Devlet Dini

Devlet Dini

“Dinin iktidar tarafından kullanılmasına II. Mahmud’un yeniçeriler aleyhine cami vaazları verdirmesi ve toplumu devletin yanına çekmesi yani dini propaganda aracı olarak kullanması iyi bir örnektir.”

Devlet Dini

Geçmişten günümüze iktidarlar dinin toplumu yönetme ve ehlileştirmesi konusunda etkili bir araç olduğuna fikir birliği etmiş gibi mevcut sisteme zarar verecek her türlü fikre ve inanca karşı çıkmışlardır. İnanç insanı bedensel, ruhsal ve ahlaki açıdan yöneten, yönlendiren ve güçlü kılan bir şeydir.

Batıda Protestanlık yaygınlaşıp Avrupa karıştığında katolik inancın hakim olduğu Fransa’nın katoliklere karşı protestanların yanında yer alması bu durumun ufak bir örneğidir. Fransa’yı yönetenler halkın eğilimi ve inancına karşılık sistemin kilise tahakkümünden kurtulup güçlü bir şekilde devam edeceğine inandıkları doğrultuda hareket etmiştir. Bu durumda kilise üstünlüğünü ve iktidarını devlet yöneticilerine kaptırmıştır. Kilise ve aristokrasi çıkarlarının yerini devletler ve burjuvazi çıkarları almıştır. Bu dönüşümün bir benzeri de topraklarımızda görülmektedir. Yönetim mevcut ilkeleri doğrultusunda cemaatlerde oynama yapabilmekte hatta nas diyebileceğimiz dinin temel değerlerinde bile mevcut tarihsel döneme ve dönemin aklına uyarak güncelleme önerileri sunabilmektedir. Dinin iktidar tarafından kullanılmasına II. Mahmud’un yeniçeriler aleyhine cami vaazları verdirmesi ve toplumu devletin yanına çekmesi yani dini propaganda aracı olarak kullanması iyi bir örnektir. Daha sonra aynı durum Mustafa Kemal döneminde duaların, hutbelerin, salavatların, kurbanların eşliğinde cuma namazının ardından meclisin açılması için söylenebilir. Sistem devamlılığını sağlamak için ihtiyacı olan meşruiyeti dine ve toplumsal değerlere yaslanarak kazanmayı daima temel ilke edinmiştir. Fakat sistemin meşruiyetini dayandırdığı değerler sistemin kurucu iktidarla birlikte getirdiği kendi dogmalarının egemenliği altında ya yok edilir ya entegre edilir ya tecrit edilir ya da hapsedilir. Din ve devlet karşı karşıya gelirse üstün gelmesi gerekenin devlet olduğuna inanan iktidar sahipleri bu meşruiyetin devamlılığı için de etliye sütlüye karışmayan devamlı güncellenen pasif dindar ve putperest vatandaş üreten devlet kurumları ile topluma hükmederler.

Dinin mücadele etme olasılığı ve isteği yok edilmekte entelektüellerin kalemi ile ahlaki değerleri çağın dışına atılmaktadır. Oysa tarih boyunca nice devlet yok olmuş fakat Allah’ın dini şüphesiz aynı kalmıştır. Devletler de iktidar sahipleri de ve onların tapındıkları da yok olmaya, ölmeye mahkumdur. Yalnızca değişmeyen ve gerçek olan Allah’ın vaadidir. Din ilelebet payidar kalacaktır.

(Venhar)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *