اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَذَكَرُوا اللّٰهَ كَث۪يراً وَانْتَصَرُوا مِنْ بَعْدِ مَا ظُلِمُواۜ وَسَيَعْلَمُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُٓوا اَيَّ مُنْقَلَبٍ يَنْقَلِبُونَ

Yalnız iman edip iyi ameller işleyenler, sık sık Allah´ı ananlar ve zulme uğradıklarında zalimlere karşı koyanlar böyle değildirler. Zalimler ne acı bir akıbetle yüzyüze geleceklerini yakında anlayacaklardır. (26/227)

Şuara suresi, adından da anlaşılacağı gibi şairler hakkında birtakım bilgiler vermektedir. İslam’da güzel sözleri tasdik edip kötü sözleri reddeden her türlü söylem kabul edilmiştir. Bunlar şairler veya diğer yazarlar hakkında da geçerlidir. İslam’ın, hayatın bütününe, hayatın içindeki ilişkilere ve bağlara ilişkin kendisine ait bir bakış açısı vardır. İşte bu bakış açısından kaynaklanan her şiir, İslam’ın hoş göreceği, sıcak bakacağı şiirdir.

Kendisini Allah’a adayan, daima Kuran ile hemhal olan ve salih amel ile meşgul olanlara karşı yapılan hiciv nitelikli her türlü söylemlere karşı misliyle karşı koyulması istenmektedir. Zalimlerin iktidarlarını meşrulaştırıp, onların bakış açısına göre kendilerini konumlandıran, onlar tarafından finanse edilen şairlere karşı misliyle karşılık vermek meşru görülmüştür.

Zamanın en büyük iletişim araçlarından biri olan şiir, dönemin etkileşim unsurlarının başında geliyordu. Şiir ile düşünceler açığa çıkıyor, şiir ile fikirler beyan ediliyordu. Bunun günümüzdeki karşılığına medya’yı koyabiliriz. İnsanlar bugün medya ile etkileniyor, medya ile bilgileniyor. Medya aracılığı ile insanlar büyüleniyor, efsunlanıyor. Bu tür haksız yere karalama içinde bulunanlara karşı verilen mücadeleye karşı rabbimiz, bu yolda kesin kazananların Müslümanlar olduğunu bildiriyor.

Bunun gibi haksızlığa karşı koyan Müslümanlar, bu yolda zulme uğrasalar bile susmamışlar, gerçekleri söylemişler, soyut düşünce ve hayal peşinde olmamışlardır. Tüm enerjilerini, inandıkları gerçeğin zafere ulaşması için sarf etmişlerdir. İşte onlar zulme uğrasalar da zafer içinde olduklarını hep hissetmişlerdir, inanmışlardır. Çünkü iman eden her mümin gibi zalimlerin nasıl acı gerçeklerle yüz yüze geleceğine inanıyorlardı. Zulmeden herkesin inatlarını ve kibirlerini göz önüne seren Kur’an’ı Kerim, müminleri, eğer inanıyorsanız mutlaka galipsiniz sözü ile desteklemiş, galip olanın rakibi de haliyle mağlup olmuştur veya olacaktır.

(Venhar)