Erdoğan, CSO Konser salonunun açılışını yaptı

Erdoğan, CSO Konser salonunun açılışını yaptı

Konser salonunun açılışını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasına layık bir konser alanı ihtiyacının yıllardır gündemde olduğunu ileri sürdü.

‘Şehrimizin sembollerinden olacak’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) Konser Salonu Açılış Töreni’ne katıldı.

Açılış programını koronavirüs tedbirleri sebebiyle kısıtlı bir katılımla gerçekleştirmek zorunda kaldıklarını ifade eden Erdoğan, salgının tüm dünyada vahim boyutlara ulaştığı bu sıkıntılı dönemi, hep birlikte tedbirlere uyarak en kısa zamanda atlatmayı ümit ettiklerini söyledi.

‘Son derece önemli bir eser olduğu için açılışı ertelemedik’ 

Siyasi çalışmalarını, görüşme, kabul ve programlarını salgın gerçeğine göre düzenlediğine işaret eden Erdoğan, “Konser salonumuzun açılışını, başkentimizin, ülkemizin kültür ve sanat hayatı için son derece önemli bir eser olduğu için ertelemek yerine hemen gerçekleştirmeyi istedik” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’na layık bir konser alanı ihtiyacının yıllardır gündemde olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hemen yanımızdaki bina maalesef talebi karşılamaya yetmiyordu. Göreve geldiğimizde, yeni binayla ilgili yarım yamalak da olsa bazı fizibilite çalışmaları yapılmıştı. Bu çalışmaları yeniden ele alarak eksikliklerini giderdik, yüklenici firmadan kaynaklanan sorunları da aşarak projeye hız verdik. Uzun bir dönem sürüncemede kalan bu projeyi, bizzat takip ederek, hamdolsun tamamlamayı başardık. Bugün Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nı şanına yaraşır bir binaya kavuşturma yanında, şehrimizin sembollerinden olacak modern bir mimari eseri de ülkemize kazandırmış oluyoruz.”

‘Dünyadaki emsalleriyle yarışacak’

Dünyadaki emsalleriyle yarışacak şekilde inşa edilen konser yerleşkesinin, yaklaşık 15,4 hektarlık alan üzerinde beş bloktan oluştuğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, inşaat büyüklüğü 62 bin 547 metrekareyi bulan bu projede, 2 bin 23 kişilik konser salonu, 500 kişilik mavi salon, 650 kişilik tarihî salon, sergi alanı, hediyelik eşya mağazası ve 10 bin kişilik açık hava konser alanı bulunduğunu anlattı.

Bunun yanında projenin restoranı, kafeteryası ve 800 araçlık kapalı otoparkıyla her ihtiyaca cevap verecek şekilde tasarlandığını ifade eden Erdoğan, yapının sadece mimari açıdan değil, teknik özellikleri itibarıyla da özel bir mekân olduğunun altını çizdi.

‘Opera, bale, müzik grupları ile özel topluluklar da istifade edecek’

Erdoğan, binada yer alan büyük ve küçük konser salonlarının, dünyaca ünlü akustik uzmanlarınca doğal akustik prensibine uygun şekilde inşa edildiğini belirterek, tüm bu imkânlardan, devlet opera, bale, müzik grupları yanında, özel sanat toplulukları ve kurumların da istifade edebileceğini sözlerine ekledi.

Salgın şartlarının hafiflemesiyle açılışı yapılan konser yerleşkesinin Ankara’nın ortasında sanatseverler için bir sanat ve müzik vahasına dönüşeceğini dile getiren Cumhurbaşkanı şöyle devam etti:

“Her dilden ve her telden dünyanın sesi burada toplanacak, içimizdeki tüm güzellikler notalara burada yansıyacaktır. Pisagor ve Farabi tertibinden ilhamlarla Mozart ile Bach’ın portelerinden tınılar, Şemsettin ile Meragi’den terennümlerle Şostakoviç ile Chopin’in bestelerinden ritimler burada buluşacaktır. Şehnaz besteler uvertürlere, Kar-ı Natıklar Andantelere burada yol gösterecektir. Bir kemanın içli sesinden yayılan ayrılık, bir bağlamanın en zarif perdesinde yankılanan hasret yine burada gönlümüze düşecektir. Bir Itri Nevakarıyla, bir Beethoven Konçertosu, bir Yunus ilahisine eşlik eden barış senfonisi olarak buradan dünyaya açılacaktır. İnşallah burası önümüzdeki dönemde ülkemizin kültür sanat zenginliğinin nişanelerinden biri olarak milletimize hizmet verecektir.”

‘Tüm sanatseverlere hayırlı olsun’

Erdoğan, konser salonunun Ankara’ya ve tüm sanatseverlere hayırlı olmasını dileyerek bu eseri şehre kazandıran Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve ekibi ile projede görev alanları tebrik etti.

Erdoğan, “Merhum Yahya Kemal’e göre, bizim devlet kurma ve askerlik dışında, dünya ortalamasının fevkinde olan üç büyük sanatımız vardır. Yahya Kemal bunları, mimari, musiki ve şiir olarak sıralıyor. Tarihimize baktığımızda mimari ve şiirle beraber musikinin de kültürümüzde çok önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz. Türk müziği, Orta Asya, Eski Anadolu-Akdeniz-Ege, İslam, Osmanlı ve son olarak Batı olmak üzere beş damardan beslenerek bugüne ulaşmıştır. Türk Sanat Müziğine hayat veren perde ve makamlar, kökü binyıllara giden bu uzun serencamın yoldaki işaretleri mahiyetindedir” değerlendirmesinde bulundu.

Yahya Kemal’in Itri şiirini okuyan Erdoğan, “Her bir türkü ve şarkımız, Horasan erenlerinin hikmetini, Maveraünnehirin bereketini, Anadolu’nun irfanını bugüne taşıyan bir hazinedir. Türkü ve şarkılarımız, bizim bu topraklardaki varlığımızın seste, sözde, güftede ve şiirde vücut bulan abideleridir. Yürek tellerimizi titreten her bir eserde, insanımızın çığlığı, sevdası, hayalleri, sevip de kavuşamayanların hasreti vardır” diye konuştu.

‘Bestekârlarımız, sanatçılarımız arasında ayrım yapamayız’

Sanat müziğinden halk müziğine kadar tüm müzik dallarının, kültür deryasını zenginleştiren birer nehir olarak görülmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, “Türk müzik tarihinde Itri’nin yeri neyse, Karacaoğlan’ın yeri de orasıdır. Dede Efendi ne kadar hürmete layıksa, Âşık Veysel de aynı derecede hürmete layıktır. Hafız Sadettin Kaynak’a nasıl minnettarsak, Bozkır’ın Tezenesi Neşet Ertaş Usta’ya da aynı şekilde minnettarız. Müzik türlerimiz arasında olduğu gibi müzisyenlerimiz, bestekârlarımız, sanatçılarımız arasında da ayrım yapamayız” dedi.

‘Müzik konusunda da bir dönem çok ciddi hatalar yapıldı’

Türkiye’de diğer pek çok hususta olduğu gibi müzik konusunda da bir dönem çok ciddi hatalar yapıldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin üzerine karabasan gibi çöken jakoben zihniyetten, Türk müziğinin de payını aldığını söyledi.

Milletin değerlerini, milletin zevk ve kültürünü gerilik emaresi olarak gören bu anlayışın, sanat hayatının çölleşmesine sebep olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu: “Öyle ki, bu ülkede müzik inkılabı adı altında, Türk halk ve sanat müziğinin ‘alaturka müzik’ denilerek yasaklandığı tuhaf dönemler yaşanmıştır. Devrin gazetelerini açıp baktığınızda ‘Alaturka musiki ilga edildi’ gibi birçok manşetle, haberle karşılaşmanız mümkündür. Halkı baskıyla, zorbalıkla dönüştürebileceklerini zannedenler, halkın müzik zevkini de yasaklarla değiştirebileceklerine inanmışlardır. Ne zaman ülkemiz bu kültür faşistlerinin tasallutundan kurtulmuş, işte o zaman Türk kültür ve sanat hayatı yeniden canlanmaya başlamıştır. Son 18 yılda kültür sanat dünyamızın zenginleşmesinin, daha renkli, daha özgün ve özgür bir karaktere bürünmesinin arkasında yatan sebep budur. Türkiye bizim dönemimizde sadece siyasette, ekonomide, savunmada değil kültür, sanat, müzik, edebiyatta da prangalarından kurtulmuştur.”

‘Müzik türleri arasında hiçbir ayrıma gitmedik’

Erdoğan, insanlar arasında ayrımcılık yapmadıkları gibi müzik türleri ve müzisyenler arasında da hiçbir ayrıma gitmediklerini, şairleri, yazarları, sanatçıları arasında ayrım yapan, insanlarını dinledikleri müziklere, giydikleri kıyafetlere göre ayıran eski Türkiye manzarasına son verdiklerini söyledi.

Bu topraklara ait ne varsa, hiçbir komplekse kapılmadan, ülkenin bir kazanımı olarak hepsini kucaklamaya çalıştıklarını söyleyen Erdoğan, “Ülkemizin kültür ve sanat hayatına değer katacak, bu alanda çeşitliliği artıracak her türlü eseri sahiplenmenin çabası içinde olduk. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içinde, ülkemizin en modern opera binası olan Beştepe Kültür ve Kongre Merkezini hayata geçirdik. İstanbul’da, artık her tarafı lime lime dökülen Atatürk Kültür Merkezini yıkıp, İstanbul’umuza layık bir opera binası inşa ediyoruz. İnşaatını yakından takip ettiğimiz bu eseri de inşallah en kısa zamanda İstanbul’un ve hizmetine sunacağız” açıklamasında bulundu.

‘Desteklenen özel tiyatro sayısı 328’e, verilen destek 12 milyona ulaştı’

Göreve geldiklerinde 42 olan ülkedeki kültür merkezi sayısını 116’ya çıkardıklarını aktaran Erdoğan, devlet tiyatrolarındaki sahne sayısını ise 23’den, 77’ye yükselttiklerini bildirdi.

Desteklenen özel tiyatro sayısını 59’dan 328’e, verilen destek miktarını da 850 bin liradan 12 milyon liraya çıkardıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 18 yılda 91 yurt içi, 78 yurt dışı kültür varlığı sergisi gerçekleştirdiklerini söyledi.

Özellikle salgın döneminde, sinemadan müziğe, tiyatrodan yayıncılara kadar hemen her sektöre ciddi destekler verdiklerini anlatan Erdoğan: “Birileri istismar peşinde koşarken, biz KDV indirimi, destek paketi, kira stopajının yarıya düşürülmesi gibi somut adımlarla sanatçılarımıza sahip çıktık. Cumhurbaşkanlığı Himayesinde gerçekleştirilen Yeditepe Konserleri, koronavirüs nedeniyle çok zor günler geçiren sektöre can suyu olmuştur. İnşallah bundan sonra da sanatı ve sanatçılarımızı desteklemeye devam edeceğiz. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken bir kez daha Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Alanı’nın hayırlı olmasını diliyorum. Burada görev yapacak tüm sanatçılarımıza başarılar temenni ediyorum. Ülkemize hizmetini, kültürümüze, sanatımıza yaptığı katkılarla ifa eden siz dostlarımın her birine, milletim adına, şükranlarımı sunuyorum. Kültür ve Turizm Bakanımız ile ekibine, bu güzel eserin ülkemize kazandırılmasındaki katkıları için tekrar teşekkür ediyorum.” dedi.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *