Venedik 600 yıl önce veba salgınıyla nasıl mücadele etti?

Venedik 600 yıl önce veba salgınıyla nasıl mücadele etti?

Bundan tam 600 yıl önce kentin eski sahipleri, o dönem sadece Avrupa’da yaklaşık 50 milyon kişinin ölümüne yol açan bubonik (hıyarcıklı) veba ile boğuşuyordu.

İtalya’nın Venedik kentinde her yıl düzenlenen ünlü Venedik Karnavalı bu yıl Covid-19 salgınının gölgesinde geçiyor. Dünya çapında milyonlarca kişinin maske ve Rönesans dönemi kostümleriyle dans ettiği sokaklar neredeyse bomboş. Ancak bu durum Venedikliler için bir ilk değil.

Venedik, deniz yoluyla ticaretin çok yoğun olarak gerçekleştiği bir kent olması nedeniyle Ortaçağ’da Avrupa’yı kasıp kavuran vebanın merkezi haline gelmişti.

‘Karantina’ kelimesinin kökeni de o zamana uzanıyor.

Venedik 600 yıl önce veba ile nasıl başa çıktı?

Venedik’teki Lazaret olarak da bilinen Lazzaretto Nuovo adası, karantina kelimesinin 600 yıldan daha uzun bir süre önce ortaya çıktığı yer olarak biliniyor.

Lazaret Derneği Sorumlusu, Venedik Archeoclub Başkanı Gerolamo Fazzini de “Venedik, izolasyon sistemini ilk benimseyen, yani takımadalardan oluşan kendi topraklarının özelliklerini kullanan ilk yer” diyor.

Adalar izolasyon için kullanılmış

Ortaçağ’da ekonomisi ticarete dayalı olan Venedik Cumhuriyeti, limanlarına uğrayan onlarca gemi nedeniyle vebanın önüne geçemeyince, salgından korunma yöntemlerini geliştirmeye karar vermiş ve Lazaretto adasında tarihteki ilk yalıtılmış hastaneyi kurmuş.

Fazzini, “Bu adalardan ikisi hastalar için izolasyon yeri olarak seçildi, önce ‘Lazzaretto Vecchio’ (Eski Lazaret) 1400’ün ortalarında ise başka bir ada olan Lazaret, sıhhi önleme yerleri olarak’ Novo ‘(yeni) adını almış”

Venedik Cumhuriyeti, vebanın yayılmasını sınırlamanın tek yolunun tecrit olduğunu anlayarak, limana yanaşmak isteyen her gemi ve mürettebatı için tecrit kararı almış. Bunun için de şehrin 3 km kuzeydoğusundaki, stratejik olarak lagünün girişinde yer alan Lazzaretto Novo adası kullanılıyor.

Salgına yakalanan kent sakinleri ise Lazzaretto Vecchio adasında kurulan yalıtılmış hastanede izole edilerek, tedavi altına alınıyor.

‘Limana gelen gemiler potansiyel bir bakteriyolojik bombaydı’

“Limana gelen gemiler potansiyel bir bakteriyolojik bombaydı” diyen Fazzini, “Ne ilaç ne de çare vardı, bu yüzden Venedikliler o zaman için mümkün olan tek sistemi, ihtiyati izolasyonu benimsedi” şeklinde konuşuyor.

Bu izolasyon süresi ise o dönem 40 gün olarak benimseniyor. Yani yolcular, mürettebat ve değerli yükler şehre girmeden önce adada İtalyanca 40 anlamına gelen “quaranta” kelimesinden türemiş olan ‘quarantena’ yani ’40 gün’ boyunca bekletiliyor. Karantina kelimesi de işte bu şekilde doğuyor.

’40 günlük karantina süresi değişebiliyordu’

Lazaret adasında eşya depolamak için kullanılan büyük deponun duvarlarına çizilen grafitileri inceleyen Dilbilim profesörü Francesca Malagnini ise karantina süresinin değişebildiğini belirtiyor. Tıpkı bugün dünyanın farklı yerlerindeki ülkelerin Covid-19 salgınının bulaşmasını önlemek için farklı karantina dönemleri benimsemesi gibi.

Malagnini, “Genelde karantina yaklaşık kırk günlük bir dönemdi.Ancak bir grafiti de 54 günlük bir karantinaya tanıklık ediyoruz” diyor.

Tanrının ve kilisenin sorgulanmasına sebep olan veba salgınının ayrıca dinde reformun ve hayatın pek çok alanında rönesansın başlamasının başlıca nedenlerinden biri olduğu biliniyor.

(Euronews)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *