Filistinlilerin çilesi bitmiyor

Filistinlilerin çilesi bitmiyor

Filistinli Mahmud Ebu Kuveyder, “1992’de evlendim. 4’ü kız 7 çocuğumun hepsinde İsrail kimliği var, ama eşimin kimliği yok. Kimlik almak için ne kadar başvurduysak reddedildi.” dedi.

Siyonist İsrail’de yeni hükümetin ilk ciddi sınavında başarısız olmasıyla yürürlükten kalkan tartışmalı “aile birleşimi” yasası, Filistinli ailelerin yıllar boyunca büyük mağduriyetler yaşamasına yol açtı.

Siyonist Başbakan Naftali Bennett liderliğindeki koalisyon hükümeti “aile birleşimi” olarak bilinen ve İsrail vatandaşı Filistinlileri hedef alan tartışmalı yasanın uzatılmasını Meclisten geçiremedi.

Koalisyonda yer alan sol görüşlü Meretz ve İsrail vatandaşı Filistinlileri temsil eden Birleşik Arap Listesi partileri yasanın uzatılmasına destek vermeyeceğini duyurmuştu. Bunun üzerine koalisyon ortakları arasında yapılan pazarlıkta, söz konusu yasanın 1 yıl yerine 6 ay uzatılması ve 1600 Filistinli aileye vatandaşlık verilmesi konusunda anlaşmaya varıldı. Ancak buna rağmen 120 sandalyeli Mecliste yapılan oylamada 59’ar evet ve hayır oyu çıktı. Bu sonuçla yasa uzatılamadı ve Başbakan Bennett liderliğinde 13 Haziran’da kurulan koalisyon hükümeti ilk ciddi sınavında adeta sınıfta kaldı.

İsrail’de ilk olarak 2003’te kabul edilen ve sonrasında her yıl uzatılan “aile birleşimi” yasası Filistinli aileleri yıllarca mağdur etti. Birçok insan hakları kuruluşu tarafından “ırkçı” olarak addedilen yasa, İsrail vatandaşı Filistinliler ile işgal altındaki Batı Şeria veya abluka altındaki Gazze Şeridi’ndeki Filistinliler arasında yapılan evliliklerin ardından “aile birleşimini” zorlaştırıyordu.

Kimlik başvurularında hep ret cevabı alınıyor

Filistinli Mahmud Ebu Kuveyder, tartışmalı “aile birleşimi” yasası nedeniyle yaşadığı mağduriyeti AA muhabirine anlattı. İsrail’in güneyindeki Bi’ru’s-Seba (Beerşeba) kentinde yaşayan Ebu Kuveyder, 20 yıl önce Gazze Şeridi’nin Han Yunus bölgesinden Filistinli bir kadınla evlendi.

Kendisi İsrail vatandaşı olan Ebu Kuveyder, Filistin vatandaşı eşine oturma izni almak için yıllarca mücadele etti, ancak sonuca ulaşamadı. Ebu Kuveyder, “1992’de evlendim. 4’ü kız 7 çocuğumun hepsinde İsrail kimliği var, ama eşimin kimliği yok. Kimlik almak için ne kadar başvurduysak reddedildi.” dedi.

İnsanlık dışı muamele

Eşinin sadece Filistin kimliği olduğunu ve çoğu zaman birlikte dışarı çıktıklarında İsrail polisinin onu gözaltına alarak Gazze’ye geri göndermesinden korktuğunu dile getiren Ebu Kuveyder, “Eşimin annesi vefat etti cenazesine bile gidemedi, evde kaldı. Kudüs’e gidemiyor ve hac ibadetini eda edemiyor.” diye konuştu.

İsrail İçişleri Bakanlığının aile birleşimi için yaptıkları başvuruları sebep göstermeksizin reddettiğini aktaran Ebu Kuveyder, “Çocuklarımızın İsrail kimlikleri var ama eşimin yok. Ne zamana kadar bu ırkçı kanun uygulanmaya devam edecek.” ifadelerini kullandı.

Hiçbir Yahudi’ye bu ayrımcılığın yapılmadığına işaret eden Ebu Kuveyder, “Yahudiler Rusya’dan ve Etiyopya’dan geliyor, pasaportları ve kimlikleri hazır kendilerini bekliyor. Onlar insan da biz değil miyiz?” diye sordu.

Ömrünü adeta ev hapsinde geçiriyor

Doğu Kudüs’teki Ras el-Amud semtinde eşi ve çocuklarıyla yaşayan Ürdünlü Menal Ebu Nab da aynı kanunun mağdurlarından.

Ebu Nab, Kudüslü olan eşiyle 28 yıl önce evlendiğini, aile birleşiminden faydalandığını ancak sonrasında yaşanan bazı sorunlar yüzünden bu hakkın elinden alındığını söyledi.

“28 yıldır Kudüs’te yaşıyorum ama ev hapsindeyim. Evden çıkmıyorum. Sadece hastalandığımda doktora gidip geliyorum. Çocuklarımla evden çıkamıyorum. Ne bir düğüne ne bir cenazeye katılabiliyorum.” diyen Ebu Nab, aile birleşiminden yararlanmak için mahkemeler aracılığıyla birçok defa başvuruda bulunduklarını ancak hep ret cevabı aldıklarını dile getirdi.

En küçüğü 18 yaşında 5 çocuğu olduğunu ve hepsinin İsrail kimliği olduğunu belirten Ebu Nab, kendisinin ikamet izni olmadığı için 28 yıldır Ürdün’deki ailesinin yanına gidemediğini, giderse bir daha Kudüs’e dönemeyeceğini ifade etti.

Filistinlilerin çilesi 

İsrail’in kuzeyindeki Vadi Ara bölgesine bağlı Arara beldesinde ikamet eden Semer Ebu Cuveyad ise kimliği olmasına rağmen 2 yılda bir yenileme çilesini çekiyor.

Aslen Ramallahlı olduğunu ve 24 yıl önce evlendiğini söyleyen Ebu Cuveyad, şunları anlattı: “Kimliğim olmasına rağmen Batı Şeria’daki ailemi ziyaret etmek istiyorsam İsrail kontrol noktalarından geçmem gerekiyor. Çocuklarım sorunsuz geçiyor ama beni arıyorlar ve geçemiyorum. Anneanne oldum ama hala aynı sıkıntıyı çekiyorum. Geçenlerde kimliği yenilemek için İsrail İçişleri Bakanlığına gittiğimde Meclisten cevap beklediklerini söylediler.”

Ebu Cuveyad, “Bu nasıl bir kanun, 2 yılda bir kimliğimi yenilemek zorunda kalıyorum. Kızım öğretmen oldu, evlendi, ben de anneanne oldum ama hala kimliğimi yeniliyorum. 5’i kız 7 çocuğum var, 51 yaşına geldim. İsrail pasaportum olmadığı için umreye gidemiyorum. Ne zamana kadar bu sıkıntıyı çekeceğim.” diyerek tepkisini dile getirdi.

Gazze’de kısa vadeli toparlanma için 485 milyon dolara ihtiyaç var

Dünya Bankasının Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler (BM) işbirliğinde hazırladığı rapor İsrail’in 11 günlük saldırısının ardından Gazze’de acil ve kısa vadeli toparlanma için 485 milyon dolara yakın finansmana ihtiyaç olduğunu ortaya koydu.

Raporda, Gazze‘ye yönelik mayısta gerçekleştirilen saldırılarda 66’sı çocuk, 41’i kadın olmak üzere 260’tan fazla insanın hayatını kaybettiği aktarıldı.

Raporda, saldırıların ekonomiyi ciddi şekilde zayıflattığına işaret edildi. Gazze’de 290 ila 380 milyon dolar arasında fiziksel hasarın meydana geldiği ifade edilen raporda, saldırıların 105 ila 190 milyon dolar arasında ekonomik kayba neden olduğu kaydedildi.

Raporda, acil ve kısa vadeli toparlanma ile yeniden yapılanma için 345 ila 485 milyon dolar arasında finansmana ihtiyaç olduğunun tahmin edildiği vurgulandı.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *