İsrail’in iddiasına göre: İran, Suriye’deki güçlerinin yüzde 75’ini çekti

İsrail’in iddiasına göre: İran, Suriye’deki güçlerinin yüzde 75’ini çekti

Siyonist İsrail ordu koridorlarında, başta Suriye olmak üzere bölge ülkelerindeki İran hegemonya projesiyle ilgili yeni değerlendirmeler duyuluyor. İsrailli askerler bu değerlendirmeleri “Süleymani dönemi sonrası değişiklikler” diye isimlendiriyor.

Şarku’l Avsat Tel Aviv muhabiri Nezir Mecelli’nin haberi

Söz konusu değerlendirmelere göre İran projesi İsrail hava saldırıları nedeniyle büyük ölçüde tökezlemiş durumda. İran’ın bu projeden tümüyle vazgeçmediği ancak projenin uygulandığı tüm bölgelerde sorunlarla karşılaşması sebebiyle gerilemeye başladığı ifade ediliyor. Değerlendirmeler, Tahran’ın bu projeden vazgeçmemekle birlikte geri adım atmaya başladığını çünkü bulunduğu her yerde sorunlarla karşılaştığını ve Suriye’de faaliyetlerini azaltarak ülkeden çekildiğine işaret ediyor.

İsrail ordusu ve diğer güvenlik birimlerindeki başka bir grup ise İran’ın Suriye’de konuşlanma ve yerleşim birimi kurmaya devam ettiğini ve İsrail ile İran arasında meydana gelecek muhtemel bir askeri çatışmaya karşı Hizbullah’ı hazırladığını söylüyor. İsrail Askeri İstihbarat Direktörlüğü (Aman) İsrail’in Suriye’de düzenlediği hava saldırılarının İran’ın hareketleri üzerinde etkisini göstermeye başladığı görüşünde. Aman yetkililerine göre İran Suriye’deki güçlerinin sayılarını yüzde 75’ten fazla azalttı. İran’ın Lübnan’a gönderdiği silah sevkiyatlarında ise düşüş yaşanıyor. Aman’ın elindeki bilgilere göre, Suriye’nin bazı bölgelerinde son dönemde Şii milislerin faaliyetlerinde gerileme söz konusu.

İsrailli yetkililer bu değişikliğin öncelikle, geçen yıl büyük oranda artan yoğun hava saldırıları ve yine geçen yıl Lazkiye kenti (Suriye’nin batısında) ile Deyrizor kenti (Suriye’nin doğusunda) gibi İsrail sınırına uzak bölgelere kadar uzanan gizli operasyonların ciddi ölçüde artmasının bir sonucu olduğu kanaatinde. İsrail, Suriye’nin güneyinde faaliyet gösteren Hac Haşim ile İran silahlarının Suriye’ye taşınması noktasında lojistik işleri yürüten Behnam Şeriri gibi İranlı saha komutanlarını bizzat tehdit etmeye başladı. İsrail’in sosyal medya üzerinden paylaştığı tehdit mesajlarında Haşim ve Şeriri’nin isimlerini açıktan zikretmesi ve ikisinin Suriye’de kullandığı ev ile ofislerinin yakınını bombalamasının ardından İranlı iki komutan gözden kayboldu.

İsrail’in değerlendirmelerine göre İran’ın Suriye’deki faaliyetlerini azaltmasında bölgedeki yeni gelişmeler de etkili oldu. Lübnan’da İran ve Hizbullah’a karşı büyük bir öfke hâkim. Lübnan halkının büyük bir kesimi ülkedeki ekonomik sıkıntılardan, yerel para biriminin çöküşünden ve bankalar ile iş insanlarına uygulanan yaptırımlardan İran ve Hizbullah’ı sorumlu tutuyor. Hizbullah’ın, ülkeyi yeniden iç savaşa sürüklemesinden endişe ediliyor. Irak’ta İran yanlısı siyasi parti ve gruplar son seçimde ağır bir darbe aldı. Suriye’de Devlet Başkanı Beşşar Esed’in tavrında gözle görülür bir değişiklik söz konusu. Nitekim Esed, “İran’ın boğucu kucaklamasından” kurtulmak ve “Arap kollarının arasına dönmek istiyor.”

İsrailli komutanlar, İran’ın hareketliliğini kısıtlama noktasında Rusya’nın oynadığı rolden övgüyle söz ediyor. Söz konusu komutanlara göre Esed, Moskova’nın İran’ı Suriye’den çıkarma pozisyonunu ve Suriye topraklarındaki Rus kuvvetlerinin varlığını güçlü bir şekilde destekliyor. Bu destek Rusya’yı İran’dan daha önemli bir oyuncu haline getiriyor. İsrail’in Suriye konusunda Rusya ile kurduğu güçlü koordinasyonu kıymetli bulan İsrailli yetkililer, Tahran’ın artık kuşatılmaya başlandığını, bölgedeki politikalarında değişikliğe gitmesi gerektiğini ve eğer bu yönde adım atmazsa, ağır bedeller ödeyerek bu adımları atmak zorunda kalacağının farkına vardığı görüşünde.

Bu değerlendirmeler, İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü’nün eski Komutanı Kasım Süleymani suikastının ikinci yıldönümü münasebetiyle Aman merkezinde yürütülen araştırmalar sonucunda ortaya konuldu. Aman yetkilileri bu suikastı İran politikasının dönüm noktası olarak niteliyor.

İran’daki gelişmeleri ve Tahran’ın bölgedeki hegemonya projesini takip eden önde gelen bir gözlemci, Süleymani’nin stratejik meselelerde ve büyük çaplı örgütleme faaliyetlerinde yüksek donanımlara sahip bir komutan olduğunu, Tahran’daki liderler ve İran ekseni örgütlerinin faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde gözle görülür bir etkisi bulunduğunu ve suikast sonrasında büyük bir boşluk meydana geldiğini belirtti. Gözlemci, “Aynı zamanda düşmanımızın yeteneklerini itiraf etmeliyiz. Süleymani’nin yerini alan İsmail Kaani’nin bu boşluğu dolduracak güce sahip olmadığı artık açık bir şekilde görülüyor. Kaani, Süleymani ile aynı ölçüde takdir görmüyor ve rastgele kararlar alıyor” dedi.

Aman yetkilileri, araştırma sonuçlarının değerlendirildiği toplantıda, “İsrail, tedbiri elden bırakmamalı ve İran’ın hegemonya projesiyle tüm gücüyle mücadele etmelidir. Fakat bu değişikliği de görmelidir” tavsiyesinde bulundu.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *