Yeni internet düzenlemesi ne amaçlıyor, kimleri kapsıyor?

Yeni internet düzenlemesi ne amaçlıyor, kimleri kapsıyor?

Türkiye’de internet yayıncılığı RTÜK’ün denetimine sokan yasal düzenleme, dün Resmi Gazete’de yayınlanan Radyo Televizyon Ve İsteğe Bağlı Yayınların İnternet Ortamından Sunumu Hakkında Yönetmelik’le yürürlüğe girmiş oldu.

Düzenlemeyle radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerini sadece internet ortamından sunmak isteyen medya hizmet sağlayıcılara Radyo Televizyon Üst Kurul’undan (RTÜK) internet ortamından yayın lisansı almak şartı getirildi.

Voa Türkçe’den Hilmi Hacaloğlu’nun haberi

İnternet ortamından radyo yayını sunmak için talepte bulunanlara 10 bin TL karşılığında İNTERNET-RD yayın lisansı verilecek. İnternet ortamından televizyon yayını sunmak için talepte bulunanlara verilecek İNTERNET-TV yayın lisansı ile internet ortamından isteğe bağlı yayın hizmeti sunmak için talepte bulunanlara verilecek İNTERNET-İBYH yayın lisansının bedeli ise 100 bin TL olarak belirlendi.

Yayın iletim yetkilendirme ücreti 100 bin TL olurken koşullu erişim sağlayan internet yayın platform işletmecileri bu ücrete ilave olarak, yıllık net satışlarının binde beşini, izleyen yılın Nisan ayı sonuna kadar Üst Kurula ödeyecekler.

RTÜK: ‘‘İfade ve haber alma özgürlüğünün korunması amaçlanıyor’’

RTÜK’ten yapılan açıklamada ‘‘Yönetmelik ile yayın hizmetleri alanında ifade ve haber alma özgürlüğünün, düşünce çeşitliliğinin, rekabet ortamının ve çoğulculuğun güvence altına alınması, yoğunlaşmanın önlenmesi, kamu menfaatinin korunması amaçlandı” denildi.

Üst kurum, ‘‘Radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerinin internet ortamından sunumu esnasında; çocukların ve gençlerin, fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimine zarar verebilecek medya içeriklerine ilişkin ebeveyn kontrolu sağlanması gibi tedbirler alındı’’ ifadelerini kullandı.

VOA Türkçe’nin ulaştığı uzmanlar, yeni düzenlemeyle internet medyasında da kontrolün sıkılaştırılmasının hedeflendiğini, ayrıca internet sansürünü yaygınlaştırabileceğini dile getirdiler.

Prof. Akdeniz: ‘‘Bu model, Türkiye’de kontrol ve sansür için uygulanacaktır’’

Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Yaman Akdeniz, bu düzenlemenin RTÜK’e internet sansürü yetkisi verdiğini söyledi.

Prof. Akdeniz, ‘‘Karasal yayıncılık, radyo yayıncılığı spektrum sınırı içerdiği için burada lisans zorunluluk ancak internette spektrum kısıtlaması yok. Bu nedenle de lisansa tabii olmayı gerektirecek bir durum yok. Buna rağmen bu düzenleme hayata geçirildi. Dünyada başka bir örneği olmayan bu model, Türkiye’de kaçınılmaz olarak kontrol ve sansür olarak kullanılacaktır. Biliyorsunuz Sulh Ceza Hakimlikleri, ‘bu site terörü övüyor’ ya da ‘bu sitede cumhurbaşkanına hakaret var’ diyerek erişim engelleme getiriyordu. Şimdi daha da yaygınlaşabilecek. İlk başta Netflix, Blu Tv ve Puhu TV gibi platformlar hedeflenmiş gibi görünse de DW, BBC, Medyascope gibi yayıncılar da bu kapsama girebilir’’ dedi.

Profesör Akdeniz, aksi söylenmediği sürece bireysel yayıncıların, Youtuber’ların bu kapsam dışında kalacağını vurgulasa da bu bireysel yayıncıların ticari bir faaliyet içinde bulunma halinde kapsam içine girme ihtimali bulunduğunu ifade etti.

Avukat Koç: ‘‘ Hedef Netflix, BluTV gibi şirketler olsa da yabancı haber yayıncılarının lisans alması istenecektir’’

Bilişim avukatı Serhat Koç ise Türkiye’nin e-ticaret, kişisel verilerin düzenlemesi gibi internet alanlarını düzenlemekte de çok geri kaldığını belirtmekle birlikte asıl konsantrasyonun rekabeti düzenlemekten gelir kazanmak ve çok içerik denetimi olduğunu belirtti.

Profesör Akdeniz gibi ‘gri alanların çok’luğuna dikkat çeken Avukat Koç, ‘‘Birincisi devlet, belli ki Netflix, BluTV gibi büyük şirketler üzerinden ciddi bir gelir elde etmeye çalışıyor. İkinci olarak da içerikler denetlenerek vatandaşın kafasındaki soruların giderilmesi amaçlanıyor. Son dönemde özellikle sosyal medyada Netflix dizileri hakkında ‘LGBTİ propagandası yapılıyor’ tartışması köpürtüldü. 5651 Sayılı İnternet Ortamını Düzenleyen Kanun çıkarılmadan önce de Adnan Hoca’nın yaptığı yayınlar tartışmaya açılmıştı. Bununla toplumsal desteğin arttırılması hedefleniyor. Ben ilk planda bireysel yayıncılara bir şey yapılacağını düşünmüyorum. Ancak BBC, DW, +90 gibi yabancı yayıncıların da lisans sahibi olması istenecektir’’ dedi.

RTÜK üyesi Bildirici: ‘‘Bütün gri alanlar özgürlükler lehine değerlendirilmeli’’

Uzun yıllar Hürriyet gazetesinde medya ombudsmanlığı yaptıktan sonra geçtiğimiz Temmuz ayında CHP’den RTÜK üyeliğine seçilen Faruk Bildirici de yönetmelik de gri alanlar olduğunda hemfikir.

Yazılı bir açıklama yapan Bildirici, ‘‘Bütün gri alanların ve açıklık taşımayan konuların özgürlükler lehine değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum ve ben öyle yapacağım. Özellikle de çeşitli dijital ortamlardan bağımsız habercilik yapan siteler, gazeteciler, Youtuber’lar ve sair bireysel iletişimlerin bu yasal düzenleme ve yönetmelik kapsamına girmediği kanısındayım. Umarım geçmişteki RTÜK pratikleri burada da devreye girmez ve RTÜK’teki çoğunluk grup da gri alanları özgürlükler lehine değerlendirir. Bu platformlardaki yayınlara insan hakları, nefret söylemi, demokrasi, ayrımcılık, cinsiyetçilik, savaş çığırtkanlığı şiddeti körükleme gibi temel insani değerler dışında müdahale edilmemeli’’ dedi.

VOA Türkçe’nin ulaştığı internet haber siteleri Odatv ve T24 yetkilileri de konuyu hukukçulara incelettirdiklerini söylediler.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *