BAE, Çin’le işbirliğini artırmaya çalışıyor

BAE, Çin’le işbirliğini artırmaya çalışıyor

BAE’nin yükselen Çin ve Rusya’ya yönelik ilgisi gittikçe artıyor. BAE’nin fiili lideri, Abu Dabi veliahtı Muhammed bin Zayid (MbZ), uygulanan politikalar üzerindeki belirleyici isim olarak öne çıkıyor.

BAE-Çin ilişkileri derinleşiyor

Körfez ülkelerini, hayata geçirdiği küresel ölçekteki projeler açısından önemli birer aktör olarak tanımlayan Çin yönetimi, Orta Doğu’daki en büyük Çinli topluluğa ev sahipliği yapan BAE’ye özel bir önem veriyor.

Mehmet Rakipoğlu / AA

Son yıllarda izlediği agresif dış politika stratejisiyle bölgede nüfuzunu artırmaya çalışan Birleşik Arap Emirlikleri, bu amaçla ilgili ülkelerde kaos ve istikrarsızlığa yol açacak hamleler yapmaktan geri durmuyor. Libya’da darbeci Hafter’i iktidara taşımayı hedeflemekten Sudan’da halk ayaklanmalarını ordu kartını kullanarak bastırmaya, Filistin siyasetinin en tartışmalı isimlerinden Dahlan’ı kullanıp Trump yönetiminin “Yüzyılın Anlaşması”na destek vererek Filistin davasının başlıca unsurlarını aşındırmaya, Suriye’de Esed rejimi ve YPG desteği ile Türkiye’yi sınırlandırmaya, Afrika Boynuzu’ndaki ülkelerde kendine bağımlı aktörler oluşturma politikasından İran ile ABD gerginliğini savaş noktasına taşıma gayretlerine kadar BAE’nin küresel ve bölgesel birçok plan ve projesi var.

Bunlardan biri de küresel siyasetin dönüşümündeki ritme uyum sağlamak. Bu çerçevede BAE’nin yükselen Çin ve Rusya’ya yönelik ilgisi gittikçe artıyor. BAE’nin fiili lideri, Abu Dabi veliahtı Muhammed bin Zayid (MbZ), uygulanan politikalar üzerindeki belirleyici isim olarak öne çıkıyor.

MbZ, resmi ziyaretler gerçekleştirmek üzere 20 Temmuz’da Çin Halk Cumhuriyeti’ne gitti. Havalimanında resmi törenle karşılanan MbZ, üç günlük ziyaretinde birçok üst düzey Çinli yetkiliyle görüştü. Ziyaretin sonucu olarak enerji, teknoloji, savunma, çevre ve eğitim sektörlerini içeren bir dizi stratejik anlaşma imzalandı. MbZ, Çin Başkanı Şi Jinping ile görüştükten sonra 500’ün üzerinde iş adamının katıldığı ortak ekonomik foruma katıldı. MbZ’ye Çin ziyareti boyunca Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Said bin Zayid, Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid, Devlet Bakanı Sultan al-Cabir, Enerji, Ekonomi ve Kültür bakanlarının yanı sıra Adnoc Grubu İcra Kurulu Başkanı ve Masdar şirketi başkanı eşlik etti. MbZ’nin bu ziyaretinin kapsamı ve hedefi ikili ilişkilerin tarihsel gelişimi ve boyutları çerçevesinde anlamlandırılabilir.

BAE-Çin ilişkilerinin tarihi

İki ülke arasındaki ilişkilerin tarihi ve köklü olduğu söylenebilir. Ekim 1984’de tesis edilen diplomatik ilişkiler günümüze kadar gelişerek ve artarak devam etti. 1990’da BAE’nin kurucu emirinin Çin ziyareti ikili ilişkilerin temelini oluşturdu. 2012’de imzalanan anlaşma çerçevesinde ikili ilişkiler gittikçe ivme kazandı.

2015 Aralık’ta iki ülke arasındaki ticaret ve yatırım akışındaki hızlı büyümeye paralel olarak ikili para takası (swap) anlaşması imzalanmıştı. Ticari ilişkilerin yanında başka alanlarda da olumlu gelişmelerin olduğu söylenebilir. Gelişen ilişkilerin bir işareti olarak 2017 yılında BAE okul müfredatlarına Standart Çinçe-Mandarin dili eklendi. Çinli yetkililerle anlaşmayı kolaylaştırmak kılmak amacıyla atılan bu adım Pekin tarafından olumlu karşılandı. Öte yandan kültür ve eğitim alanlarında da ilişkilerin derinleştiğini söylemek mümkün. Çin’in yumuşak gücü olarak görülen Konfüçyüs Enstitüleri, Dubai ve Abu Dabi’deki 200 okulda Çince öğretiyor. Çinli birçok sanatçının da BAE’yi sık sık ziyaret etmesi kültürel ilişkiler açısından olumlu gelişmeler olarak kaydediliyor.

Temmuz 2018’de Şi Cinping BAE’ye resmi ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaret Çin’den BAE’ye 29 yıl sonra gerçekleştirilen ilk ziyaret olması açısından oldukça önemliydi. Ziyaret iki ülke açısından olumlu sonuçlar doğurdu. Ziyaret çerçevesinde iki ülke arasında mutabakat zaptı imzalandı ve imzalanan anlaşma ile birlikte ikili ilişkiler kapsamlı stratejik ortaklık boyutuna çıkarıldı. Ayrıca iki ülke arasındaki ticari ilişkiler önemli bir ivme kazandı. Örneğin BAE’den Çin’e yapılan ihracat yüzde 32,8 artarak 16,26 milyar dolara yükseldi. Çin’in BAE’ye ihracatı da yüzde 3,2 artışla 29,66 milyar dolara ulaştı. Benzer şekilde 2019 Nisan ayında imzalanan 3,4 milyar dolarlık iki dev yatırım anlaşması da iki ülke arasındaki ilişkilere ve iki ülkenin küresel ticaretteki pozisyonuna olumlu yansıdı. Bunlardan ilki bir Çin firmasının BAE’ye yönelik 2,4 milyar dolarlık yatırım kararı. Bu kapsamda Çinli Yiwu firması tarafından Dubai’nin 35 km güneybatısında yer alan Cebel Ali isimli liman bölgesinde 5,57 milyon metrekarelik depolama ve nakliye istasyonu kurulması planlanıyor. Söz konusu proje en işlek deniz ticaret rotalarındaki limanlarda etkin olarak küresel ticarette önemli bir jeopolitik konum elde etmeyi hedefleyen taraflar açısından oldukça önemli.

İkinci proje de maliyeti 1 milyar doları bulan ve Çin-Arap Yatırım Fonu tarafından yapılması planlanan tarımsal ürünlerin ithalatı, işlenmesi, paketlenmesi, depolanması ve yeniden ihraç edilmesi amacıyla yapılacak yatırım. 2019 Mayıs ayında ise Çin’in en büyük şirketlerinden biri olan East Hope Group firmasının Abu Dabi’deki Khalifa Industrial Zone bölgesine 10 milyar dolarlık yatırım yapmayı planladığı açıklandı. Dolayısıyla gerek BAE gerekse Çin tarafından yapılan karşılıklı ziyaretler iki ülke açısından somut sonuçlar doğuruyor. Bu çerçevede MbZ’in son ziyaretinin de ilişkilere olumlu yansımaları olduğu ifade edilebilir. Örneğin ziyaret öncesi BAE’de faaliyet göstermeyen Çin’in en iyi emlak internet platformu olan Fang, BAE’de hizmet vermeye başladı. Ayrıca Fang BAE’nin önde gelen geliştiricilerini ve Çin’deki aracı kurumları kapsayan BAE’deki mülk listelerinin yer alacağı özel bir portal olan ua.fang.com’un hizmete girdiğini duyurdu. Böylece Fang’ın 24 ülkede 658 şehirdeki mülk listesi daha da genişletmiş oldu. Öte yandan ziyaret kapsamında Dubai’deki Emaar Properties şirketi Pekin Daxing Uluslararası Havaalanı’nda 5 kilometrekarelik bir alanda konut ve eğlence tesisleri de dahil olmak üzere 11 milyar dolarlık bir proje uygulamak için anlaşmaya imza attı. Bu çerçevede Emaar şirketi Pekin’de bir ofis açacağını da duyurdu. Son olarak Abu Dabi Ulusal Petrol Şirketi (Adnoc), Çin Ulusal Offshore Oil Corporation şirketi ile enerji alanında iş birliğini artırmak amacıyla bir anlaşma imzaladı.

Bir Kuşak Bir Yol projesi, yatırımlar, iş birliği alanları

Çin’in küresel ölçekteki en iddialı atılımı olan ve 2013’te başlatılan Bir Kuşak Bir Yol projesi de küresel ticareti ve BAE-Çin ilişkilerini etkileme potansiyeline sahip. İngiltere menşeli emlak ajansı Knight Frank tarafından yayınlanan bir rapora göre, dünya nüfusunun yüzde 60’ını kapsayan bu proje toplamda 69 ülkeyi içeriyor. 900 milyar dolarlık devasa bütçesiyle Orta Asya’dan Afrika’ya deniz ve demir yolları üzerinden tarihi ticaret rotalarını yeniden inşa etmek isteyen Pekin yönetiminin bu amaçla birçok stratejik adım attığı görülüyor. Örneğin Pekin yönetiminin, İpek Yolu ile Avrupa’yı bağlayan ülkelere yönelik altyapı yatırımlarına milyarlarca dolar harcadığı biliniyor. Daha somut bir örnek vermek gerekirse Çinli şirketler sadece 2018 yılında söz konusu projeye katılan ülkelere yönelik toplamda 15,6 milyar dolarlık yatırım yapmış durumda. BAE’nin de dahil olduğu Körfez ülkelerini, hayata geçirdiği projeler açısından önemli birer aktör olarak tanımlayan Çin yönetimi, bu kapsamda Suudi Arabistan, Katar, Umman gibi Körfez ülkeleriyle stratejik iş birliği anlaşmaları yapıyor.

Çin’in Körfez açılımı küresel ve bölgesel siyasetinin gidişatında önemli bir yer tutmakla beraber Çin nezdinde BAE diğer Körfez ülkelerinden farklı bir pozisyonda. Nitekim çoğunluğu Dubai’de olmak üzere yaklaşık 200 bin Çinli BAE’de yaşıyor. Ayrıca Orta Doğu’daki en büyük Çinli topluluğa ev sahipliği yapan BAE’de yaklaşık 6 bin Çinli firma faaliyet gösteriyor. BAE’deki Çin iş gücü inşaattan petrol sektörüne kadar birçok alanda etkin durumda. Öte yandan BAE ile Çin arasında her hafta 150’den fazla ticari uçuş gerçekleştiriliyor. Son olarak yeni vize kuralları sayesinde 2018’de 1,1 milyondan fazla Çinli turist BAE’yi ziyaret etti. Gelişen ilişkilere paralel olarak 2010’da 17 milyar dolar olan iki ülke arasındaki ticaret hacmi 2017 yılında 60 milyar dolara yaklaştı. Öte yandan Çin toplam ihracatının yüzde 30’unu Arap ülkelerine yapıyor ve bu oranın yüzde 22’lik kısmı BAE’yi kapsıyor. İki ülke arasındaki ticaret hacminin 2020’ye kadar 70 milyar dolara ulaşması hedefleniyor. Bu yönüyle BAE Çin’in en büyük ikinci ticaret ortağı konumunda. Ayrıca BAE 2,1 milyar dolarlık yatırımla Çin’de en fazla yatırıma sahip Arap ülkesi konumunda.

2017 yılı verilerine göre Çin’in BAE’deki doğrudan yatırımları ise 9,1 milyar dolara yükseldi. Çin’in BAE büyükelçisi geçen yılın ilk çeyreğine kıyasla 2019’un ilk çeyreğinde iki ülke arasındaki ticaret hacminin yaklaşık yüzde 16,2’lik bir artış gösterdiğini açıkladı. Bu artış da yaklaşık olarak 11,2 milyar dolara tekabül ediyor. Öte yandan iki ülke arasında birçok alanda işbirliğinden söz edilebilir. Mevcut uluslararası ve bölgesel konjonktürün ortak bir anlayışa ulaşmak için uluslararası ve bölgesel ilişkilerde daha fazla eşgüdüm ve iş birliği gerektirdiğini kabul eden iki taraf siyasal alanda içişlerine karışmama ilkesini benimsemiş durumdalar. Dolayısıyla BAE, Çin’in hassas olduğu Tayvan ve Uygur meselelerinde sessiz kalırken buna karşılık Çin de Abu Dabi’nin bölgede istikrarı bozan faaliyetlerine göz yumuyor. Genel olarak Çin’in Kuşak Yol projesini olumlu karşılayan BAE, iki ülke arasındaki ticaret hacminin ve karşılıklı yatırımların üst seviyelere çıkarılmasını arzu ediyor. Bu anlamda e-ticarette iş birliğinin artırılmasından politika koordinasyonuna kadar iki ülke arasındaki ticareti kolaylaştıracak ve hızlandıracak birçok adım atılıyor. İki ülke arasındaki iş birliğinin hızlandığı diğer zeminler ise inovasyon, teknoloji transferi, veri alışverişi, eğitim, bilimsel faaliyetler, yenilenebilir enerji ve su, petrol ve gaz sektörü, güvenlik alanları olarak sıralanabilir.

Dış politikada aktör çeşitlendirme

Sonuç olarak MbZ’nin Çin ziyareti BAE-Çin arasındaki stratejik iş birliğini daha da derinleştirecektir. Öte yandan Abu Dabi’nin Çin’le gelişen ilişkilerinin ABD başta olmak üzere birçok Batılı aktörle, Hindistan ve diğer stratejik müttefikleriyle ilişkilerine bir alternatif arayışı olarak değerlendirilemez. Dolayısıyla Abu Dabi’nin Çin politikası Washington’a bir meydan okuma olarak ele alınmamalı. Bu anlamda BAE’nin Çin açılımının dış politikada aktör çeşitlendirme ilkesine uygunluk gösterdiği söylenebilir. Diğer bir deyişle BAE küresel güçlerle ilişkilerini güçlendirerek dış politikada aktör çeşitlendirme hedefindedir. Nitekim bu tarz siyaset BAE’nin ABD’ye olan tek taraflı bağımlılığını azaltıp, dengeli bağımlılık siyaseti izlemesine neden olabilir.

[Mehmet Rakipoğlu Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü’nde doktora çalışmasına devam etmektedir]

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *