CHP’den DSP’ye geçişler bir ‘proje’ mi?

CHP’den DSP’ye geçişler bir ‘proje’ mi?

Bir Türkiye klasiği olarak, seçim süreçlerinde adam transferleri 2019 yılında da hız kesmeden devam ediyor. Bu seçimlerde en çok dikkat çeken, CHP’den ayrılan ve DSP’ye katılan adaylar oldu. CHP Genel Başkan Yardımcısı, bu geçişlerin bir ‘proje’ olabileceğini ima ediyor.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek ile yaptığı kısa görüşmeyi Milliyet‘teki köşesine taşıyan Tunca Bengin, iki taraf arasında karşılıklı suçlama ve endişelerin had safhada olduğunu belirtti.

Bengin, “CHP’nin DSP sendromu” başlıklı yazısında, “CHP’nin kaleleri olarak görülen bazı il ve ilçelerde aday gösterilmeyen isimlerin DSP’ye geçerek aday olması, oyların bölünmesi kaygısını da beraberinde getirdi. Aslında buna “bölünme rakibe yarayacak” sendromu hortladı demek daha doğru. Çünkü bu konuda siyasi tarihimizden ders alınması gereken fazlasıyla örnek var. Özellikle de 1994 ve 1999 yerel seçimlerinde İstanbul ile Ankara’da yaşananlar gibi…” diye yazdı ve şöyle devam etti:

Ve bugünkü bıçak sırtı dengeler dikkate alındığında bu risk daha da fazla. Dolayısıyla da suçlamalar ve endişeler had safhada. Şöyle ki; CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek 24 Haziran’da DSP’nin seçimlere sokulmadığı, şimdi ise CHP’yi zayıflatmak için kullanıldığı imasında bulunarak, bunun bir proje olabileceğini savundu. Yine bazı CHP’liler de DSP’ye geçenleri koltuk bencilliği ve ilkesizlikle eleştirdi, eleştiriyor. Tabii bunlara karşı “adayları açıklamada süre uzadıkça partide gerginlik arttı, tartışma yaşandı, bu da doğal olarak kırgınlık ve küskünlüğü körükledi. Bunların sonucunda da CHP içinde kırılan, dökülen ve partiye sırtını dönenlerden bazıları soluğu DSP’de aldı. CHP yönetimi bu kırgınlıkları bile sağlıklı bir politikayla asgariye indiremedi ve kendi oylarının bölünmesi gibi bir riski tetikledi” diyenler de var. Yani CHP daha teşhis noktasında bile kısır döngü içinde. Dahası bu oyların bölünme sendromu boyutuna da yansımış durumda. Zira orada da “etkilemez” diyenler kadar “kazanamasalar bile kaybettirirler” endişesi taşıyanların varlığı söz konusu…

Örneğin dün bu konuda CHP’nin çok etkin ve aktif bir ismiyle aramızda geçen konuşma şöyleydi:

DSP’ye geçip aday olanlar CHP açısından sıkıntı yaratır mı?

“Yaratır, yani kendileri kazanamaz ama CHP’ye kaybettirir, Şişli tehlikede mesela şu an yapılan araştırmalarda. Mustafa Sarıgül orayı alabilir. Şişli’nin dışındaki ilçelerde de her aday üç beş bin oy alırsa size kaybettirir. Mesela Avcılar’da, Kartal’da çünkü bunlar çok az oyla kazandığımız yerlerdir. Bunlara baktığımızda bunlar ciddi bir sıkıntı yaratabilir.”

İlçeler dışında büyükşehiri de etkiler mi bu?

“Etkilemez olur mu tabii ki etkiler, Şimdi DSP büyükşehir belediye başkan adayı da çıkarıyor. Çevreci biriymiş o da var. Nereden baksanız o da 200-300 bin oy aldığı zaman tıpkı Erdoğan’ın kazandığı dönem gibi oyları bölecek.”

İstanbul’da DSP endişesi var yani?

“Tabii DSP kazanamaz ama kaybettirir. Türkiye genelinde de var mesela Kırklareli’nde Siyam Kesimoğlu, İzmir’de de birkaç yerde aday çıktı, Balıkesir-Edremit de tehlikeye girebilir.”

Bunda CHP’nin de hatası yok mu?

“Olmaz olur mu? Diyecek çok şey var da diyemiyorum. Mesela ben 2013 yılında dışarıdan adamlar getirmeyin diye çok itiraz ettim. Hatta bununla ilgili CHP ikmal yapma istasyonu değil dedim. İtiraz ettiğim adamların şimdi hepsi gitti. Geldiler ve gittiler…

DSP’nin amacı ne?

“DSP var olmak istiyor, bu fırsatı değerlendirmek istiyor… Bir siyasi parti ne yapsın. Bir Sarıgül krizini yönetebilselerdi hiçbir şey olmazdı. Bir kişiyi yönetemediler, böyle bir genel merkez olur mu? Ben o genel merkez yöneticilerinin yerinde olsaydım 2 ay önce Sarıgül’ün adaylığını açıklardım. Nereye? Eyüp ilçe adayımız olarak. Bırak Sarıgül kendisi kaçsın. O zaman ne derdi millet kendisi kaçtı. Bu kadar beceriksizlik olur mu ya…”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *