Mustafa Çelik: ‘Evinde rahat rahat uyuyor ümmetin uleması’

Mustafa Çelik: ‘Evinde rahat rahat uyuyor ümmetin uleması’

“İslâm’ın meydan okuma dini olduğunu İslâm ümmeti ete kemiğe büründürse, talancı ve çapulcu emperyalistler tarih sahnesinden zelil ve rezil bir şekilde çekileceklerdir.”

İslâm meydan okumadır

Mustafa Çelik

Asrımızda bir kıyamet alâmeti yaşıyoruz; ümmetin evladları can çekişirken, din değiştirirken küresel kötülük örgütlerinin ağında. Evinde rahat rahat uyuyor ümmetin uleması yatağında!

Bilindiği gibi, İslâm’a Kelime-i Tevhid ile girilir. Kelime-i Tevhid’in başı ve başlangıcı “Lâ”dır. Lâ; Allah’a, Allah’ın hükmüne, hâkimiyetine, şeriatine başkaldıran bütün sahte ilahlara ve onların düzmelerine karşı hayır demektir. Onlara meydan okumak demektir. Lâ; kula kulluk zindanlarını yıkmaktır, kölelik zincirlerini parçalamaktır. Haksızlığa ve hukuksuzluğa meydan okumaktır. Dolayısıyla “Lâ İlahe İllâllah Muhammedü’r Rasûlüllah” diyen bir kimsenin Allah’tan gelmeyen ve Allah’tan gelmiş olan vahyi ile çelişen ve çatışan her hangi bir şeye teslim olması asla ve kat’a mümkün değildir. Müslümanın dini, meydan okuma dinidir.

İslâm’ın meydan okuma dini olduğunu İslâm ümmeti ete kemiğe büründürse, talancı ve çapulcu emperyalistler tarih sahnesinden zelil ve rezil bir şekilde çekileceklerdir.

Kâfirlerin komploları, hile ve tuzakları, suçlamaları karşısında susmak, İslâm’ın mana ve mahiyetiyle bağdaşmaz. Kur’ân-ı Kerim, verdiği örneklerle bize İslâm’ın meydan okuma dini olduğunu öğretmektedir. Allah’ın elçilerini suçlayarak, tehdit ederek susturmaya çalışan münkir ve müşriklere karşı meydan okuyan muvahhidlerin tavırlarından bizleri haberdar etmektedir.

“Dediler ki: “Şüphesiz biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer vazgeçmezseniz, sizi mutlaka taşlarız ve bizim tarafımızdan size elem dolu bir azap dokunur.”

Elçiler de, “Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildiği için mi (uğursuzluğa uğruyorsunuz?). Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz” dediler.” (Yasin Sûresi/ 17-18)

Rabbimiz elçilerin bu cesur tavırları üzerinden bize İslâm’ın bir meydan okuma dini olduğunu öğretiyor. Müslümanların zalimler karşısında dirilen ve direnen hücrelerini öldürmek mümkün değildir. Zalimler göreceklerdir ki; Müslümanların toprağında payidar olmaz zulüm. Biz Müslümanlar hak ve hukuk için can veririz bize düğündür Allah yolundaki ölüm!

İslâm; batıla, yanlışa, zulme karşı meydan okumadır. İslâm bir ve tektir. İslâm, alternatifsizdir. İslâm’ın her meselesi şeffaftır. İslâm’da muğlaklık, meçhullük ve çelişki yoktur. İslâm net ve berraktır.

Müslümanları İslâm’dan bağımsız kılmak, İslâm dinine karşı sorumsuz hale getirmek için çalışmak, ateşle oynamaktır. İslâm dini eşkıya yetiştirmez, anarşist, terörist yetiştirmez. Aksine İslâm hak ve hukuk insanı yetiştirir. İslâm’a teslim olup bir tek İslâm ile mukayyed kalan Müslümanlar, asırların insan güzelleridir. Onlara düşmanlık edenler kötülüklere bekçilik ederlerken, onlar iyiliklerin ve güzelliklerin işçiliğini ve bekçiliğini yaparlar.

İslâm’a ve Müslümanlara operasyon çekilemez. İslâm; Hz. Âdem (as)’den Hz. Muhammed (sav)’e kadar, Hz. Muhammed (sav)’den de kıyamete kadar yaşamış ve yaşayacak olan kahramanların yekûn sesidir. İyilik ve güzellik kelimelerinin birbirine busesidir. İslâm, diriliş ve direniş için yegâne ruhtur. İslâm’da zorbalar karşısında sinmek ve sinsilik yapmak asla yoktur.

Omurgasızların, yamukların, dalkavukların, düşmanı görünce yola yatan korkakların İslâm’da yeri yoktur. İslâm böylelerinin dini değildir. İslâm pısırıkların değil, kahramanların dinidir.

İslâm’ın her meselede küfre ve kâfirlere verecek bir cevabı vardır. Haddini aşıp kâinatı tahrip edenleri, insanların canlarına, mallarına, akıllarına, namuslarına ve dinlerine saldıranları durduracak tokattı da vardır. İslâm; mazlumları sahipsiz, zalimleri de cezasız bırakan bir din değildir.

Allah’ın mülkünde Allah’ın indirdiği hükümlerle Allah’ın kullarının idare olunmasına müsaade etmeyenler, Allah’ın yegâne tek hak dini olan İslâm’a meydan okuyanlardır. Tabii ki, İslâm’a meydan okumak, Allah’a meydan okumaktır.

İnancımız odur ki; küresel şer şebekelerinin diliyle saldırıya uğrayan Müslümana Allah’ın yardımı gelecektir. Küresel köpeklere ilahi tokat mutlaka inecektir. Müslüman bir tek diniyle mukayyed kalmada sabırlı olursa elbette bir gün devran dönecektir. Günümüzde “dini cemaatlerin üzerine gidilmeli”, “dini cemaatlerin üzerine gidilmemeli” tartışmasını yapanlara sormak lazım siz din dışı cemaatlere mi mensupsunuz veya din dışı mısınız? Bunu mutlaka ibraz etmeleri gerekir. Şunu bilelim ki; İslâm dinine göre cemaat, Müslümanın hayat mihveridir. Cemaatsiz Müslüman şeytanın avucundaki cevheridir!

İslâm dininin amir hükmü olan cemaati Müslümanlara unutturmaya çalışanlar, küresel şer güçlerin ücretli figüranlarıdır. Dilleriyle söylemeseler de bu çağın Firavunları, Karunları ve Hamanlarıdır. Ümmetin omurgasını çökertecek, altını oyacak tehlikeli plan ve projelerle karşı karşıyayız.

Mücadelemiz devam edecek can çekişse de kâinat, üflese de İsrafil Sûr’u. Zalimlerin üflemesi ile sönmez ki Allah’ın nuru. Yeter ki dilesin Yaradan, yokuşa akar sular. Zalimlerin başlarına dolanır kurdukları bütün pusular!

(Yeni Akit)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *