el-Bağdadi: Gizemli tutukluluktan terör ‘devletinin’ başına uzanan bir hayat

el-Bağdadi: Gizemli tutukluluktan terör ‘devletinin’ başına uzanan bir hayat

ABD’nin ölü ele geçirdiğini duyurduğu DEAŞ elebaşı Ebubekir el-Bağdadi’nin yaşamındaki karanlık dönemler hala aydınlanmadı.

AA (Ankara) – DEAŞ elebaşı Ebubekir el-Bağdadi‘nin yaşamına damga vuran olaylar dizisi, 2004’te Irak’ta ABD tarafından gözaltına alınıp serbest bırakıldığı dönemle başladı.

Geçmişi hakkında bugüne kadar resmi kaynakların bilgi paylaşmadığı Bağdadi, 1971’de Bağdat’ın kuzeyindeki Samarra kentinde orta halli bir ailede dünyaya geldi. Asıl adı İbrahim Avvad İbrahim Ali el-Bedri olan Bağdadi, Pakistan askeri istihbaratının eski başkanı general Hamid Gül’e göre, 1988’de Afganistan’da görüldü.

Gül, AA muhabirine mayıs 2014’te yaptığı açıklamada, 1988’de Afganistan’ın Host bölgesinde mücahit kamplarını gezdiği sırada gördüğü Arap gençler arasında, o zaman 17-18 yaşlarında olan Bağdadi’nin de bulunduğunu söylemişti.

Bağdadi, daha sonra Bağdat’taki bir üniversitede İslami Bilimler alanında doktora eğitimi aldı ve aynı üniversitede öğretim görevlisi olarak çalıştı.

Bir süre Bağdat’ta bir camide imamlık yapan yapan Bağdadi, ABD’nin 2003’te Irak’ı işgali üzerine Bağdat’tan ayrılarak Enbar vilayetine giderek, burada direnişçilere katıldı.

ABD tarafından gözaltına alınması dönüm noktası oldu

Bağdadi’nin, Irak direnişine destek verdiği ve 2004’te Felluce yakınlarındaki bir eve yapılan baskında tutuklanarak 2009’a kadar Bağdat’ın güneyinde yer alan ve askeri cezaevi olarak kullanılan Amerikan Buka gözetim kampında tutulduğu biliniyor.

Kampta geçirdiği süre Bağdadi’nin yaşamının sonrası için dönüm noktası oldu.

Bağdadi, burada tutuklu durumundaki eski Irak istihbarat görevlilerinin de aralarında olduğu pek çok isimle ilişkiler kurup bunları daha sonra devam ettirdi. ABD’li yetkililer bir süre sonra Bağdadi’yi serbest bıraktı.

ABD Bağdadi’yle ilgili kayıtları açıklamıyor

Bağdadi’nin kampta tutulduğu dönem, yıllar sonra bugün bile gizemini korumaya devam ediyor.

İddiayı ilk kez gündeme getiren New York Times gazetesinin ardından, ABD’deki The Daily Beast haber sitesinin, işgal sırasında Buka kampında görevli ABD subayı Kenneth King’le yaptığı röportaj konuyu daha ilgi çekici hale getirdi.

Bağdadi’nin 2009’a kadar Buka kampında tutulduğunu ve cezaevi kapatılıp mahkumların Iraklı yöneticilerin denetimine geçirilmesini takiben salıverildiğini doğrulayan King, iddiaları bir adım daha öteye götürerek Bağdadi’nin tahliye edildiği sırada kendisine “New York’ta görüşürüz” dediğini ileri sürmüştü.

ABD yönetimi iddialara hala net bir cevap verebilmiş değil. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, 7 Temmuz 2014’teki basın brifinginde, “Bağdadi’nin ABD tarafından gözaltına aldığını teyit ya da inkar etmesini sağlayacak bilgiye sahip olmadığını” söylemişti.

Konu daha sonra Temsilciler Meclisi’ne taşınmıştı. Cumhuriyetçi Parti’den New Jersey eyaleti 4. Bölge temsilcisi Christopher H. Smith, Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’ne verdiği soru önergesinde, “Hepimizin bildiği üzere Ebubekir el-Bağdadi ABD gözetimindeydi ve serbest bırakıldı” ifadesine yer verirken “Bağdadi’nin gidip IŞİD’i kurabilsin ya da örgütü yeniden oluştursun diye serbest bırakılmasına kim izin verdi?” diye sormuştu.

Dışişleri Bakanlığı, Yakın Doğu İlişkileri Dairesi, Irak ve İran’dan sorumlu Müsteşar Yardımcısı Brett McGurk bu soruya “Bağdadi’nin serbest bırakılması hakkında bilgim yok ama size bu konuda tabii ki dönüş yapabilirim. O sırada ben hükümette görevli değildim.” şeklinde cevap vermişti.

Tüm bu açıklamalara rağmen ABD’li yetkililer Bağdadi’ye dair bildiklerini halen kamuoyuyla paylaşmadı.

Sözde “emirlik” dönemi

Irak El Kaidesi’nin lideri Ebu Musab ez-Zerkavi, 2006’da Bağdat’ın Bakuba bölgesinde hava saldırısında öldürüldü. Zaman içinde örgütün isimleri ve liderleri değişirken 2010’da Irak el-Kaidesi lideri Ebu Hamza el-Muhacir, İslam devleti kurma hedefiyle, “Irak İslam Devleti” adı altında eylemlere başladı.

Irak’ta örgütün en önemli liderleri olarak bilinen Muhacir ve Ebu Ömer El-Bağdadi’nin ölümünden sonra örgütün başına şu anki lideri olan Ebubekir el-Bağdadi geçti.

Suriye’deki gösterilerin silahlı direnişe dönüşmesiyle Muhammed Culani liderliğindeki Nusra Cephesi, el Kaide’nin Suriye kolu olarak kuruldu.

9 Nisan 2013’te Bağdadi’ye ait bir ses kaydında Nusra Cephesi’nin Irak İslam Devleti’nin bir kolu olduğunu duyursa da Culani, kendilerine böyle bir emir gelmediği gerekçesiyle bu çağrıyı reddettiğini açıkladı.

Bağdadi’nin bu çağrıyı yapmasında Nusra lideri Culani’nin daha önce Irak’ta Bağdadi’ye bağlı olarak savaşmasının etkili olduğu belirtiliyor.

Bağdadi, Nisan 2013’te örgütün adını da “Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD)” olarak değiştirdi.

Irak el Kaidesi’nin lideri olan Bağdadi’nin, Nusra Cephesi ile Irak İslam Devleti’nin “Irak-Şam İslam Devleti” adı altında bir araya geldiğini duyurmasıyla, el Kaide lideri Eymen ez-Zevahiri’ye ait olduğu öne sürülen bir ses kaydında da IŞİD’in lağvedildiği, operasyonlarını sadece Irak’ta sınırlı tutması gerektiği ve el Kaide’yi Suriye’de Nusra Cephesi’nin temsil ettiği açıklandı.

“Bunun akabinde ise Bağdadi, Zevahiri’nin açıklamalarını dikkate almayarak, Suriye’de kurduğu İslam Devleti’ne tabi olmayı reddeden muhaliflere karşı operasyonlar düzenlemeye başladı.

Bağdadi, Haziran 2014’te örgütün adını İslam Devleti olarak değiştirerek kendini halife ilan etti.

Teröristbaşı, 4 Temmuz 2014’te Irak’ın Musul ilinde verdiği hutbede ilk kez kameralar tarafından görüntülendi.

Gizliliğe büyük önem veren Bağdadi, uzun süre kendi komutanlarıyla görüşürken bile maske taktı.

Gün geçtikçe Suriye’de Nusra Cephesi de dahil bütün grupları karşısına alan IŞİD, diğer grupları İslam dinine muhalif davranmakla suçlayarak, muhaliflerin elindeki bölgeleri ele geçirmeye çalıştı.

Suriye’deki muhalifler ise IŞİD’i fikirlerinde aşırıya kaçarak “tekfirci” bir tutum sergilemekle eleştirdi.

Karşılıklı çatışmalarda ise çok sayıda IŞİD militanı ve muhalif savaşçı hayatını kaybetti.

Bağdadi’nin özellikle Suriye’de rejime karşı mücadele veren ılımlı silahlı gruplara karşı savaşı, muhalifleri oldukça zayıflatarak Beşşar Esed rejimi ile Rusya’nın işini kolaylaştırdı.

Bağdadi’nin birkaç bin taraftarıyla kurduğu örgüt, 2014’te Irak topraklarının üçte birini, 2015’te de Suriye topraklarının yarısını işgali altına alacak kadar büyüdü.

Başında bulunduğu örgütün vahşi yöntemleri İslam dünyası ve Batı’da büyük tepki topladı.

Bağdadi, Irak ve Suriye’de DEAŞ’a karşı ulusal ve uluslararası çapta yürütülen mücadelede, örgütün işgal ettiği alanlardan çekilerek, saha hakimiyetini yitirmesi üzerine sürekli yer değiştirerek gizliliğine daha fazla özen gösterdi.

Hakkında dönem dönem yaralandığı ve öldürüldüğü iddiaları ortaya atılan Bağdadi, ABD Başkanı Donald Trump’ın açıklamasına göre gece yarısı gerçekleşen özel operasyonda ölü ele geçirildi.

ABD Başkanı, Bağdadi’nin ABD askerlerinin yaklaşması üzerine üzerindeki bombaları patlatarak kendisini ve yakınındakileri öldürdüğünü duyurdu.

Suriye ve Irak çöllerinde hala faal durumda hücreleri bulunan örgütü düne kadar yönetmeye devam eden Bağdadi, son yayınladığı videolarda mensuplarına, (Suriye’nin doğusundaki) Bagoz muharebesinin bittiğini ancak örgütün hala ayakta olduğunu iddia etmişti.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *