ABD yaptırımlarına karşı çıkış yolu Blockchain mi?

ABD yaptırımlarına karşı çıkış yolu Blockchain mi?

Washington’da herhangi bir parti bağlantısı olmayarak araştırmalar yürüten Demokrasileri Savunma Vakfı’nın (FDD) hazırladığı rapor, İran, Rusya, Çin ve Venezuela’nın ABD’nin dünya üzerindeki ekonomik etkinliğini nasıl kısıtlamaya çalıştıklarına delillerle açıklık getirdi.

ABD’de yayınlanan bir rapor, ABD karşıtı uluslararası cephenin, kısa vadede para çıkarma ve uzun vadede ABD’nin yönettiği ve şimdiye kadar kendisiyle işlem yapılan küresel finans ve bankacılık sistemi dışındaki tüm ekonomik sistemleri yönetmek adına Blockchain (Blok zinciri) teknolojisini kullanma deneyimleri konusunda uyardı.

Independent Arabia’dan Tarık Şami’nin haberine göre Rapora göre söz konusu ülkelerin, mevcut finansal sistemi yıkarak yerine getirmek istedikleri yeni sistem, temelde Blok Zinciri teknolojisine odaklanarak uluslararası ekonomik alışverişlerdeki Amerikan doları (USD) hâkimiyetini bitirecek ve bankalar yoluyla ticarî dolaşım ihtiyacını ortadan kaldıracak şifreli dijital para birimleri çıkarmayı hedef ediniyor. Zira böyle bir şey, Amerikan ekonomik yaptırımlarının etkisini azaltacak, belki tamamen ortadan kaldırabilecek.

Blok Zinciri nedir?

Bloklar dizisi veya bağlı zincir anlamına gelen Blok Zinciri, işlemlerin yapılması ve yazıya geçirilmesi için elektronik bir kayıt yapısı olarak faaliyet gösteren bir veri tabanı. Bununla tüm taraflar, üçüncü bir tarafın doğrulamasını gerektirmeyen güvenli bir ağ üzerinden veri takibi yapabilir. Bu sistem, depolanan verileri koruyabilecek ve daha sonra bir değişiklik yapılmasını engelleyecek şekilde tasarlandı. Her bir blok veya bloğun her bir işlemi de bir zaman mührü ve önceki blok ya da işlem hakkında bilgi içeriyor.

Blok Zinciri teknolojisinin önemi, geleneksel ticari sistemlerden farklı oluşundan ileri geliyor. Nitekim bu teknolojide alışveriş hareketini izlemek için, örneğin bankalar gibi güven hizmetleri sunmaları ile bilinen merkezî bir kayıt sistemine ya da bir aracıya ihtiyaç yok. Zira tüm taraflar, birbiri ile doğrudan muhatap oluyor. Bu teknolojinin başka meziyetleri de var.

Biri güvenlik ki aktarılan veriler gönderilmeden önce şifreleniyor; diğeri de zaman alan işlemlerin yürütülmesi üzerinden verilerin işlenmesindeki hız. Ayrıca fon transferinden malların, hisse senetlerinin ve mal varlıklarının aktarılmasına kadar her türlü havale yönetimine de imkân tanıyor.

Üzerinde oynamanın veya sahtesini yapmanın zor olduğu bilinen Bitcoin gibi şifreli dijital para birimleri, Blok Zinciri teknolojisinin en bilinen uygulamalarından biri olarak kabul ediliyor.

Niçin yeni kurallar koymaya çabalıyorlar?

Demokrasileri Savunma Vakfı’na (FDD) bağlı Mali ve Ekonomik Güç Merkezi’nden siber güvenlik uzmanı araştırmacı Yaya J. Fanusie ve siber ekonomi uzmanı Trevor Logan imzalı rapora göre ABD muhaliflerinin ABD’nin etkinliğini baltalayan yeni bir finans sistemi kurma konusundaki aceleci çabalarının birkaç sebebi var. Buna göre 1800 yılında birkaç ekonomist dışında kimse Amerikan dolarının, bir sonraki asrın hâkim para birimi olarak sterlinin yerini alabileceğini hayal edemezdi. Yine kimse ABD bankaları, şirketleri ve Amerika’nın dış politikasının küresel ekonomiyi üçüncü bin yıla nasıl yönlendireceğini de öngöremezdi.

Bununla birlikte USD’nin üstünlüğü ve egemenliği, ABD’deki siyasi karar alıcılarına, ABD’nin ulusal güvenlik çıkarlarını desteklemek için sadece diplomatik çabalara veya askerî güce bağlı kalmaksızın zorlama, mali baskı ve ekonomik yaptırım uygulama araçlarını kullanım gücü sağladı.

ABD’nin rakipleri on yıllardır Washington DC’nin mali ve ekonomik araçlarından kurtulmak ve onun gücünü engellemek için çabaladı ancak ABD’nin yönettiği küresel mali sistemin denetlediği kanallar üzerinden hareket etmedikçe büyük uluslararası ticari eylemleri yönetmenin bir yolu bulunamadı.

İşler değişiyor

Ancak şimdi işler değişiyor. Nitekim Dünya üzerinde, bir şeylerin değerini alışıldık küresel bankacılık sistemi dışında dönüştürmek için mali bir sistem kurmak üzere yeni kanallar ve hatlar oluşturuluyor.

Sözgelimi şifreli Bitcoin para birimi, kullanıcılarına, bir aracıya başvurmaksızın belirli bir parasal değeri veya mal varlığını dijital yolla başkasına gönderme imkânı sağlıyor ki bu geleneksel bankacılık sektörünün rolünü etkisiz hale getiriyor.

Şifreli dijital para birimleri ile işlem yapmaya yönelik ilginin büyüdüğü ABD’de Blok Zincirinin popülerliği artıyor. Bu durum karşısında büyük finans kurumları, ödeme verimliliğini artırmak için geliştirilmiş programlarını denemeye başvurdu ve milyonlarca kullanıcı bu şeffaflıktan istifade etti. Bununla birlikte ABD’nin rakipleri bu gelişmede de, Washington’ın, yaptırımlara ne kadar bağlı kalındığını gözetlemede geleneksel bankalar gibi aracı kurumlara dayanan ekonomik yaptırımlar uygulama gücünü azaltmak için elverişli bir fırsat buldu.

Deneysel girişimler

Blok Zinciri platformu, bu zamana kadar deney aşamasında kalıp alışıldık küresel finans sistemi ile kıyaslandığında yaygın da değildi. Ancak hızla gelişen bu teknoloji, ABD’nin rakiplerine, ilk kez ekonomik sistemleri tam anlamıyla işletme ve bunu, ABD’nin liderliğindeki küresel finans sistemi dışında yönetme imkânı tanıyan tek yol olabilir.

Bundan dolayı Amerikan karşıtı rejimler, ABD’nin mali etkinliğine karşı koyma çabalarının temel bileşeni olarak Blok Zinciri teknolojisine öncelikleri arasında yer veriyorlar. Liderlerinin, ABD yaptırımlarına karşı dirençlerini artırmayı hedeflediği İran, Rusya ve Venezuela, Blok Zinciri teknolojisi alanında deneyler başlattı. Aynı şekilde Çin de Amerika’nın mali gücünden ve Çinli yetkililere yönelik yaptırımları kullanarak oluşturduğu tehditten çekiniyor.

FDD raporu, söz konusu dört ülkenin gösterdiği çabaların, başka mali kurumların gizli kimlikleri yoluyla yaptırımlardan kaçmanın da ötesine geçtiğine işaret ediyor. Rapora göre bu dört ülke, uluslararası ticaret için alternatif bir ödeme sistemi geliştirerek tek ya da çok taraflı yaptırımların gücünü azaltmak için çabalıyor.

Uzun vadeli stratejiler

Rapor, Blok Zinciri teknolojisini kullanarak Amerikan yaptırımlarına direnmenin ABD’nin rakipleri açısından uzun vadeli bir strateji olduğunu düşünüyor. Mevcut Blok Zinciri platformları, alışıldık küresel bankacılık sistemi içindeki mali işlemlerin büyüklüğü ve hızına denk bir durumda değil. Daha da önemlisi hâlihazırdaki Blok Zinciri projeleri, gerçek dünyadaki resmî para birimlerine ve banka hesaplarına dayalı. Bundan dolayı Amerikan yaptırımlarının baskısı, halen Blok Zinciri teknolojisi alanında faaliyet yürüten kurumlara ve şirketlere ulaşabilir.

Bununla beraber ABD’nin etkisi zorunlu olarak devam etmeyecektir. Şöyle ki Blok Zinciri teknolojisi, ABD’nin kontrolü dışında mali havale sistemi için alternatif olası yollar başlattı. Ayrıca işaret edilen dört ülke, bu teknolojinin yardımı ile ABD’nin mali gücünü, USD’nin Sterlin’i devirdiği şekilde devireceği bir dünya öngörüyor.

İran ve SWIFT sisteminden kaçış

Raporda belirtildiğine göre 40 yıl süren Amerikan yaptırımları karşısında İran, yoğun kaçakçılık ağları geliştirdi. Bununla birlikte Washington, İran’ı küresel mali sistemden uzaklaştırmak suretiyle İran’a karşı ağır maliyetler dayatabildiğini gösterdi. Nitekim SSWIF sistemi, ABD’nin SWIFT’in, İranlı finans kurumlarına yönelik hizmetini sürdürdüğü takdirde bankalar arası mesaj hizmetine ve Brüksel’deki merkezine yaptırım uygulayacağı yönündeki tehdidinin ardından Kasım 2018’de 24’ten fazla İran bankasından ayrıldı.

Yaptırımlar, ham petrol ihracatı alanında da İran’ın gücünü etkiledi. Nitekim Tahran, sürekli büyüyerek Mart 2019’da yüzde 51’e varan enflasyon üzerinden büyük zorluklarla yüzleşiyor ki bu durum, İran riyalinin değerindeki bir gerileme ile birlikte gelen uzun bir durgunluk tehdidinde bulunuyor.

Bu yüzden Blok Zinciri, ABD yaptırımlarına karşı korunaklı ve yeni bir mali altyapı oluşturmak için bir fırsat sunuyor. Ancak bu sistem, yaptırımlardan hızlı bir şekilde kaçmasında Tahran’a halen yardımcı olamıyor.

Bankacılık Araştırmaları Enstitüsü Başkanı olan İran Merkez Bankası Müdürü Ali Divandari’ye göre mali işlemler kavramında bir devrim meydana getirebilecek olan Blok Zinciri teknolojisinin küresel mali sistemden ayrılması, teorik olarak Amerikan yaptırımlarının baskısına karşı bir kalkan oluşturabilir.

Bu açıklamalar yeni bir gösterge değil. Nitekim 2017 yılında, Blok Zinciri teknolojisine başlayan Brave New World Investments adlı İsveçli bir kurum oluşturulduğunda İran yönelimi kendini belli etmeye başladı. Bu kurumun amacı, şifreli Bitcoin kullanımı üzerinden Avrupa’nın İran’daki yatırımlarını kolaylaştırmaktı. Şirket, yatırımcılardan Bitcoin aldı ve hisse senetleri borsasında yerel şirketlerden pay satın almak için bunları İran riyaline dönüştürmeyi planladı. Ancak İsveç bankaları, daha sonra Amerika’nın kendisine yaptırım uygulamasından çekinerek bu şirketin banka hesapları açmasına izin vermedi.

Raporda işaret edildiği üzere İran Merkez Bankası, Blok Zinciri teknolojisinde altyapı kurmak için yatırım yapıyor. Bu doğrultuda Şerif Teknoloji Üniversitesi, 2017 yılında Merkez Bankası’nın desteğiyle Blok Zinciri laboratuvarları kurdu ve birçok Avrupalı uzmanı barındıran ve araştırma, geliştirme ve yatırımları değerlendirme faaliyetleri yürüten bir bilim merkezi haline geldi.

Şifreli İran parası geliştirme

İran Merkez Bankası, uluslararası ticareti kolaylaştırmak amacıyla şifreli para birimleri geliştirmek için 2018 yılında Bilim ve Teknoloji Başkan Yardımcısı Ofisi ve Fara Borsası (Iran Fara Bourse) ile bir anlaşma imzaladı.

2018 temmuz ayının sonunda Tahran, ABD mali yaptırımlarını etkisiz hale getirmek için ulusal dijital bir para birimi geliştirdiğini duyurdu. Aynı şekilde İran basını da İran’ın yerel bankacılık işlemlerinde kullanılacak dijital para birimi çıkarılması için gerekli temel unsurların kurulumunda sona gelindiğini belirtti. Hâlihazırda İranlı teknoloji şirketleri, bu sistemdeki aksaklıkları gidermek için Merkez Bankası ile birlikte çalışıyor.

Ağustos 2018’de Merkez Bankası, şifreli para biriminin iki aşamada çıkarılacağını açıkladı. Bu para birimi ilk aşamada bankalar arası ödemelerde kullanılacakken ikinci aşamada daha geniş bir alanda kullanılabilecek. Bununla birlikte İran hükümetinin şifreli para birimi konusunda yaptığı açıklamalar gösteriyor ki Tahran’ın Blok Zinciri teknolojisinde nihai hedefi, küresel bankacılık sistemi dışında uluslararası ticareti kolaylaştırmaya yardımcı olmak.

Borna girişimi

Raporda yabancı ticarete ve İran bankacılık sektörü için çizilen yeni yollara ilişkin olarak yürütülen birkaç projeden bahsediliyor. Bu girişimlerden biri de ‘Borna’. Bu, İran Merkez Bankası ile bilişim hizmetleri kurumu Informatics arasındaki bir ortaklıktan ibaret. Buna göre banka, Informatics ile ortaklığı üzerinden Blok Zincirini başlatmadan sorumlu Artiach şirketi lehine finansmanla yükümlü. İran basınında çıkan haberler, Artiach kurumundan bir ekibin, Borna projesinin bir parçası olarak kimlik doğrulama sistemi geliştirmek için Informatics ofislerinde çalıştığına işaret ediyor.

Rapor, ödeme altyapısı oluşturma hedefiyle açık kaynaklı Blok Zincirine dayalı olarak tasarlanan Peyman adlı başka bir dijital para birimi geliştirmeye çalışan İranlı Ghoghnoos şirketinin yürüttüğü ayrı bir projeyi de izledi. Peyman’ın başlangıçta üçü Amerikan yaptırımları listesinde yer alan dört İranlı banka arasında kullanılması bekleniyor. İran hükümeti, Peyman parasını henüz resmî olarak desteklememiş olsa da Ghoghnoos, resmî birkaç finans ve teknoloji grubu ile anlaşmalar imzaladı.

Rapor, İran’ın, Blok Zinciri sistemini gerçeklik zemininde nasıl işleteceğini belirlemek için bu deneysel projeleri test ettiğini ve bunun nihayetinde şifreli İran para biriminin tasarlanma ve işletme biçimini ortaya çıkaracağını ifade ediyor.

Geçtiğimiz ocak ayında İran Merkez Bankası, şifreli ulusal para birimi ve gelecekte bölge düzleminde çıkacak olan başka şifreli para birimlerini işletmede tek yetkilinin kendisi olacağını ilan etti. Bu duyuru ile eş zamanlı olarak İran’da Ticari Pazarlama Kuruluşu Başkan Vekili, ülkesinin Amerikan yaptırımlarını atlatma hedefinin bir parçası olarak sekiz ülke ile olan mali işlemlerinde şifreli para kullanımını müzakere ettiğini açıkladı. Söz konusu ülkeler ise Avusturya, Bosna, İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, Güney Afrika ve İsviçre. Bununla birlikte bu konu hakkındaki görüşmelere dair bir onay veya İran’ın ilgili planının detaylarına dair bir açıklama yapılmadı.

Rusya: İnternet, Amerikalıların; Blok Zinciri de bizim

Rapor, Rusya’nın, uzun vadeli bir ulusal güvenlik ve ekonomi hedefi olarak Blok Zinciri teknolojisini geliştirmeye öncelik verdiğini vurguluyor. Amaç ise yalnızca Amerikan yaptırımlarının etkisini azaltmak değil; aynı zamanda döviz rezervlerini çeşitlendirmek ve ABD’nin yönettiği küresel finans sistemi dışında uluslararası ticareti kolaylaştırmak. Rusya, Blok Zinciri teknolojisi toplumunda güçlü bir etken olarak görülüyor. Rus finans kurumları, Blok Zinciri projelerini, stratejik bir ilerleme gerçekleştirmek için yürütüyor. Bir Rus istihbarat subayı, 2017 yılında düzenlenen bir uluslararası konferansta, “İnternet, ABD’ye ait. Ama Blok Zinciri bizim olacak” ifadelerini kullanmıştı.

Ruslar, şifreli para biriminden, özel sektör işlemleri ile sınırlı olarak 2015 yılında bahsetmeye başladı. Ancak o dönemde Merkez Bankasına sunulan projeler ve öneriler reddedildi. Duma (Rus Parlamentosu) Üyesi Andrei Loginov, şifreli para birimlerinin Rusya’nın Amerika ve Avrupa yaptırımlarından kaçınmasına yardımcı olabileceğini açıkladıktan sonra ise Kremlin yetkilileri, şifreli ulusal bir para birimi oluşturma ya da Blok Zinciri teknolojisine dayalı bir mali sistem kurma düşüncesini desteklemeye başladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu fikre karşı mücadele geliştirse de nihayetinde uluslararası finans ticaretinde bulunan pek çok kayıtlamadan kaçınmak adına bu teknolojiyi anlamak gerektiğini kabul etti. Bazı tahminlere göre finans alanının Blok Zinciri teknolojisine dönüşmesi on yıllar alacak olsa da Rusya, şimdiden başlayarak bunun temellerini atıyor. Bu doğrultuda pek çok pilot proje başlatarak Sberbank için dijital para birimleri şeklinde hisseler çıkardı. Bu noktada belirtmek gerekir ki Rusya’nın en büyük bankası olan Sberbank’ın Amerika ve Avrupa yaptırımları listesinde yer alması, onun uluslararası piyasadan sermaye toplama gücünü azalttı.

Aynı şekilde Rusya’nın en büyük iletişim şirketi MTC de Sberbank ile işbirliği içerisinde Blok Zinciri platformu üzerinden 12 milyon dolar değerinde tahvil çıkardı. Bankanın yönetim kurulunun yaptığı açıklamaya göre ortak Blok Zinciri projesinde bu daha başlangıç olup, beş ila on sene içerisinde Blok Zinciri üretim ve hizmetleri rekor ve yaygın bir seviyeye çıkacak.

Finansal işlemleri gerçekleştirmek için dijital bir platform kurmak üzere Japonyalı, İsviçreli ve Slovakyalı kurumlarla bir şirketler grubu da oluşturan Rusya, Amerikan yaptırımlarının etkisini azaltmak isteyen ülkeler başta olmak üzere Blok Zinciri teknolojisini denemek isteyen ülkelere birtakım kolaylıklar sağlıyor. Söz konusu yaptırımlar, Rusya bankacılık sektörünün yeni borçlarla başa çıkma ve doğrudan yabancı yatırımları çekme gücünü kırdığı için Moskova’nın, Blok Zinciri teknolojisini kullanan ülkelerle sınır ötesi işlem yapmaya ihtiyacı var.

Venezuela: Petro’nun başarısızlığı

ABD’ye karşıt olan ülkelerden biri de Venezuela. Bilindiği üzere Devlet Başkanı Nicolas Maduro, gürültülü bir reklam ile Petro adlı şifreli bir ulusal para birimi kurmaya çalıştı ancak bu, ciddi bir ekonomik ve teknik bir girişimden ziyade daha çok bir reklam olarak kaldı. Bu tecrübe, İran, Çin ve Rusya için ibret alınabilecek dersler içeriyor.

Petro para biriminin akıbeti, Başkan Maduro’nun insani kriz ve uluslararası baskılar karşısında iktidara tutunma çabaları ile bağlantılı iken para birimi çıkışının başarısızlığı, ülkelerin yaşayabilir şifreli ulusal para birimi oluşturmak için neye ihtiyaç duyduklarına dair belirgin bir örnek durum haline geldi. Para biriminin değeri ve teknolojik olarak nasıl çıkarılacağına dair açıklamalardaki gelişigüzellik ve çelişki, bir seneden fazla sürdü. Sonrasında ise Hükümet, yerel finans işlemlerine bu yeni para birimini katamadığı gibi rejim de ticari ortaklarını bu yeni para birimi ile işlem yapmaya ikna etme konusunda başarısız oldu. Nitekim Rusya, Türkiye ve Hindistan çekimser kaldı ve Venezuela, Amerikan yaptırımlarına karşı bir direnç unsuru olan para birimi çıkarma hedefinden faydalanamadı.

Çin oyunun kurallarını değiştirebilir

Raporun da belirttiği gibi ABD’nin rakipleri arasında Blok Zincirine dayalı şifreli dijital paranın altyapısını geliştirmek için en iyi durumda olan Çin gibi duruyor. Zira dolara dayalı küresel mali sistemle rekabet edebilecek güçte olan Çin, ABD’nin diğer rakiplerine kıyasla Blok Zinciri alanında en gelişmiş teknolojiye sahip durumda. Üstelik küresel ticarette en etkin ve en büyük ekonomi de Çin’de.

Çin, uluslararası döviz parası olan doları ortadan kaldırmayı hedefliyor. Ancak temel birimi Yuan olan Çin ulusal parası Renminbi’nin akışı, doların yerini almak için onu çekici olmayan bir hale getiriyor. Bununla beraber Renminbi, dijital bir para birimine dönüştürülürse elde edilmesi ve ülkeler arasında kendisi ile işlem yapılması kolaylaşır. Bu durumda da öngörülen işlem değeri yüz milyar dolarlara ulaşan Tek Kemer Tek Yol girişiminde yer alan Çinli şirketlerle ticareti kolaylaştırmak için faydalı olacaktır.

Amerikan raporu çeşitli kaynaklara dayanarak Pekin’in dijital bir para birimi geliştirdiğini ve Blok Zinciri teknolojisinin alt yapısını, finans ve bankacılık sektörü ile bütünleştirdiğini söylüyor. Pekin’in takvimi uzun görülse de stratejisi sağlam ve ısrarlı. Çin’in 2050 yılına kadar çizdiği siyasi ve ekonomik vizyon ile de tutarlı.

Nakdî olmayan ödemeleri kullanan büyük bir nüfusla birlikte Çin, Çin Komünist Partisi’nin şifreli para birimini daha geniş bir çerçevenin parçası haline getirmeye çalıştığı bir zamanda şifreli para birimlerini geliştirmeyi benimseme konusunda iyi bir durumda. Çin’deki İnterneti Düzenleme Ajansı, Blok Zinciri platformlarının kullanıcıların kişisel kimlikleri bilmeyi gerektireceğini ve tüketici bilgilerini depolayıp içeriklerini denetleyeceğini söyledi.

Merkez Bankası olan Çin Halk Bankası, 2014 yılından bu yana dijital bir para birimi stratejisi geliştiriyor. Çin, Bitcoin’den bağımsız bir model kopyalamak veya çoğaltmak niyetinde değil. Onun amacı, en kapsamlı teknolojiyi benimseyerek hükümet merkezli olarak yönetilebilen bir dijital para çıkarmak. Merkez Bankası ise dijital para biriminin, egemenliğine hizmet edeceğini garantilemeyi hedefliyor. Çin Merkez Bankası, şifreli para birimi araştırmalarına çok sayıda kaynak ve uzman tahsis etti. Çin, Blok Zinciri yoluyla ödeme sistemine katılmanın faydasına ikna olur ve ticareti, geleneksel sistemin dışına çıkarsa bu, oyunun kurallarında bir değişiklik anlamına gelecek.

ABD’ye öğütler ve uyarılar

FDD Raporu, Amerikalı yetkililere, yeni teknolojinin oluşturduğu tehditleri ve ayrıcalıkları özümsemeyi, küresel mali sistemin tarafsızlık ve selametini korumayı ve Blok Zinciri yarışı olarak bilinen şeye liderlik etmek için tecrübelerine yatırım yaparak bunları parlatmayı tavsiye ediyor. Raporda ifade edildiği üzere ABD, rakiplerinin gelecekte yeni bir mali sistem oluşturma girişimlerine öncülük etmeye devam ederse şifreli para birimleri alanında yasaya dayalı yeni bir mali sistemle uzlaşmak için elverişli bir fırsata sahip.

Raporda ayrıca ABD için büyük bir olumsuz etki yaratması muhtemel şu dört senaryodan yana duyulan çekincelere de yer verilmiş:

-Washington’un rakibi olan bir devlet, petrol ticareti gibi hayati bir ihracat malında ticari işlemler için diğer ülkeleri şifreli para birimini kullanmaya ikna edebilir.

-Birçok ülke, ticari işlemlerinde Bitcoin gibi bağımsız bir dijital parayı benimser ve bu, küresel finans sisteminde kabul görürse o zaman ABD’nin rakipleri, bu paradan büyük oranda döviz toplamaya başlayacak ve dolayısıyla küresel mali sistemde daha büyük bir etkinlik yaratmak için bu para birimi stoklarını kullanacaktır.

-ABD’ye karşı olan ülkelerden biri, hükümetinin çıkardığı dijital para birimleri portföyünde gelişme kaydedebilir ve bu ülke vatandaşları, yabancı şirketlerle ile ilişkilerinde bu para birimini kullanmayı sürdürebilir.

-Washington’a karşıt bir ülke, yerel bankacılık sisteminde Blok Zinciri teknolojisi alanında yeterli bir başarı elde edip daha sonra bu platformu, mali sistemlerine entegre etmeleri için başka ülkelere ihraç edebilir.

Londra/Şarku’l Avsat

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *