47’si çocuk, 29’u kadın 174 Filistinli şehid

47’si çocuk, 29’u kadın 174 Filistinli şehid

Siyonist İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 47’si çocuk, 29’u kadın olmak üzere 174’e yükseldi.

Öte yandan sadece gece yarısından itibaren Gazze‘ye düzenlenen saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 8’e, yaralı sayısı da 45’e yükseldi.

Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, yaptığı yazılı açıklamada, İsrail’in gece yarısından itibaren Gazze’nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda yıkılan binaların enkazındaki arama kurtarma çalışmalarının sürdüğünü belirtti.

Yıkılan binalardan birinin enkazından Şifa Hastanesi İç Hastalıklar Bölümü Başkanı Doktor Eymen Ebu el-Avf’ın da cansız bedeninin çıkarıldığını aktaran Kudra, gece yarısından itibaren yapılan saldırılarda çoğu kadın ve çocuk 8 kişinin yaşamını yitirdiğini, 45 kişinin de yaralandığını bildirdi.

Daha önce yapılan açıklamada, İsrail’in gece yarısından itibaren Gazze’nin çeşitli bölgelerine düzenlediği yoğun hava saldırılarında 4 kişinin hayatını kaybettiği, 42 kişinin yaralandığı duyurulmuştu.

Gazze Sağlık Bakanlığı “soykırım” dedi

Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, dün basın mensuplarına gönderdiği videolu açıklamasında, “Filistin halkı, İsrail tarafından tam anlamıyla bir soykırım savaşına maruz kalıyor. İsrail, özellikle evlerinde güven içinde yaşayan sivilleri hedef alıyor; evlerini başlarına yıkıyor.” ifadelerini kullanmıştı.

İsrail’in 10 Mayıs’tan bu yana Gazze’ye düzenlediği saldırılarda şu ana kadar en az 150 Filistinli şehid olmuştu.

AP ile Al-Jazeera’nın ofisinin de olduğu binayı yerle bir etti

İsrail savaş uçakları, Gazze’de içinde Amerikan merkezli haber ajansı Associated Press (AP) ve Katar merkezli televizyon kanalı Al Jazeera’nın ofislerinin de bulunduğu yüksek katlı binayı vurarak yıktı.

AP ve Al Jazeera bürolarının yanı sıra doktor muayenehaneleri ile avukatlık bürolarının da olduğu binada 60 daire bulunuyordu.

Gazze’deki birçok bölgeye internet hizmeti de sağlayan kulelerin bulunduğu binanın vurulacağı İsrail tarafından duyurulmuştu.

Al-Jazeera’nın Gazze Muhabiri Vail el-Dahduh, İsrail ordusunun bina sakinlerine bir saatlik süre tanıdığını söylemişti. Ayrıca Al-Jazeera televizyonu yaptığı yayında söz konusu bina sahibi ile İsrail istihbaratından bir subayın telefon görüşmesini ekranlara yansıtmıştı.

ABD Kongre Üyesi Ocasio-Cortez: İsrail’in saldırılarının nedeni ABD’nin desteği

ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Ocasio-Cortez, Gazze’de Associated Press ve Al Jazeera’nın ofislerinin de bulunduğu binanın İsrail tarafından vurularak yerle bir edilmesinin “ABD’nin desteğiyle” olduğunu kaydetti.

ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Alexandria Ocasio-Cortez, Twitter hesabından, AP ve Al Jazeera ofislerinin de bulunduğu binanın İsrail tarafından bombalanma anında çekilen bir videoyu paylaştı. New York Vekili Ocasio-Cortez, “Bu, ABD’nin desteğiyle oluyor. Hiçbir sözcünün lafı ne kadar çevirdiğini umursamıyorum. ABD, BM’nin ateşkes çağrısını veto etti. Biden yönetimi bir müttefikine karşı sesini çıkarmıyorsa, kime karşı çıkar? Nasıl insan hakları savunuculuğunda güvenilir olurlar?” ifadelerini kullandı.

Ocasio-Cortez başka bir paylaşımında da İsrail’i “apartheid rejimi” olarak nitelendirerek, “Apartheid ülkeler, demokrasi değildir.” mesajını verdi.

ABD’de Demokrat Joe Biden yönetimi, İsrail’in Filistin’e yönelik eylemlerini “meşru müdafaa hakkı” olarak niteleyerek bu ülkeyi kınamaktan kaçınıyor. Kongredeki bazı Demokrat isimler ise Biden yönetiminin bu politikasını sert dille eleştiriyor.

Hamas lideri Heniyye: Gazze’de sivillerin hedef alınmasının tüm sorumluluğu İsrail’e ait

Hamas lideri Heniyye, yayımladığı yazılı açıklamada, İsrail ordusunun gece Gazze’deki Şati Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırıyı “yeni bir katliam” olarak nitelendirdi. Heniyye, “Gazze’nin farklı noktalarına kadar katliamların uzaması, düşmanın acziyetini, başarısızlığını ve direnişin büyüklüğü karşısında içinde bulunduğu çıkmazı ortaya koyuyor.” ifadelerini kullandı.

İsrail’in yenilgiye uğratılacağını vurgulayan Heniyye, şunları kaydetti: “Gazze’de sivillerin hedef alınmasının tüm sorumluluğu İsrail’e aittir. Direniş güçleri, halkını savunmaya devam edecek, düşman ordusunu hezimete uğratacak ve katliamlarını sürdürmesine engel olacaktır.”

İsrail’in gece saatlerinde Şati Mülteci Kampı’ndaki Ebu Hatab ailesinin evine düzenlediği saldırıda 8’i çocuk, 2’si kadın 10 Filistinli şehit olmuştu.

Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, Şati Mülteci Kampı’ndaki eve düzenlenen saldırıya karşılık olarak ve işgal altındaki Batı Şeria’da şehit olan Filistinlilerin intikamının alınması için Aşdod ve Beersheba’nın roketlerle vurulduğunu duyurmuştu.

“Mescid-i Aksa kırmızı çizgimiz”

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen Filistin’e destek etkinliğine de video konferans yöntemiyle katıldı. Hamas lideri burada yaptığı konuşmada, “Kıblemiz, kimliğimiz, inancımız ve devrimlerimizin tetikleyicisi Mescid-i Aksa’ya el sürmemesi konusunda düşmanı defalarca uyardık.” dedi.

“Direniş bizim stratejik tercihimiz” diyen Heniyye, şöyle devam etti: “Mescid-i Aksa’ya el sürülmesi karşısında boş durmayacağız. Kudüs ve Mescid-i Aksa özgürleşene kadar durmayacağız. Bu nesil bunu başarabilir.”

Heniyye ayrıca İsrail’in Lid kentindeki sokağa çıkma yasağına da değinerek, “Gazze 15 yıldır abluka altında. Ancak, bugün düşmanın şehirlerinde sokağa çıkma yasağı uygulanıyor.” diye konuştu. Filistin direnişinin Gazze’ye yönelik bir talebi olmadığını vurgulayan Heniyye, mücadelenin Kudüs, Mescid-i Aksa, Şeyh Cerrah ve geri dönüş hakkı için yapıldığına dikkati çekti.

Heniyye, “Mescid-i Aksa’nın kırmızı çizgimiz olduğu konusunda uyardık. Netanyahu’ya ateşle oynamamasını söyledik.” diye konuştu. “Kudüs ve Mescid-i Aksa, siyonizmle mücadelenin temelini oluşturuyor.” ifadesini kullanan Heniyye, Katar’a Filistin halkına yardımlarından ötürü teşekkür etti.

Filistin Mahmud Abbas Yönetimi: ABD’nin sessizliği Gazze, Batı Şeria ve Kudüs’teki katliamlara yol açtı

Filistin resmi haber ajansı WAFA’ya göre, Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, İsrail’in Gazze Şeridi, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki saldırılarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. İsrail’in Filistin halkına, topraklarına ve kutsallarına savaş açtığını ve bölge ile dünyanın çıkarlarına zarar verdiğini vurgulayan Ebu Rudeyne, İsrail’in bölgeyi kimsenin sonucundan razı olamayacağı bir duruma sürüklediğine dikkati çekti.

Ebu Rudeyne, ABD’nin İsrail’e verdiği desteğe ilişkin ise, “ABD’nin İsrail’in yaptıkları karşısındaki sessizliği ve nefsi müdafaa olarak tanımlaması Gazze, Batı Şeria ve Kudüs’teki katliamlara yol açtı.” ifadelerini kullandı. ABD’nin dünyada İsrail’in saldırılarını durdurabilecek tek ülke olduğuna işaret eden Ebu Rudeyne, “ABD gerçekten huzurdan, bölgesel ve küresel barıştan yanaysa İsrail’in bu saldırılarını durdurması için ciddi bir şekilde harekete geçmesini talep ediyoruz.” çağrısı yaptı.

Filistin halkının haklarından, topraklarından ve mukaddesatından vazgeçmeyeceğini belirten Ebu Rudeyne, şunları kaydetti: “Filistin ve Kudüs hepsinden daha büyük kalacak. Filistin halkının menfaatleri, hakları ve ilkeler hareketlerimizin ve siyasetimizin pusulası olarak kalmaya devam edecektir. Bunlar olmaksızın hiçbir tarafla da barış ve ilişkilerimiz olmayacak.”

ABD Başkanı Biden, Filistin Devlet Başkanı Abbas ile görüştü

Fetih Hareketi Merkez Yürütme Kurulu Üyesi ve İsrail’le ilişkilerden sorumlu Hüseyin eş-Şeyh sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, Filistin Devlet Başkanı Abbas’ın ABD Başkanı Biden’dan telefon aldığını belirtti. Şeyh, Abbas ile Biden’ın görüşmede bölgedeki son gelişmeler ve olayları masaya yatırdığını kaydetti. Filistin Devlet Başkanı Abbas’ın 13 Mayıs’ta da ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile bölgedeki gerilimin düşmesi için görüştüğü açıklanmıştı.

ABD Başkanı Joe Biden, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile yaptığı telefon görüşmesinde, Hamas’ın İsrail’e füze atmaya son vermesi gerektiğini belirterek, aralarında çocukların da olduğu masum sivillerin yaşamlarını kaybetmesinden duydukları endişeyi ifade etti. Beyaz Saray’dan yapılan yazılı açıklamada, ABD Başkanı Biden’ın bugün Abbas ile bir telefon görüşmesi yaptığı ve ABD-Filistin ortaklığının güçlendirilmesi konusunda ABD’nin taahhüdünü ilettiği bildirildi. Biden ve Abbas’ın Kudüs ve Batı Şeria’daki son gerilimi de ele aldığının belirtildiği açıklamada, “İki lider, Kudüs’ün tüm inançlardan ve arka plandan kişilerin barışçıl bir şekilde birlikte yaşadığı bir yer olmasına yönelik ortak arzularını dile getirdi.” ifadesine yer verildi.

Görüşmede Biden’ın, bölgedeki olaylar konusunda diplomatik çalışmalarıyla ilgili Abbas’ı bilgilendirdiğine işaret edilerek, “Biden, Hamas’ın İsrail’e füze fırlatmaya son vermesi gerektiğini vurguladı. İki lider, devam eden şiddet olaylarında, aralarında çocukların da olduğu masum sivillerin yaşamlarını kaybetmesinden duydukları endişeyi dile getirdi.” ifadesi kullanıldı. Biden’ın görüşmede, Filistin halkının hakkı haysiyet, güvenlik, özgürlük ve ekonomik fırsatlara sahip olmasının sağlanması için gerekli adımları desteklediği aktarılan açıklamada, Washington’ın Batı Şeria ve Gazze’deki Filistinlilere ekonomik ve insani yardımına devam ettiği belirtildi. Açıklamada, Biden’ın iki devletli çözümü desteklediğini ve bunun kalıcı bir çözüm için en iyi yol olduğunu vurguladığı kaydedildi.

Öte yandan ABD Başkanı’nın, görüşmede İsrail’in Filistinlilere yönelik eylemlerini kınamaması dikkati çekti.

ABD’li Müslüman kuruluşlar, Biden’ın bayram programını boykot etti

Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR), Filistin İçin Amerikalı Müslümanlar (AMP) ve Kuzey Amerika İslam Camiası (ICNA) gibi 30’dan fazla Müslüman STK bir bildiri yayımladı. Bildiride, Müslüman STK’ların, 16 Mayıs Pazar günü Biden yönetiminin Müslüman toplum için düzenleyecekleri çevrim içi bayram kutlamasına, “İsrail’in Filistin halkına uyguladığı baskı ve şiddet karşısında İsrail yanlısı açıklamalarda bulunmakla yetinmesinden dolayı” katılmama kararı aldıkları belirtildi.

Açıklamada, “Başkan Biden’ın, Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki ve Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price’ın Filistin halkının maruz kaldığı baskıya ilişkin son açıklamalarını çirkin ve suça dahil olmak şeklinde değerlendiriyoruz. İfadeler, İsrail’in Mescid-i Aksa’ya ve içeride ibadet eden Müslümanlara yönelik saldırısını, Mescid-i Aksa ve Şeyh Cerrah Mahallesinde gerçekleşen sürgünleri ve halihazırda yüzlerce kişinin canına mal olan Gazze kuşatmasını tamamen görmezden gelmekle kalmıyor, aynı zamanda suçu mağdur Filistin halkına yükleme cüreti gösteriyor.” ifadelerine yer verildi.

ABD hükümetinin yılda en az 3,8 milyar dolarlık yardımla Filistin’deki yasa dışı işgale ortak olduğuna değinilen açıklamada, “ABD hükümeti, koşulsuz mali desteğinin yanında, İsrail’e siyasi koruma sağlayarak Filistin söylemini bastırıyor. BM’nin ve insan hakları gruplarının ırkçı İsrail rejiminin zulmünü kınamak için eyleme geçmesini engelliyor.” değerlendirmesine yer verildi.

Boykot için imza kampanyası linkinin de paylaşıldığı açıklamanın devamında, “Filistin’de kardeşlerimizin öldürülmesini haklı çıkaran bir Başkan ile bayram kutlamamız mümkün değil. Beyaz Saray’ın kutsal bayram kutlamalarımızı Filistin halkı pahasına siyasi çıkar için kullanmasına izin vermeyeceğiz. Filistin’deki, ABD’deki ve dünyanın dört bir yanındaki Müslümanları bu Beyaz Saray etkinliğini boykot etmeye çağırıyoruz.” denildi.

İsrail polisi, Şeyh Cerrah’ta Filistinli kadınları darbetti, birinin başörtüsünü çıkardı

İsrail polisi, işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah Mahallesi’nde gösteri düzenleyen Filistinlilere saldırarak, çok sayıda kadını darbetti. Polislerden biri, zorla arabadan almaya çalıştığı sırada kadın sürücünün başörtüsünü çıkardı.

Filistinliler, Nekbe’nin (Büyük Felaket) 73’üncü yılı nedeniyle Şeyh Cerrah Mahallesi’nde gösteri düzenledi. Filistinliler, bazı evlerin duvarına, “Direnen Şeyh Cerrah Mahallesi’ne hoş geldiniz” ifadesini ve mahalle sakinlerinin isimlerini yazdı. Aktivistler, Filistin bayrağıyla birlikte Filistin bayrağının renklerini taşıyan balonları mahalleye astı.

İsrail polisi, Filistin bayrağının asılması üzerine göstericilere ses bombası attı, atlı birlikleri devreye soktu ve toplumsal olaylara müdahale aracından tazyikli su sıktı. Gösteriye sert şekilde müdahale eden İsrail polisi, çok sayıda kadını da darbetti. Mahalle sakinlerinden bir aile, aracıyla evine dönmek istediği sırada İsrail polislerinin saldırısına uğradı. Polislerden biri, zorla arabadan almaya çalıştığı sırada kadın sürücünün başörtüsünü çıkardı.

İşgal altındaki Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah Mahallesi’nde toplanan Filistinliler, Nekbe’nin (Büyük Felaket) 73’üncü yılı nedeniyle gösteri düzenledi. Gösteriye müdahale eden İsrail güçleri, çok sayıda kadını darbetti. (Mostafa Alkharouf – Anadolu Ajansı)

İsrail mahkemeleri Filistinli ailelerin itirazlarını reddetmişti

Yıllardır yerlerinden edilme tehlikesi yaşayan 27 Filistinli ailenin korku ve endişeleri İsrail makamlarının baskılarıyla yeni bir boyut kazandı. Kudüs Sulh Mahkemesi, Yahudi yerleşimcilerin talebi üzerine 2019’da Şeyh Cerrah Mahallesi’nde oturan 12 Filistinli ailenin, evlerini yerleşimciler lehine boşaltmaları yönünde karar vermişti. Karara göre, bu ailelerden 4’ünün Ocak 2021’de evlerini boşaltmaları gerekiyordu. Ailelerin itirazı üzerine kararın temyiz edilerek yeniden mahkeme sürecinin başlaması kararlaştırılmış ancak İsrail Merkezi Mahkemesi, şubat ortalarında bu 4 ailenin itirazını reddetmişti.

İsrail Merkezi Mahkemesi, bu yılın başında 7 ailenin, evlerini Yahudi yerleşimcilere bırakmak üzere boşaltması kararı vermişti. Mahkeme son olarak 4 Mart’ta Şeyh Cerrah Mahallesi’nde yaşayan Filistinli ailelerin, karara yönelik itirazlarını geri çevirmişti. Yüksek Mahkeme, 2 Mayıs’ta Şeyh Cerrah’taki 4 aileye, Yahudi yerleşimcilerle “anlaşmaları için” 6 Mayıs’a kadar süre tanımıştı. İsrail Yüksek Mahkemesinde 9 Mayıs’ta görülen duruşmada, nihai karar haziran ayına ertelenmişti.

Netanyahu’nun sözcüsü Gendelman’ın Gazze’yle ilgili dezenformasyonu ortaya çıktı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu‘nun Arapça basından sorumlu sözcüsü Gendelman, bir apartmandan roket atışları yapıldığına ilişkin görüntüyü 11 Mayıs’ta Twitter hesabından paylaştı. Gendelman, söz konusu görüntünün Gazze’de çekildiğini ve Hamas‘ın, halkın yoğun olarak yaşadığı bölgeden İsrail tarafına roket attığını gösterdiğini iddia etti. Bazı kullanıcılarının dikkati üzerine, görüntünün büyük ihtimalle Suriye‘de kaydedildiği ve 2018’de Youtube’a yüklendiği ortaya çıktı. Tepkiler üzerine İsrailli sözcü, dezenformasyon içeren mesajını sildi.

İsrailli insan hakları kuruluşu B’Tselem: İsrail Gazze Şeridi’nde ‘savaş suçu’ işledi

İsrailli insan hakları kuruluşu B’Tselem, İsrail‘in Gazze Şeridi‘nde “savaş suçu” işlediğini belirterek, uluslararası topluma harekete geçme çağrısında bulundu. B’Tselem’den yapılan yazılı açıklamada, “Uluslararası toplumun, daha çok insanın ölmemesi için İsrail’i politikalarını değiştirmeye mecbur bırakmak amacıyla acilen harekete geçmesi gerekiyor.” ifadesi kullanıldı.

“Gazze Şeridi’nin 2014’ten beri bu kadar çok ölüm ve yıkıma tanık olmadığı” aktarılan açıklamada, İsrail’in “savaş suçu” işlediği belirtildi. Açıklamada, İsrail’in “Surların Muhafızı” adıyla askeri operasyon başlattığı günden bu yana, evler ve yüksek katlı binalar gibi sivillerin yoğun bulunduğu yerleri bombaladığı kaydedildi.

“İsrail’in düzenlediği saldırılarla, ticari dükkanlara, su ve elektrik şebekeleri gibi önemli noktalara, caddelere ve tarım arazilerine büyük zararlar verdiği” yönündeki raporların hatırlatıldığı açıklamada, Gazze Şeridi’nin saldırılar öncesinde de insani krizin içinde bulunduğu, bu krizin bir nedeninin İsrail ablukası olduğu vurgulandı.

İsrail basını: Bazı askeri yetkililer, Gazze’ye yönelik operasyonun durdurulmasını istiyor

İsrail’in Walla News gazetesinin internet sitesinde yer alan habere göre, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Benny Gantz görünüşte Gazze’ye yönelik operasyonu devam ettirme konusunda hemfikir iken, savunma kuruluşu ve ordudaki üst düzey bazı yetkililer kapalı kapılar ardında “şu anda doğru olanın, operasyonun sona erdirilmesi ve ateşkes için çalışılması” olduğunu ifade ediyor.

Adı açıklanmayan söz konusu askeri yetkililer, İsrail’in operasyonu sürdürmenin bedelini ödediğini ve kimsenin girmek istemediği bir kara manevrası riskini alabileceği görüşünü dile getiriyor. İsrail’deki bazı savunma birimleri, kara manevrasına Hamas’ın beklenmedik bir karşılık vermesinden endişe ettiklerini ifade ederken, askeri yetkililer de İsrail’in (Gazze’deki) saldırılarının etkinliğinin azaldığını düşünüyor.

Walla News’in haberinde ayrıca Hamas’ın çatışmalara yaklaşık 14 bin roketle girdiği ve bunun da onlara yaklaşık 60 gün roket atma imkanı verdiği kaydedildi. İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırdığı için gelecekte meşruiyetini kaybetme endişesine de yer verilen haberde, “Hamas’ın askeri kanadının komutanı Muhammed ed-Dayf, ülke genelinde ulaşılabilecek her bölgeye roket fırlatmaya karar verdikten sonra İsrail’e karşı yeni bir denklem ortaya koymayı başardı.” ifadeleri kullanıldı.

Yahudi aktivist: Hükümet bizim paramızla yeniden Filistinli çocukları öldürüyor

İsrail vatandaşı Yahudiler arasında az sayıda da olsa hükümetin Filistinlilere yönelik saldırgan politikalarına karşı çıkan ve bu meseleye askeri yöntemler yerine insan hakları temelinde bir çözüm bulunması gerektiğini savunan kişiler var. Bunlardan biri olan insan hakları aktivisti Ofer Neiman, İsrail’in 2014 Gazze saldırısı devam ederken AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Kendi hükümetim benim paramla Filistinlileri öldürüyor” demişti.

İsrail ordusunun 10 Mayıs Pazartesi günü Gazze’ye başlattığı saldırılar sürerken yeniden AA’ya konuşan Neiman, “İsrail Gazze’de çocukları öldürüyor. Ayrım gözetmeksizin saldırıyor ve bu daha çok çocuğu öldüreceği anlamına geliyor. Ve bu (ölümlerin) masraflarını da biz İsrailli vergi mükellefleri olarak ödemek zorundayız. Hükümet bizim paramızla yeniden Filistinli çocukları öldürüyor. Bizim için bu kabul edilemez.” dedi. Bu durum “moral bozucu” olarak niteleyen Neiman, kendisi gibi düşünen bazı Yahudilerin de içerisinde olduğu uluslararası bir kampanya yürüterek Filistinlilerin haklarını savunmaya çalıştıklarını söyledi.

İsrail saldırılarında 2 binden fazla Filistinlinin hayatını kaybettiği 2014 yılındaki savaştan beri yürüttükleri bu kampanyaya bazı İsrailli gençlerden de destek verdiğini belirten Neiman, özellikle ABD’deki Yahudiler arasındaki gençlerden gelen desteğin arttığına dikkati çekti.

İsrailli aktivist, ABD Kongresi’nde de şu an Filistin’e daha fazla destek olduğunu dile getirerek, “Bu durum ABD’deki demokratlar için de yeni bir durum. Gazze’ye İsrail’in saldırdığı 2014 yılında böyle değildi.” diye konuştu. Neiman, bugün ABD Kongresi’nde Ilhan Omar ve Rashida Tlaib gibi ABD’nin İsrail politikalarına karşı sesini yükselten insanlar olduğunu vurguladı.

İsrail’in Filistinlilere yönelik mevcut politikalarında kısa vadede muhtemel bir değişiklik olmasını beklemediğini belirten Neiman şöyle devam etti: “Bununla birlikte daha fazla sayıda İsraillinin mevcut İsrail politikalarının bir çıkmaz sokak olduğunu anlayacağını öngörüyorum. Bu politikalar işe yarayamaz. 2014’te daha çok İsrailli (Binyamin) Netanyahu’nun ve İsrail ana akım siyasilerinin bir şekilde bu sorunu çözeceğine inanıyordu. Şimdi ise bence burada bir kriz olduğu ve bunun askeri politikalarla çözülemeyeceği yönünde etraflı bir anlayış var.”

İsrail vatandaşı bir Yahudi olarak kendisinin bu meseleye yaklaşımının “evrensel insan hakları temelinde” olduğunu belirten Neiman, Uluslarası Af Örgütü gibi insan hakları örgütlerinin çabalarını desteklediğini söyledi. Yahudi ya da Filistinli kimseye ayrımcılık yapmadan haklarının tanınmasından başka çözüm olmadığını düşündüğünü ifade eden Neiman, sözlerini şöyle tamamladı: “İnsanların tamamına ayrımcılık olmadan eşit hakların tanınması gerek. Din ya da etnik temele bakmadan eşit haklar tanınmalı. Bu Yahudilere de eşit hak verilmesi anlamına geliyor ama tabii şu anda hakları verilmeyenler Filistinliler. Benim yaklaşımım bu şekilde. İnsan haklarının eşit şekilde herkese sağlanması. Peki bunu nasıl elde edeceğiz? Burası asıl karmaşık kısmı tabii. Bunun için yürüttüğümüz kampanyalara devam etmeliyiz.

Bunlardan en önemli olanlarından biri İsrail’i boykot hareketi olan BDS hareketi. Bir diğeri de buradaki insan hakları ihlallerini soruşturan Uluslararası Ceza Mahkemesi. Benim de imzaladığım bir mektubu 250 İsrailli daha imzaladı ve bunu UCM’ye vererek muhtemel savaş suçlusu olan İsrailli bazı üst düzey yetkileri soruşturmasını istedik.”

New York’ta İsrail protestosu

İsrail‘in 14 Mayıs 1948’de kendini devlet ilan etmesinin bir gün sonrasını “Büyük Felaket” olarak adlandıran Filistinliler, Brooklyn kentinde Amerikalı birçok insan hakları savunucusu ve sivil toplum örgütünün de desteklediği gösteride, 73 yıldır devam eden hak ve toprak ihlallerine tepkisini ortaya koydu.

“Özgür Filistin”, “İşgali durdur”, “Biden soykırımı destekliyor” yazılı dövizler taşıyan binlerce protestocu, İsrail karşıtı sloganlarla tepkisini dile getirdi. İsrail devletinin varlığına karşı olduklarını her fırsatta dile getiren New Yorklu Ortodoks Yahudi Cemaati üyeleri de Nekbe mitinginde en ön saflarda yerini aldı. Brooklyn’in Arap nüfusunun yoğun olduğu Bay Ridge Mahallesi’nde saatlerce devam eden protesto, yerel ve uluslararası basın tarafından da yakından takip edildi.

Nekbe protestosuna katılan Amerikalı Meg Petrillo, “Filistinlilere yapılanlar bana soykırım gibi geliyor. ABD’deki insanların, orada ne olup bittiğinden haberi yok. Sesimizi yükseltmeli ve yaşananları görünür kılmalıyız.” dedi. 12 Aralık Hareketi kurucularından Roger Waraham ise ABD’nin İsrail’e yaptığı dış yardımların bir suç unsuru oluşturduğunu belirterek “Şu an Filistinlilere yapılanlar, ABD’de bize karşı da yapıldı, yapılmaya da devam ediyor. Dolayısıyla, Filistinlilerin mücadelesi bizim de mücadelemizdir.” diye konuştu.

Protestoya Malcolm X yazılı tişörtleriyle katılan siyahi Amerikalı grubun lideri Waraham, “Bugüne kadar ABD’nin İsrail’e yaptığı yardım miktarı 146 milyar doları geçti. O paralar 1948’den beri bizim vergilerimizden ırkçı İsrail devletine ödeniyor. Biden, Gazze’de olanlara karşı sağlam bir duruş sergilemeli ve İsrail Uluslararası Suç Mahkemesinde yargılanmalı.” ifadelerini kullandı.

Amerikalı Yahudi Laura Whitehorn ise “Yahudiler olarak çocukluğumuzda bize karşı ne yapılıyorsa bugün tersine döndü. Şimdi evlerinden çıkardığınız insanlar direnmeye çalıştıklarında onları suçluyorsunuz. İsrail savaş suçu işliyor ve ABD’de ona suç ortaklığı yapıyor. Kana susamış İsrail devletini eleştirenlerin antisemitizm ile suçlanması düşüncesini bir Yahudi olarak reddediyorum.” şeklinde ifadeler kullandı.

Washington DC, Los Angeles, Phoneix, Minneapolis, Portland ve San Diego, Boston başta olmak üzere ABD’nin birçok şehrinde büyük kalabalıklar Filistin’e protestolarla destek verdi. Bu arada protestoların devam edeceği öğrenildi.

Washington’da Filistin’e destek gösterisi

ABD’nin başkenti Washington’da bir araya gelen binlerce kişi, Filistin’e destek vermek ve İsrail’e tepki göstermek amacıyla Washington Anıtı’ndan Kongre binasına kadar yürüdü. Kent merkezindeki Washington Anıtı önünde toplanan ve ellerinde Filistin bayrakları taşıyan katılımcılar, “Filistin’e özgürlük” sloganları attı.

İsrail’e ve İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarına sessiz kalan ABD yönetimine tepki gösteren göstericiler, Washington Anıtı’ndan başladıkları yürüyüşlerini ABD Kongre Binasının önüne kadar sürdürdü. Yürüyüş esnasında sık sık Filistin lehine ve İsrail aleyhine slogan atan göstericilerden bazıları, Anayasa Caddesi’ndeki ABD Ulusal Arşivi binasının merdivenlerine çıkarak Filistin bayrakları salladı ve Filistin’e destek sloganları attı.

Kongre önünde yapılan konuşmalarda da İsrail’e olduğu kadar Tel Aviv’e koşulsuz destek veren ABD Başkanı Joe Biden yönetimine de tepkiler dile getirildi ve ABD’nin İsrail’e verdiği askeri desteği kesmesi çağrısı yapıldı. Yaklaşık 3 saat süren Filistin’e destek gösterisi olaysız sona erdi. Öte yandan bugün de Washington’da ve ülkenin diğer büyük kentlerinde benzer gösterilerin yapılacağı bildirildi.

Kanada’da İsrail protestosu

İsrail’in Doğu Kudüs ve Gazze’deki saldırılarına karşı, Filistin tarihinin önemli dönüm noktalarından Nekbe’nin yıl dönümü olan 15 Mayıs’ta Kanada‘nın birçok kentinde binlerce kişinin katılımıyla eş zamanlı protestolar düzenlendi.

Toronto’da Belediye Başkanlığı binası önündeki Nathan Phillips Meydanı’nda yerel saatle 19.00’da başlayan gösteriye, on binden fazla kişi katıldı. Protesto öncesinde yapılan konuşmalarda, bunun Yahudi karşıtı değil anti-siyonist bir eylem olduğu belirtildi. Kanada hükümetinin şu ana kadar Filistin’de yaşananlara tepki vermemesi nedeniyle gösteride katılımcılardan Kanada bayrağı yerine sadece Filistin bayraklarını dalgalandırmaları istendi.

“Özgür Filistin”, “Şeyh Cerrah’ı kurtarın” ve “Filistin, Kudüs ve Gazze özgür olacak” pankartları taşıyan göstericiler, akşam namazlarını da meydanda cemaatle kıldı. Toronto polisinin geniş güvenlik önlemleri aldığı ve Kanadalıların da destek verdiği protestolar, yerel saatle 21.00’de okunan Fatiha suresinin ardından olaysız sona erdi.

Öte yandan, muhalefetteki Yeni Demokrat Parti’nin lideri Jagmeet Singh, Başbakan Justin Trudeau’ya çağrıda bulunarak, Kanada Federal Parlamentosunun Filistin gündemi ile acil toplanmasını istedi.

Muhalefet partisinden Kanada Başbakanı’na çağrı: İsrail’e silah satışını durdurun

Yeni Demokrat Parti konuyla ilgili olarak halka açık başlattığı imza kampanyasında, Başbakan Justin Trudeau’ya “yasa dışı işgal sona erene kadar İsrail’e silah satışını durdur” çağrısında bulundu. Partinin resmi internet sitesinde başlatılan kampanyanın açıklama metninde, “Kanadalılar, Gazze’de ve işgal altındaki Doğu Kudüs’te, Filistinlilerin zorla evlerinden çıkarılması nedeniyle haftalardır artan gerginliğin ardından, El Aksa Camii’ne İsrail polisinin baskınları ve Şeyh Cerrah’taki şiddet olaylarının artmasından derinden rahatsızlar.” denildi.

Sivillerin hayatlarının korunması gerektiğine işaret edilen açıklamada, her türlü şiddet, şiddete teşvik ve provokasyonun kınanması gerektiği kaydedildi.

Açıklamada, şu görüşler dile getirildi: “Tırmanma olduğunda, nihai bedeli ödeyenler veya korku içinde yaşayanlar her zaman sivillerdir. Daha fazla can kaybını önlemek için acilen gerginliğin azaltılması gerekir. Hem Filistinliler hem de İsrailliler güvenli ve emniyet içinde yaşama hakkına sahiptir. Kanada ayrıca gerginliğin azaltılması ve adil ve barışçıl bir çözüm için daha güçlü bir rol oynamalıdır. Geçmişte Suudi Arabistan, Libya, Türkiye ve Sudan gibi ülkelere silah satmayı durduran Kanada için şimdi de yasa dışı işgal bitene kadar İsrail’e silah satışını durdurma zamanıdır.” Açıklamanın sonunda Kanada’nın, Filistinliler ve İsrailliler için adil ve sürdürülebilir çözüm oluşturulmasına yardımcı olmak için aktif bir rol oynaması gerektiğine dikkat çekildi.

Yeni Demokrat Parti (NDP), 338 sandalyeli Kanada Federal Parlamentosunda 24 milletvekilliği ile 4. büyük parti durumunda bulunuyor.

AB dışişleri bakanları ‘Filistin-İsrail gerginliğini’ görüşecek

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, “İsrail ile Filistin arasında devam eden gerginlik ve kabul edilemez sivil can kayıpları” nedeniyle bakanları olağanüstü toplantıya çağırdığını duyurdu. Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Borrell, toplantının salı günü video konferans yöntemiyle yapılacağını açıkladı. Borrell, “Şiddetin sonlandırılmasına AB’nin nasıl katkı sağlayabileceğini koordine edeceğiz ve tartışacağız.” ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına ilişkin İİT İcra Komitesi Olağanüstü Toplantısı’na katılacak

Türk Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in Filistin topraklarına yönelik saldırıları karşısında, Türkiye’nin Filistin makamları ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Zirve Dönem Başkanı Suudi Arabistan ile istişare girişimleri üzerine, 16 Mayıs’ta dışişleri bakanları düzeyinde açık katılımlı İİT İcra KomitesiOlağanüstü Toplantısı‘nın video konferans formatında düzenleneceği kaydedildi.

Açıklamada, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun katılacağı toplantıda, İsrail’in Filistin topraklarına yönelik saldırılarına karşı İİT bünyesinde ve uluslararası alanda atılabilecek adımların istişare edileceği aktarıldı.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *