ODTÜde konuşan Erdoğan, “Bugün eğitimde ve öğretimde, bilim, teknolojide ODTÜ markası hala ilk sıralarda yer almaya devam ediyorsa bunu kurulduğu toprakların mayasının sağlamlığına borçludur.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan ODTÜ Teknokent Bilişim İnovasyon Merkezi’nin hayırlı olmasını dileyerek, merkezin Türkiye’ye kazandırılmasını sağlayan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile ODTÜ yönetimini tebrik etti.
Bilişim ve telekom alanında teknoloji geliştirme çalışmaları yapmak üzere burada faaliyet yürütecek firmalara başarı temenni eden Erdoğan, yeni fikirlerin teknolojiye dönüşmesine vesile olmak üzere kurulan öğretim elemanları ve öğrenciler ile genç girişimcilerin çalışmalarının destekleneceği kuluçka merkezini de çok önemli gördüğünü söyledi.
Türkiye’nin hedeflerine ulaşabilmesi için bu tarz merkezlerin olması ve bunların çoğaltılmasının gerekliliğini vurgulayan Erdoğan, “İnsanımızın zekasını ve pratikliğini bilimsel ve teknolojik disiplinle fikre, araştırma, geliştirmeye, ürüne, üretime dönüştürdüğümüzde ülkemizin herkesi şaşırtacak bir hızla yükselişe geçeceğine inanıyorum.” dedi.
‘Kurulduğu toprakların mayasına borçlu’
Erdoğan, Türkiye’nin bir dönemini esir alan ideolojik kavgaların ODTÜ’yü de etkilediğini buna rağmen ODTÜ’nün bilim ve teknoloji alanındaki marka değerini korumayı ve geliştirmeyi hep bildiğini ifade ederek, şöyle devam etti: “Bugün eğitimde ve öğretimde, bilim, teknolojide ODTÜ markası hala ilk sıralarda yer almaya devam ediyorsa bunu kurulduğu toprakların mayasının sağlamlığına borçludur. Eskiler ‘sui misal emsal olmaz’ derler biz de bu anlayıştan hareketle ODTÜ’yü hep başarılarıyla, yetiştirdiği kaliteli öğrencileriyle, sahip olduğu yüksek standartlı öğretim kadrosuyla altına imza attığı bilim teknoloji faaliyetleriyle değerlendiriyoruz.”
‘ODTÜ’nün kuruluş amacı, politikamızın ifadesi’
“Esasen ODTÜ’nün kuruluş amacı tam da bizim 16 yıldır inşa etmeye çalıştığımız politikanın ifadesi gibidir.” diyen Erdoğan, konuşmasında ODTÜ’nün kuruluş kanununda yer alan “Türkiye ve Orta Doğu’nun kaynaklarının inkişafına ve iktisadi meselelerinin halline bilhassa ehemmiyet verilmek üzere Türk milletine ve diğer milletlere fayda sağlayacak araştırmalar yapmak.” bölümü aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz işte bu amacı her alanda gerçekleştirmenin mücadelesini verdik, veriyoruz. Lisans, yüksek lisans, doktora çalışmalarında ortaya koyduğu başarılar ODTÜ’nün kendisine verilen göreve aradan geçen 60 yılı aşkın süreye rağmen hala sımsıkı bağlı olduğunu gösteriyor.” dedi.
‘Bilim, ahlaki değerlere yaslanmalı’
Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Üniversitelerimizi küresel yarışta en büyük güç kaynağımız olarak görüyoruz. Bilim eğer ahlaki değerlere yaslanıyorsa o nispette insana ve topluma hizmet eder. Bilimsel faaliyetlerin ve araştırmaların ürüne dönüşmesi, ticarileşmesi elbette önemlidir ancak bilimin kendisinin ticari meta haline gelmesine izin vermemeliyiz. Biz mirasçısı olduğumuz medeniyetlerin bilime katkılarını devam ettirmekle görevliyiz.”
‘Bağımsızlık ölçütlerine yeni madde eklendi’
Dünyada artık bağımsızlığın ölçütü olarak toprak, bayrak ve milli para gibi kriterlere yenilerinin eklendiği bir döneme girildiğine değinen Erdoğan, “Bunların en başında da teknolojik bağımsızlık geliyor. Veri üretiminden güvenliğine, savunma, sağlık, eğitim, bilişim teknolojilerinden yapay zekaya kadar her alanda kendi ayaklarımız üzerinde durmak mecburiyetindeyiz. Şayet biz bunu beceremezsek zorunlu olarak ipin ucu başka birilerinin eline geçecektir. Nasıl topraklarımıza hükmetmeden bağımsız olamazsak, teknolojiye hakim olmadan da bağımsızlığımızı sürdüremeyiz. Üstelik kendimizle birlikte kalbini ve umudunu bize yöneltmiş tüm dostlarımıza, kardeşlerimize karşı da sorumluluklarımız var. Teknolojik bağımsızlığımız işte bu sebeple de çok önemlidir.” diye konuştu.
Bilgi temelli kalkınmanın temel şartının kendi değerlerini özümsemiş, bilim ve teknolojinin “künhüne vakıf bir nesil” yetiştirmek olduğuna dikkati çeken Erdoğan, “Bu bizim için öncelikli bir adım olmalı. Teknolojiyi sadece kullanan değil, tasarlayan, geliştiren ve üreten bir ülke konumuna gelmedikten sonra bu hedefe ulaşamayız. Eğer teknoloji çok hızlı gelişiyorsa bizim ondan daha hızlı hareket etmemiz, bunun için de daha çok çalışmamız şarttır.” değerlendirmesinde bulundu.
‘Tüm hazırlığımızı buna göre yapacağız’
“Madem çocuklarımız artık doğdukları andan itibaren dijital bir dünyaya gözlerini açıyorlar, öyleyse biz de tüm hazırlığımızı buna göre yapacağız” ifadesini kullanan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bilgiye erişimi sınırlandırmanın değil tam tersine çeşitlendirmenin ve bilinçli kullanımının yollarını arayacağız. İşte bu noktada en büyük görev üniversitelerimize, saygıdeğer hocalarımıza düşüyor. Üniversitelerimiz gerek eğitim öğretim gerek araştırma geliştirme faaliyetleriyle bu sürecin öncüsü, sürükleyicisi olmalıdır. Küresel rekabette öne geçebilmek için ülkemizin tüm imkanları gibi üniversitelerimizi de en yetkin şekilde kullanmalıyız.”
‘Milli Teknoloji Hamlesi ve Dijital Türkiye’
Geçtiğimiz günlerde milli harita uygulamaları HGM Atlas ve HGM Küre’nin açılışının yapıldığını hatırlatan Erdoğan şöyle devam etti:
“Orada da ifade ettiğim gibi dünya, yapay zeka çalışmalarıyla yani bir teknoloji seviyesine doğru gidiyor. Her ülke teknolojide bu yeni dönemde kendi hedeflerine göre isimler veriyor. Mesela Almanlar buna ‘Endüstri 4.0’ diyor, Japonlar ‘Toplum 5.0’ yaklaşımı üzerinde çalışıyor. Amerika’da ‘Yaşam 3.0’, ‘4. Devrim’ ve ‘Birey 4.0’ türü tartışmalar var. Biz ise ‘Milli Teknoloji Hamlesi ve Dijital Türkiye’ diyerek bu süreçte yerimizi alıyoruz.”
Samsung örneği
Bu süreçte yetişmiş insan kaynağı geliştirmekle sorumlu üniversitelere çok daha sorumluluk düştüğünü ifade eden Erdoğan, “Üniversite-sanayi iş birliğini çok daha ileriye taşımalıyız. Bu konuda ben, Güney Kore’yi çok başarılı görüyorum. Özellikle bir ziyaretimde Samsung’u bir göreyim demiştim. Gittiğimde üniversite ile olan iş birliğini görünce gerçekten kendilerine hayran olmamak mümkün değildi. Part-time olarak öğrenciler, üniversiteden çıkarak hemen Samsung’a geliyor ve orada da çalışmaya başlıyorlar. Dolayısıyla teorik-pratik buluşmasını orada görünce tabii ki o insanın yetişmemesi için hiçbir sebep kalmıyor. Belli bir ücret alma imkanı olduğu için de burs diye bir sorun da kalmıyor. Yani Samsung eğer bugün dünyada bu kadar önemli bir yeri yakalıyorsa bunun altında neler yatıyor, bunu da orada bizzat gördük. Bunu bizim yapmamamız için hiç bir sebep yok, biz de bunu başarırız.” diye konuştu.
‘Teknoparklar kuruluş amacı dışına çıkarılmamalı’
Recep Tayyip Erdoğan, üniversitelerle sanayi yenilikçi fikirlerin ürüne dönüştürülmesi ortak gayesi etrafından buluşturan teknoparkların desteklenmesinin önemini vurgulayarak, şunları söyledi: “ODTÜ’nün şu anda bu adımı atmış durumda. Bir an önce bunun neticesini de inşallah bu teknoparktan almamız lazım. Teknoparkların kuruluş amaçlarının dışına çıkartılmasına engel olmak için, buralarda faaliyet yürütecek firmaların seçiminde hassasiyet gösterilmeli. Rastgele birilerine şöyle bir yer verelim. O da gelsin burada bunu kursun yok. Bu noktada idealizmi olan, bu noktada kendini ispatlamış olanlarla bunu yürütüp o türlerine de çok daha farklı yerlerde bu imkanlar sağlanabilir. Öncelikle neticeyi nerede daha çabuk alacağız. Buna odaklanmasız lazım.”
Doktora programlarına aynı doğrultuda ağırlık verilmesine de ihtiyaç olduğuna işaret eden Erdoğan, gerek yurt içi gerek yurt dışı programlarıyla doktoralı yetişmiş insan sayısının ne kadar yükseltilebilirse bu yarışta yerin o kadar sağlam tutulabileceğini söyledi.
Erdoğan, oransal olarak programlarının hem koordinasyonunu hem etkinliğini hem verimliliğini yükseltmek için ilgili kurumlar arasında daha sıkı bir iş birliğine gidilmesi gerektiğine dikkati çekerek, üniversitelerle birlikte daha yapacak çok işimiz bulunduğunu, Türkiye’nin üniversite yönetimlerinin özerkliği ve kendilerine tahsis edilen kaynaklar bakımından dünyada çok iyi bir yerde olduğuna değindi.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *