SETA iki rapor birden yayınladı

SETA iki rapor birden yayınladı

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA)’nın yayınladığı bir raporda “Yargı Adaleti ve Etiği Açısından Yargı Mensuplarının Sosyal Medya Kullanımı”, diğer raporda ise “Akıllı Şehirler, Değişen Şehir Yönetimi ve Türkiye” konusu incelendi.

Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’ndan (SETA) yapılan açıklamaya göre, Baki Laleoğlu tarafından kaleme alınan raporda, dünyada akıllı şehirler üzerinden ilerleyen tartışmalar ve yaşanan gelişmeler masaya yatırıldı.

Akıllı şehir” temelindeki kavram, yaklaşım ve modeller ile dünyada yükselen yeni şehir yönetim anlayışı ve Türkiye’nin mevcut durumunun ortaya koyulduğu raporda, akıllı şehir ve diğer yükselen şehir yönetimi trendlerinin hem küresel gelişmelerin yakalanmasının önemi belirtildi.

Raporda, özellikle son dönemde dünyada yükselen yeni şehir yönetimi konsept ve yaklaşımları ele alınarak, başta karar alıcılar, politika geliştiren paydaşlar ve uygulayıcılarıyla ilgili kapsamlı bir çerçeve çizildi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordinasyonunda hazırlanan “2020-2023 Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı” çerçevesindeki atılım ve tartışmalara katkı sağlamaya yönelik olarak raporda şu ifadelere yer verildi:

“Yerel yönetimlerden beklentiler basit belediyecilik faaliyetlerini aşmakta, kapsayıcı ve bütünlüklü bir şehir yönetimi yeni beklenti haline gelmektedir. Bir diğer ifadeyle yerel yönetimler ve belediyeler günümüzde kalkınmadan sosyal hayata, çevreden güvenliğe kadar her ihtiyacı kapsayan toplu bir şehir yönetimi beklentisinin adresi olarak görülmektedir. İşte bu sebeple daha karmaşık ve kapsamlı hale gelen beklentilerin karşılanması ve yönetilebilmesi adına özellikle son çeyrek yüzyılda çeşitli yeni kavram ve yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Çoğunlukla teknoloji üzerine kurulan bu kavram ve yaklaşımlar sayesinde de dünya genelinde hem vatandaşlar hem de yönetim seviyesinde daha kolay, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir şehir yaşamı yeni hedef haline gelmiştir. Dolayısıyla Türkiye’de de artık şehir yönetiminden beklentiler geçmişten günümüze süregelen klasik altyapı ve sosyal hizmet belediyeciliğini aşmakta, bugünün ve geleceğin beklentilerini karşılamak adına yeni bir şehir yönetimi yaklaşımının benimsenmesini zorunlu kılmaktadır.”

Dünyada yükselen yeni trend ‘Akıllı şehir’ kavramı

Raporda, “akıllı şehirler” kavramı temelinde dünyada yükselen yeni şehir yönetimi, trend ve yaklaşımlar açıklanırken güvenli şehirler, katı atık yönetimi, akıllı şehir yönetişimi ve ekolojik şehirler, dijitalleşme, büyük veri ile dayanıklı şehirler gibi akıllı şehir üst kavramı ile doğrudan veya dolaylı şekilde bağlantılı kavramlar üzerinde de duruldu.

Ayrıca raporda, söz konusu kavramlarla ilgili son gelişmeler çerçevesinde dünyadaki örnekler ortaya koyularak, Türkiye’deki mevcut durum ve son dönemde atılan adımlar da değerlendirildi.

Şehirlerde yaşayan nüfusun artması, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler ve çevresel faktörlerin şehirlere yönelik anlayışı değiştirdiği aktarılan raporda, “Her ne kadar geçmişte bazı kısıtlı girişimler ve başarılı yerel uygulamalar olsa da Türkiye’de halihazırda kapsamlı bir girişim bulunmamaktadır. Ancak bu trendin yakalanmasının zorunluluğu yöneticiler tarafından fark edilmiş ve ulusal bir akıllı şehirler stratejisi ve eylem planı ile beraber pilot uygulama projeleri şu an için ortaya konmuş durumdadır. Dolayısıyla Türkiye’nin önünde hem henüz kaçırılmamış bir fırsatlar hem de bu doğrultuda atılması gereken adımlar bulunmaktadır.” ifadelerine yer verildi.

Bu doğrultuda raporun sonunda atılması gereken adımlara ilişkin bazı önerilere de yer verildi.

Raporun tamamına www.setav.org adresinden ulaşılabiliyor.

“Yargı Adaleti ve Etiği Açısından Yargı Mensuplarının Sosyal Medya Kullanımı” raporu

SETA’dan yapılan başka bir açıklamada, Muharrem Kılıç tarafından kaleme alınan raporda, uluslararası ve ulusal yargı etiği kodlarında düzenlemelere konu olan “bağımsızlık, tarafsızlık, yargıya güven ve mesleğe yaraşırlık” ilkeleri açısından yargı mensuplarının sosyal medya kullanımı ele alındığı bildirildi.

Yargı görevini icra eden yargı mensuplarının bağımsızlığını ve tarafsızlığını teminat altına alacak mekanizmaların varlığının büyük önem arz ettiği, bu mekanizmaların yargı öznesinin tarafsızlığı ile doğrudan irtibatlı olduğu aktarılan raporda, “Yargı adaletinin tecellisi uyulacak prosedür ve usulü şartların yanı sıra maddi anlamda hukuk uygulamasını icra eden yargı öznesinin tarafsızlığına bağlıdır. Bu noktada ilk olarak yargı mensuplarının herhangi bir etki altında kalmaksızın hukuk nosyonunu vicdani kanaatiyle yetkin biçimde bütünleştirmesi beklenmektedir. Pratik bilgeliği (phronesis) ve derin sezgiyi gerekli kılan bu hukuk sanatının icrasında dikkate alınması icap eden ikinci nokta bizatihi yargı mensubunun gündelik yaşamındaki davranış ve tutumuna ilişkindir. Bu noktada yargı adaletinin maddi anlamda tecellisi yeterli değildir. Yanı sıra yargı mensubunun adil görünmesi de icap etmektedir. Burada ‘adil görünme’ yükümlülüğü, yargı yerleri açısından bir kurumsal sorumluluğa işaret etmekle birlikte temelde yargı mensubunun bireysel davranışlarına tekabül etmektedir.” denildi.

Raporda, yargıçlığın yalnızca mesleki icraya ilişkin resmi fiili mesai açısından değil, karakter erdemleri ve gündelik yaşam pratikleri yönüyle de özellikli bir uğraş alanı olduğuna dikkat çekildi.

3 boyuttan inceleme

Yargı mensuplarının sosyal medya kullanımlarını tartışmaya açan raporda, şunlar aktarıldı:

“Birincisi sözü edilen uluslararası ve ulusal yargı etiği kodlarında zikredilen ‘bağımsızlık, tarafsızlık, yargıya güven ve mesleğe yaraşırlık’ ilkeleri çerçevesinde yargı mensuplarının sosyal medya kullanımıdır. Burada ilgili etik ilkeler ve kodlar açısından sosyal medya kullanımının doğurabileceği mahzurlar konu edilmektedir. İkinci boyut, sosyal medyanın ‘adalete erişim ilkesi’ açısından değerlendirilmesidir. Üçüncüsü de sosyal medya üzerinden yapılan kişisel paylaşım ve beğenilerin yargısal görevin icrasında ‘ihsas-ı rey’ (oyunu belli etme) olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği meselesidir.”

Raporda, sosyal medya kullanımı, mukayeseli hukuk perspektifinden ABD başta olmak üzere ilgili bazı ülkelerde sosyal medya kullanımına ilişkin verilen etik ihlal kararları çerçevesinde ele alındı.

Sosyal medyanın sunduğu iletişim fırsatlarının yargıçlar tarafından kullanım formlarının kapsamlı şekilde incelendiği raporda, yargısal adalet ve meslek etiği ilkeleri açısından yargı mensuplarının sosyal medya kullanımları farklı ülke kodları ve uygulamaları çerçevesinde ortaya koyuldu.

Anayasal ve yasal ölçekte hakimlik teminatının normlaştırılması ve etik temelde yargı mensuplarının mesleki tutum ile davranışlarının kural altına alınmasının gerekliliğine dikkat çekilen raporda, konuya ilişkin önerilere de yer verildi.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *