’ olarak nitelendirdi. Mevcut siyasi organları seçimler yoluyla ortadan kaldırmak için tarihi fırsatların var olduğunu belirten Dibeybe, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin temelini oluşturacak olan genel seçimler için bir tarih belirlemek amacıyla hükümetinin, seçimlerin belirli tarihlere göre yapılması için bir girişim başlatmaya çalıştığını vurguladı. Abdulhamid Dibeybe, konuyla ilgili olarak “İnsanlar 10 yıldır uyuşturuluyor ve benim seçilmemi istiyorlar. Ama bu ilkeyi kesinlikle reddediyorum. Çünkü başka bir aşamaya geçmek istiyoruz; ama yeni yüzlerle” ifadelerini kullandı.

Dibeybe, anayasa taslağına yönelik referandumun ertelenmesinin nedenlerini de sorgularken, referandumun seçimlerin yapılmasına zemin oluşturabileceğini vurgulayarak, partilerin Temsilciler Meclisi’ndeki rolüne dikkati çekti ve ortaya koyulan eylemleri ‘önemli’, ama ‘eksik’ olarak nitelendirdi.

Abdulhamid Dibeybe, geçen salı günü ABD’nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland ile yaptığı görüşmede, hükümetinin ‘seçimleri uygulama, seçimler için gerekli tüm desteği sağlama ve hiçbir partinin bu görevi engellemesine izin vermeme’ arzusunu dile getirdi ve “Herhangi bir değişiklik, barışçıl ve yasal yollarla yapılmalıdır, silah gücü kullanımı ve bir oldubitti dayatması yoluyla değil” dedi.

Öte yandan Norland, ülkesinin anayasal bir temele ulaşmak ve ulusal seçimler düzenlemek için gösterilen tüm çabalara destek verdiğini söyledi. Büyükelçi, seçimlere yönelik baskının önemine, siyasi ve ekonomik önemleri nedeniyle hükümet ve Libya Merkez Bankası’nın hükümet harcamalarıyla ilgili programlarına övgüde bulundu. Aynı şekilde Norland, Dibeybe ile ‘Libya’da istikrar ve sükuneti korumayı, seçimlerin yapılması için tüm Libyalı paydaşlarla yapıcı bir şekilde çalışmayı, petrol gelirlerini koruma çabalarını desteklemeyi ve Libya halkının yararına yönelik harcamalarda şeffaf olmayı’ ele aldıklarını belirtti.

Söz konusu gelişmeyle eş zamanlı olarak İtalya merkezli ‘Nova’ ajansının haberine göre Halife Hafter liderliğinde ülkenin doğusundaki Libya Ulusal Ordusu’ndan (LUO) bir heyet, Fas’ın doğu ve batı bölgelerinden siyasi ve askeri liderler arasında yapılan bir başka toplantıda göründü. Heyette, iki oğlu Saddan ve Belkasım, batı bölgesindeki Trablus, Misrata ve ez-Zaviye şehirlerini temsil eden güvenlik ve askeri tugay liderleri de yer aldı. Hafter, söz konusu görüşmeyi takiben, İsviçre’deki ‘İnsani Diyalog Merkezi’ tarafından yakın zamanda düzenlenen bir gayri resmi toplantının ardından siyasi partilerin katılımıyla genişletilmiş bir tur düzenleneceğini belirtti.

Diğer taraftan BM Libya Özel Temsilcisi, geçen salı akşamı bir araya geldiği 5+5 Ortak Askeri Komite ile İspanya’nın Toledo şehrindeki BM misyonunun ‘Libya’nın silahsızlandırılması ve yeniden entegrasyon’ programına yönelik uluslararası destek konulu teknik çalıştayın oturum aralarında bu noktalar üzerinde uzlaşı sağlandığını açıkladı. Williams, bu noktaların ‘barışı inşa etmenin önemli bir aracı’ olduğunu söyledi.

(Şarku’l Avsat)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *