Kılıçdaroğlu: Kendimizi düzeltmek ve geliştirmek için çok çaba harcıyoruz

Kılıçdaroğlu: Kendimizi düzeltmek ve geliştirmek için çok çaba harcıyoruz

İstanbul Maltepe’de düzenlenen “Milletin Sesi” mitinginde vatandaşlara seslenen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “CHP de geçmişte şöyle yaptı diyorlar. Evet hatalar oldu; ama hatalarımızdan ders çıkarmasını bilen bir partiyiz. Allah da şahittir ki, kendimizi düzeltmek ve geliştirmek için çok çaba harcıyoruz” ifadesini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisince İstanbul’un Maltepe ilçesinde düzenlenen “Milletin Sesi” mitinginde vatandaşlara hitap etti.

“İktidar olduğumda asla değişmeyeceğim, neysem oyum. Kibar olmayı, dinlemeyi, anlamayı, dezavantajlı olanların peşinde koşmayı değiştirmeyeceğim” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: CHP de geçmişte şöyle yaptı diyorlar, evet hatalar oldu, ama hatalarımızdan ders çıkarmasını bilen bir partiyiz. Allah da şahittir ki, kendimizi düzeltmek ve geliştirmek için çok çaba harcıyoruz”

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“BUNLARIN TEK AMACI KORKU İKLİMİNDEN NEMALANMAK”

Az kaldı bu kentin, bu meydanlarında, sokaklarında, tarlalarında, fabrikalarında, özgürce kucaklaşacağız, meraklanmayın az kaldı. Birileri insan korkuyla sindirmek istiyor. Bu korku ikliminin aparatlarını çok iyi biliyoruz. Siyasallaşmış yargı, mafya, uyuşturucu kaçakçıları, paramiliter yapılar, beşli çeteler, yandaş medya ve beslemeleri, trol ağaları, insan kaçakçıları, silah kaçakçıları birlikte çalışıyor. Bunların tek amacı korku iklimi yaratmak ve bu iklimden nemalanmak. Sizi, bu milleti korkutarak, bu sistemi ayakta tutmak istiyorlar. O ve sarayı giderse kaos olur algısını pekiştirmek istiyorlar. Sudan sebeplerle evleri basıyor, insanları gece yarısı gözaltına alıyorlar. Tutukluyor. Yeşili, doğayı savunan aktivistlere ağır hapis cezaları verdiriyorlar. Bebekleri babalarından, annelerinden koparıyorlar. Hapse atılan gazeteciler, siyasiler, siyasilere getiren yasaklar, şimdi bir adım daha atıp partileri kapatmayı düşünüyorlar. Saray ve şürekasının dilinden düşmeyen bir kelime var; o yasak, bu yasak, şu yasak.

“KULLANIŞLI APARATLARLA SONUNA KADAR KAVGA EDECEĞİZ”

“TÜRKİYE BÜTÜN KESİMLERİYLE DEĞİŞİME HAZIRDIR”

Sürekli bir güvensizlik ortamı yaratmak istiyorlar. Başaramayacaklar. Söz veriyorum biz kazanacağız. Sarayın üstünü örtmek istediği ekonomik krizin acı gerçeklerini halkımızdan az önce dinlediniz. Ülkemiz ağır bir ekonomik buhranın içindedir. Bu ekonomi adaletsiz yönetimin sonucudur. Milyonlarca aile ağır yoksulluk içinde geçinemiyorlar. Gençleri umutsuzluğa mahkum etmek istiyorlar. Enflasyon yüzde 150’lere dayanmış, emeklinin bayram ikramiyesine tek kuruşu çok görüyorlar. Ağızlarını açtıklarında yok efendim 2023, yok efendim dış güçler, yok efendim Japonya bizi kıskanıyor, yok efendim anlaşmalarda gizli maddeler var. Bunların tamamı yalan. Çok uzun süredir söyleyecekleri elle tutulur hiçbir şey kalmadı artık. Ama az kaldı sevgili İstanbullu kardeşlerim. Uzun zamandır değişim rüzgarları esiyor. Türkiye değişime hazır. Çiftçimiz, işçimiz, memurumuz, bürokrat, esnaf, sanayici, tüccar, ithalatçı, ihracatçı, taksici, balıkçısı bu değişime hazır. Her şeyden önemlisi bu değişime gençler hazır, kadınlar hazır.

“İYİLİKTE YARIŞAN BELEDİYELERİMİZE BASKI KURUYORLAR”

Kollarımızı sıvayıp, hemen çalışmaya başlamak zorundayız. Ekonomiyi yeniden inşa etmek zorundayız. Yolsuzluk yapanların, kul hakkı yiyenlerin kim olduklarına bakmadan hepsinin kafalarına inmek zorundayız. Sarayın, fotoğrafçı suç işleri bakanından yetkiyi aldığımız an, bu beşli çetenin defterini dürmek zorundayız. Biz beşli çetelerin kurduğu düzeni bozacağız. Kan emicileri sırtımızdan söküp atacağız. Beşli çete, baron, mafyalara seslerini çıkarmayanlar, iyilikte yarışan belediyelerimize baskı kuruyorlar. Ama belediye başkanlarımız siyasi talimatla kurulan baskı ve kumpasları aşarak halka hizmetlerini sürdürüyorlar ve sürdürecekler.

“TOPLANAN VERGİLERİN HESABI VATANDAŞA VERİLECEK”

Bu düzen haramilerin düzenidir. Milyonların sesi olmak için 1 hafta süreyle karanlıkta kaldım. Yine tekrar edeyim; ben ne liberalizme karşıyım. Bırakın halkı sömüren sömürsün, piyasa kendi dengesini bulur söylemine karşıyım. Bu anlayış iktidar destekli sömürme ve köleleştirmeye dönüştü. İnsanların geçim kaynaklarını korumak ve yeni fırsatlar yaratmak için devletin müdahil olması gerektiğine inanıyorum. Vergide indirim için kamu maliyemizin sürdürülebilir temele oturtulmasına inanıyorum. Vatandaştan toplanan verginin hesabını vatandaşa verilmesi gerektiğine inanıyorum.

“SIĞINMACILARIN ÜLKELERİNE GERİ GÖNDERİLMESİNE İNANIYORUM”

İki kadın gazeteci işlerini yaptıkları için tehdit ediliyor. Haramilere, mafya, uyuşturucu baronlara, kendini derin devlet eden müptezellere, SADAT’a, olur da bu onurlu gazetecilerin tırnağına zarar gelirse kendinizi unutun. Bir daha tekrarlıyorum unutun kendinizi. Organize olan suçluların hepsini bu toplumdan söküp atmaya inanıyorum. Türkiye’ye gelen kaçakların, özellikle Afganların, Suriyeli sığınmacıların özellikle ülkelerine geri gönderilmesine inanıyorum. Benim vatan sevgimde sınır namustur anlayışı var. Bu sınırları koruyamayanlar devleti yönetemezler. Ülkemiz artık bu yükü taşıyamıyor. Bu nedenle gitmek zorundalar, gidecekler, davulla zurnayla kardeşçe göndereceğiz onları ülkelerine. Biz ırkçı değiliz, ırkçılığa karşıyız. Bu temiz milletin altına bir kara lekenin sürülmesine izin vermeyeceğiz.

“ESKİ TARTIŞMAYI BİR YANA BIRAKIP ÇALIŞMAK ZORUNDAYIZ”

İktidara geldiğimizde Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı’nı kuracağız. Suriye, Ortadoğu’ya barış getireceğiz. Türkiye ile ilgili vizyonum net ve anlaşılır iki kelimeye dayanıyor; eşitlik ve değerler. İnsanlar arasında eşitlik istiyorum, hak eşitliği, sorumlulukların, fırsatların eşitliğini istiyorum. Değerler siyaseti yapılsın istiyorum. Hoşgörü, şefkat, farklılıklarımızla gurur duymak, demokrasiye saygı üzerinden var olalım istiyorum. Bu anlayışı iktidara getirmek için birlikte çalışmak zorundayım. Dindar, sofi, dinsiz, Arap, Çerkez, sağcı, solcu, liberal, milliyetçisi. Ülke elden gidiyor birlikte olmak zorundayız. Bayrak bizim, vatan bizimdir. Neye inandığımız, geçmişte hangi partiyi desteklediğimiz önemli değil. Eski tartışmayı bir tarafa bırakıp, birlikte çalışmak zorundayız.

“EY MUHAFAZAKAR GENÇ KADIN! BU SENİN DE SORUNUN”

Demokrasi ve adalet mücadelesini kimseyi ötekileştirmeden, hep birlikte bu mücadeleyi vermeliyiz. Emekçiler ve toplumun tüm kesimleri, insanca yaşayacağız, kardeşçe ve hakça bölüşeceğiz. Genç muhafazakarlara da seslenmek istiyorum, bu sorunlar hepimizin sorunu. Ey muhafazakar genç kadın bu aynı zamanda senin de sorunun. İl başkanımıza siyaseti yasaklayan zihniyet senin İstanbul Sözleşmeni de yok ediyor. Çünkü aynısı sana da yapacak. SADAT’çıların toplantılarında sen yoksun. O toplantılarda vatana ihanet suçu işlerken erkekler oturdu yeni anayasa yazdı.

(Habertürk)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *