Mısır, Yunanistan ve GKRY liderlerinin imzaladığı bildiriye tepki gösteren Türkiye, bu bildiriye Mısır’ın da dahil olmasının ise Mısır yönetiminin, Doğu Akdeniz’de iş birliği yapabileceği gerçek adresi halen kavrayamamış olduğunun göstergesi olduğunu savundu.
Yunanistan, Mısır ve GKRY liderleri Atina’daki üçlü zirvede bir araya geldi
Yunanistan’ın başkenti Atına’da toplanan Mısır, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunan liderler, Doğu Akdeniz’de arama çalışmaları ve Maraş’ın açılması konularında Türkiye’yi eleştirdi. Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, “Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki komşularına bakışının bölgede barış için bir tehdit olduğunu ve Kıbrıs sorununun çözümüne katkı sağlamadığını” ileri sürdü.
Euronews’un aktardığına göre, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Mısır arasında Atina’da düzenlenen 9. Liderler Zirvesi’nin ardından ortak bildiri yayımlandı. Bildiride, üç taraf arasındaki iş birliğinin devam etmesine karar verildiği, bu kapsamda, merkezi Güney Lefkoşa’da olacak daimi bir sekreterlik kurulmasında hemfikir olunduğu bildirildi.
Bildiride, GKRY ve Mısır arasında elektrik bağlantısı oluşturulmasına ilişkin mutabakat muhtırası imzalandığı ve bu anlaşmanın sadece taraf ülkeler değil, Avrupa’nın da enerji güvenliğine katkı sağlayacağı savunuldu.
Tarafların, gaz arama ve taşımasına yönelik üçlü iş birliğinin sürdürülmesini arzuladıkları belirtilerek, “Hidrokarbon kaynaklarının bulunmasının bölgesel istikrar ve refah için katalizör olacağına inanmaya devam ediyoruz.” ifadesine de yer verildi.
Türk araştırma gemilerinin Kıbrıs Adası yakınlarında yaptıkları sondaj ve sismik araştırmaları tarafların kabul etmediği aktarılan bildiride, Türkiye’nin bölgede “uluslararası hukuka uymayan provokatif eylemlerde bulunduğu” iddia edilerek, buna son verilmesi istendi.
Zirvenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, “Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki komşularına bakışının bölgede barış için bir tehdit olduğunu ve Kıbrıs sorununun çözümüne katkı sağlamadığını” ileri sürdü.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ise elektrik ve doğal gaz alanında taraflar arasında öngörülen iş birliğine vurgu yaparak, sıvılaştırılmış doğal gazın Mısır üzerinden Yunanistan, Balkanlar ve Orta Avrupa’ya ulaştırılmasını arzuladıklarını kaydetti.
Ortak basın toplantısında Kıbrıs meselesine vurgu yapan GKRY Lideri Nikos Anastasiadis ise iki devletli çözümden yana olmadıklarını söyledi.
Bildiride, GKRY ve Mısır arasında elektrik bağlantısı oluşturulmasına ilişkin mutabakat muhtırası imzalandığı ve bu anlaşmanın sadece taraf ülkeler değil, Avrupa’nın da enerji güvenliğine katkı sağlayacağı savunulmuştu.
Tarafların, gaz arama ve taşımasına yönelik üçlü iş birliğinin sürdürülmesini arzuladıkları belirtilerek, “Hidrokarbon kaynaklarının bulunmasının bölgesel istikrar ve refah için katalizör olacağına inanmaya devam ediyoruz.” ifadesine de yer verilmişti.
Türk Dışişleri Bakanlığından tepki
Türk Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Yunanistan, Mısır ve GKRY liderlerinin katılımıyla yapılan üçlü zirvenin ardından yayımlanan bildirinin, Yunan-Rum ikilisinin Türkiye’ye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) yönelik hasmane politikalarının yeni bir tezahürü olduğu ve bu bildiriye Mısır’ın da dahil olmasının ise Mısır yönetiminin, Doğu Akdeniz’de iş birliği yapabileceği gerçek adresi halen kavrayamamış olduğunun göstergesi olduğu belirtildi.
Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Yunanistan, Mısır ve GKRY liderlerinin katılımıyla 19 Ekim 2021’de yapılan üçlü zirvenin ardından yayınlanan bildiri, Yunan/Rum ikilisinin Türkiye’ye ve KKTC’ye yönelik hasmane politikalarının yeni bir tezahürüdür. Bu bildiriye Mısır’ın da dahil olması ise, Mısır yönetiminin Doğu Akdeniz’de işbirliği yapabileceği gerçek adresi halen kavrayamamış olduğunun göstergesidir.
Doğu Akdeniz’de Türkiye ve KKTC’nin dahil olmadığı hiç bir girişimin başarıya ulaşamayacağını dosta da düşmana da gösterdik. Türkiye, bölge ülkeleri arasında işbirliğini artıracak enerji projelerini desteklemektedir. Ancak, bu projelerin Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin hak ve çıkarlarını gözardı etmemesi ve kapsayıcı olması lazımdır.
Bildirideki ifadelerin aksine, bölgedeki gerginliğin esas kaynağı Yunan/Rum ikilisinin maksimalist ve gayri hukuki deniz sınırı iddiaları ve Kıbrıs Türklerini yok saymalarıdır. Bu ikilinin Doğu Akdeniz’de gerginlik çıkarmak için kıta sahanlığımızı ihlal teşebbüslerine geçtiğimiz günlerde gerekli cevap verilmiştir. Hem kendi haklarımızı, hem de Kıbrıs Türklerinin haklarını kararlılıkla korumaya devam edeceğiz.
Öte yandan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından sözkonusu ortak bildiriye ilişkin yapılan açıklamayı destekliyoruz. Ada’daki gerçekleri reddeden bir anlayışın Kıbrıs meselesinin çözümüne katkı sağlaması mümkün değildir. Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü tescil edilmeden yeni bir müzakere sürecinin başlamasının sözkonusu olmayacağını bir kez daha hatırlatırız.
Ayrıca, bir takım gayrımeşru gruplara verdikleri destekle Libya’nın istikrarsızlığa sürüklenmesine yol açan bu ülkelerin, şimdi Libya’nın meşru Hükümetiyle imzaladığımız Mutabakat Muhtıralarını hedef almaları, en başta Libya’nın çıkarlarına ve egemenliğine saygısızlıktır.”
KKTC’den tepki
KKTC Dışişleri Bakanlığınca, söz konusu ortak bildiriye ilişkin yapılan açıklamanın desteklendiği aktarılan açıklamada şunlar kaydedildi:
“GKRY, Yunanistan ve Mısır üçlü görüşmesi hk.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Yunanistan ve Mısır’ın 19 Ekim 2021 tarihinde gerçekleştirdikleri üçlü zirve sonrası yaptıkları ortak açıklamada yer alan hususlar Ada’daki siyasi ve hukuki gerçekleri yansıtmamaktadır.
Kıbrıs Adası’nda biri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) diğeri de GKRY olmak üzere iki ayrı Devlet bulunmaktadır. Bu iki Devletin yaptıkları açıklama ve aldıkları kararlar sadece kendilerini
bağlamaktadır. Rum tarafının Yunanistan ve Mısır ile yaptığı ortak açıklama KKTC için yok hükmündedir. Kıbrıs meselesine ilişkin konularda GKRY ve diğer tarafların muhatabının KKTC olduğunun bir kez daha altının çizilmesinde yarar görmekteyiz.
Anılan ortak açıklama gerçekleri saptırmayı amaçlamaktadır. Her şeyden önce Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilim Rum tarafının tek taraflı faaliyetlerinin bir eseridir. Rum tarafının ilk kışkırtıcı faaliyetinin Mısır ile imzaladığı tek yanlı deniz hudutlarının sınırlandırılması anlaşması olduğu da anımsanacaktır. Kıbrıs Türk halkının haklarını ihlal eden Rum tarafının siyasetine Mısır’ın destek vermesini kınamaktayız.
Kıbrıs Türk tarafı Temmuz 2019 tarihinde hidrokarbon kaynaklarının ortak yönetimine ilişkin kapsamlı ve yapıcı bir öneri yapmıştır. Bu önerimiz halen geçerlidir. Bölgede işbirliğinin yolunu
açacak bir öneri de Anavatan Türkiye tarafından yapılmıştır. İlgili tarafları bir konferansta bir araya getirmeyi öngören bu öneriyi KKTC de desteklemektedir.
Ancak, GKRY ve Yunanistan ile diğer üçüncü tarafların haklarımızı ihlal edecek girişimlerine sessiz kalmamız beklenmemelidir. KKTC, Anavatan Türkiye ile birlikte meşru hak ve çıkarlarımızı muhafaza etme kararlılığını sürdürecektir.
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Devletimizin belirlediği ruhsat alanlarında Kıbrıs Türk halkı adına çalışmalarını yürütmeye devam edecektir. Rum tarafının tek yanlı faaliyetlerine eşdeğer ve eş zamanlı adımlarla karşılık verilecektir.”
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *