Diyanet’ten ‘ulusal medya’ açılımı

Diyanet’ten ‘ulusal medya’ açılımı

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, İstanbul’da ulusal medya yöneticileri ile bir toplantı gerçekleştirdi. Erbaş konuşmasında, Diyanet’in anayasal bir kurum olduğunu vurguladı, her türlü siyasi düşüncenin, ideolojinin ve gündelik tartışmaların dışında olduğunu savundu.

Başkan Ali Erbaş, İstanbul’da ulusal medya yöneticileriyle bir araya geldiği programda yaptığı konuşmada, bireyler ve toplumların tutum ve davranışları dinden etkilendiğine vurgu yaparak, “Bu yüzden tarih boyunca din-toplum, din-siyaset ve din-devlet ilişkileri konusu, güncelliğini daima korumuştur. Korumaya da devam edecektir. Çünkü biz biliyoruz ki dünya üzerinde dinden tamamen soyutlanmış hiçbir toplum gelmemiş. Bazen dinden uzak gibi görülen toplumlarında inandığı şeylerin olduğunu görüyoruz.” ifadelerini kullandı.

‘Anayasamızda görevlerimiz tanımlanıyor’

Her ülke ve toplum, kendi gerçeklikleri bağlamında bir takım yasal düzenlemelere gittiğini ve Türkiye’de de bu bağlamda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurulduğunu bildiren Başkan Erbaş, sözlerine şöyle devam etti: “Anayasamızda, Başkanlığımıza ait kanunda şöyle geçmektedir; “toplumu din konusunda aydınlatmak”. Tabi burada toplumun bir kesimini değil, her bir ferdini. Anayasamız, Diyanet İşleri Başkanlığına bu konuda yetki vermiş, toplumun din konusunda doğru bilgiyle aydınlatmak. Doğru bilginin kaynağı nedir? Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin  sünnetidir. Bu doğru bilgiler ile toplumu aydınlatmak, hurafelerden, aşırılıklardan uzak. Diyanet İşleri Başkanlığı bu ilkesini hiçbir zaman kaybetmemiştir. Kurulduğu günden bugüne kadar başta din hizmetleri, eğitimi ve yayın faaliyetleri olmak üzere anayasal görevlerini, kanunla kendisine verilen görevleri en iyi şekilde yerine getirmeye çalışmıştır.

‘İslam ülkelerine model olacak bir yapıya sahibiz’

Nitekim bugün üstlendiği sorumluluğu, sadece ülkemiz sınırları içinde değil, aynı zamanda vatandaş ve soydaşlarımızın yaşadığı ülkelerde de hassasiyetle yerine getirmektedir. Bu hâliyle Başkanlığımız, bir bakıma İslam ülkelerine model teşkil edecek bir yapıya sahiptir. Çeşitli ülkelere gidiyoruz. Görüşmelerimiz oluyor ve onlara Türkiye’deki din eğitimi ile Diyanet hizmetlerimizi anlattığımızda hayranlıkla dinliyorlar. Diyanet İşleri Teşkilatımızı anlattığımızda her biri bu teşkilatın ne kadar düzenli, disiplinli ve toplumu din konusunda aydınlatma noktasın ne büyük bir imkan olduğunu anlamış oluyorlar.”

‘Diyanet, anayasal bir kurumdur’

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, her türlü siyasi düşüncenin, ideolojinin ve gündelik tartışmaların dışında anayasal bir kurum olduğunun altını çizen Başkan Erbaş, şöyle konuştu:

“Bunun bir gereği olarak Başkanlığımız, devletimiz ve milletimizin bekası, insanımızın huzur ve selameti için toplumun bütün katmanlarını kuşatıcı bir anlayışla hakikati dillendirmeye ve bu minvalde hizmet üretmeye devam edecektir. Başkanlığımızın bütün bu hassasiyetlerine rağmen, maalesef bazı kesimlerce zaman zaman kurumumuz ve mensuplarımızla ilgili olumsuz algı oluşturulmaya çalışıldığına şahit oluyoruz. Bu, bugüne ait bir durum da değildir. Ne yazık ki son asır boyunca medyada en fazla gündeme gelen konulardan biri de din ve diyanet ile ilgili konulardır. Ve maalesef bu da çok düzensiz şekilde, gelişigüzel, yalan-yanlış bilgilerle, çoğu zaman sığ bir ideolojik düzlemde ve ön yargıyla yapılmaktadır.

Bu durum, yeni nesillerin bilincinde onulmaz yaralar açmakta; din-değer ve medeniyet algısını tahrip etmektedir. Doğru olmayan bir bilgiyi yaygınlaştırdığınız zaman, gençler, yeni nesiller onu doğru zannediyor ve oradan bir önyargı oluşuyor zihninde, dolayısıyla bu hedeflenen kurumu değil sadece, o kurumla ilgili belki milyonları etkiliyor.

Bu bağlamda basın ve medya yöneticilerimizin varlığı hayati öneme sahiptir. Zira toplumsal birlik-beraberlik ve huzurun sürdürülebilir olması konusunda doğru bilgi ve doğru haberin önemli bir yeri vardır. Gittikçe de önemi artmaktadır.”

‘İstihdam edilen editör ve muhabirlere eğitim verilmeli’

Erbaş, bilgi kirliliği ve gerçeği yansıtmayan haberin oluşturduğu algının insanlar arasında zihinsel bölünmelere ve sosyal kopmalara sebebiyet verdiğini belirterek, “Bu durum, aynı zamanda bir güven sorununu da beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla din konusunda oluşturulan yanlış bilgiler üzerinden toplumumuzu ayrıştırmaya yönelik faaliyetlere ve dinin aslî yapısını perdeleyen söylemlere karşı uyanık olmak mecburiyetindeyiz.” dedi.

Din ve diyanetle alakalı haberler konusunda daha hassas davranılması gerektiğini ifade eden Başkan Erbaş, “Medya gruplarımızın bu alanda istihdam ettikleri editörlerin ve muhabirlerin özel bir eğitime tabi tutulmasının gerektiğine inanıyorum. Din-diyanet alanında haber ve yorum yapan kimselerin hiç olmazsa asgari düzeyde dini literatüre hakim olması, büyük önem arz etmektedir. Bu hususta kurum olarak her türlü desteğe, iletişime ve bilgi paylaşımına açık ve hazır olduğumuzu özellikle bilmenizi isterim.” diye konuştu.

CHP’li Özel’in ‘Ortaçağ’ sözlerine yanıt verdi

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, konuşmalarının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın okul öncesi Kur’an kursları için “Ortaçağ zihniyeti” benzetmesinin sorulması üzerine Başkan Erbaş, şöyle konuştu:

“Siyasi kişiler zaman zaman kendi anlayışları doğrultusunda konuşmalar yapıyorlar bu konuşmayı ben öyle değerlendiriyorum, talihsiz bir konuşma olmuştur ve ortaçağa benzetilmiştir. Ortaçağ karanlığı zihniyeti gelir ki bu İslam medeniyeti ile alakalı bir ortaçağ zihniyeti değildir. Tamamen batının bir tanımlamasıdır. Batı kendisini adeta ortaçağ zihniyeti olarak o dönemde İslam dünyasında ilmi gelişmeler zirveye tırmanırken, batıda büyük bir ortaçağ karanlığı yaşanıyordu. Dolayısıyla çocukların din eğitimi ortaçağ zihniyetine benzetme kabul edilebilir bir şey değil. Zaten milletimiz büyük tepki gösterdi biz de tepkimizi çeşitli vesilelerle gösterdik. Yani gönül isterdi ki hiç kimse bu tür yorumlarla milletimizi rahatsız etmesin.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *