Ersanel: “Kılcal damarlarına kadar açmalıyız, yoksa yine pıhtı atacaktır!”

Ersanel: “Kılcal damarlarına kadar açmalıyız, yoksa yine pıhtı atacaktır!”

Türkiye’nin kendi hikayesini yazması gerektiğini belirten Nedret Ersanel, asıl işin ise, ABD-Türkiye arasındaki yol, yöntem, bağ, networkün eksiksiz ortaya dökülmesi olduğunu, en zor bölümün bu olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın’ın “Bize 150 yıldır modernleşme adı altında başkalarının hikayesi anlatıldı. Artık kendi hikayemizi yazma zamanıdır” sözlerinden yola çıkarak Türkiye’nin hikayesi başlıklı bir yazı kaleme alan Nedret Ersanel, Yeni Şafak’taki köşesinde “Bu eski fakat tamamlanmamış bir tartışma. Konu hızla siyasileştiğinden-bu defa da böyle oluyor-işin özüne müdahale hep sakatlanmış… Bu sefer ve dahi bu yüzden herkes ucundan tutmalı ama çekiştirmeden…” diye yazdı.

Ersanel yazısında, “ABD-Türkiye arasındaki yol, yöntem, bağ, network hâlâ eksiksiz ortaya dökülmedi” vurgusunda bulundu.

Ersanel, yazısının bir bölümünde şöyle dedi:

Kemal Tahir, Esir Şehir Üçlemesi’nde şöyle yazıyor; “Batılılar hain oldukları için mi bu kadar çiğ gerçekçiydiler yoksa bu kadar çiğ gerçekçi oldukları için mi ister istemez, hain, kaba, bencildiler?” (‘Esir Şehrin İnsanları’, 1. Cilt, Say: 21, İthaki Yayınları.)

Çiğ gerçekçiliğin bugünkü karşılığı reel-politiktir. En taze şöyledir; “Tamı tamına 27 ülke. Hepsi AB üyesi. İçlerinden bazıları en zenginler listesinde. Anne babasız 406 çocuğu almamak için direniyorlar. Bir çocuk bile istemeyenler var”… (‘Avrupa’ya Yuh’, 12/09, Hürriyet.) Oysa ‘Aylan Bebek’ sahile vurduğunda nasıl ağlayıp, perişan olmuşlardı.

***

“Darbe haberi Washington’a ulaştığında birilerinin, ‘bizim çocuklar başardı’ demesi 12 Eylül’ün gerisindeki karanlık yüzü ifade ediyordu. Hiç şüphe yok ki 15 Temmuz gecesi birileri yine aynı mekanlarda bizim çocuklar başardı demek için bekliyordu”…

Açık ki, 12 Eylül ile 15 Temmuz arkasındaki adres aynı. Daha öncekiler için de durum farklı değildi. Arkasında ne olduğu konusunda mutabıkız. Gelgelelim, tarihten günümüze bu bağlamda ABD-Türkiye arasındaki yol, yöntem, bağ, network hâlâ eksiksiz ortaya dökülmedi. Asıl iş bu! Kılcal damarlarına kadar açmalıyız. Yoksa yine pıhtı atacaktır. En zor bölüm bu çünkü işin ucu içimize, bizim Batıyla ilişkilerimizdeki gönüllülüğe bağlanacak.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *