AA’dan ‘Batı medyasında çifte standart’ videosu

AA’dan ‘Batı medyasında çifte standart’ videosu

Yeni Zelanda saldırısının ardından Batı medyasında yayınlanan haberlerde ortaya çıkan çifte standart, ya da ikiyüzlülük, hakkında Anadolu Ajansı’nın hazırladığı bir video mesaj sosyal medyada yayınlandı.

İngilizce sözlü anlatımla birlikte Türkçe altyazı ile hazırlanan videoda, özellikle Murdoch medyasının yayınladığı haberlere atıfla, katil hakkında kullanılan dil ve örtülmeye çalışılan gerçek vurgulanıyor.

İşte o videoda anlatılanlar:

Müslüman olduğunuzu ve bir sabah uyandığınızda 50 Müslüman arkadaşınızı öldürmüş caninin, ‘Şeytani bir aşırı sağ katliamcısına dönüşen melek çocuk’ olarak manşetlerde yer aldığını hayal edin. Melek çocuk. Camide ateş eden bir adam için gerçekten en iyi tanımlama bu mu? Önceden kullandıklarınızdan daha uygun bir sıfat bulamadınız mı?

Aynı gazete Orlando’daki gece kulübünde 2016 yılında meydana gelen silahlı saldırıyı haberleştirmişti. İşte gazetenin manşeti: ‘DEAŞ’lı manyak eşcinsel kulüpte 50 kişiyi öldürdü’

İkisini karşılaştırmak istiyorum. Aynı gazete, benzer suç, benzer ölü sayısı. Birinde ‘melek çocuk’, diğerinde ‘DEAŞ’lı manyak’ ifadeleri kullanılıyor. Birinde çocuğunu kucağına almış bir babanın resmi gösteriliyor, diğerinde siyahlar giymiş narsist bir adam. Birinde kurbanlardan birinin küçük bir fotoğrafı yer alırken, diğerinde ise katilin küçük bir görüntüsü. Öldürülenlerden (Müslümanlardan) hiçbir şekilde bahsedilmiyor.

Şimdi bunun sadece bir gazete haberi olduğunu düşünebilirsiniz. Hayır, hiç de şaşırmadım. Hayır, sakin kalabileceğimi sanmıyorum. İşte Daily Mail gazetesi: “Sarışın küçük çocuk nasıl da bir katile dönüştü!” Mail gazetesi, namaz kılan onlarca insanı öldürmüş ‘küçük sarışın çocuğun’ babasının kanserden öldüğünü bilmenizi istiyor. Tam bir trajedi öyle değil mi? Bu konuda esas korkunç olan ise, bunun henüz olayın gelişme aşamasındayken yayınlanıyor oluşu.

Dahası da var! ‘İşçi sınıfından bir deli!’ Courier-Mail gazetesinde, çocukları yarı otomatik silahlarla öldürmüş beyaz adamlar, aslında sadece biraz yanlış yola sapmış Avustralyalı savaşçılar. Yani, o sadece ‘Grafton’dan bir çocuk demek istiyorum. Hepsi bu!

Katilin geçmişiyle ilgili bilgi edinmeyin demiyorum. Tabii ki kim olduğunu ve nereden geldiğini bilmek istiyoruz. Fakat 50 kişiyi öldürdükten sonraki sabah, katilin işçi sınıfından geliyor oluşunun çok önemli olup olmadığını sorguluyorum. Courier-Mail gazetesi, bu manşetten 24 saat sonra, öldürülen insanlara hak ettikleri itibarı veriyor gibi görünen bir düzeltme yaptı. Ta ki siz ilk cümleyi okuyana kadar… “Terörist Brenton Turner’ın, kıvırcık saçlı öğrenciden korkunç bir toplu katliamcıya dönüşmesine, şiddet içeren video oyunlarına ‘şiddetli bağımlılığı’ neden oldu.”

Eğer ‘kıvırcık saçlı bir ilkokul çocuğunun’ ‘korkunç bir kitle katliamcısı’na dönüşmesinin sebepleri açığa kavuşmadıysa, Courier-Mail sizler için açıklıyor: “Saldırgan, şiddet içeren video oyunlarını seviyordu” Avustralya’nın ülkedeki Müslümanları nasıl ortadan kaldırması gerektiğini açıklayan 73 sayfalık bir manifesto yazmış olmasından endişe etmeyin! Lütfen! SEGA oynamayı biraz abartmış kıvırcık saçlı bir ilkokul öğrencisini anlatmaya devam edin. Bilmiyorum. Aslında yıllardır Müslümanlara karşı alttan alta nefret körükleyen Murdoch medyasının, bu adama bu kadar yüklenmesi garip!

Açıkçası burada olanın, medyanın ön yargısından ve hatalarından daha öte bir durum olduğunu düşünüyorum. Bakın, esmer tenli teröristlerle ‘Biz ve Onlar’ oyunu oynamak kolay. Değil mi? “Tuhaf” dinleriyle Arabistan’dan geliyorlar ve bizi sevmiyorlar. Fakat beyaz tenli teröristler bizlerin arasından çıkıyor. Kendimizi onların arasında buluyoruz. Müslüman teröristler aşağı bir kültürden, şiddetin kol gezdiği bir bölgeden, paramparça bir toplumdan geliyorlar, nefret dolular demek kolay. Fakat bunu beyaz olanlar hakkında tam olarak söyleyemeyiz, çünkü bunu söylemek demek hepimizin aynı olduğunu veya başka renkte olanlar hakkında her zaman hepimizin aynı olduğunu veya başka renkte olanlar hakkında her zaman yanıldığımızı söylemek olur.

Katilin arkasındaki çocuktan, canavarın içindeki insana dair parçalar bulmaya çalışıyoruz. Beyaz teröristlere, doğal olarak beyazlığa borçlu olduğumuz ‘insanlık’ ayrıcalığını veriyoruz ve daha sonra niye her şeyin yanlış gittiğini, kendimizi içine katmadan çözmeye çalışıyoruz. “Babası kanserden öldü”, “çok fazla video oyunu oynadı”, “İşçi sınıfından bir adam”, ‘O sadece Grafton’lu bir çocuk”. Fakat bunların hiçbiri beyaz bir teröristin, masum Müslümanları, sırf onları hor gördüğü için katlettiği gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Şimdi tüm bu olanların bizimle ilgili neler anlattığını söyleyin.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *