Prof. Dr. Halit Eren, hayatının 40 yılını IRCICA’da geçirdi

Prof. Dr. Halit Eren, hayatının 40 yılını IRCICA’da geçirdi

Hayatının 40 yılını İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) çatısı altında İslam medeniyetinin hizmetinde geçiren Eren, 2005 yılından itibaren 16 sene genel direktörlük görevini üstlendi.

AA muhabirinin çeşitli kaynaklardan derlediği bilgilere göre, 1953’te Gümülcine’de (Batı Trakya, Yunanistan) dünyaya gelen Prof. Dr. Halit Eren, ilk ve orta tahsilini Batı Trakya’da, lise öğrenimini Sakarya İmam Hatip Lisesi’nde, yüksek tahsilini ise 1976’da İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nde tamamladı.

Eren, 1989’da Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı’nda yüksek lisansını tamamladıktan sonra 1995’te aynı üniversitenin Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi Ana Bilim Dalı’ndan doktora derecesini aldı. Ocak 2014’te Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler alanında doçent unvanını elde eden Eren’e, Şubat 2019’da ise profesör unvanı verildi.

Hayatının 40 yılını IRCICA’da geçirdi

Prof. Dr. Eren, 1981’de Kütüphane ve Dokümantasyon Bölüm Başkanı ve araştırmacı olarak katıldığı İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) bağlı kurumlarından IRCICA’da, 2000-2004 arası genel direktör yardımcılığı görevini yürüttü.

Hayatının 40 yılını İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) çatısı altında İslam medeniyetinin hizmetinde geçiren Eren, 2005 yılından itibaren 16 sene genel direktörlük görevini üstlendi.

Görev yaptığı süre zarfında araştırmacılar için çok önemli kaynakların oluşturulmasına gayret eden Eren, uluslararası alanda IRCICA’yı aslına ve potansiyeline uygun olarak etkin hale getirirken, İslam dünyasında referans kabul edilebilecek eserlerin üretimi için de projeler yürüttü.

Prof. Dr. Eren, görevi boyunca Kudüs, İslam tarihi ve kültür mirası alanında araştırmalar, yayınlar, kongreler ve sergiler düzenleyerek bu konulara birinci elden kaynakları teşkil eden resmi arşiv belgelerinin ve kayıtların istifadeye sunulmasını ve bu konulardaki incelemelerin geliştirilmesini sağladı.

Bu çalışmalardan “Kudüs Şer’iyye Sicilleri” konusunda 2017-2020 döneminde yayımlanan 36 ciltte, birer sicil defteri incelendi. “Osmanlı Arşiv Belgelerinde Kudüs” projesinde 2016-2019 arasında 9 cilt yayınlanırken, Kudüs tapu kayıtlarının incelemeli edisyonlarının hazırlandığı projede ise 2018-2020’de ilk 3 cilt yayına hazırlandı. Eren, ayrıca Kudüs’ün tarihi fotoğraflarıyla çeşitli ülkelerde sergiler düzenlenmesine destek oldu.

IRCICA’da kadim mushaflarla ilgili uzun süreli çalışma yürütüldü

IRCICA bu dönemde, Kur’an-ı Kerim incelemeleri sahasında 2007-2020 arasında, Dr. Tayyar Altıkulaç’ın kadim mushaflar üzerindeki incelemelerinden 11 cildin Arapça, Türkçe ve İngilizce olarak yayımlanması projesini gerçekleştirdi.

Ayrıca, 2010-2011 döneminin İİT tarafından “Kur’an-ı Kerim’in Nüzulünün 1400. Yılı” olarak kutlanması fikrine katkı veren Prof. Dr. Eren, projenin teşkilatça onaylanmasıyla ilgili faaliyetlerin uluslararası açılış konferansını İstanbul’da düzenledi.

Eren, 2016’da Gambiya Cumhurbaşkanı’nın daveti üzerine “Başkan Yahya Jammeh Uluslararası Kuran Hıfzı Yarışması”nın Banjul’da düzenlenmesi faaliyetine katılırken, İslam tarihi ve medeniyeti alanında üye ülkelerin hükümetleri ve üniversiteleriyle iş birliği içinde çok sayıda uluslararası akademik toplantı gerçekleştirdi.

Bu konferanslar ve konu aldıkları bölgeler şöyle: “Balkanlar ve Güneydoğu Avrupa (Bükreş 2006, Üsküp 2010, Saraybosna 2015); Orta Asya (Astana 2007; Bişkek 2012); Kafkasya (Bakü 2019); İdil-Ural (Kazan 2002, 2005, 2012; Ufa 2008, 2010); Güney Asya (Dhaka 2008; İslamabad/Keşmir 2018); Akdeniz (Kuzey Kıbrıs 2010); Doğu Afrika (Zanzibar 2013); Güney Afrika (Johannesburg 2006; Durban 2016; çevrimiçi konferans 2020); Batı Afrika (Nijerya 2018; Nijer 2019); Orta Afrika (Çad 2019)”

Eren ayrıca, bu konferans dizilerine ek olarak çeşitli tarih ve kültür alanlarında önemli sempozyumların düzenlenmesini yönetti. 2005’te Şam’da “Bilad-ı Şam”, 2007’de Kahire’de “Osmanlı döneminde Mısır” sempozyumlarını yöneten Eren’in hayata geçirdiği diğer etkinlikler ise şöyle:

“Osmanlı döneminde Mağrip ve Batı Akdeniz” (Rabat 2009), “Osmanlı döneminde Yemen” (Sana 2009), “Osmanlı döneminde Kudüs” (Şam 2009), “Meşrutiyet’in 100. Yılı” (İstanbul 2008), “İslam Arkeolojisi” (İstanbul 2005; İslamabad 2011), “Turizm ve Geleneksel Elsanatları” (Riyad 2006), “Elsanatlarının mimari projelerde kullanımı” (Tunus 2008), “Bilad-ı Şam mimari mirası” (Amman 2014), “Kudüs İslam mirasının korunması” (2014), “İslam medeniyetinde Konya” (Konya 2016), “Kazakistan’da Şarkiyat incelemeleri: başarılar ve öngörüler” (Almatı 2016), “Kazakistan’da elyazması mirası” (Astana 2018), “Sadvakas Gilmani ve Büyük Bozkırın uleması” (Astana 2019), “Kazakistan’ın İslam kültürünün gelişmesine katkıları” (Astana 2018), “Özbekistan’da İslam incelemeleri” (Taşkent 2019), “Özbekistan’da elyazması koleksiyonları” (Semerkant 2019), “Tacikistan’da kültür ve tarih araştırmaları” (Duşanbe 2019), “Orta Asya milletlerinin kültürü, dini gelenekleri ve adetleri” (Taşkent 2020), “İslam medeniyeti tarihinde Tırmız’ın yeri” (Çevrimiçi konferans 2020), “Tarihin dönüm noktaları ve salgınların tesirleri” (2020), “İslam dünyası şehircilik tarihi ve salgın sonrası dönem için öngörüler” (2020)”

IRCICA’da ayrıca, dünya medeniyetleri arasında kültür, bilim ve sanat alanlarındaki ilişkiler ve karşılıklı etkileşimler alanında uzun dönemli araştırma projeleri ve uluslararası konferanslar gerçekleştirildi.

Eren’in bu alandaki faaliyetleri arasında, İslam dünyası ile Batı dünyası arasındaki ilişkiler konusunda 2006-2009’da “Tarih eğitiminde öteki imajı”, 2009-2012’de “Akdeniz bölgesi ve çevresinde ve Akdeniz ile diğer bölgeler arasında kültürel etkileşimlerin tarihi” başlıklı araştırma programları ve sempozyumlar bulunuyor.

Dünyada aşırı akımlar ve terörizm ile mücadelede kültürel iş birliğinin arttırılması amacıyla 2009-2014 döneminde BM Medeniyetler İttifakı Küresel Forumlarında ve 2013-2017 döneminde Bakü’de düzenlenen Kültürlerarası Diyalog forumlarında çok kültürlü katılımla uluslararası oturumlar yapan Eren, İslam dünyası ile Çin, Kore, Avrupa ve Rusya arasındaki ilişkilerin tarihi üzerine konferans dizileri düzenledi.

Ulusal ve uluslararası alanda görevler aldı

İngiltere Türk-İslam Cemiyeti kurucusu ve yöneticisi, Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Başkanı, İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Vakfı Genel Sekreteri, Türk Bilim Tarihi Kurumu Kurucu Üyesi, Doğu Avrupalı Müslüman Azınlıklar Konseyi Kurucu Üyesi ve Danışmanı, Rumeli Eğitim Vakfı Kurucu Üyesi, Türkiye Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı İhtisas Komisyonu Üyesi, Batı Trakya Eğitim, Kültür ve Sağlık Vakfı Kurucu Üyesi ve Başkanvekili, Rumeli Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği İkinci Başkanı, Rumeli Türkleri Kültür ve Dayanışma Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve İkinci Başkanı, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Bakanlığı Balkan Ülkeleri Danışmanı, Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı Milli Kültür Şurası Üyesi ve Balkanlar Medeniyet Merkezi (BALMED) Derneğinin Kurucu Başkanlığı görevlerini yapan Eren, 2011’de UNESCO Milletlerarası Irak Kültür Mirasını Koruma Koordinasyon Komitesi Üyesi seçildi.

Eren ayrıca 2013’te kurulan Türk-Arap Diyalogu Uluslararası Birliğinin Kurucu Üyesi ve Başkan Yardımcısı olarak görev aldı.

Prof. Dr. Halit Eren, “Mühimme Defterlerinde Gümülcine: Başbakanlık Osmanlı Arşivi Divan-ı Hümayun Sicillatı Mühimme Defterleri: 74-129”, “Balkanlar’da Osmanlı Vakıfları: Vakfiyeler, Yunanistan”, “Mühimme Defterlerinde Gümülcine: Başbakanlık Osmanlı Arşivi Divan-ı Hümayun Sicillatı Mühimme Defterleri: 1-73”, “Restoration of Mosques in Bosnia and Herzegovina”, “Vakfiyelere Göre Osmanlı Dönemi’nde Bulgaristan’ın Sosyo-Ekonomik Durumu”, “Balkanlar’da Osmanlı Vakıfları: Vakfiyeler, Bulgaristan”, “World Bibliography of Translations of Meanings of the Holy Qur’an: Printed Translations 1515-1980” kitaplarını kaleme alırken, çok sayıda makaleye de imza attı.

“Gümülcineli Hafız Galip Efendi”, “The Muslim Minority in Bulgaria: A Status Report”, “Batı Trakya Türklerinin Eğitim Sorunları: İlgili Kanun, Andlaşma ve Protokoller”, “Cumhuriyet Döneminde Göç ve İltica, Tarih Boyunca Türklerde İnsani Değerler ve İnsan Hakları”, “Batı Trakya”, “Balkanlarda Türk ve Diğer Müslüman Toplumları ve Göç Olgusu”, “Kur’an’ın Muhtelif Dünya Dillerine Tercümesi”, “Batı Trakya’da Türk Vakıfları: Tarihi Süreç ve Bugünkü Durum”, “Ottoman Administration in the Balkans” makalelerini yayımlayan Eren ayrıca “Osmanlı Mirası Bir Medrese Örneği: Gümülcine Medrese-i Hayriyesi”, “Yunanistan: Batı Trakya Türkleri”, “Batı Trakya Türk Cemaat ve Vakıf İdareleri” adlı yayınları da akademi dünyasına kazandırdı.

Çok sayıda tebliğde de imzası bulunan Eren, ulusal ve uluslararası alanda birçok kez editörlük görevi üstlendi.

Çalışmaları dolayısıyla çok sayıda fahri doktora unvanı aldı

Prof. Dr. Eren’e, İslam kültürü ve sanatı dalındaki sosyal ilimlerin geliştirilmesine ve uluslararası araştırma projelerinin organizasyonunun yanı sıra ülkelerarası ilişkilere yaptığı katkılardan dolayı Tataristan İlimler Akademisine bağlı Ş. Mercani Tarih Enstitüsü tarafından 2006’da fahri doktora unvanı verildi.

Tataristan Cumhuriyeti Kazan Federal Üniversitesi tarafından Ekim 2010’da fahri doktora unvanına layık görülen Eren’e, aynı dönemde Başkurdistan Cumhuriyeti Ufa Başkır Devlet Üniversitesince fahri profesörlük unvanı tevcih edildi.

Aralık 2006’da Tataristan’ın başkenti Kazan’ın gelişmesine yaptığı katkıdan dolayı Rusya Federasyonu Devlet Ödülü Madalyası ile taltif edilen Eren, kültür sahasındaki başarılarından dolayı Tataristan Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı tarafından Eylül 2010’da madalya ile ödüllendirildi.

Eren, 22 Şubat 2012’de İslam kültürü, sanatı, medeniyet ve tarih araştırmalarına ve milletlerarası kültürel ilişkilere yaptığı katkılarıyla Umman Sultanı Kaboos Bin Said tarafından Birinci Derecede Sultan Kaboos Kültür, Bilim ve Sanat Nişanı ile taltif edildi.

Eren’e ayrıca 2019’da Taşkent’teki Özbekistan Uluslararası İslam Akademisi tarafından fahri doktora unvanı tevcih edildi.

İyi derecede İngilizce, Arapça ve Yunanca bilen Eren, Farsça ve Slav dillerini de konuşabiliyor. Evli olan Eren, biri kız, ikisi erkek üç çocuk babasıdır.

Kadim mushaflar, Kudüs çalışmaları ve Timbuktu yazmaları IRCICA’nın önemli projeleri oldu

Prof. Dr. Halit Eren, görev aldığı IRCICA’da önemli projelere imza atarken, projeler sonunda hazırlanan yayınlar ve eserler, İslam kültür, medeniyet ve tarihinde önemli boşlukları doldurdu.

Başta İslam coğrafyası olmak üzere pek çok bölgede çalışmalar yapılmasına gayret eden Eren, İslam dünyasının kültür ve medeniyet alanındaki birliği için önemli eserlerin ortaya çıkmasına önayak oldu. En eski Kur’an-ı Kerim nüshalarının incelenip yayımlanmasının yanı sıra Kudüs Şer’iyye Sicilleri ve tapu defterleri ile Timbuktu yazmalarına ilişkin önemli çalışmalar yürütülürken, bir yandan da İslam Tarihi ve Medeniyeti Kongreleri’yle Müslüman alim ve sanatçılar bir araya getirildi.

Eren, ayrıca Osmanlı Devleti’nde Arap vilayetlerine ilişkin çalışmaları ile Osmanlıca OSR (Optik Karakter Okuma) Projesi, vakıf kültürünün Afrika’ya taşınması gibi küresel ölçekte projelere de imza attı.

İslam medeniyet hafızasına IRCICA faaliyetleriyle katkı sunmaya çalışan Eren, kurum bünyesinde çok önemli fotoğraf albümlerinin hazırlanması için projeler düzenledi.

Eren, IRCICA’nın uluslararası alandaki etkinliğini artıracak iş birliklerine önem verdi ve İslam sanatının önemli alanlarından olan hat konusunda da çeşitli projeleri hayata geçirdi.

“Allah’ın kelamını dünyaya yanlış tanıtmaya çalışanlara verilen en güzel cevap”

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Halit Eren, yapılan çalışmalardan başta en eski Kur’an-ı Kerim nüshalarının incelenip yayınlanmasının önemini anlatarak, diğer projeler hakkında da bilgiler verdi.

Kur’an-ı Kerim’le alakalı çalışmalarının merkezin ilk yıllarından itibaren başladığına dikkati çeken Eren, “O projede de ben yer almıştım. Kur’an-ı Kerim tercümelerinin dünya dillerindeki bibliyografyasını yayınladık. Ardından yazma halindeki tercümelerin kataloglarını yayınladık. Türkçe yazmalar, Farsça yazmalar ve Urduca yazmalar gibi projeler devam etti. Bir üçüncü safhası ise şifahi tercümelerdi. Afrika’da yazı geleneği olmadığı için hoca, camide veya medresede oturur, tefsirini, tercümesini şifahi olarak yapar, talebeleri de öyle ezberler. Bunları da tescil ettik. Mahalli Afrika dillerindeki tercümeleri kasede tescil ettik. Kütüphanemizde bunlar da bulunuyor.” diye konuştu.

Eren, 2005’ten sonra görevi devralınca yeni bir proje başlattıklarını belirterek, şöyle devam etti:

“En eski Kur’an-ı Kerim nüshalarının incelenip yayımlanması… Çünkü biz Müslüman olarak Kur’an-ı Kerim’in indiği gibi muhafaza edildiğine inanıyoruz. ‘İnna nahnu nezzelnaz zikre ve inna lehu le hafizun.’ diyor Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de. ‘Zikri biz indirdik, onu biz koruyacağız.’ diyor. Bazı müsteşrikler, oryantalistlerin Kur’an-ı Kerim’in eski nüshalarında bir hattat orayı karalamışsa veya bir yanlışlık yapmış, yeni bir şey yazmışsa hemen ‘Kur’an-ı Kerim değiştirildi, farklı nüshalar var, Hazreti Ali’nin nüshası farklı, Hazreti Osman’ın nüshası farklı.’ gibi fitne amaçlı çalışmaları var. Bunlara cevap olsun diye bu Kur’an-ı Kerim’lerin çalışmasını başlattık.

Önce Topkapı Sarayı’nda Mukaddes Emanetler Bölümü’nde bulunan, Hazreti Osman’a nispet edilen büyük mushafı yayınladık. Hem tıpkıbasımını yaptık hem de incelemek için elimizdeki mushaflarla karşılaştırmalı neşrini yaptık ki bu çalışmaları da eski Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç yaptı. Sonra Kahire’de el-Meşhed’ül Hüseyni’de muhafaza edilen yine Hazreti Osman’a nispet edilen büyük bir mushaf var. Bunların hepsi derilere yazılmış mushaflar. Onun bir kopyasını aldık, inceledik ve yayınladık.

Daha sonra, Hazreti Ali’ye nispet edilen Sana’daki mushafa ulaştık. Yemen’in eski Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih’in özel izniyle bir kopyasını aldık. O mushaf incelendi, onu neşrettik. O mushafla Hazreti Osman’a nispet edilenler karşılaştırıldı. Onu da neşrettik. Daha sonra Kahire’de İslam Sanatları Müzesi’nde başka bir mushaf vardı. Onu aldık ve neşrettik. Ardından Tübingen’de tam olmasa da kısmi bir mushaf vardı. Bazı bölümler götürülmüş. Oryantalistlerin yaptığı işler, İslam dünyasından eserleri götürmüşler. Tübingen Üniversitesinin kütüphanesinde bulunuyordu. En eski mushaflardan biridir. Karbon testinde Hazreti Osman’ın son dönemiyle Emeviler arasındaki döneme tekabül ediyor. Bu nüshayı da yine karşılaştırmalı olarak neşrettik.

Daha sonra Fransa Milli Kütüphanesi, Londra’da Britanya Kütüphanesi’ndeki nüshalara ulaştık. Bunlar tam değil. Berlin’de bir nüsha vardı. Bunu da neşrettik. Son olarak da Fahrettin Paşa’nın Medine-i Münevvere’den getirdiği Mukaddes Emanetler arasındaki 1 numaraya kayıtlı olan ‘Medine Mushafı’nı bundan birkaç ay önce neşrettik. Onu da diğerleriyle karşılaştırdık. Bütün bu mushaflar bizim tarihi mirasımız, iftihar vesilesi.”

Kur’an-ı Kerim’in Hazreti Muhammed’e (sav) nazil olduğu şekilde bugüne kadar hem hafızlar tarafından hem tevatüren nakledildiğini vurgulayan Eren, “Hiçbir harfi, hiçbir kıraat şekline halel gelmeden günümüze kadar ulaştı. Günümüzdeki ilmi araştırma metotlarına uygun olarak bunların bu şekilde neşri de ilim dünyasına önemli bir katkı sağlayacaktır. Kur’an-ı Kerim’in eski nüshalarında hattatlar yazarken bir kelimeyi unutuyor, sonra küçük bir çıkıntı yaparak oraya ilave ediyor. Hattat kelimeyi yazarken hata yapıyor, onu düzeltiyor, üzerini temizleyip yeniden yazıyor. Batı’da eski nüshalarda bu tür düzeltmeleri ele alarak ‘Kur’an-ı Kerim değişime uğramıştır.'(!) iddialarında, hezeyanlarında bulunan birileri çıktı. Nitekim onlara da bir cevap verdik. ‘Reddiye’ diye yayınımız da geldi. Hem Türkçe hem de İngilizce bunu yayınladık. Bu çalışmaları yapana da nüshaları gönderdik. Bunu da yine Tayyar Hocamız titizlikle yaptı.” ifadelerini kullandı.

Bu çalışmaları miraslarını, değerlerini ve mukaddesatlarını korumak için yaptıklarına işaret eden Eren, “Bu merkezin yaptığı belki de en önemli işlerin başında bu gelir diye düşünüyorum. Çünkü bu Allah’ın kelamını dünyaya yanlış tanıtmaya çalışanlara verilen en güzel cevap.” dedi.

“Kudüs’ün hafızası ortaya çıkarılıyor”

Vazifeye başlamadan önce Mostar’la alakalı bir projeleri bulunduğunu anlatan Eren, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Mostar, savaş sırasında yıkılınca, köprünün yeniden inşası ve ihyası için proje başlattık. O proje örnek oldu. 2005’ten sonra benzer bir projeyi de Kudüs için yaptım. Her yaz Kudüs’te yaz okulları yaptık. Dünyanın çeşitli üniversitelerinden yüksek lisans ve doktora öğrencilerini orada topladık. Tarihi eserlerin rölövelerini çıkardık. Onlarla ilgili çalışma ve seminerler yaptık. Raporlar hazırladık. Bu uzun bir projeydi. Ardından Sultan 2. Abdülhamid dönemindeki tarihi fotoğraflarla Kudüs projesini yaptık. Bunun kitabını yayınladık. Bu da tabii büyük bir yankı uyandırdı. Devlet başkanlarına ve bakanlara dağıttık. Osmanlı arşivlerinde mühimme defterlerinden bulunan Kudüs’le alakalı bütün kararları neşrettik, bunları transkribe ettik. İngilizce, Arapça ve Türkçe özetlerini vermek suretiyle 9 cilt halinde yayınladık. Bilim dünyası için ciddi bir katkı oldu.”

Eren, daha sonra da bütün sosyal hayatı ilgilendiren, günlük hayata dair her şeyin yer aldığı Şer’iyye Sicilleri’ni ele aldıklarını belirterek, “Günlük hayatla ilgili bütün konular orada vardı. Onları yayınladık. Şu ana kadar 36 cilt yayınladık.” dedi. Kudüs’le alakalı karşılaştırmalı yeni bir albüm yaptıklarını da söyleyen Eren, eski fotoğraflarla aynı açıdan çekilmiş yeni fotoğrafları ve Kudüs’le alakalı kartpostalları da yayınladıklarını anlattı.

Kudüs’ün ve Filistin’in tapu defterleri üzerinde yayını hedefleyen bir çalışma başlattıklarını aktaran Eren, “6 kişi tamamen bu defterler üzerinde çalışıyor. Bunları bilgisayar ortamına aktarıyoruz, sonrasında değerlendirmelerini yapacağız. Kudüs’le alakalı tapu defterlerinin ardından bütün Filistin’le ilgili tapu defterleri yayınlanacak. 260 küsur defter var Filistin’le ilgili.” diye konuştu.

Timbuktu yazmaları

Farklı coğrafyalardaki el yazmalarıyla ilgili projelerine de değinen Eren, “El yazmalarıyla alakalı çalışmalarımız kataloglarla başladı. Değişik koleksiyonların kataloglarını hazırladık. Son yıllarda Orta Asya’da yazmalar… O bölgede Özbekistan’da bir seminer yaptık. 60 kadar bilim insanı ve yazma koleksiyonu sahibi katıldı. O bölgelerdeki yazmaların ortaya çıkarılması, kataloglanması konusunda çalışmalar yapıyoruz. Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan, Kazakistan’da bunları yaptık.” değerlendirmesinde bulundu.

Yazmalarla alakalı en önemli projelerinden birinin Timbuktu yazmaları olduğunu vurgulayan Eren, şunları kaydetti:

“Burada 300 binden fazla yazma var. Bu yazmalar Timbuktu’da muhafaza ediliyordu. Ahmet Baba Merkezi adlı resmi bir kurumda, bir kısmı da 25 kadar şahsın aile koleksiyonlarındaydı. Büyük kısmı aile koleksiyonlarıydı. Bu yazmalar son yıllarda Timbuktu’da terör olaylarının artması üzerine Bamako’ya taşındı. Mali Kültür Bakanı ile orayı ziyaret ettim. Birleşmiş Milletler uçağıyla oraya gittik. Ziyaretin ardından Bamako’da muhafaza edildikleri yerleri gezdik. İhtiyaçlarının karşılanması için IRCICA destek verdi. 11 kişiyi istihdam ettik. Onları dijital ortama aktarma işini yaptılar. Yarıdan fazlası dijitale aktarıldı, bu yazmaların. Şimdi de onların muhafaza edilmesi için yeni bir yere ihtiyaçları var. Bunun için proje geliştirmeye çalışıyoruz.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *