Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, “21 Ağustos’ta Gazze sınırına yakın bir yerde barışçıl gösterilere katılan ve İsrail askerlerinin kurşunlarıyla yaralanan 12 yaşındaki Hasan Ebu en-Nil vefat etti.” ifadelerine yer verildi.

İsrail askerleri, geçen hafta Gazze Şeridi’nin doğu sınırında Mescid-i Aksa’nın yakılmasının 52’nci yılı nedeniyle İsrail’i protesto eden Filistinlilere gerçek mermi ve gaz bombalarıyla müdahale etmişti.

Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, müdahale sırasında 21’i çocuk 40 Filistinlinin yaralandığını, ağır yaralanan iki kişiden birinin de daha sonra hayatını kaybettiğini belirtilmişti.

Açıklamada, ağır yaralılardan birinin başından yaralanan 12 yaşındaki Hasan Ebu en-Nil olduğu ifade edilmişti.

Hamas’tan taziye mesajı

Filistinli çocuğun ölümü nedeniyle Hamas’tan yayımlanan taziye mesajında, Hasan Ebu en-Nil’e Allah’tan rahmet, ailesine başsağlığı dilenerek “Abluka altındaki Gazze Şeridi’ndeki şehitlerimizin saf kanı, halkımızın özgür, direnen ve topraklarında sebat ettiğinin tasdikidir. Halkımız, ablukaya, saldırıya ve işgale teslim olmayacaktır.” ifadesi kullanıldı.

Mesajda, Filistin topraklarının tamamında işgalin son bulmasına dek düşmanla savaşın devam edeceği vurgulandı.

BM, İsrail’in 2021 zulmünü açıkladı

BM tarafından hazırlanan rapora göre, İsrail güçleri Batı Şeria’da ocak ayından 23 Ağustos’a kadar 55 Filistinliyi katletti, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere evlerini yıktığı 881 Filistinli de göç etmek zorunda kaldı.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) tarafından hazırlanan raporda, İsrail güçlerinin Batı Şeria’nın C Bölgesi’nde 527 evi yıkması sonucu 733, Doğu Kudüs’te ise 97 evi yıkması sonucu 148 Filistinlinin tehcir edildiği kaydedilirken, söz konusu yapıların “ruhsatsız” olduğu gerekçesiyle yıkıldığı vurgulandı.

Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995’te imzalanan “İkinci Oslo Anlaşması” çerçevesinde Batı Şeria; A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı. Yüzde 18’i kapsayan “A bölgesi”nin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin’e; yüzde 21’lik “B bölgesi”nin idari yönetimi Filistin’e, “güvenliği” İsrail’e devredilmiş; yüzde 61’ini oluşturan “C bölgesi”nin ise “idari yönetimi ve güvenliği” İsrail’e bırakılmıştı.

İsrail yönetimi, kendi kontrolünde olduğu gerekçesiyle çoğunlukla “C bölgesi”nde Filistinlilerin yeni bina veya genişletme çalışması yapmasına izin vermiyor.