Vesayet hastalığı yeniden hortladı

Vesayet hastalığı yeniden hortladı

İslam düşmanlığı yapan Işıl Özgentürk, başörtüsü takan Müslüman kadınları ‘fahişe’ olarak nitelendirmesi tepki toplarken, gazeteci Betül Bozdoğan, “Toplumların asil kadınları hep örtülüdür” dedi.

21. yüzyılda özgürlükten bahsedenlerin gerici bir tutumla, çirkin benzetmelerle, dindarları hedef alması ‘yasaklayarak yapamadıklarını aşağılayarak, sindirerek’ yapma çabasında olduklarını ortaya koydu.

Star gazetesinden İrem Erbaş’ın haberi

CHP’lilerin son günlerde tekrar ısıtarak gündeme getirdikleri ant ve Türkçe ezan talepleriyle başlayan tartışma Müslüman kadınların başörtüsüne hakarete kadar uzandı. CHP’nin tek parti döneminden kalma 70 yıllık İslamiyet düşmanlığının benzerine sözde aydın ve özgürlükçü geçinen bir takım kesimler, 21. yüzyılda vesayetin hastalıklı düşüncesini tekrar hortlatmak için algı operasyonlarına başladı. Vesayet döneminde İslam’ı ‘yozlaştırıp’ milleti İslamiyet’ten koparmak için adım atanlar ile aynı tıynetteki bu kesimler şimdi de Müslüman kadınların dinin emrettiği giyim tarzlarına dil uzatarak onları sindirmek için harekete geçti.

SÜMERLER BAHANE

Işıl Özgentürk, Cumhuriyet Gazetesi’nde kaleme aldığı ve geçtiğimiz pazar günü yayımlanan ‘Yeni Nesil Türbanlılar’ başlıklı yazısında bir skandala imza attı. Özgentürk, yaptığı çirkin benzetmeyi kamufle etmek için başörtüsüne yaptığı hakareti Sümerlere dayandırarak kendine hareket alanı açma çabasıyla yazısında şu ifadeleri kullanmıştı: Öğrencilerime bu uygarlıkta zengin ailelerin ilk kızlarını fahişelik görevi yapmaları için belli bir süre tapınaklara yollamak zorunda olduğunu ve halk karıştırmasın diye bu kızların başını örtmesinin zorunlu kılındığını söylüyorum.

ÖTEKİLEŞTİRME BİTTİ

Hazar Derneği Başkanı Ayla Kerimoğlu, Özgentürk’ün kaleme aldığı ‘Yeni Nesil Türbanlılar’ adlı yazısında aleni bir şekilde din düşmanlığı yapıldığını belirterek “Yasakları geride bırakmamıza rağmen birileri aynı yerde durmaya devam ediyor. Yasaklayarak olmadı bari aşağılayarak vazgeçirelim moduna geçilmiş gibi” şeklinde tepkisini dile getirdi. Gazeteci Yazar Sibel Eraslan da Özgentürk’e “Gerici bir yazı olduğunu düşünüyorum. Çarpıcı bir şekilde hınç dolu. Yaşam tarzları üzerinden bu şekilde tahrik edici ötekileştirmelerin dönemi artık bitti” sözleriyle tepki gösterdi. Sosyolog Nurhayat Kızılkan “Ortodoks Hristiyanları örtünüyor. Ruslar, Yunanlılarda da örtülü hanımlar var, niye gidip bu hanımların başörtüsüne laf etmiyorsunuz? Gidip deyin “Bu örtü fahişelerden kalma bir gelenektir” diye. Bakalım ne cevap alıyorsunuz? Niye gidip onları da aydınlatmıyorsunuz acaba bir ‘aydın’ olarak? Neden Hristiyan kadınlar kilisede örtünüyor?” dedi.

BAŞÖRTÜSÜ ASALETİN YANSIMASI

Bu söylemi tanımadığını belirten Gazeteci Betül Soysal Bozdoğan ise “Arkeolojik kazılarda ortaya çıkmıştır ki; insanlığın kadim geçmişine baktığınızda toplulukların asil kadınları hep örtülüdür. Tesettür asaletin yansımasıdır. Bu sadece kendi kibir dünyalarında, seçkinci-elit tabakada bir duygu tatmini ihtiyacını karşılar. Müslüman hanımefendiler dini bir emir olduğundan dolayı buna iman eder, bu yönde kıyafetlerini ve yaşamlarını tanzim ederler. Bu açıdan Işıl Özgentürk’ü öğrencilerini hesaba çekmesinden, sonra başörtülü öğrencilerini saçma savlarını dile getirerek aşağılamasından dolayı kınıyorum” dedi.

BU SALDIRI İLK DEĞİL

Bu söylemin ortaya çıkış tarihi ise daha eski yıllara dayanıyor. 2009 yılında Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, başörtüsünün Sümerler’de ‘mabet fahişeleri’ tarafından kullanıldığını ifade etmişti. Sümerler’in tanrıları kızdırmamak için mabetlerde düzenledikleri törenlerde, fahişelerin diğer rahibelerden ayrılması için başörtüsü taktığı söyleminde bulunarak “Bizim başörtümüzün kökeni de oradan geliyor” şeklindeki görüşleri o dönemde de büyük yankı uyandırmıştı. Çığ’ın görüşünü dayanak olarak gösteren Özgentürk’e karşı da tepkiler büyüdü.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *