Birileri Tüm Dünyayı Trollüyor

Birileri Tüm Dünyayı Trollüyor

Virüs olayı gerçek ve insanlık için çok ciddi bir tehdit. Bu olayın temeli dünya üzerinde ticaret ile güç sahibi olan Çin’in durdurulması. Ama ticari durdurmanın ötesinde bir durum…

Wuhan’da virüsün merkezi sayılan pazar yerinden her gün geçen İngiliz öğretmen, İngiltere’ye dönmüş. Sağlık hattını arayıp durumu bildirmiş. Burun akıntınız var mı demişler, yok deyince, kötü hissederseniz arayın deyip kapatmışlar…

Tek örnek hiçbir konuyu açıklamaz. Ayrıca haberi veren gazetenin İngiltere’de oluşu da manidar.

Virüs olayı gerçek ve insanlık için çok ciddi bir tehdit.

Bu olayın temeli dünya üzerinde ticaret ile güç sahibi olan Çin’in durdurulması. Ama ticari durdurmanın ötesinde bir durum.

Çin’in koronavirüs için milyonlarca insanı karantinaya alması, çok hızlı tedbir alması, sağlık sektörünü alarmda tutması müthiş hamleler. Virüs üzerinden piyasada oluşan itibarını kaybetmemek ve en kısa sürede bu cendereden çıkmak için aldığı önlemler olumsuz etkinin hızlı yayılışı kadar çabuk kabul görmeyecek ama bu sorunu çözmek için bir imkan oluşturacak. Eğer bu süreci kısa sürede atlatabilirse Çin’in para+teknoloji gücünün ve Yol-Kuşak projesi hareketinin hızı o kadar artacak ki en yakın rakibine tur bindirmiş olacak. Elbette Çin bu hesabı yaparken rakibi de boş durmayacaktır.

Yeni dünyada teknoloji devi iki ülke var: ABD ve Çin. Ticaret savaşlarının bittiği, teknoloji savaşlarının başladığı ifade ediliyor. Bu yanlış. Çünkü para ile teknoloji Çin’de evlendi ve tüm dünyanın stratejik her konusu bu evliliğin sahibi tarafından ele geçirilmeye çalışılıyor: Tüccar, siyaset, ekonomi, bilim, teknoloji. Huawei şu anda önü alınamaz bir gelişme içinde ve dünyada rakibi yok, ABD’de bile.

Çin dünyanın her yerinde özgür ticaret istiyor. Bu ilk bakışta masum bir istek gibi görünüyor ama ticareti tümüyle ele geçirmek için koyun postuna bürünmüş kurt misali davranıyor Çin. Son olarak, Bir Yol Bir Kuşak projesi ile tüm ticareti ve ticaret yollarını ele geçirmeye çalışıyor. 65 ülke ile işbirliği içinde. ABD ise, ‘bu yolu ya bana vereceksin ya da bu yol yok olacak’ diyor.

Kavga dünyanın her köşesine sıçramış durumda. Trump’ın Filistin ve Kudüs açıklamalarını da bu konudan bağımsız düşünemeyiz. Venezuella’daki Maduro’ya darbe girişimi, Bolivya’da Eva Morales’e darbe, Brezilya’da son 20 yıldaki siyasi gelişmeler, Sri Lanka’daki terör olayı, Kanal İstanbul, Brexit, Libya, Doğu Akdeniz gerginliği gibi yaşanan birçok büyük olay bu konunun içinde.

Çin seddinin Türk akınlarını engellemek için yapıldığı söylenir ama tarihin o döneminde de Çin seddi dışarıdan gelen Türk akınlarından korunmak bahanesiyle, gelişmekte olan Çin’i içeride tutmak için yapıldı. Tarihin o zamanki kesiti ile bugünkü olay aynı şekilde akmıyor mu?

Dünya ticaretinin en güçlü aktörü elindeki malları satamaz hale gelmekle karşı karşıya. Teknolojik dev olmasını ABD’ye transfer etmek zorunda kalabilir.

Güç sahipleri için sen ben birer istatistik veriyiz. Yaşamamız ve ölmemiz onların hegemonyal hesaplarında nereye karşılık geliyorsa o kadarız. Umurlarında değil milyarlarca insan.

Ayrıca “virüs büyük sorun değil” haberinin İngiltere’de verilmesini de önemsemeliyiz. İngiltere bu kavgada Çin ile iş tutmaya çalışıyor. Geçen yıl Londra’da, dünyanın en çok kamerası olan meydanında terör patlaması bu iş ile ilgilidir. ABD ile İngiltere’nin ortak işleri çok olmakla beraber ABD’li milliyetçiler İngiltere’nin de eski gücüne kavuşmasını istemiyor.

Büyük bir olay dünyada varsa, bu olayı anlamak için küreyi en az bir tur atmak gerekir işin detaylarını anlayabilmek için.

Bu virüs olayının Türkiye’de Soner Yalçın’ın aşılar için yazdığı kitabın amacıyla da yakından ilgisi var. Aşıların ve ilaçların çok tehlikeli olduğunu yazdı bu kitapta. Bu konu tüm dünyada hızla yaygınlaşıyor. Çünkü dünyaya, dijial bir medikal hayat öneriliyor. Daha ucuz daha sağlıklı daha etkili vs. diye. Bu yüzden hastalıklar virüsler insanların dijital tıbba razı olmalarını sağlayacak.

Dijital tıp ne mi? Yapay zeka!

Wuhan’da virüsün merkezi sayılan pazar yerinden her gün geçen İngiliz öğretmen, İngiltere’ye dönmüş. Sağlık hattını arayıp durumu bildirmiş. Burun akıntınız var mı demişler, yok deyince, kötü hissederseniz arayın deyip kapatmışlar…

Yani? 

İngilizler, salgına inanmıyor. Çok enteresan.

Birileri tüm dünyayı trollüyor.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *