“Modern, laik, muhafazakâr faizci bir ruhun farklı bir şekilde tezahürü.”

“Modern, laik, muhafazakâr faizci bir ruhun farklı bir şekilde tezahürü.”

Ali Haydar Haksal’dan yine çok çarpıcı bir yazı. Milli Gazete yazarı Haksal, bugünkü yazısında Müslümanların birbirleriyle savaştıklarını ve bu savaşları da Emperyalizmin silahları ile yaptıklarını vurguladı. 

Haksal, diyor ki, “Ölen Müslüman, öldüren Müslüman. Öldüren sevinç ve zafer çığlıkları ile kendinden geçkin. Emperyalizm silâhlarını satıyor ev birbiriyle vuruşturuyor.

Irkçıların cihadı. Ve artık ulusalcı ve ırkçı savaşlar cihat konumunda. Bunun için mollalar seferber dua seans ve ritüellerindedirler.

Emperyalizmin oyuncağı olmaktan kurtulmanın çırpınışından yoksunluk. Birlikte olmanın yolları ellerimizle tıkanıyor. Ne kadar Müslüman öldürürsek o kadar başarılı oluruz. Türk Müslümanlar mı üstün olacak emperyal güdümündeki Kürtler mi?”

Haksal’ın işte o satırları:

Müslümanların kıyameti zamanı.

Müslümanlar birbirlerini katlederken ırkçı ruhlu sevinç çığlıkları. Kürtler bir tuzağın içinde. Türkler onlardan geri değil. Dayanakları kendilerini yok eden emperyaller. Emperyallerin himayesinde vuruşma seansları ile özgürlük veya ayakta kalma savaşları. Kimlik koruması, var olma mücadelesi düşmanının himmeti ile.

Kuklaların birbiriyle savaşı.

Emperyalazim kasırgasının ardından göz gözü görmüyor, kulak kulağı duymuyor, gönül gönle kapalı. Dikkatler asıl düşmanın üzerinde değil. Dikkatler yapay oluşlarla ve şişirmelerle, yönlendirmelerle birbirimize.

Her ırkın bir sloganı var: “Tanrı Türk’ü korusun!” “Kürtleri Hüda korusun!” Kürtlerin böyle bir sloganı var mıydı: Bu, benim yakıştırmam. Sonuç aynı yere çıkıyor.

Her ırk kendisi için Tanrı’ya duada. Birbirlerini katletme başarısı için.

Kritik dönemin öne çıkanları ülküdaşlar. Onlar hazır kıta bekliyorlar. Kendi ırklarının dışında kalanları bir an önce temizlemek için. Musul ve Kerkük olaylarında beş bin kişi hazır kıta bekliyordu. Şimdi de öyle. Muhafazakârlar ülküdaşlar ile kol kola. Evet, “Tanrı Türk’ü korusun!” Çıkarlar her şeyin üzerinde.

DEAŞ bahanesiyle Abede emperyalizmini Suriye’ye davet edenler, yalnız bırakılmaktan yakınanlar önce muratlarına erer gibi oldular. Fakat durum ters döndü. Çünkü emperyallerin asıl amaçları ve hedefleri kendileri ve Siyonizm’i koruma, müdafaa ve onlara rahat bir ortam sağlama. Şimdi karşılarında bir duvar var. Binlerce tır silah hangi yollardan geldi de güneye konuşlandı? Onları davet eden kimlerdi? DEAŞ denilen örgüt nerede ve kimlere destek sağlıyor? HAMAS’a karşı işbirliği yapan kimler?

Müslümanlar birbirilerini öldürüyor.

Modern, laik, muhafazakâr faizci bir ruhun farklı bir şekilde tezahürü. Artık askerler yemek dualarını, “Tanrımıza hamdolsun” yerine “Allah’ımıza hamdolsun” diye yapıyor. Büyük bir değişim. Nereden nereye. “Tanrı Türk’ü korusun” yerine, “Allah Türk’ü korusun!”

Herkes mutlu çünkü kızlarının başları örtülü. Ve tabii 10 Kasım’da onlar tazimde bulunuyorlar. Otobüsler dolusu servisler yapılıyor. Kemalist, Türkçü, ulusalcı?

Sahi kim daha çok Atatürkçü? Kim daha çok Türkçü ve ulusalcı? Ulusalcılık yarışında kim daha önde?

Abede emperyalizmi, Siyonizm işbirliği ile artık çok rahat Kudüs konusunda. Müslümanlar birbirini yiyor. Arap’ı, Türk’ü, Kürt’ü, Acem’i… Sünni’si, Şia’sı, Selefi’si soy kurutuyorlar.

Ölen Müslüman, öldüren Müslüman. Öldüren sevinç ve zafer çığlıkları ile kendinden geçkin. Emperyalizm silâhlarını satıyor ev birbiriyle vuruşturuyor.

Irkçıların cihadı. Ve artık ulusalcı ve ırkçı savaşlar cihat konumunda. Bunun için mollalar seferber dua seans ve ritüellerindedirler.

Emperyalizmin oyuncağı olmaktan kurtulmanın çırpınışından yoksunluk. Birlikte olmanın yolları ellerimizle tıkanıyor. Ne kadar Müslüman öldürürsek o kadar başarılı oluruz. Türk Müslümanlar mı üstün olacak emperyal güdümündeki Kürtler mi?

Fransız uçaklarıyla mı, Rusların silahları ile mi, elimizdeki stok Abede silahları ile mi vursak? Hangisiyle? Hangi emperyalin silahı ile vurursak daha çok mücahit oluruz?

Komünistleri hallettik, şimdi artık başka bir hedefimizi var. Ulusalcı, Türkçü ruhumuz ne kutlu. Kanımız ne kadar kırmızı ve değerli.

NATO üslerine, İncirlik’e, binlerce tırlı silah geçişlerine, güneyde konuşlanmaya ses çıkarmayanlar ancak birbirilerine güç yetirirler.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *