İçe Bakış

İçe Bakış

“İtiraf etmeliyiz ki hep dışa bakıyoruz. Hep dışımızdaki dünyayı yorumluyoruz. Çünkü böylesi daha güvenlikli oluyor..”

..Kendimizi gizliyoruz bir siperin ardına ve oradan, tam da arzu ettiğimiz cins ve vasıftaki hedeflere ateş ediyoruz taramalı silahlarla. Dil/kalem silahıyla.

Kendimiz haricindeki dünyayı eleştirmekten vazgeçelim demiyoruz. Değil mi ki Kitabımız, marufu emredici/yayıcı olmamızı isterken hemen peşinden münkeri de nehyedici/durdurucu olmamızı emretmektedir. Hiçbir zaman münkere, fahşaya gözlerimizi, kulaklarımızı kapatamayız.

Fakat evimizin dışına, fahşa ve münker avına çıkınca kolay kolay eve dönmüyoruz. Dışarıda başkalarına haddini bildirmek(!) bizi çekip alıyor bizden, kendine râm ediyor. O zaman, münker gelip evimizi kuşatmış olabiliyor ve biz evde bulunmuyoruz.

Rabbimizin, elçisi Muhammed (as)’a gece salatını emretmesi, Kur’an’ı tertil ile okumasını öğütlemesi, tezekkür ve tefekküre davet etmesi, kendisini asla unutmaması için olsa gerekti, aynı zamanda.

Giyim-kuşamımızda her geçen gün, karşıtı olduğumuz ideolojilerin mensuplarına daha çok benziyorken, takva elbisesini de iyice unutmaya yüz tuttuk. Sokaklarımızın İslam’dan yalıtılmışlık görüntüsünde bizler eşlerimiz ve çocuklarımızla birlikte, mevcut görüntüyü ne kadar bozuyoruz? Ahlakımız kimin ahlakına benziyor? İslam ahlakı diyebilir miyiz, ahlakımıza? Ya edep? Müslüman edebiyle mi yaşıyoruz yoksa başkaları için edebi/ahlakı/arlanmayı emrederken kendimizi unutmuş vaziyette miyiz?

Müminler olarak, ailemiz, mümin kardeşlerimiz, akrabalarımız ve bütün insanlığın maruz kaldığı İslam’sızlık bizi ne kadar alakadar ediyor? Ve belki de artık bayatladığını düşündüğümüz meşhur soruyu kendimize yılda kaç defa soruyoruz: Bugün Allah için ne yaptın?

Kısacası gerçek bir muhasebe yapmamız gerekiyor. Yaz aylarında nefislerimiz belki günahlara biraz daha fazla ısınıyor. Oysa Allah’ın uyarıları soğuk kış günleri gibi, sıcak yaz günlerini de kapsıyor. Nefsimizi arındırmamızı istiyor Allah. Zira onu arındırmakla felaha erenler zümresinden olacağız. Nefsimizi günaha hâne kıldığımızda hem dünya hayatını hem de ebedi ahiret yurdunu kendimize zehir edeceğiz.

İnsanlar İslam’ı bizde eğreti değil, yerleşik/makim görmeliler.

(Venhar)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *