Ayasofya, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zaman zaman açıklamalarıyla gündeme getirdiği ve tartışma yaratan konular arasında yer alıyor.
Hıristiyanlık inancı tarafından da kutsal yapılardan biri olarak görülen Ayasofya’nın Müslümanlar için ibadete açılacağına dair açıklamalar uluslararası alandan da bazı tepkilerin gelmesine neden oluyor.
Ayasofya neden tartışmalı ve neden önemli bir yapı?
Ayasofya’nın tarihi: 360 yılında Bizans İmparatoru İkinci Konstantin tarafından açılışı yapılan kilisenin tahta çatısı, 404 yılında yandı. O tarihte ilk kez büyük bir tamirattan geçen kilise, şimdiki halini 532-537 yılları arasında, Bizans İmparatoru Birinci Justinyan’ın emriyle yapılan inşaat çalışmaları sonrasında aldı.
Piskoposluğun merkezi olan ve Bizans İmparatorluğu’nun büyük önem verdiği kilisenin inşaatından, Bizanslı mühendis Miletus İsidor ve matematikçi Tralles anthemius sorumluydu. İnşaatta 10 binden fazla işçi çalıştı.
Kilisenin inşaatı 5 yıl 10 ayda bitti ve Bizanslı tarihçiler tarafından o dönem dünyanın en büyük yapısı olduğu yazıldı. Kilisenin içindeki mozaiklerin tamamlanması ise 565-578 yılları arasında oldu.
1204 yılına kadar çeşitli depremler ve yangınlar atlattı, defalarca yeniden inşa edildi. 1204 yılında doğuya sefere giden Haçlıların eline geçen kilise, bu tarihten 1261’e kadar Roma Katolik Kilisesi’ne çevrildi. 1261’de Bizanslıların İstanbul’un hakimiyetini yeniden ele geçirmeleriyle birlikte Ayasofya yeniden Ortodoks Kilisesi olarak kullanılmaya başladı.
Ayasofya nasıl cami oldu?
29 Mayıs 1453’te, Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u aldığında, Ayasofya yaralı Bizans askerlerinin, kadın ve çocukların sığınma yeriydi.
İstanbul’un Osmanlı Devleti’nin eline geçmesinden sonraki birkaç gün boyunca Ortodoks Kilisesi mensupları Ayasofya’da ibadete devam etti.
1 Haziran 1453’te İstanbul’daki ilk Cuma namazını burada kılan Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya’nın Osmanlı yönetimi altında cami olarak hizmet vereceğini duyurdu. Mihrap ve minber yapıldı, çan ve Haç kaldırıldı. Mozaiklerin üstü kapatıldı.
1481’de ilk minaresi inşa edildi. Fatih Sultan Mehmet’ten sonra tahta geçen Sultan İkinci Bayezid zamanında bir minare daha dikildi.
1509’daki büyük İstanbul depreminde ilk yapılan minare yıkıldı, yerine tuğladan bir minare yapıldı.
Diğer iki minare de Sultan İkinci Selim zamanında, Mimar Sinan tarafından yenileme çalışmaları sırasında inşa edildi. Bu sebeple Ayasofya’nın farklı zamanlarda yapılan 4 minaresi birbirinden farklı.
İkinci Selim’in türbesi Ayasofya içindeki ilk padişah türbesi oldu. Ayasofya’da, içinde padişahların, eşlerinin ve şehzadelerin de yer aldığı 43 farklı türbe bulunuyor.
Bunların arasında Sultan Üçüncü Murat, Sultan Üçüncü Mehmet, Safiye Sultan ve Nurbanu Sultan da var.
Sultan Ahmet 1616’da Sultan Ahmet Cami’ni inşa ettirene kadar Osmanlı Devleti’nin en büyük ve en önemli camisiydi.
1739’da camiye medrese, kütüphane ve aşevi de eklendi. 1847-1849 arasında yenilenme çalışmaları sırasında kapalı kalan Ayasofya, cami olarak son kez 1849’da açıldı.
Cumhuriyet döneminde neler değişti?
1923’te cumhuriyetin ilanından sonra cami olarak kullanılmaya devam etse de, Ayasofya 1931’de kapatıldı.
1931’de Amerika Bizans Enstitüsü’nün kurucusu Amerikalı arkeolog Thomas Whittemore, Ayasofya’daki mozaiklerin tekrar ortaya çıkarılması için Türkiye’deki yeni yönetimden izin istedi.
Dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği izin sonrası başlayan çalışmalar 15 yıl sürdü ve 1947’de tamamlandı.
Çalışmalara başladıktan bir süre sonra, halihazırda kapatılmış olan Ayasofya’nın, 24 Kasım 1934’teki Bakanlar Kurulu kararıyla müze olarak yeniden açılmasına karar verildi.
Ayasofya Müzesi, 1 Şubat 1935’te müze olarak ziyaretçilere açıldı. 1996’da Dünya Anıtları İzleme listesine alınan Ayasofya’nın kubbesi ve minareleri, Dünya Anıtları Fonu’nun da desteğiyle 1997-2002 arasında restore edildi.
Müze aynı zamanda UNESO Dünya Mirası listesinde.
Zaman zaman farklı bölümlerde yeniden başlayan restorasyon çalışmaları, günümüzde de devam ediyor.
Türkiye’nin her yıl en fazla ziyaret edilen tarihi yapılarından Ayasofya, 2015’te 3 milyon 425 bin ziyaretçiyle Türkiye’nin en fazla ziyaret edilen müzesi oldu. 2017’de bu sayı 1 milyon 892 bine düştü.
Cumhuriyet döneminde 1931’e kadar cami olarak kaldı
1923’te cumhuriyetin ilanından sonra cami olarak kullanılmaya devam etse de, Ayasofya 1931’de kapatıldı.
1931’de Amerika Bizans Enstitüsü’nün kurucusu Amerikalı arkeolog Thomas Whittemore, Ayasofya’daki mozaiklerin tekrar ortaya çıkarılması için Türkiye’deki yeni yönetimden izin istedi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği izin sonrası başlayan çalışmalar 15 yıl sürdü ve 1947’de tamamlandı.
Çalışmalara başladıktan bir süre sonra, halihazırda kapatılmış olan Ayasofya’nın, 24 Kasım 1934’teki Bakanlar Kurulu kararıyla müze olarak yeniden açılmasına karar verildi.
Ayasofya Müzesi, 1 Şubat 1935’te müze olarak ziyaretçilere açıldı.
1996’da Dünya Anıtları İzleme listesine alınan Ayasofya’nın kubbesi ve minareleri, Dünya Anıtları Fonu’nun da desteğiyle 1997-2002 arasında restore edildi.
Müze aynı zamanda UNESO Dünya Mirası listesinde.
Zaman zaman farklı bölümlerde yeniden başlayan restorasyon çalışmaları, günümüzde de devam ediyor.
Türkiye’nin her yıl en fazla ziyaret edilen tarihi yapılarından Ayasofya, 2015’te 3 milyon 425 bin ziyaretçiyle Türkiye’nin en fazla ziyaret edilen müzesi oldu.
2017’de bu sayı 1 milyon 892 bine düştü.
Tartışmalar 2000’lerin başından bu yana sürüyor
Ayasofya müzesinin resmi internet sitesinde, “1936 tarihli tapu senedine göre, Ayasofya “57 pafta, 57 ada, 7. parselde Fatih Sultan Mehmed Vakfı adına Türbe, Akaret, Muvakkithane ve Medreseden oluşan Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi” adına tapuludur.” ifadesi yer alıyor.
Müzenin yeniden camiye dönüştürülmesini talep edenler, bu ifadeyi esas alıyor. Ancak Ayasofya, bazı istisnalar dışında, ibadete açık değil.
25 Temmuz 1967’de İstanbul’u ziyaret eden Katolik Hristiyanların lideri Papa 6. Paul, Ayasofya’ya da giderek dua etti.
Bunun üzerine bir gün sonra, Milli Türk Talebe Birliği yöneticileri de tepki olarak Ayasofya Müzesi’nde namaz kıldı. Bu olay üzerine Ayasofya’nın statüsüyle ilgili ilk ciddi tartışmalar yaşandı.
Yaklaşık 25 yıl sonra, 1991’de, (1. Mahmut döneminde Ayasofya’nın ana binasının dışında, padişahların dinlenmesi, abdest alması için yapılmış olan) Hünkar Kasrı ibadete açıldı. Buraya Ekim 2016’da bir imam da atandı. Hünkar Kasrı’nda bayram namazı ve günde beş vakit namaz kılınıyor, ezan okunuyor.
1967’deki son Papa ziyaretinden yıllar sonra, Kasım 2014’te Papa Francis, İstanbul ziyareti sırasında Ayasofya’yı da gezdi, müze müdüründen restorasyon çalışmalarıyla ilgili bilgi aldı.
Hünkar Kasrı’na imam atanmasının öncesinde, 2005’te, Sürekli Vakıflar Tarihi Eserler ve Çevreye Hizmet Derneği 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştay’da dava açtı. Danıştay bu istemi reddeti.
2006’da Hristiyan ve Müslüman müze çalışanları için bir ibadet odası açıldı.
13 Mayıs 2017’de, Anadolu Gençlik Derneği’nin organize ettiği bir grup, Ayasofya’nın önünde sabah namazı kıldı.
21 Haziran 2017’de de Diyanet İşleri Başkanlığı, Ayasofya’da Kadir Gecesi programı düzenledi. Program, devlet kanalı TRT’de canlı yayınlandı.
Son olarak Mart 2018’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ayasofya Müzesi’nde düzenlenen Yeditepe Bienali’nin açılış töreninde yaptığı konuşma öncesinde de Kuran okundu.
Son etkinlikler Ortodoks dünyada tepkiyle karşılanırken, Sürekli Vakıflar Tarihi Eselere ve Çevreye Hizmet Derneği, Ayasofya’nın ibadete açılması için yeniden talepte bulundu.
Ekim 2018’de Anayasa Mahkemesi derneğin talebini reddetti.
Erdoğan, 2013’te de aynı gerekçeyle karşı çıkmıştı
Erdoğan 2013’te, yani İstanbul’un fethinin 560. yıl dönümünde bazı muhafazakar sivil toplum kuruluşlarının “İstanbul’un fethinin imzası olan Ayasofya yeniden ibadete açılsın” çağrılarına da, Tekirdağ mitinginde verdiği yanıtı vermişti.
O dönem başbakan olan Erdoğan, Mayıs 2013’te, partisinin Kızılcahamam’daki kampında milletvekillerinin konuyla ilgili soruları üzerine “Sultanahmet çok boş. Sultanahmet dolarsa Ayasofya’yı da gündeme alabiliriz” yanıtını vermişti.
Cami olması için 2013’te kanun teklifi verildi
Ekim 2013’te, dönemin MHP milletvekili Yusuf Halaçoğlu, TBMM’ye Ayasofya’nın cami olarak yeniden ibadete açılmasına yönelik bir kanun teklifi sunmuştu.
Gerekçe olarak da, Ayasofya’nın müze olmasına ilişkin 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının Resmi Gazete’de yayımlanmamış olmasını ve tapusunda cami olarak belirtilmesini göstermişti.
Halaçoğlu’nun teklifi 15 Kasım 2013’ten bu yana Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda. Henüz komisyondan bir karar çıkmadığı için genel kurula sevki de söz konusu olmadı.
(BBC Türkçe)
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *