Lübnan’da seçim sonuçları üzerine bir yorum

Lübnan’da seçim sonuçları üzerine bir yorum

Seçim sürecinde rakiplerinden daha fazla propaganda yapmasına rağmen Hizbullah’ın oy kaybetmesi seçimin en dikkati çeken sonuçlarından.

Dr. Tuba Yıldız / AA

Lübnan’da ertelenmesine yönelik birtakım girişimlere rağmen parlamento seçimleri 15 Mayıs 2022 Pazar günü gerçekleşti. Nüfusun yüzde 75’inin yoksulluk sınırının altında yaşadığı ülkede, başta ekonomik krize bir çözüm üretilememesi ve siyaset sahnesinde benzer adayların yer alması nedeniyle halkın yalnızca yüzde 41’i sandık başına gitti. Büyük umut bağlanan diasporanın katılım oranı ise yüzde 60 civarında kaldı. Böylece 2009 seçimlerinde yüzde 51, 2018’de yüzde 49 olan katılım oranı 15 Mayıs 2022’de yapılan seçimlerde daha da geriledi.

Seçimlere katılım neden düşük?

Seçimlere katılım oranının düşmesinin ardında; Beyrut’taki patlama, 2019 protestoları ve ülkedeki hükümet krizlerinin neden olduğu ümitsizlik gibi sebepler yatıyor. Ayrıca, siyasi parti liderlerinin seçim sürecinde kullandıkları gergin üslup, çatırdayan ittifaklar ve her seçim dönemi adeta Demokles’in kılıcı gibi kullanılan “iç savaş” tehditleri, ülkede korku atmosferinin oluşmasına neden oldu. Diğer taraftan 15 Mayıs genel seçimlerinde mezhepçi kota sistemi korunsa da kimi partilerin kilit sayılan bölgelerinde koltuk kaybetmesi, kimi partilerin ise oylarını artırması ve bağımsız adayların yükselişi, Lübnan’da değişimin artık bir hayal olmadığını gösterdi.

Hizbullah, EMEL ve müttefiklerin kaybı

2018 seçimlerinde zaferini ilan eden Hizbullah’ın bu yılki seçim sürecinde rakiplerinden daha fazla propaganda yapmasına rağmen gerilemesi, seçimin ilk dikkati çeken sonuçlarından biri. Esasen Hizbullah bir önceki seçimde tek başına kazandığı 13 sandalyeyi bu seçimde de korudu. Ancak Hizbullah’ın 2018’de müttefikleriyle birlikte ulaştığı 76 sandalyenin bu seçimlerde 61’e düşmesi, siyasi kaybın parlamentodaki en net yansıması. Bu noktada 8 Mart Koalisyonu’nun önemli ortaklarından Cibran Basil’in partisi Özgür Yurtseverler Birliği Hareketi’nin, bir önceki seçimde 29 olan sandalye sayısının bu seçimlerde 18’de kalmasına da değinmek gerekiyor. Son üç yılda Lübnan’da yaşanan krizlerde Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın çözüm üretmek yerine krizi körüklemeye yönelik söylemleri, Hizbullah’la ilişkilerindeki kırılmalar, uluslararası yaptırımlar, rakibi Samir Caca ile siyasi güç kavgası Basil’in prestij kaybına uğramasına neden oldu. Bu da 2022 yılının ekim ayında gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Basil’in adaylığı için zaten pek de gönüllü olmayan Hizbullah’ın daha somut adımlar atmasına neden olacaktır.

Bir diğer Şii parti EMEL de seçimlerde koltuk kaybedenler arasında. Parti lideri Nebih Berri’nin seçimlerden iki gün sonra “mezhepsiz seçim sisteminin zamanının geldiğine” dair söylemleri, önümüzdeki dönem “seçim sistemi değişirse iç savaş çıkar” diyen Nasrallah’a nispeten daha yumuşak geçişleri tercih edeceğini gösteriyor.

Hizbullah’ın oy kaybı ne anlama geliyor?

Seçimlerin içerideki yansımalarına bakıldığında dikkat çekici detaylar göze çarpıyor. Örneğin, Hizbullah karşıtları açısından kazanılan zaferlerden biri; Hizbullah’ın merkezi olan Nebatiye ile Merciiyyun-Hasbeya ve Bint Cubeyl bölgelerini kapsayan Güney III listesinde ilk defa bir muhalif adayın kazanmış olması. “Birlikte Değişime Doğru” listesinden aday olan İlyas Faris Jarade’nin Hizbullah’ın güçlü adayı olan banker Esad Hardan karşısında elde ettiği zafer, 1992’den beri yapılan seçimlerden bu yana Hizbullah’ın ilk kaybı olması bakımından önemli.

Son otuz yılda yaşanan bir diğer ilk ise Dürzi lider Talal Arslan’ın meclise girememesi oldu. Aley gibi Dürzi yoğunluklu bölgede Hizbullah’ın müttefiki olan Talal Arslan ve diğer Dürzi lider Viam Vahab’ın koltuk kaybetmesi, Dürziler açısından çok anlamlı bir değişiklik ifade etmese de Hizbullah için bir dezavantaj. Hizbullah’ın parlamentodaki etkinliğinin azalması, dış müttefikler açısından da anlam ifade ediyor. Örneğin, son bir yılda Arap petrol-doğal gaz hattının yeniden aktifleştirilmesi, Suriye’nin Lübnan’da yeniden aktif olacağı düşüncesini beraberinde getirmişti. Ancak Hizbullah ve Özgür Yurtseverler Birliği Hareketi’nin yanı sıra Dürzi müttefiklerinin kaybı, Suriye’nin Lübnan planlarını revize etmesi gerektiği gerçeğini ortaya koyuyor.

Hariri’nin düşüşü: Boykot neden işe yaramadı?

Saad Hariri’nin 2022’nin ocak ayında kendisinin ve partisi Müstakbel Hareketi’nin seçimlere katılmayacağını duyurması, taraftarları açısından bir boykot dalgasının başlamasına yol açmıştı. Ancak seçimlerde bu çağrıların Sünni seçmeni çok etkilemediği görüldü. Zira Hariri’nin kalesi olarak bilinen Beyrut II bölgesinde seçimlere katılım oranının 2018’de yüzde 41 iken, bu seçimlerde yüzde 38 olması bunun bir göstergesi.

Saad Hariri’nin çekilmesinin ardından Sünniler açısından lider arayışı bir sonuç vermese de Hariri’nin de artık en azından “ehven-i şer” görülmediği anlaşıldı. Bu doğrultuda Müstakbel Hareketi’nin yerini bu seçimlerde Sünni adaylardan Fuat Mahzumi ve eski Müstakbel milletvekillerinden 6 isim doldurdu. Bu da Sünni siyasetin Hariri’siz nasıl olabileceğine dair bir emsal oluşturuyor.

Caca’dan Cumhurbaşkanlığı sinyalleri

Seçimin psikolojik zaferinin sahibi ise şüphesiz Lübnan Güçleri Partisi’nin lideri Samir Caca. Caca’nın son üç seçimde başarı sağlamasındaki faktörlerden biri Cibran Basil ve Hizbullah’la yarışında öne çıkması oldu. Ekim ayındaki Tayyune çatışmalarının -doğrudan aktörü olmamasına rağmen- Hizbullah için bir dezavantaj olması karşısında Caca, “Hristiyan koruyucusu” rolüyle öne çıkarak puan kazandı. Caca ayrıca parlamento seçimlerini ertelemeye çalışan Basil ve Cumhurbaşkanı Avn’a rağmen seçimlerin yapılmasında ısrar ederek, istikrarsızlıktan bunalan kesim için de önemli bir alternatif oldu. Caca’nın seçimlerdeki başarısı cumhurbaşkanlığına giden yol için de önemli bir adım. Onu öne çıkaran bir başka unsur da Körfez’den gelen destek. Suudi Arabistan’ın seçimlere az bir zaman kala ülkedeki diplomatik faaliyetlerine başlaması, Caca’nın da aradığı siyasi desteği elde etmesini sağladı.

Son tahlilde, mezhep kotası ve siyasetteki kimi engellere rağmen Lübnan’da yapılan seçimler bilhassa genç nüfusun harekete geçmek istediğini gösteriyor. Bu nedenle 15 Mayıs 2022 seçimleri Lübnan’da gelecek yıllarda yapılacak seçimler için de bir ipucu niteliği taşıyor.

[Dr. Tuba Yıldız, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğretim üyesi]

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *