‘İslam ve Ekonomi’ sempozyumu yapıldı

‘İslam ve Ekonomi’ sempozyumu yapıldı

İstanbul Üniversitesinde düzenlenen sempozyumun açış konuşmasını Gençlik Spor Bakan Yardımcısı Ersöz yaptı. Ersöz, ‘İslami finansın alternatif olarak var olduğunu’ savundu.

İstanbul İktisatçılar Derneği (İKDER) ile İstanbul Üniversitesi tarafından Prof. Dr. Sabahaddin Zaim anısına düzenlenen “Kovid-19 Dönemi ile Tarihten Günümüze Piyasa Müdahalelerinde İslam Ekonomisi ve Uygulamaları” temalı “13. Prof. Dr. Sabahaddin Zaim İslam ve Ekonomi Sempozyumu” İstanbul Üniversitesi Doktora Salonu’nda yapıldı.

Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Halis Yunus Ersöz açış konuşması yaptı. Kapitalist sistemin her 10 yılda bir konjonktürel, her çeyrek asırda bir yapısal krizlerle karşı karşıya kaldığını belirten Ersöz, yeni yüzyılın başında itibaren ise krizler artık yapısal olmaktan çıkıp sürekli hale geldiğini ifade etti.

Salgının ekonomiyi ve sosyal ilişkileri yeniden biçimlendirdiğini anlatan Ersöz, Kovid-19 kaynaklık salgının dünyada görülmüş en büyük krizlerden biri olduğunu aktardı. Ersöz, dünyanın salgın nedeniyle bilinmeyene doğru hızla ilerlediğini öne sürerek, “Türkiye özelinde ekonomi bağlamında son 19 yılda ülkemizin kalkınma ve büyümede başarılı bir performansı ortaya koyduğumuz çok net. Salgın sürecinde büyümede pozitif ayrışmamız, son 3 çeyrekte yakalanan büyüme Türkiye’nin salgına rağmen gücünü gösteriyor.” dedi.

‘Ekonomik kurtuluş savaşı’

Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının çeyrek bazlı büyüme sonuçlarından sonra puanlamalarında revizeye gitmesinin oldukça manidar olduğunu dile getiren Ersöz, Türkiye’nin ekonomik kurtuluş savaşı içinde bulunduğunu savundu.

Ersöz, İslami finansın kalkınma, büyüme ve krizlerle mücadele için alternatif bir kaynak olarak ortaya çıktığını belirterek, “Özellikle İslami finansın kriz dönemlerindeki etkisi, istikrarı sağlamada rolü, İslami finansın giderek büyüyen payı giderek önem kazanıyor. İslami finans 2 trilyon dolarlık paya sahip. 2025’te de 5 trilyon dolarlık bir İslami finans kaynağının piyasaların krizden çıkmasında bir araç olarak kullanabileceğini söyleyebiliriz. İslami finans hem büyüyor hem de kriz dönemlerinde daha uzun süreli istikrarı sağlama katkı sunuyor.” diye konuştu.

İslami finans için ‘alternatif’ vurgusu

İslami finansın kriz dönemlerinde ortaya koyduğu performansla alternatif olarak var olduğunu belirten Ersöz, kapitalist sistemin sorunlara çare olamadığını sözlerine ekledi.

Kurtulmuş’tan çevrimiçi konuşma

AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş da açılışta çevrim içi konuşma yaptı. Kapitalizmin mutlaka sosyal politika donanımlı bir hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, “İslam ekonomi düşüncesinin bize sunmuş olduğu dayanışma, yardımlaşma, paylaşma, fakirin yoksulun elinden tutma, kimsesize yolda kalmışa çaresize destek olmak yardımcı olmak şeklinde özetleyebileceğimiz dayanışma başlığı içerisinde ifade edilebilecek çok sayıda konunun mutlaka Müslüman ekonomistler tarafından günün şartları çerçevesinde insanlığa anlatılması zorunludur.” şeklinde konuştu.

Kurtulmuş, küresel monopollerin dünya fiyatlarını bir şekilde oluşturma davranışlarının bir insanlık suçu olduğunu belirterek, bunu ortadan kaldırabilmek için küresel mekanizmaların kurulmasına dair fikri çalışmaların yapılması gerektiğini aktardı.

Kurtulmuş, salgın şartları sonucunda İslam ekonomi öğretisinin tavsiye ettiği alanlarda ekonomist çalışıp buradaki görüşlerini, hem Türkiye kamuoyuyla hem de dünya kamuoyuyla paylaşmanın büyük bir vecibe olduğunu belirtti.

Adaletsizlik, yoksulluk ve işsizlik

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, artan adaletsizlikle birlikte yoksulluk ve işsizliğin tüm dünyanın başına bela olacağı ifade ederek, mevcut ekonomik sistemlerin sorunun sebebi olduğunu dile getirdi.

İslam ekonomisinin tarihsel köklere sahip olduğunu belirten Ak, “İktisat kelimesi, İslami değerlerden esinlenerek tasarruf etme ölçümlü ve dengeli anlamalarını ifade etmektedir. Din, kültür ve inanç toplumsal ve yönetsel düzeni derinden etkileyen önemli parametrelerdir. Dünyada birçok toplumda uygulanan en adil, teknik sistemlerden birisi olarak sürdürülebilir ekonomik kalkınma için kendisine has yaklaşımlara sahiptir.” dedi.

Dünyada görülen temel sorunların başında yoksulluk, enflasyon, gelir dağılımı adaletsizliği ve işsizlik konularının geldiğini aktaran Ak, adaletli, üretim ve paylaşım noktasından kaynaklanan hakkaniyetli dağılımlar ve adil fırsat eşitliğine dayanan yeni bir evrensel ekonomik sistemin arayışının önem arz ettiğini dile getirdi.

Sempozyumda seçilen “Kovid-19 Dönemi ile Tarihten Günümüze Piyasa Müdahalelerinde İslam Ekonomisi ve Uygulamaları” temasının günün şartlarına çok uygun olduğunu belirterek, sempozyumun düzenlenmesinde katkıda bulunanlara teşekkür etti.

Albayrak Grubu Ceo’su Bolat: İki acil konu, dövizdeki dalgalanmanın önlenmesi ve enflasyon

Sempozyumda Albayrak Grubu Üst Yöneticisi (CEO) Prof. Dr. Ömer Bolat’ın moderatörlüğünde “Kovid-19 ve Türkiye ekonomisi” başlıklı oturum düzenlendi. Oturumda konuşan Bolat, Prof. Dr. Sabahaddin Zaim’in doğrudan öğrencisi olmasa da kendisinin MÜSİAD’da genel sekreterliği görevine başlamasının ardından yaklaşık 12 yıl teşriki mesaide bulunduğunu söyledi.

Zaim’im MÜSİAD’daki yüksek istişare heyet üyesi vasfıyla kendilerine ışık tutan analizler yaptığını aktaran Bolat, “Zaim hocamızla önemli anlarımız oldu. Kendisinin İslam dünyasının durumuyla alakalı bize söylediği en önemli şey şuydu: ‘İslam ülkelerinin bir barış ve huzur dönemine ihtiyacı var.’ demişti. ‘Çünkü enerjilerini, insan kaynaklarını ve ekonomik kaynaklarını kalkınmaya harcamaları gerekiyor. Bunun için zamana ihtiyaç var.’ açıklamasında bulunmuştu.” dedi.

Dünyanın sürekli krizlerle ilerlemeye çalıştığını ifade eden Bolat, “2008 küresel krizini henüz atlatmışken 2021’in başında Kovid-19 kaynaklı önce sağlık sonra sosyal ve ekonomik kriz ortaya çıktı. Üretim durdu, sağlığın, tarımın, gıdanın, temizlik maddelerinin önemi ortaya çıktı.” ifadesini kullandı.

Kovid-19 krizinin dünya ekonomilerine olumsuz etkilerini anlatan Bolat, Türkiye’nin ekonomi açısından tüm dünyadan pozitif ayrıştığını söyledi.

Bolat, sanayide, tarımda ve turizmde Türkiye’nin potansiyeline işaret ederek, “Döviz kurlarındaki dalgalanmaların önlenmesi hem de enflasyonla mücadele inşallah önümüzdeki süreçte başarmamız gereken iki acil konu olarak karşımızda duruyor.” ifadelerini kullandı.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *