İstanbul Sözleşmesinden ayrılma kararına savunma

İstanbul Sözleşmesinden ayrılma kararına savunma

İstanbul Sözleşmesinden Türkiye’nin ayrılma kararının ardından, üst düzey bazı isimlerden kararı savunan mesajlar geldi.

Fuat Oktay: Başkalarını taklit etmeye gerek yok

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay sosyal medya mesajında “Geleneksel toplumsal dokumuzu da muhafaza ederek daha ileri noktalara taşımak azmindeyiz” dedi. Oktay’ın mesajında şu ifadeler yer aldı:

“Türk kadınının toplum içindeki itibar ve saygınlığını layık olduğu seviyelere çıkartmak adına verdiğimiz samimi mücadeleyi, geleneksel toplumsal dokumuzu da muhafaza ederek daha ileri noktalara taşımak azmindeyiz.

Bu yüce gaye için de çareyi dışarılarda aramaya, başkalarını taklit etmeye gerek yoktur. Çözüm bizatihi gelenek ve göreneklerimizde, özümüzde mevcuttur.”

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’dan açıklama

Altun, Twitter mesajında, “Dünden bugüne Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kadınların toplumsal, ekonomik, siyasi ve kültürel hayata daha fazla katılmaları için verdiğimiz mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyoruz. Kadınlar, hayatın nesnesi değil öznesidir! Her zaman ‘Güçlü Kadın Güçlü Türkiye’ diyeceğiz.” dedi.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’den açıklama

Abdulhamit Gül, Twitter hesabından paylaştığı mesajında şöyle dedi:

“Bizim için kadına yönelik şiddetle mücadele, bir insan hakları mücadelesidir. Bu anlayışla tüm kurumlarımızla birlikte insanımızın onurunu, aileyi ve toplumsal dokumuzu korumaya kararlılıkla devam ediyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kadına yönelik şiddetle mücadelede kararlılığımız tamdır. Mağdurlar hakkında adli süreçteki koruma halkasını her geçen gün daha da güçlendiriyoruz.

Uluslararası sözleşmelerin onayı ve yürürlüğe konulması usulü hukukumuzda açıktır. TBMM katılmayı onaylar, yürütme de bunu bir kararla yürürlüğe koyar. Yürürlüğün aynı şekilde durdurulması ve feshi, yürütmenin yetkisindedir.

Hukuk sistemimize kazandırdığımız seri muhakeme ve basit yargılama başarıyla uygulanıyor. Son 15 ayda yaklaşık 160 bin dosya bu usullerle kısa sürede çözüme kavuşturuldu. Her iki yöntemin kapsamını daha da genişleteceğiz.”

İçişleri Bakanı Soylu’dan yazılı açıklama

Süleyman Soylu, “Uluslararası sözleşmelerin varlığı veya yokluğu, vatandaşımızın karşı karşıya kalacağı herhangi bir suç şeklini önlemeye ilişkin sorumluluklarımızı ve bu sorumluluğun gereği olan çalışmalarımızı eksiltmez veya arttırmaz” dedi.

Bakan Süleyman Soylu, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’de huzurun, asayişin ve güvenliğin sağlanması, terörle mücadele, hırsızlık, organize suçlar, siber suçlar, uyuşturucu, şiddet ve suçun her türü ile mücadelede güvenlik güçlerinin gücünü Anayasa, kanunlar ve her türlü suça karşı insanın masumiyetini koruma ilkesinden aldıklarını dile getirdi.

“Uluslararası sözleşmelerin varlığı veya yokluğu, vatandaşımızın karşı karşıya kalacağı herhangi bir suç şeklini önlemeye ilişkin sorumluluklarımızı ve bu sorumluluğun gereği olan çalışmalarımızı eksiltmez veya arttırmaz.” ifadesini kullanan Soylu, milletlerarası antlaşmalara ve sözleşmelere taraf olmak kadar taraflıktan ayrılmanın da her egemen devletin hakkı olduğunu vurguladı.

Soylu, aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele ve kadın cinayetlerini önleme konusunda topluma karşı sorumlu kılanın, İstanbul Sözleşmesi’nin varlığı olmadığını belirterek, şunları ifade etti: “Anayasa’nın 10. maddesi ve 41. maddesi, TCK’nin ilgili maddeleri, ‘6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un ilgili maddeleri, bu konuda ilgili bakanlıklarla yürüttüğümüz eylem planı, İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen KADES, Elektronik Kelepçe İzleme Merkezi gibi uygulamalar, sayılarını 81’den 1086’ya çıkararak tüm ülkemize ve ilçe düzeyine yaydığımız ‘Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirlikleri’ ve tüm bakanlıklarla uyumlu olarak yürüttüğümüz süreç, inanıyoruz ki bu mücadelede bizi vatandaşımıza karşı mahcup etmeyecektir.

Anayasamızın, kanunlarımızın, medeniyetimizin ve tüm değerlerimizin bize yüklediği görev ve sorumlulukları tamamen bir uluslararası sözleşmeyle ciro etmek ve eşitlemek, hem kendi büyük devlet geleneğimize hem bin yıllık medeniyet birikimimize hem de ortaya koyduğu gelişmeyle bölgesinde ve dünyada önemli bir güç haline gelen Türkiye’ye, özgüvenine, kendi yapabildiklerine ve kapasitesine haksızlık olacaktır.”

“Aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele bugün ve yarın da devam edecek”

Bir kadının şiddete uğramasının ve bir kadının cinayete kurban gitmesinin insanoğlu tarafından kabul edilemeyeceğini vurgulayan Soylu, Türkiye’de kadın cinayetlerinin arttığı söyleminin tamamen yalan olduğunu ve eldeki veriler tarafından desteklenmediğini aktardı.

Soylu, “Tüm suçlarla mücadele ettiğimiz gibi devletimiz, güvenlik güçlerimiz, elbette ki aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadeleyi de insan hakları çerçevesinde, ‘huzur, güven ve asayiş’ anlayışıyla, vatandaşımızın her şeyin en iyisine layık olduğu bilinciyle dün olduğu gibi bugün ve yarın da devam ettirecektir. Yakın zamanda herkes görecektir ki aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadelede atılan tüm adımların olumlu sonuçlarını alacağız ve dünyada bu mücadelenin örnek temsilcisi olacağız.” ifadesini kullandı.

Aile Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’tan mesaj

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, twitter hesabından yaptığı paylaşımda “İşlevinden fazla anlam yüklenerek asıl amacından uzaklaştırılan her araç toplumsal ayrışmaya yol açıyor. Sloganlardan öte, şiddetin hakiki sebeplerini konuşarak şiddetle mücadele ortak paydasında buluşmak mümkün” dedi.

‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’ NAS MI DEĞİL Mİ?

İstanbul Sözleşmesine ruhunu veren ideoloji

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *