Soylu: ‘Kavala, sistemi kurmuş, eşi de Boğaziçi’nde konuşlanmış’

Soylu: ‘Kavala, sistemi kurmuş, eşi de Boğaziçi’nde konuşlanmış’

Katıldığı televizyon programında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Boğaziçi Üniversitesine ilişkin de konuştu, eski rektör Ergüder için ‘işi kaşıyor’ dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Boğaziçi Üniversitesinde ders veren bir akademisyenin yazdığı makaleden alıntı yaparak, şöyle konuştu:

“Biz üniversitelerin bir özgürlük alanı olduğunu kabul etmek zorundayız. Hür düşünce üretir ama şiddetin merkezi üniversiteler olamaz. Devlet şiddetle alaşağı edilecek bir alan değildir. Bunlar bizim çocuklarımız, terör örgütlerinin oluşturduğu alana sıkışan bir üniversite yapısı elbette ki kabul edilebilir değildir.

‘Eski rektör olayları kaşıyor’

Şu anda Türkiye’yi Gezi’ye taşıyan Kavala, sistemi kurmuş, her türlü örgüt finans yapısı vesaire. Eşi de Boğaziçinde konuşlanmış. Bir kişiyi daha söylemek istiyorum, Üstün Ergüder bu işlerin göbeğindedir. Eski rektör. Hala bu işi kaşımak için yazılar yazıyor, tahrik ediyor. Hadi reddetsin de göreyim. Bu ahlaksızlığın dibidir ve biz buna prim vermedik, vermeyeceğiz. Öyle Gezi mezi bekleyenler avuçlarını yalarlar. Türkiye’nin bugün elde ettiği güç, Gezi olaylarıyla kıyaslanamayacak bir noktadır.

Biz buna müsaade etmeyiz. Rektöre sırtını dönenlerin büyük bir bölümü emekli öğretim üyeleri. Size yakışıyor mu bu? Sizin ilminizi kim engelledi? Buna müsaade edilebilir mi? Ne yapmış Melih Bulu hoca da üniversiteyi işgal etmeye kalkacaksınız?”

Eylemlerde yakalananların dağılımı

Eylemlerde yakalanan ve terör örgütü bağlantısı olduğu tespit edilen 189 kişinin örgütsel dağılımına da değinen Soylu, “42’sinin MLKP, 38’inin PKK/KCK, 18’inin DHKP/C, 21’inin DKP/BÖG, 15’inin TKP/ML, 27’sinin THKP/C – DEV-YOL, 9’unun THKP/C, 9’unun TKEP/L, 4’ünün TKİP, 1’inin FETÖ/PDY, 1’inin MKP, 2’sinin DSİH, 2’sinin TDKP terör örgütü üyesi olmaktan kaydının olduğu görülmüştür.” bilgisini verdi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Boğaziçi Üniversitesindeki olaylara karışan 150 öğrencinin ailesine bilgilendirme yaptıklarını, kendilerine terör örgütlerinin bu işe girdiği ve bu işi tahrik etmeye çalıştığını ileterek, onlardan yardımcı olmalarını istediklerini, bazı ailelerin, “Haklısınız, teşekkür ediyoruz. Biz üzerimize düşeni yapacağız.” dediklerini, bazı ideolojik ailelerin ise “Siz bu işe karışmayın.” diye yanıt verdiklerini anlattı.

Devlet olarak görevlerinin bu bağı kurabilmek, alttan almak olduğunu aktaran Soylu, şöyle devam etti: “Çünkü o çocuklar bizim çocuklarımız. Bir süreç var. Kanunlarla belirlenmiş bu sürecin içerisinde sadece işi karıştırmak için, ‘Seçimle gelsin, biz demokrasi istiyoruz.’ Affedersin, biz üniversiteden ilim, bilim istiyoruz. Herkes işini yapsın. Çocuklarımızın orada çok daha iyi okumalarını istiyoruz. Boğaziçi’nin dünyada Türk bayrağını dalgalandırmasını istiyoruz. Türkiye’de çekici güç olmasını istiyoruz.”

‘LGBT gibi 16-17 dernek var’

Rektör seçiminden kurtulmak için çaba sarf ettiklerini, bizatihi kendisinin bu işten şikayetçi olduğunu ifade eden Soylu, şunları kaydetti: “1,5 yıl rektör seçmek için rektörler kendi aralarında seçim kampanyası yapıyorlar. Kendisini seçen insanlarla birlikte başka türlü süreçler yaşanıyor. Sonra üniversite bir seçim mekanizmasına dönüyor. Doğru bir yöntem değil. Burayı yönetecek, süreci ortaya koyabilecek bir kanun belirlenmiş. Kanun çerçevesinde bu adım devam ediyor. Bunu sağlayabilecek bir yapı meydana geliyor. Onun için bizi böyle kanatarak yapıyorlar.

İşgal, LGBT… Kimin aklına gelir yani Kabe-i Muazzama ile LGBT’yi orada bir araya getirebilmek hangi aklın ürünüdür? Türkiye’de neyi tırmandırmaya çalışıyorlar? Bu bir cereyan. Şu anda Almanya, Hollanda, Belçika, İsveç, BM ülkeleri, AB delegasyonu, Amerika Büyükelçiliği, bütün büyükelçilikler Türkiye’de gariptir ki LGBT’nin bu dernekler üzerinden ki 16-17 dernek var. Bunların bizatihi işi LGBT meselesi. LGBT meselesinde Batı cereyanı bizim toplumsal yapımızı, aile yapımızı dejenere etmeye çalışıyorlar.”

Soylu, Türkiye’nin bunların üstesinden gelebilecek, aile ve toplum yapısı ile gelenek ve göreneğine bağlı bir ülke olduğunu savundu.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *