İfsat Her Yerde!

İfsat Her Yerde!

Arzın her bir karışında azgınların borusu ötüyor. Dünyaya tıpkı Nuh, Ad, Semud, Lut kavmi gibi şımarıklar, mele-mütref takımı hükmediyor. Salih’in kavminin dokuzlu çetesi transformasyon geçirmiş, kravatlı ya da deri montuyla çıkmış karşımıza.

Yeryüzünde çürüme, ifsat ve tefessüh bütün hızıyla ilerliyor. Cahiliye azgınlığın ve şımarıklığın doruğunda. Oysa bir zamanlar bu toprakların kamusal mekanlarında bir şeylerin bütün alemlere rahmet olmasından vs. bahsedilirdi. Rahmetin dünyanın bütün köşelerini, bucaklarını, denizlerini ve karalarını kapsadığına inanırdık. Şimdi ise her yerden azap fışkırıyor.

Bu yazdıklarımız birilerimiz tarafından ruh dünyamızın kasavetine verilecek muhtemelen. Oysa sizi temin ederiz ki, karamsar da değiliz, kötümser de. Dünyada iyiliğin/hayrın hiçbir zaman tükenmeyeceğinin idrakindeyiz. Fakat yaşanan bir gerçek var, bunları konuşmamalı mıyız? Çok da yazılıyor, bunlar ve her şey. Lakin hemen hiçbir sonuç doğurmuyor. Daha doğrusu bir sonuç doğuruyor, azgınlığa azgınlık katıyor sanki.

Ne oldu böyle? Yeryüzüne kim ne yaptı?

Arzın her bir karışında azgınların borusu ötüyor. Dünyaya tıpkı Nuh, Ad, Semud, Lut kavmi gibi şımarıklar, mele-mütref takımı hükmediyor. Salih’in kavminin dokuzlu çetesi transformasyon geçirmiş, kravatlı ya da deri montuyla çıkmış karşımıza.

Yeryüzünün hemen hiçbir yerinde “Ey ahali, arınmaya ihtiyacınız var mı?” diye bağıran bir ses duyulmuyor. Belki bağıran var ama sesi yükselmiyor. “Ey kavmim! Neden sizi yaratan bir tek Allah’ı rab ve ilah edinmiyor da, Allah’ın dışında, mahrem yerlerinizden tutun da, taşlara, betonlara, tunçlara, tenekelere varıncaya kadar, bulabildiğiniz her şeye, her çer-çöpe tapıyorsunuz?” diyen bir uyarı yapılmıyor.

İçinde yaşadığımız, her bir karış toprağını sıksak şehit kanı fışkıracağını söylediğimiz şu ülkenin haline bakar mısınız Allah aşkına: Hakikat adına hiçbir şey üretilmiyor. Her bir kelam, her bir satır, “acaba benim partime, benim cemaatime, benim ırkıma mı sataşıyor?” kaygısıyla okunuyor.

Bu gidiş nereye?

Hakla bâtılın kavgası diyemiyoruz yaşananlara. Bâtılla bâtıl savaşıyor. Hangi bâtılı isterdiniz?

Oysa bizim Rabbimiz Hak’tır, dinimiz haktır, Allah hakkı sever, hakka razıdır. Hiçbir Müslüman hakkın dışında hiçbir şeye razı olmamalıdır. Hak gelse ki batıl yok olsa, inşallah.

(Venhar)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *