Kadın tiyatro grubu: Sanatı ilahi olandan ayırmadan yapma kaygımız var

Kadın tiyatro grubu: Sanatı ilahi olandan ayırmadan yapma kaygımız var

İnegöl’de kurulan ‘İslam Kadın Sanat’ oluşumunda yer alan tiyatro gönüllüsü üniversiteli genç kadınlar, İslami değerlerden taviz vermeden, İslam ülkelerinde yaşamış yedi güçlü kadın öyküsünü tiyatroda icra etmeye hazırlanıyor.

Kadına ve Filistin’in zulmüne karşı bir haykırış “Aişe” adlı oyun, kadınların Kudüs’te toplanışı ve Mescid-i Aksa’ya sahip çıkışını da anlatıyor.

İslam Kadın Sanat kurucuları ve tiyatro sanatçısı gençler Sabah gazetesinden Fatma Damla Kayayerli’ye konuştu. İşte o grubun hikâyesi:

İslam Kadın Sanat, Bursa’nın İnegöl Müftülüğü Süleymaniye Kur’an Kursu bünyesinde kuruldu.

Sanatı ilahi olandan ayırmadan yapma kaygısı güden Dr. Filiz Orhan, Ayşe Can ve Elif Parlakoğlu üniversiteli gençleri bu topluluğa dâhil etti. Altı aylık atölyede sanata dair çeşitli eğitimler gören üniversiteli gençler, zorlu bir çalışmanın ardından ise tiyatro oyunu Aişe’yi ortaya çıkardı. Oyunun senaristliğini ve yönetmenliğini ise M. Raşit Can yaptı.

“CANIMIZLA KANIMIZLA SANA FEDAYIZ EY AKSA”

İslam ülkelerinde yaşamış yedi güçlü kadın öykülerinin bir araya getirildiği oyunda kadınların Kudüs’te toplanışı ve Mescid-i Aksa’ya sahip çıkışı da anlatılıyor.

Aişe oyunu afişinde “Canımızla kanımızla sana fedayız ey Aksa” denilen ve film haline getirilmesi planlanan oyunun 29 Mayıs’ta 5. Mevsim Kültür Sanat Merkezi, 11 Haziran’da Bursa Tayyare Kültür Merkezi olmak üzere çift gala olarak izleyiciyle buluşması planlanıyor.

Bir perdelik ve 45 dakikalık oyunun galası ardından oyunun Türkiye turnesiyle tiyatrosevere ulaşması hedefleniyor.

“FİLİSTİN’E VE KADINA ZULME KARŞI BİR OYUN!”

Hediye Nur Erdoğan (20, Ankara) Bursa Uludağ Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri 2. sınıf lisans öğrencisi

“Kariyer hayatıma veri bilimiyle sanat hayatıma tiyatro ile devam ediyorum. İslam Kadın Sanat projesinin asistanı ve oyuncusuyum. Tiyatro, yıllardır eğitimini almak istediğim ama aramayı bıraktığımda karşıma çıkan güzel bir mütesadif benim için. Oyunumuzda Meryem’i canlandırıyorum. Meryem uzun bir süre kocası tarafından şiddete uğrayan ve bir gece onu öldürmeye çalışan kocasını iterken yanlışlıkla öldüren masum bir kadın. Meryem sadece bir kişi değil, dünyada şiddet gören tüm kadınların bir yansıması. Bu projedeyim çünkü insanların bir cam parçasına değil sanatın aynasına bakarak; bedenleri yerine ruhlarını yargılamalarını istiyorum. Oyunumuzun adı Aişe. Bu adı bütün kadınları temsilen bir isim olması için seçtik. Oyunda Filistin, Afganistan, İran, Pakistan ve Türkiye’den yaşanmış olaylar sahneye uyarlandı. Altı hikâyenin bulunduğu bir oyun. Finali de Filistin’de yaşanan zulme dikkat çekmek ve farkındalık oluşturma gayesi güdüyor. Finali Filistin’deki zulme, oyunun tamamıysa kadına olan zulme karşı duruyor.”

“FİLİSTİN’DE OLAYLARLA HEMHAL OLABİLSİNLER DİYE…”

Esma Nur Bedir (21, İstanbul) Bursa Uludağ Üniversitesi İnegöl İşletme Fakültesi İşletme Bölümü 3. sınıf öğrencisi

“Günümüzde Filistin’de olan olayları, Miral karakteriyle canlandırarak onunla bir bütün oldum. Filistin’de yaşanan olayların bizzat içinde olan insanlara Miral’in çağrısının ses olacağını düşünüyorum. Canlandırdığım karakter tam bir direniş kızı ve böyle bir karakteri oynadığım için çok gururluyum. Umarım zulme direnen Miral günümüz gençlerine bir örnek olur ve onları harekete geçirir. Benim için tiyatro, toplumda gerçekleşen ama göz ardı edilen durumların ortaya çıkarılmasını sağlayan bir araçtır. Biz tiyatro aracılığıyla insanlara derdimizi aktarmaya çalışıyoruz bizi anlasınlar ve bu dertle hemhal olabilsinler diye…”

“SESSİZ KALAN MÜSLÜMANLARIN SESİNİN TİYATROYLA TEKRAR DUYULMASINI İSTİYORUM”

Ayşe Nur Doğan (19, Ağrı-Doğubeyazıt) Bursa Uludağ Üniversitesi İşletme Bölümü 1. sınıf öğrencisi

“Dünya üzerinde yaşananlara sessiz kalmayan ve sanatsal ruhumu tiyatronun ruhuyla birleştirmek isteyen bir genç kızım ve günün birinde bu guruptaki güzel insanlarla karşılaşmam bana tüm gerçekleri apaçık sundu. Bunu duyurmak için de ilmin temsilcisi olan Hz. Aişe annemizden esinlenerek bir rol oluşturduk ve onun, hocalarımın ve bu oyunun bana katıklarıyla bu sözleri dile getirmek istiyorum: Tiyatro saklanan gerçeklerin içini gören ve bunu bir ayna gibi bizlere yansıtan, hissettiren bir sanat eseridir. Tıpkı bu oyundaki amacımız gibi bunca zamandır sessiz kalınan, görülmesine duyulmasına rağmen saklanan gerçeklerin gün yüzüne çıkmasıdır. Bu yüzdendir ki İslam Kadın Sanat oyuncularından biri olarak sessiz kalan onca Müslümanın seslerinin tekrar duyulmasını istiyorum. Umuyorum ki sadece fark edilmekle kalmayız!”

“TÜRKİYE’DE BAŞÖRTÜ SORUNU YAŞAYAN KADINLARIN SESİ”

Elanur Türk (22, İstanbul) Bursa Uludağ Üniversitesi İşletme Fakültesi Uluslararası İşletmecilik ve Ticaret 3. sınıf öğrencisi

“İnsanların görmezden geldiği hayatları ve olayları, insana insanla anlatabileceğimiz bir yerdir tiyatro. Tiyatronun insanın içindeki ruhu, düşüncelerini ifade edeceği çok iyi bir platform olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden İslam Kadın Sanat’ta kendimizi çok iyi ifade etmemize olanak sağlayan bir oluşum… Oynadığım Elif karakterimin, Türkiye’de başörtü sorunu yaşayan kadınların sesi olacağım için çok mutluyum, umarım bu tiyatro oyunu insanların inanç ve tercihlerini özgür bir şekilde yaşayabilmesine katkıda bulunmak gibi nice güzel olaylara vesile olur.”

“GENÇLERE HAYALLERİNDEN VAZGEÇMEMEYİ AŞILAYAN BİR KARAKTER”

Ceylan Çakar (23, Muş-Malazgirt) Bursa Uludağ Üniversitesi İşletme Fakültesi 3. sınıf öğrencisi

“Benim için tiyatro insanların kendini daha kolay ve güzel ifade edebileceği bir alan. Ayrıca tiyatro kişisel gelişim için de faydalı bir araç. Bu yüzden olaylara farklı açılardan bakmayı öğretiyor. Böylelikle insanların birbiriyle empati kurabileceğine inanıyorum. Gerçek hayattan alınmış bir karakter olan Malala Yusufzai’yi canlandırmaktan onur duyuyorum. Eğitime canından daha çok önem veren Malala Yusufzai, kız çocukları için bir umut kaynağı oldu. Hâlâ okumaktan mahrum kalan diğer kızların da yoluna ışık tutacaktır. Malala’nın, gençlere hayallerinden vazgeçmemeyi aşılayan bir karakter olduğunu düşünüyorum ve kararlı duruşuyla kız çocuklarına büyük bir örnek.”

“RACHEL CORRIE’NİN HİKÂYESİNDEN ESİNLENEREK YAZDIĞIMIZ KARAKTERİ CANLANDIRIYORUM”

Merve Kahraman (21, Bolu) Bursa Uludağ Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri 2. sınıf öğrencisi

“İslam Kadın Sanat adlı projenin oyuncularındanım. Projede gerçek bir kahraman olan Amerikalı aktivist Rachel Corrie’nin hikâyesinden esinlenerek yazdığımız karakteri canlandırıyorum. Corrie, Yahudi asıllı olmasına rağmen Filistinli Müslümanların yanında durmuş ve buldozerlerin önünde direnirken iki kez ezilerek can vermişti. Bunun gibi hepimizin bildiği ya da hiç duymadığı hikâyeleri sahneye taşıdığımız bu oyunda yaşananları yalnızca duyurmak değil farkındalık yaratmak istiyorum.”

AFGANLI BİR KADININ YAŞAM HİKÂYESİ…

Zulaykha Mohajer (24, Afganistan) Bursa Uludağ Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri 2. sınıf öğrencisi

“Tiyatro benim için gerçeklerin sahneyle buluşup izleyenlerin zihnine aks etmesidir. Afganlı bir kadının yaşam hikâyesini canlandırıyorum. Bu oyunda Afganistan’da caminin önünde muska satan bir adama, bunun bidat olduğunu anlatmaya çalıştığı tartışmada, mollanın Kur’an yaktı iftirasıyla etraftaki insanlar tarafından linç edilerek öldürülen ve cansız bedeni yakılan Farkhunda Malikzada’yı canlandırıyorum.”

“SANAT ARACILIĞIYLA İSLAM’A HİZMET ETME FİKRİ SAYESİNDE İSLAM KADIN SANAT DOĞDU”

Ayşe Can (41) İslam Kadın Sanat kurucusu

“İslam Kadın Sanat’ın kurucu üç üyesinden biriyim. Bizim hikâyemiz bir mahalle Kur’an Kursunda “Anne-Kız Beraber Hafız” adlı projemi duyup hafızlık yapma talebiyle gelen eski caz sanatçısı Elif Parlakoğlu ile tanıştığımız gün başladı. Onun içindeki sanat aşkı, benim içimdeki Kur’an-ı Kerim’e hizmet etme aşkı birleşince sanat aracılığı ile tecrübelerimizi İslam’a hizmet ettirme fikri doğdu. Ekibimize dâhil olan görev arkadaşım Dr. Filiz Orhan’ın entelektüel katkısıyla tamamlandık. Projemiz, çıkış noktası itibariyle samimi ve mütevazı, gayesi itibariyle çok değerli ve kutsal. Kar taneleri gibi büyüyerek çığa dönüşmek duasıyla…”

“AMACIMIZ GEÇLERİN İSLAMİ PROJELER ÜRETECEK HALE GELMESİ”

Elif Parlakoğlu (40), İslam Kadın Sanat kurucusu

“Hayatımı adadığım sanat artık Hak yolunda hizmet etmem için bana fırsat sunuyor. Ben sanata âşık doğdum diye düşünüyorum. Hep böyleydim çünkü çocukluğumdan beri sürekli ilham peşinde koşardım bazen resim bazen müzik bazen oyun… Bu projede amacım gençlerin içindeki muhabbetini sanat aracılığıyla İslami projelerini üretecek hale getirebilmek için fırsatlar sunabilmek. Yeni neslin yolunu sadece İslam sevgisinin aydınlatacağına inanıyorum. Gençler için kocaman bir sanat üretimi kapısı açmayı hedefliyorum İnegöl’den”

“SANATIN İLAHİ OLANLA KOPAN BAĞINA BİR MERHEM OLMAYA ÇALIŞIYORUZ”

Dr. Filiz Orhan (33) İslam Kadın Sanat kurucusu

“Ben bir entelektüelim. Sanatın belli bir dalıyla uğraşmasam da felsefik temelleri hakkında düşünmüşümdür. Sanatın ilahi olanla kopan bağına bir merhem olmaya çalışan bu oyunla, insana dair duyguları evrensel şekilde anlatma gücüne inancım bir forma kavuşmuştur. Projenin de amacına uygun şekilde dünyanın geri kalanına duyarsız kalmamak ve onların da sesini duyurabilmek doğrultusunda “Türkiye’de Kur’an İslamı Arayışları” kitabını yazdım. Kaleme aldığım bu çalışmayla gençlerimizin insan, evren, eşya üzerine düşünmeleri ve içinde bulundukları dönemi daha iyi okumaları ve anlamlandırmalarına mütevazı bir katkı sunabilirim diye ümit ediyorum.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *