Koronavirüs salgını, birçok ülkenin sınırları kapatması nedeniyle gıda tedarikinde ciddi sıkıntılara yol açarken, arzla bağlantılı belirsizliklerden endişe duyan bazı ülkelerin, gıda ihracatını kısıtlaması krizi daha da derinleştirdi.
Salgın, tarım sektörünün temel unsurları olan tedarik zinciri ve gıda talebini etkiledi, birçok ülkenin sınırlarını kapatması ve seyahat kısıtlaması getirmesi nedeniyle tedarik zincirinde sorunlara yol açtı.
Üretim kapasiteleri ve satışlar düştü, israf arttı
Başta asıl zorluk, gıdanın bulunması değil gıdaya kolay erişim oldu. Ancak daha sonra arzla bağlantılı belirsizliklerden endişe duyan bazı ülkelerin gıda ihracatını kısıtlaması bu sorunlara bir yenisini ekledi. Salgın döneminde özellikle taze gıda tedarikini engelleyen kısıtlamalardan ötürü israf da arttı.
Kısıtlamalar ve karantina önlemleri, tarım ve hayvancılıkla uğraşanlarla balıkçıların pazarlara erişimini, üretim kapasitelerini ve satışlarını düşürdü, özellikle küçük ölçekli çiftçilik yapanları, göçmen ve kayıt dışı işçileri, göçebe çobanları ve balıkçıları etkiledi.
Halihazırda başka krizlerden etkilenen ülkelerde küçük üreticiler, fiyatları artan tohum ve gübre gibi girdilere erişimde büyüyen zorluklarla karşı karşıya.
Kovid-19 salgının dünyada ulusal üretim üzerindeki olası sonuçlarının boyutu henüz netlik kazanmazken, örneğin Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) araştırma yürüttüğü ülkelerden Afganistan’da 2020’de tahıl, meyve, sebze ve süt ürünlerinin yüzde 50’nin üzerinde azaldığı tahmin ediliyor.
Gıda tedarik zincirindeki aksaklıklar, bölgeden bölgeye değişiklik göstererek sürüyor.
Hayvancılık da olumsuz etkilendi
Salgın hayvan yemine erişimin ve mezbahaların kapasitesinin azalmasına neden olarak hayvancılık sektörünü de olumsuz etkiledi. FAO’nun ortaya koyduğu bulgular, hayvancılık sektörünün, salgının etkilerine karşı özellikle savunmasız olduğunu gösteriyor.
Yine çok çabuk bozulan ve nispeten sınırlı sürede satılması, işlenmesi veya depolanması gereken taze balık ve su ürünleri özellikle risk altında bulunuyor.
Dünya toplam et üretiminin, Kovid-19 salgını sebebiyle yaşanan piyasa aksaklıkları, hayvan hastalıkları ve kuraklığın kalıcı etkileri nedeniyle 2020’de yüzde 1,7 düştüğü tahmin ediliyor. Gıda piyasalarının genel olarak gelecek aylarda daha fazla belirsizlikle karşı karşıya kalması bekleniyor.
OECD-FAO Tarımsal Görünüm 2020-2029 raporuna göre salgının, gelecek birkaç yıl içinde talebi düşürerek gıda güvenliğini daha da zayıflatması bekleniyor. Öte yandan FAO, salgının yarattığı belirsizliklere rağmen 2020-2021 sezonunda tahıl arz ve talebinde normalleşme olacağını tahmin ediyor.
Açlığı tetikleyen faktörler 27 ülkede daha da derinleşti
FAO’nun yayınladığı bir analizde, Kovid-19 salgınının domino etkisinin mevcut açlığı tetikleyen faktörleri, 27 ülkede daha da derinleştirdiği sonucuna ulaşıldı. Yine 2021’de salgının yanı sıra çatışma ve aşırı hava olayları sebebiyle milyonlarca kişi daha akut gıda güvensizliğine sürüklendi.
FAO’nun konuyla ilgili raporunda, 2020’de 55 ülke/bölgede en az 155 milyon insanın kriz ya da daha kötü seviyelerde akut gıda güvensizliği yaşadığına işaret ediliyor. Örneğin Somali’de gıda kriziyle mücadele etmeye çalışan kişi sayısının, Kovid-19 salgınında, öncekinin üç katına çıkması beklenirken, Afganistan’da Kovid-19 önlemleri uygulanmaya başlandığından bu yana 13,2 milyon kişi şiddetli gıda güvensizliği yaşıyor.
Sudan’da da 2020 yılı temmuz-eylül döneminde 9,6 milyon kişinin şiddetli gıda güvensizliği yaşadığı belirtiliyor.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *