SUDAN’DA DARBECİLERİN BİLEK GÜREŞİ

Gökhan Göçmen / Medium.com

Sudan’da 30 yıllık Ömer el Beşir iktidarı darbe ile sona erdi. Yerine gelen Avad bin Avf ise 30 saat sürmeden emekliye sevk edildi. Görünen o ki Sudan’da kimsenin koltuğu garanti değil. Son olarak İstihbarat Başkanı Salah Gosh (Kuş) istifa ederken ve Sudan’ın Washington temsilcisi Muhammed Atta da görevinden alındı.

Amerika’nın ünlü dış politika dergisi Foreign Policy, el değiştiren koltukların arkasında güç mücadelesi olduğunu savunuyor. Dergi yayımladığı son analizde; Sudan ordusu içerisinde Suudi Arabistan destekli kanat ile Türkiye destekli kamp arasında yoğun bir rekabet olduğunu iddia etti.

Kalbi İhvan’la atan ancak cüzdanını Körfez’e teslim eden Sudan’da böyle bir ‘rekabetin’ varlığı akla yatkın gözüküyor. Salah Gosh (Kuş) ve Muhammed Atta’nın görevde alınması da bu iddiayı doğrular nitelikte. Zira iki ismin kesişim kümesinde Amerika bulunuyor.

ABD VE İSRAİL’İN DARBECİ KUŞ’U’

Sudan’da muhalefetin tutuklanmasını talep ettiği Kuş’un CIA ile 2012 senesinde darbe görüşmesi yaptığı ortaya çıkmıştı. Mısır’ın başkenti Kahire’de Amerikalı yetkililerle buluşan Kuş, darbeye destek talep etmiş ve Washington’dan iktidarının tanınma sözünü almıştı.

Kuş ayrıca geçen Şubat ayında İsrail istihbarat şefi Yossi Cohen ile Almanya’da bir araya geldi.

Mısır’ın arabuluğunda ve S.Arabistan’ın bilgisi dahilinde gerçekleşen buluşmada Ömer el Beşir sonrası Sudan’ın geleceği masaya yatırılmıştı.

Middle East Eye sitesine konuşan bir kaynak “Kuş’un Suudiler Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısırlılarla güçlü bağı var. Onlar Beşir’in gidip kendi adamlarının iktidar olmasını istiyor” ifadelerini kullanmıştı.

‘YAPTIRIMLARI KALDIRAN ELÇİ’

Benzer şekilde görevden alınan Sudan’ın Washington temsilcisi Muhammed Atta da, Amerika için özel isimler arasında yer alıyordu.

Atta, bu yılın başında Amerikalı yetkilileri ile Villard Otel’de buluşmuş ve yaptırımların kalkması için kolları sıvamıştı. Atta’nın ne söz verdiği bilinmese de önce yaptırımlar hafifletilmiş ve Beyaz Saray’ın Afrika Özel Temsilcisi Cyrill Sartor, Hartum’u ziyaret etmişti.

Amerika bununla da sınırlı kalmamış, taleplerinin yerine getirilmesi halinde Sudan’ın terörizme destek veren ülkeler listesinden çıkacağı sinyalini vermişti.

“TÜRKİYE VE KATAR’A DARBE”

Amerikan medyasının dikkatle takip ettiği bir diğer isim ise Hametti adıyla bilinen Muhammed Hamdan Daglo. Sudan Geçici Askeri Konseyi Başkan Yardımcısı Daglo, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerine yakınlığı ile biliniyor. Darbe sonrası İngiltre’nin Sudan elçisine brifing veren Daglo, Suudilere de Yemen işgalinden ayrılmayacakları sözünü verdi.

Amerikan The New York Times gazetesi 11 Nisan tarihli haberinde Avad, Kuş ve Daglo’nun Türkiye ve Katar’ı yenilgiye uğratacağını iddia ederek şu ifadeleri kullanmıştı:

“General Avad, Kuş ve Daglo’nun kombinasyonu Hartum caddelerinde iç savaşı önleyebilir. Onlar, Sudan Müslüman Kardeşleri’nin bağrından çıkan Ulusal Kongre Partisi’ne karşı hareket ettiler. Onlarca Ulusal Kongre Partisi yetkilisi tutukland, parti yasaklandı ve Ulusal Kongre Partisi milisleri dağıtıldı. Bu, Arap dünyasındaki son İslamcı kale olan Sudan yanlısı Türkiye ve Katar için darbe olacak”

DARBE NOKTAYI KOYMADI

New York Times’ın Türkiye ve Katar’a darbe vurmasını beklediği üç isimden ikisi artık koltuklarında bulunmuyor.

Üstelik konuştuğum kaynakları Avad’ın yerine gelen Abdülfettah el Burhan’ın Türkiye ile arasına mesafe koymak istemediğini savunuyor. Aralarında Anadolu Ajansı’nın da bulunduğu hükümete yakın birçok medya kurumun ‘Kontrolü geçiş’ vurgusu bu kapsamda önem kazanıyor.

Ankara’dan gelen ilk açıklamalara bakıldığında da Mısır deneyiminin aksine ‘ihtiyatlı bir iyimserlik’ olduğu görülemekte. Benzer bir duruşun Suudi eksininde ise hakim olması bilek güreşinin devam ettiğinin işareti. Sudan’da gerçekleşen darbeyi güç mücadelesinde nokta değil virgül olarak okumak yerinde olacaktır.