Bakan Soylu: ‘Biz demokrasiye bir halel getiremeyiz’

Bakan Soylu: ‘Biz demokrasiye bir halel getiremeyiz’

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Bize rahat ettiren nefes aldıran ve bir arada yaşatan demokrasidir. Biz buna bir halel getiremeyiz” dedi.

Bakan Soylu, Tuzla’daki Trabzon Ağasalılar Derneği’nin açılışına katıldı. Burada yaptığı konuşmada son 7 yılda Türkiye’nin yaşadıklarına değinen Soylu, “İstedikleri şu, bizi ayaklarımızın üzerinde güçlü bir şekilde duran bir millet olarak görmek istemiyorlar. Çünkü onların eksikliklerini söylüyoruz. Bizi, ayaklarının üzerinde güçlü bir ülke olarak görmek istemiyorlar.” dedi.

“Biz, Batı gibi, Avrupa gibi, Amerika gibi değiliz”

Türkiye’nin güçlü durmasının istenmediğini anlatan Soylu, “Biz onlar gibi değiliz. 3 kuruş para gördük diye ne dünümüzü unuturuz ne tarihimizi unuturuz ne komşumuzu unuturuz ne değerimizi unuturuz ne inancımızı ne de gelecek nesillere olan sorumluluğumuzu unuturuz. Hiçbirisini unutmuyoruz. Biz, Batı gibi, Avrupa gibi, Amerika gibi değiliz. Bizim hesabımız, hedefimiz birilerini sömürmek değildir. Biz, bu dünyayı sadece bir sınav dünyası olarak görüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Bakan Soylu, 2,5 yıldır İçişleri Bakanlığı yaptığını belirterek, şöyle devam etti: “Bu ülkenin yakasına yapışan musibetlerden ülkemizi kurtarmak için yarınlara hep beraber umutla bakabilmek için çaba sarf ediyoruz. Bir taraftan memleketimiz var ama bir taraftan da doyduğumuz bir yer var İstanbul. Oraya da bakmak zorundayız, orası bizim memleketimiz. Milletvekilliği yaptım orada, 25. ve 26. dönemde. Allah bir fırsat verdi, Cumhurbaşkanımız imkan sundu, memleketimize hizmet etmeye çalıştık. Büyük, küçük bütün projelerin kiminin başlangıcına, kiminin tamamlanmasına, kiminin yeniden başlamasına hükümetimizle birlikte, bize verdiği güçle birlikte yeniden Trabzonumuzla buluşturmak için adımlar attık. Her şeyi ama her şeyi gücümüzün yettiği ölçüler içerisinde elimizden geldiğince yapmaya çalıştık ama bir de İstanbulumuz var. Biz inançlı, değerlerimize sahip, dünümüzü de bilen, yarınımıza da güçlü bir emanet bırakmak zorunda olan bir milletiz. Bu ülkeye çok çektirdiler ve şimdi bu ülkeye çok çektirmemeleri için omuz omuza, kol kola olmak zorunda olduğumuzu biliyoruz.”

Soylu, “Yavuz Sultan Selim Köprüsü olmasaydı, Avrasya Tüneli olmasaydı, Marmaray olmasaydı, Osmangazi Köprüsü olmasaydı, Kuzey Marmara Otoyolları olmasaydı acaba İstanbul’da insanlarımız bir yerden bir yere nasıl gideceklerdi? Trafik her yerde keşmekeş olacaktı.” dedi.

“İstanbul bir özgürlük şehri oldu”

İstanbul’un 1994 öncesi halinin çok iyi hatırladığını dile getiren Soylu, “Recep Tayyip Erdoğan Belediye Başkanı seçildiğinde birileri, ‘Artık başı açıklar İstanbul’da dolaşayacaklar.’ dedi. Gazeteler, ‘İstanbul haremlik selamlık olacak’ manşetleri attı. Bunları hepimiz gördük. Recep Tayyip Erdoğan 25 yılda bir felsefe getirdi. Kimsenin kılık kıyafetine, inancına, siyasi düşüncesine, etnik kökenine, mezhebine karışmadan İstanbul bir özgürlük şehri oldu. Herkesin rahat ettiği, birbiriyle dost olduğu bir şehir oldu.” değerlendirmesini yaptı.

Soylu, İstanbul’un Recep Tayyip Erdoğan döneminde ve sonrasında çehresinin değiştiği ve bir dünya şehri olduğunu anlattı.

İstanbul için daha da fazla çalışacaklarını aktaran Soylu, şöyle devam etti: “İstanbul’da 170 kilometrenin üzerinde metro ve raylı sistem var. 600 kilometreye kadar gelecek. Bunu hep beraber yaşayacağız. Sadece bu kadar değil. Haliç’in kokusu Gaziosmanpaşa’ya gelirdi, pencereleri kapatırdık. ‘Kazlıçeşme’deki farelerin kilosu şu kadar, boyu şu kadar.’ diye televizyonlarda tartışmalar yaşanırdı. Orada tanıştığım bir aile, ‘Bize önceden kimse misafirliğe gelmezdi. Sonra Recep Tayyip Erdoğan geldi. Kokuları ortadan kaldırdı. Akrabalarımız akın akın bayramlarda bize ziyarete geldi.’ dedi. İstanbul’da büyük bir hizmet anlayışı ortaya kondu. İstanbul çevre açısından da temizlik açısından da dünyanın en büyük metropolleri arasına girdi.”

“Demokrasiye halel getiremeyiz”

31 Mart seçimlerinde büyük hukuksuzluklar olduğunu kaydeden Soylu, “Bazen kaybetmek kazanmaktır, bazen kazanmak kaybetmektir. Bundan ders alabilmek önemli. Ben çocukluğumdan beri siyasetin içindeyim, İstanbul’daki seçimler gibi seçim görmedim. Ben genel başkan yardımcılığı, milletvekilliği, bakanlık yaptım. Yıllardan beri bu işin içindeyim. 15 yaşından itibaren bu işin her aşamasında içindeyim. 207 oy Binali Abi’ye yazılmış, rakip tarafa geçmiş. Bir tarafta oldu tamam. Diğer tarafta 270 oy geçmiş. O da hadi hileyle oldu. Yüze yakın sandıkta ve İstanbul’un genelinde bunlar olmuş. Biz hakkımızı korumayalım mı? Hakkımızı korumamız kabahat oldu. O zaman 5 sene sonra herkesin fazla bağırdığı, seçim kazandığı bir demokrasi görürüz. Bunu hiçbirimizin kaldırması mümkün değil. Bize rahat ettiren, nefes aldıran ve bir arada yaşatan demokrasidir. Biz buna bir halel getiremeyiz.” değerlendirmesinde bulundu.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *