Yusuf Ziya Cömert: Sözleşmenin kaldırılması sözleşmeden şikayetçi olanların sayıp döktüğü sorunların hiç birini çözmeyecek. Sorunlar devam edecek. Sorunlar devam edince kimi günah keçisi yapacağız?
Yusuf Ziya Cömert, bugün Karar gazetesindeki yazısında İstanbul Sözleşmesini konu aldı. Yazısına hayali bir diyalogla başlayan Cömert, sözleşmeye genel olarak okunmadan karşı olunduğunu belirterek, “Sebebi sözleşmedir dedikleri sorunların çoğu sözleşmeden önce yapılmış kanunlarla ilgili.” vurgusunda bulundu.
Sözleşmenin içeriğine değinen Cömert, “Peki çok mu dört dörtlük bir metin İstanbul sözleşmesi? O kadar da değil. Mantıklı birileri oturup okusaydı ve tembellik etmeyip üzerinde çalışsaydı mutlaka daha iyi bir metin çıkarırdı. Demek ki Kadem’ciler dahil hepsi kös dinlemiş.” dedi ve şöyle devam etti:
“Mesela şu ifade: “Taraflar kadınların ve erkeklerin toplumsal olarak klişeleşmiş rollerine dayalı önyargıların, törelerin, geleneklerin ve diğer uygulamaların kökünün kazınması amacıyla sosyal ve kültürel davranış kalıplarının değişmesine yardımcı olacak tedbirleri alacaklardır.” (12. Madde.) Gelenekle ne zorun var? ‘Kökü kazınacak’ olanları şiddete sebep olan törelerle sınırlandırsan neyin eksilir?
Sözleşmede geçen ‘toplumsal cinsiyet’ kelimesinin tefsiri de değişik çağrışımlara yol açıyor. Bu tabirin lgbt’nin mevcudiyetini ima ettiği söyleniyor. İyi de, “Kazvin’de kuşlar tek kanatla uçar” lafı İstanbul Sözleşmesi’nden bin sene önce çıkmış. Mevcudiyetini ima etmediğin zaman mevcudiyet ortadan kalkıyor mu?
‘Cinsiyet’ kelimesi Arapçada ‘uyruk’ anlamına da kullanılıyor. Devletin uyruğu olan herkesi şiddetten koruması gerektiğini düşünebiliriz. Bunun için sözleşmeye yazmak da şart değil aslında. Koru işte vatandaşlarını şiddetten.
Diyeceğim şu: Bahsi geçen sakıncalarla İstanbul sözleşmesi arasında tarif edilebilir bir illiyet yok. Ama son yıllarda özellikle muhafazakar muhitlerde böyle bir izlenim yerleşti. Sözleşme aleyhine bir kamuoyu oluşturuldu. Maksat bu idiyse maksadın hasıl olduğunu söyleyebiliriz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözleşmenin kaldırılmasının muhafazakar tabanda olumlu bir etkiye sebep olacağını hissetti, bunda bir siyasi fayda gördü ve değerlendirdi.
Sözleşmenin kaldırılması sözleşmeden şikayetçi olanların sayıp döktüğü sorunların hiç birini çözmeyecek. Sorunlar devam edecek. Sorunlar devam edince kimi günah keçisi yapacağız?
Biz harika bir nesiliz. Kendimiz yazıp kendimiz imzaladığımız bir metni bütün kötülüklerin anası ilan edebildiğimize göre, günah keçisi tayin etmekte de zorluk çekmeyiz.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *