‘Okulları açmak istiyoruz, riski gördüğümüzde kapatırız’

‘Okulları açmak istiyoruz, riski gördüğümüzde kapatırız’

Milli Eğitim Bakanı Selçuk: “Okulların eylül başında açılmasını istiyoruz. Niyetimiz her zaman açmaktan yana ama riski gördüğümüzde de kapatırız. Öğretmenimizi, çocuklarımızı riske sokacaksak bunun adı eğitim olmaz, risk olur.”

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde düzenlenen “Telafide Ben De Varım” tanıtım programı kapsamında eğitim editör, yazar ve muhabirleriyle bir araya geldi.

Ulusal Destekleme Programı’yla (UDEP) Türkiye’deki tüm çocukların destekleneceğini, bu desteğin özellikle gelecek 1,5 yıla yayılarak yapılacağını kaydeden Selçuk, desteğin esas amacının, “Çocukların bütünsel gelişiminde muhtemel eksiklikler nelerdir? Bunların tamamlanması ve geliştirilmesi için neler yapılabilir?” sorularına yanıt aramak olduğunu aktardı.

Değişen ve dönüşen eğitim paradigması

Selçuk, 23 milyar tıklanma ve ziyaret sayısıyla dünya birincisi olan EBA’nın salgından bağımsız olarak, ileriki süreçte çok büyük bir işlev göreceğini, bu işlevin de artık dünyada dijital altyapıyla ilgili değişen ve dönüşen eğitim paradigmasına bir yanıt olduğunu anlattı.

Dünyada da eğitim kanalları olduğunu ancak Türkiye’deki sistemde her bir öğrencinin dersinin günlük takip edildiğini dile getiren Selçuk, “Bizimki bire bir müfredatla alakalı bir içerik taşıyor, ayrı bir değeri var. 17 bin 303 saat yayınla bir rekoru da kırmış oluyoruz.” dedi.

Selçuk, şunları söyledi: “Eğer salgın olmasaydı bizim çocuklarımızda bazı eksiklikler olur muydu? Tabii ki olurdu. Bütün eksiklikler, problemler salgından kaynaklanmıyor. Vizyon belgesinin temel kavramlarından birisi fırsat adaleti. Dünyada fırsat eşitliği diyorlar. Biz niye fırsat adaleti diyoruz? Çünkü her öğrenciye aynı şeyi verirseniz adaleti sağlamış olmazsınız. Adalet, herkese hak ettiği şeyi vermektir. Bu yüzden bir okula öğrenci başına 100 lira verirken, diğer bir okula öğrenci başına 64 lira verebiliyoruz. Fırsat adaleti çok önemli. Vizyon belgesinde ‘Okullar arasındaki başarı ve imkan farklarını azaltmak’ diye bir ana hedef var. Salgınla eksikliklerimizin yönü ve muhtevası kısmen değişti. Tüm kademelerde bizim gördüğümüz, akademik olarak bazı eksiklikler var ama acil durum değerlendirmesi yapmak istediğimizde biz köy okullarını, sınav gruplarını gördük, eşitlik ve adalet açısından onlara dokunmamız gerektiğini fark ettik ve hep onlara dokunduk.”

‘Öğretmenlerimiz çok yoruldular’

Milli Eğitim Bakanı Selçuk, pazartesiden itibaren eğitimi ağırlıklı olarak sosyal, duygusal, fiziksel, kültürel ve sanatsal etkinliklerle zenginleştirmeye çalıştıklarını, kendisi için konunun ders yapma meselesi olmadığını söyledi.

Yüz yüze eğitimin başladığını ancak öğrencilerin okula gelmelerinde zorunluluk olmadığını dile getiren Selçuk, “Devamsızlık yoksa çocuklar niye okula geliyorlar? Konular büyük ölçüde tamamlanmış vaziyette. Öğretmenlerimiz o kadar çok yoruldular ki. ‘Öğretmenlerimiz yatıyorlar’ diyenler var. Öğretmenlerimiz 6-7 saat ekranın karşısında ders anlatıp o yorgunluktan sonra yatabiliyorlarsa yatıyorlar. Bu yorgunluklarının görülmemesi bazen onları çok üzüyor. Okullardaki bu süreci sosyal, duygusal konularla geçiriyoruz.” ifadelerini kullandı.

Selçuk, okullarda öğrencilerin eksikliklerine yönelik çalışmalar yapıldığını belirterek, “2 Temmuz’da akademik takvim sona eriyor. Her okul kendi okulundaki öğrencinin ihtiyacını bizden daha iyi bilir. Biz çerçeve sunuyoruz.” diye konuştu.

Selçuk, 2 Temmuz’dan sonraki süreçte neler yapılacağını belirlediklerini, her türlü kaynağın hazırlandığını, bu kaynakların bir kısmının da telafiye ihtiyacı olan çocuklara gönderildiğini dile getirdi.

Selçuk, eğitim takvimi bittiğinde öğretmenler için seminer dönemi olmayacağını, çünkü öğretmenlerin istenilenin çok üzerinde eğitim aldıklarını dile getirerek, 21 Haziran’dan 2 Temmuz’a kadar olan süredeki boş saatlerinde öğretmenlerin istediği etkinliği yapabileceğini kaydetti.

‘Niyetimiz açmak, riski gördüğümüzde kapatırız’

Sunumunun ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Selçuk, “Yeni eğitim öğretim yılının ne zaman başlayacağına dair net bir tarih var mı? Sayın Koca, 7 Haziran’dan bütün öğretmenlerin aşılanacağını duyurmuştu. Yeni eğitim öğretim yılına tüm öğretmenlerin aşılanması yetişecek mi?” sorusu üzerine, şunları söyledi:

“Aşı konusunun yeni eğitim yılına kadar kalması söz konusu bile değil. Önümüzdeki haftadan itibaren bu ayın içinde tamamlanmış olur. Zaten şu ana kadar 813 bin civarındaki öğretmenimizin işlemi hallolmuş oldu. Bundan sonra da geri kalan eğitim çalışanlarımızın -öğretmenler dememek lazım çünkü biz ekip olarak çalışıyoruz okulda- aşılanması devam edecek. Okulların açılmasıyla ilgili tabii ki eylül başında açmayı hedefliyoruz. Her zaman iyi senaryoyla başlayıp kendini yaza ve kışa göre ayarlamak gibi bir bakış açısıyla ‘Şöyle olmazsa ne olmazsa ne olur?’ hazırlığımızı ona göre yapıyoruz. Her şeye hazır oluyoruz, o yüzden de çok çabuk hareket edebiliyoruz. Okulların eylül başında açılmasını istiyoruz. Aşıyla ilgili ortaya çıkan güvenden kaynaklanan ya da yaz aylarındaki havalandırma imkanları ve biraz daha kırsalda olma imkanları vesaire gibi birçok koşulu beraber düşündüğümüzde niyetimiz tabii ki açmak, her zaman açmaktan yana. Riski gördüğümüzde de kapatırız. Toplum, bireyler, kurumlar ne derse desin, bilimsel veriler olduğunda okulu kapatırız. Öğretmenimizin, çocuklarımızın sağlığını riske sokacaksak bunun adı eğitim olmaz, risk olur. ‘Niye kapatıyorsunuz’ denilse de kapatırız, ‘Niye açıyorsunuz’ denilse de bilimsel veriler bunu gösteriyorsa açarız.”

Normalleşme sürecinin açıklandığı kabine toplantısının ardından okulların açılma kararının aynı gün verilmesinin, öğretmen ve öğrencilerin farklı illerde olabilme ihtimali nedeniyle eleştirildiğine ilişkin değerlendirmesi sorulan Selçuk, eskiden okulların açılması, kapanması, eğitim takvimi gibi konularda bağımsız karar verdiklerini ancak salgın nedeniyle bütün bakanlıkların verisinin ortak bir havuza getirilerek kabinede tartışıldığını ve bu veriler ışığında karar alındığı belirtti.

Okulların açılma kararını verileri görmeden, 1 ay önceden duyuramayacağını ifade eden Selçuk, şöyle devam etti: “Desem ki ‘2 saat sonra okullar açılacak. Okullar açılıyor ve çocuklar okula gidiyorlar. O akşam ‘Çocuklar okula gelin’ desem gelecekler. Bunu tabii mizahi olarak söylüyorum. Bizim öğretmenlerimiz uzaktan eğitim konusunda o kadar esnek bir uygulamayla karşı karşıyalar ki uzaktan eğitimin ne olduğu ne olacağına ilişkin zaten bulundukları illerden çalışıyorlar. Şöyle bir şey söz konusu. Bir öğretmen görevi ve mesleki konularla ilgili yasalar gereği kendi görev yerindedir ancak olağanüstü bir dönemdeyiz. Bazen istisnai durumlarda öğretmenlerimizin farklı yerlerden de hizmetini sürdürmesine herhangi bir şey söylemiyoruz. Bu istisnalar hariç çoğunluk zaten yerinde, hazır, devam ediyor ve böyle sorunlarla karşılaşmıyoruz. Plansızlık meselesi somut olarak indirgendiğinde diyelim ki kabine 3 gün önce toplansaydı ama kabine günleri biraz daha farklı belirleniyor başka faktörlerle ilgili. Dolayısıyla bütün bakanlıkların verilerine ve durumuna göre ayarlandığında mecburen bütün koşullar bir araya geldikten sonra oluyor. Nasıl olağanüstü durumlarda istisnai uygulamalara sıcak bakıyorsak, öğretmenlerimiz, çocuklarımız, velilerimiz açısında seçenekler sunuyorsak aynı şekilde bu zor bir durum herkes için. Ertesi gün çocuklar için bir zorunluluk da yok gelmeyebilirler. 1 Haziran’la ilgili söylemimiz 15 gün önce de duyuruldu, bu konuyla ilgili 31 Mayıs’ta alınan bir karar var. 15 gün önceden de 1 Haziran bilgisi kamuoyuyla paylaşıldı. Öğretmenlerimize, il müdürlerimize ‘Bu konuda lütfen tedbirli olun.’ dedik.”

Bakan Selçuk, öğretmenlerin aşılanmasının geciktiği, Sağlık Bakanlığıyla aralarında koordinasyon sorunu olup olmadığına dair soru üzerine, “Aşı konusunda hiçbir problemimiz yok Sağlık Bakanlığıyla. Türkiye’nin aşı tedarikinde genel olarak izlerseniz bir ara gecikme oldu ve aşı gelmedi. Aşı gelmediğinde biz aşı yaptıramıyoruz. Aşı geldiğinde de, hekimlerden sonra aşı olan ilk meslek grubu öğretmenlerdir. 40 yaş altı da üstü de olsa 7 Haziran’da aşı randevusu açılan ilk meslek grubu öğretmenlerdir. Bu yüzden, bırakın bir problem olmasını teşekkür borçluyuz.” şeklinde konuştu.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *