ABD, UNRWA Desteğini Neden Kesti?

ABD, UNRWA Desteğini Neden Kesti?

ABD, 1949 yılında Filistinli mültecilere yardım amacıyla kurulan Birleşmiş Milletler’e bağlı Yakın Doğu Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’na (UNRWA) fon ayırmayacağını açıklamıştı. ABD’nin katkısı 365 milyon dolar seviyesinde idi.

Bu kararın ardından UNRWA’ya dair “telafi edilemez derecede kusurlu” suçlamaları yönelten ABD, diğer ülkeleri “Filistinlilerin yükünü paylaşmamakla” itham etti.

UNRWA’nın Lübnan direktörü Claudio Cordone, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı değerlendirmede ABD’nin bu kararının mültecilere yönelik çalışmaları derinden etkileyeceğini söyledi.

1948’deki Arap-İsrail Savaşı’nın ardından savaştan kaçan veya göçe zorlanan Filistinlilere yardım amacıyla kurulan UNRWA’ya günümüzde yaklaşık 5 milyon Filistinli kayıtlı.

Batı Şeria ve Gazze’de 2 milyondan fazla Filistinlinin yiyecek, eğitim, sağlık gibi temel ihtiyaçlarını karşılayan UNRWA Suriye ve Lübnan’da 1 milyondan fazla, Ürdün’de 2 milyon Filistinlinin ihtiyaçlarının temininden sorumlu.

Claudio Cordone ile ilgili görsel sonucu

UNRWA Lübnan Direktörü Cordone, “Fonlama gönüllü bir katkı ve ABD’nin böyle bir karar alma hakkı var. ABD’nin UNRWA’yı fonlamayı durdurma kararından dolayı çok üzgünüz. ABD, uzun süredir UNRWA’nın en büyük donörüydü. Bu nedenle fonlamayı durdurmalarının çok önemli, belirgin etkileri olacak. Umuyoruz ki diğer donörler bizi destekler” dedi.

ABD tarafından “telafi edilemez derecede kusurlu olmakla” itham edildiklerini hatırlatan Cordone, “Bu ifadeleri kabul etmiyoruz. Biz, bir yardım örgütüyüz ve yaptığımız işlerle gurur duyuyoruz” diye konuştu.

1948’te savaştan kaçan veya İsrail tarafından göçe zorlanan Filistinlilerin en yoğun olduğu ülkeler Lübnan, Ürdün ve Suriye. Filistinliler bulundukları ülkelerin belirlediği ölçüde sahip olabiliyorlar. Bazı ülkelerde belli kriterlere bağlı olarak devlet kurumlarında çalışma, mülk edinme, o ülkenin okullarında öğrenim görüp hastanelerinden faydalanma haklarına sahip olabiliyorlar. Ancak Filistinlilere özel bir çerçevesi olan ‘vatandaşlık’ statüsü edinseler bile mesela Suriyeli Filistinli veya Ürdünlü şeklinde tanımlanıyorlar.

Lübnan’daki yaklaşık yarım milyon Filistinlinin ise, bazı iş kollarında çalışma, devlet okullarına gitme, mülk edinme, vatandaşlık alma hakları yok. Büyük kısmı ülke içindeki kamplarda doğan ve hala buralarda yaşayan Filistinliler, devlet tarafından ‘geçici göçmen’ olarak değerlendiriliyor.

Cordone, Filistinlilerin bulundukları ülkelere göre durumları değişiklik gösterse de büyük ölçüde UNRWA desteğine ihtiyaçları olduğunu söyledi.

Cordone, “Özellikle Lübnan’da Filistinliler büyük ölçüde UNRWA’ya (desteğine) bağlı. Filistin kamplarında UNRWA’nın sağlık merkezleri, okulları var. Lübnan’daki Filistinliler arasında yüksek seviyede yoksulluk var. UNRWA, (Lübnan’da) 61 bin kişiye doğrudan destek veriyor. Tıbbi giderler çok yüksek. Filistinlilerin Lübnan sağlık hizmetlerine ulaşımı yok. Lübnan’da ve çalıştığımız diğer yerlerdeki hizmetlerimiz neredeyse hayati. Mesela Gazze’de yaklaşık 1 milyon kişiye yiyecek desteği sağlıyoruz” dedi.

ABD’nin UNRWA’ya maddi desteğini sonlandırması için bazı ülkelere ve donörlere baskı yaptığı da öne sürülüyor.

Yeni donörler bulmak için çalıştıklarını anlatan Cordone, “Şu anda Eylül ayının sonuna kadar fon sağlandı. Bundan sonrasında çalışmalarımızı sürdürebileceğimizin garantisi yok” dedi.

Cordone, “donör bulamazsanız bazı çalışma alanlarınızdan çekilecek misiniz?” sorusuna şu yanıtı verdi;

“Şu anda bunu konuşmak istemiyoruz, nasıl yeni fonlar ve destekler bulabileceğimize konsantre olmak istiyoruz. Uluslararası toplum bize Filistinli mültecilere destek sağlama görevi verdi. Bunu uygulamaya devam etmek istiyoruz.”

ABD tarafından yapılan UNRWA’ya ilişkin açıklamalarda, “UNRWA’nın yerine başka bir organizasyonun görevi devralması gerektiği ve bu konuda çalışmalar yapıldığı” belirtildi.

Cordone, “ABD ile temaslarınız var mı veya müzakere ediyor musunuz?” sorusuna karşılık, ABD sadece fonlamayı durdurmadı, UNRWA’nın yerine başkasının gelmesi gerektiğini açıkça belirtti. Bu noktada bizim açımızdan tartışılacak, konuşulacak çok fazla şey yok” dedi.

Birkaç ay öncesine kadar UNRWA’nın yaklaşık 3’te birini karşılayan ABD neden böyle sert bir karar aldı?

Cordone’a göre “UNRWA, politik bölgelerde çalışıyor ancak UNRWA, bir yardım örgütü ve bu politik ortam onu bağlamamalı.”

Amerika’nın Sesi’ne konuşan Filistin Çalışmaları Enstitüsü araştırmacılarından Perla İsa ise, ABD’nin UNRWA’ya desteğini durdurma kararı ile birlikte son dönemdeki Filistin politikalarının “ABD’nin İsrail yanlısı duruşunun örneği olduğunu söyledi.

İsa, “ABD, Filistinliler ve İsraililer arasında hiçbir zaman dürüst bir aracı olmadı. Trump yönetimi sadece iyi bir aracı rolü yapmayı bıraktı. Şu anda İsrail yanlısı duruşları çok daha açık” dedi.

İsa’ya göre, ABD’nin UNRWA ile ilgili kararının en önemli sebebi “topraklarına geri dönme hakkı olan Filistinli sayısını düşük tutmak.”

Uluslararası hukuka göre Filistinlilerin topraklarına geri dönme hakları var ancak İsrail, ABD ve BM arasında Filistinli mülteci sayısına ilişkin tartışmalar derinleşiyor. Bu çerçevede İsrail ve ABD, “1948’de Filistin’den göç edenlere geri dönüş hakkı tanınması gerektiğini” savunuyor. Buna göre, ilk mültecilerin on yıllar içinde doğan çocuklarının ve torunlarının geri dönüş hakkı bulunmuyor.

İsrail, UNRWA’ya kayıtlı 5 milyondan fazla Filistinlinin Filistin’e dönmesi halinde nüfus dengesinin bozulması dahil birçok soruna sebep olacağı endişesi taşıyor.

UNRWA ve BM ise, “1948’deki ilk Filistinli göçmenlerin çocuklarının da aynı haklara sahip olduğunu” savunuyor. ABD ise, UNRWA’yı Filistinli mülteci sayısını abartmakla suçluyor.

İlk göçmen Filistinlilerden hayatta olanların sayısının 50 bini geçmediği belirtiliyor.

Araştırmacı Perla İsa’ya göre ABD, UNRWA’nın yerini başka organizasyonun almasını sağlayarak mülteci sayısının yeniden düzenlenmesini sağlamaya çalışıyor.

İsa, “UNRWA mesela Batı Şeria’da çalışmazsa orada mülteci sorunu da olmaz. Ona (ABD’ye) göre sadece, 1948’de göç edenler göçmen ki birkaç yıl sonra çok azı hayatta olacak. Böylece geri dönüş sorunu da çözülmüş olacak. Açıkçası durum, Filistinliler açısından daha da kötüleşiyor. Umudu koruyabilmek biraz zor ancak UNRWA’yı durdurarak, yok ederek Filistin sorununu yok edemezsiniz. Sadece sahada, Gazze’de durum giderek daha katastrofik hal alır ancak biz, birden ortadan yok olmayacağız” dedi.

Lübnan başta olmak üzere Filistinli mültecilerin yoğun olduğu ülkelerde eğitim ve sağlık gibi temel hizmetler büyük ölçüde UNRWA tarafından sağlanıyor.

Ajansın bütçe nedeniyle hizmet alanlarını azaltmasının uzun vadede tehlikeli sonuçlar doğurabileceği savunuluyor. Kampların radikal örgütlerin daha kolay hareket ettiği yerler hale gelebileceği, hayata tutunma motivasyonu düşük olan mülteci gençliğin tehlikeli eğilimlere meyledebileceği de öne sürülen senaryolar arasında.

Amerikanın Sesi

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *