Hoşgeldin Bangsomoro İslamic Government

Hoşgeldin Bangsomoro İslamic Government

365 yıllık bir var olma mücadelesi onların ki. Modern insanın üç gün bile taşıma kudretin sahip olamadığı var olma azmini yıllara hatta asırlara işleyen bir yürek cihadı moro cihadı…

Uzak Asya son yılların en hareketli dönemini yaşıyor. 73 yıllık direniş, zaferle taçlandı. İslam dünyası sevince boğuldu. Bangsomoro’nun dünü ve bugününü İsmail Mansur Özdemir, muslimport için kaleme aldı:

Hoşgeldin Bangsomoro İslamic Government

Çilelerine, savaşlarına ve büyük kavgalarına şahit olduğumuz ve destanlaşan Moro cihadı ve Bangsomoro Müslümanları bir zafer arifesindeler. Bitmiyor ve yeni başlıyor aslında kavgaları, zira bir devleti inşa etme nimeti ile muhataplar. Kimdir Moro’lular ve nasıl bir mücadele vermişlerdir.

Moro Neresidir?

Bangsomoro, Malay-İndus hattında, kadim dönemlerden başlayarak, güçlü ve ince bir medeniyetin inşa edildiği, adalardan müteşekkil bir Güney Asya toprağıdır. Bangsomoro’yu oluşturan her ada toplumu benzer özelliklerinin yanında, kendi içinde farklı antropolojik, sosyolojik kodlara da sahiptir. Bugün Filipin olarak bilinen ada devletinin, İslam sonrası dönemde İslam medeniyetinin inkişaf ettiği bir bölge olduğunu söylemek de mümkündür. Arap tacirlerin ince irşad faaliyetinin etkisiyle, anemist dönemlerini terk ederek hızla İslam olmuş olan bir coğrafyadır. İslamî metinlerle hızla temas ederek ve İslamî bir devlet tecrübesi olarak yaşama temayülü ile bölgede Manila İslam Prensliği, Sultan Kudarat, Sulu, Palavan İslam Prensliği, Maguindanao Sultanlığı gibi önemli deneyimler de elde etmişlerdir.

Moro, Filipinler Cumhuriyeti’nin en doğusunda, Ülkenin üçte birini kaplayan ada topluluğu olan Mindanao’da bulunan Müslümanların yaşadığı bir özerk bölgedir.

2010 nüfus sayımına göre 92,3 milyon nüfusuyla, Filipinler nüfusunun dörtte birine sahiptir. Mindanao Halkını üç kategoriye ayırmak mümkündür. Bunlar: Bangsomoro Halkı, Lumadlar ve bölgeye göç yolu ile gelmiş olan Hristiyan Filipinolar’dır.

Mindanao Adası, geniş ve verimli tarım arazileri, iş fırsatları, zengin deniz ürünleri, balta girmemiş bakir ormanları, üretilen envai çeşit meyve ve sebzeleriyle, 1950 yılında “Sözler Kıtası” olarak tanımlanıyordu. Günümüzde ise kısa vadeli kazançlar için tekelleştirilen ve sömürüye açılan doğal kaynakları, tarım arazileri, maden yatakları ve geniş ormanlarıyla pek çok insanın yoksulluk, mahrumiyet ve güvensizlik içinde yaşadığı bir yere dönüşmüş oldu.

Mindanao’nun %55’i verimli orman arazisidir. Ada topraklarının neredeyse üçte biri tarıma ayrılmıştır. Mindanao, Filipinler’in gıda ihtiyacının %40’ını karşılamaktadır. Balık endüstrisi üretiminin yarıdan fazlası da bölgeden karşılanmaktadır. Adada pirinç, mısır, Hindistan cevizi, şeker kamışı, kahve, tütün ürünleri, muz, çeşitli meyve ve sebzeler, tatlı patates, ananas, kabak ve soğan üretimi yapılmaktadır.

Dünyanın en büyük nikel rezervi bu bölgede bulunmaktadır. Bunun yanı sıra altın, demir, gümüş, kurşun, çinko ve krom yatakları da oldukça geniş yer kaplamaktadır. Metal olmayan elementlerden sülfür, magnezit ve fosfat da bulunmaktadır.

Filipinler Millî İstatistik Bürosu’nun verilerine göre 2000 yılında Filipinler geneli için yoksulluk oranı %40 iken, ARMM için bu oran %74’tür. Barış zamanlarında bile bölgenin çoğunluğu gıda yoksunluğu içinde yaşamaktadır. 2007’de yayımlanan Dünya Gıda Programı Raporuna göre bölgede pek çok çiftçi, bir başkasının toprağında işçi olarak çalışmakta ve aldığı ürünün %90’ını toprak sahibine vermektedir.

ARMM Bölgesi, Filipinler’in ortalama yaşam süresi ve eğitim düzeyi açısından en düşük seviyeye sahip bölgedir. Örneğin Sulu’da ortalama yaşam süresi 1997 yılında 56,8 iken 2009 yılında 49’a gerilemiştir. TawiTawi’de 1997’de eğitim endeksi 0,823 iken 2009 yılında %60,3 düşüşle 0,716’ya gerilemiştir.

Kültürel Yaşam

Etnik olarak adada yaşayanların çoğu İndo-Malay’dır. Moro Halkı kökenlerini daha çok İslamlaşmış Malay dünyasına dayandırmakta, İslam medeniyeti ve Ortadoğu’dan beslenmektedir. Filipinolar ise Katolik inancı benimsemiş ve kendilerine kültürel model olarak İspanya’yı seçmiştir. Siyasi yapılanma modeli ve ikinci dil seçimi açısından ise ABD’ye yönelmektedirler.

Müslüman halk arasında, devletin kanun ve kuralları yanı sıra örf, adet, gelenek ve İslam hukuku hakimdir. Ancak çoğunluğu Hindu ve Malay kökenli olan bazı batıl inanç, pratik ve kuralları da halk arasında yaygındır. Batı Mindanao bölgesi, Filipinler’de en düşük okuma-yazma oranına sahip olan bölgedir; okuma-yazma bilenlerin çoğunluğunu da Hristiyanlar oluşturmaktadır.

Moro’da Küresel Olarak Neler Yaşanmaktadır?

Bangsomoro, İspanyol-Katolik saldırganlığının hedefi olduğu 1565 yılından itibaren keskin bir savaşın muhatabı olmuştur. Müslümanlarının bu beş yüz yıla yakın süren var olma ve var kalma savaşının ilk muhatabı İspanyollar Amerika’ya yenilince, işgalin sadece adı değişmiş; Amerikan müstemlekesi ile bölgedeki işgal yeni bir boyut kazanmıştır. Amerika ile Moro Müslümanları arasında her ne kadar antlaşmalar yapılmış olsa da yeni model istilacılık, antlaşma metinlerinde yaptıkları tahrifatlarla ve eklemelerle işgallerine yeni renkler de katmayı başarmışlardır. Amerika kısa bir zaman içinde bölgede etnik ve bölgesel bir temeli olmayan, “Kral Philip’in Adamları” anlamına gelecek şekilde Katolik ve İspanyol nitelikli bir karma toplum olarak “Filipino” diye bir etnik tanımlama yapmış; kendilerine Filipin Devleti’ni hediye etmiş ve Yeni Filipin Devleti’ne üç önemli vazifesini vermiştir

1-Bölgenin tümünün Hristiyanlaştırılması projesinin gerçekleştirilmesi,
2-Başlayan işgalin ve Müslümanların yok edilmesi misyonunun tamamlanması,
3-ABD’nin Malaka Boğazı başta olmak üzere, bölgesel hakimiyetinin temin edilmesi.

Filipin hükümetleri bu tarihi varoluşsal misyonlarının gereğini uzun yıllardır yapmaya devam edegelmişlerdir. Bugün bölgedeki gerilimin ve devam edegelen çatışmaların kısa özeti aslında budur.

Moro’nun tarihi, gündelik yaşamı, işgal ve bu işgale direncin tarihidir. Direnmek, mücadele etmek, Moro halkının gündelik işlerindendir. Hayat, direnmek ve var olmaktır. Düşler, geçmişlerindeki gibi güçlü devlet deneyimlerini ortaya koymaktır. Bu haliyle savaş tarihçileri dünyanın en uzun istiklal harbi olduğunu ifade etmektedirler. Güçlü devlet deneyimleri, olgunlaşmış toplumsal standartları, görgülü, güçlü aile dokuları ve inşacı İslamî perspektifleriyle, mücadelenin en sert zamanlarında bile toplumsal dokularını muhafaza etmeyi başarmışlardır. Mücadelenin karakterini, dinin ölçüleri, geçmişteki güçlü devlet deneyimi ve bağımsızlık konusundaki yüksek motivasyonları imal etmektedir.

Son Dönemde Moro’da Yaşananlar

365 yıllık büyük ve tarihi mücadelenin, özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki karakteri dikkat çekicidir. Mindanao bağımsızlık hareketi olarak başlayan modern dönem, 1969 yılında Filipin Üniversitesi hocalarından Nur Misuari’nin öncülüğünde sahip olduğu niteliği daha da zenginleştirme fırsatı bulmuştur. Diplomatik zenginleşmenin yanında, entelektüel bir hacim de kazanmıştır. Küresel düzeyde büyük bir diplomatik çaba ortaya konmaya çalışılmış ve İslam ülkeleri başta olmak üzere, küresel düzeyde alaka oluşması temin edilmiştir. Nur Misuari’nin başlattığı, derin ve daha nitelikli mücadele, Selamet Haşimi’nin teşekkül ettirdiği ve bugün de bölgede Moro halkının yegane temsilcisi olan Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MILF)’nin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Selamet Haşimi, mücadeleyi dört temel karakter üzerine inşa eder:

1-Moro’nun İslamlaştırılması,
2-Moro Halkının idari ve kurumsal kapasitesinin geliştirilmesi,
3-Askeri yapının kuvvetlendirilmesi,
4-Kendi ayaklarının üzerinde durma kabiliyeti.

Moro’daki savaşın açık-gizli temel hedefi, İspanyol sömürgeciliğinin de temelinde var olan, Müslümanların yok edilmesidir. O nedenle bu saldırganlığın temelinde İslam karşıtlığı vardır ve çıkış noktası: adanın Müslüman olarak kalmamasını temin etmektir. O halde mücadelenin temeli bu İslamsızlaştırmaya karşı koymak olmalıdır.

Geçmişteki güçlü devlet deneyiminin yanında, bugün de modern devleti idare edebilecek her sektörde kapasite oluşturulması elzemdir. Osmanlı ile münasebetlerinde beslenen bu ihtiyacın bugün karşılanmasına yönelik her türlü tedbiri almaya çalışmaktadırlar. Malezya, Türkiye, Endonezya, Katar, Pakistan gibi ülkelerde yüksek öğrenim konusunda geçmişten beri devam eden gayret, bugün daha da artmış durumdadır. Kendi imkanları yanında Müslüman ülkelerce verilen bursluluk programları Bangsomoronun kapasite inşası açısından çok değerlidir. Bunun yanında profesyonellerin ve sektörlerin oluşumu açısından da destek programları çok büyük bir anlam taşımaktadır.

Askeri kapasitenin varlığı ve caydırıcı etkisi önemlidir. İnşa edilecek devletin resmi ordusu olarak da düşünülen bu yapının legal bir görünümle ve nitelikli bir şekilde var olması değerlidir.

Müstakbel Moro’nun var olmasına yönelik olarak en önemli prensiplerinden biri de “yerli ve millî” karakteridir. DAEŞ başta olmak üzere hiçbir illegal yapının mücadeleyi manipüle etmesine müsaade etmeyecek bir yaklaşım benimsenmiştir. İllegaliteden uzak durularak devletleşmenin gerektirdiği bir yerel  motivasyona odaklanılmıştır. MILF’in bu konudaki hassas tutumu bugün de devam etmekte ve mücadele herhangi bir meşruiyet krizine düşmemektedir

Mindanao Halkı uzun yıllardır sürdürdüğü mücadelesinde önemli bir noktaya gelmiştir. Filipin hükümeti ile başlayan ateşkes ve barış sürecinin ardından, özerk nitelikli bir devletleşme sürecine daha da yaklaşılmıştır. Bunun gereği olarak, taahhütlerin tamamına sadakatle yaklaşarak devlet konusundaki samimi duruşlarını ortaya koymaktadırlar. Ülkemiz başta olmak üzere bu barış sürecinin gözlemcisi ülkeler ve kuruluşlar düzeyinde bu hassas gayret memnuniyetle karşılanmaktadır. Anayasal hazırlık sürecinin, kalkınma programının ve devletleşme sürecinin tamamlanması konusunda da MILF ve Bangsomoro halkı kendi üzerine düşeni yapmıştır. Özellikle anayasa metnindeki “gayrimüslimlerin hukuku” konusu bir “insan halkları manifestosu” niteliği taşımakta ve büyük bir hayranlık uyandırmaktadır.

Buna karşı Filipin Hükümeti, iç siyasi çekişmeleri gerekçe göstererek süreci manipüle etmektedir. Gecikme ve belirsizlik hali, MoroMüslümanları’nın yakın dönem imtihanı olmaktadır. Sabır ve metanet içinde süreci takip eden MILF yönetimi, ahdi bozan taraf olmak istememektedir. Buna karşı söz konusu siyasi sürecin netice vermeyeceği inancı da “dış kaynaklı” bir şekilde Moro Halkı içinde yaygınlaştırılmaya çalışılmaktadır. Bunun neticesinde bir isyanın ve radikalleşmenin oluşması istenmekte ve barış sürecinin sonlanması hedeflenmektedir. Tam bu süreçte DAEŞ’e biat ettiğini ilan eden “Maute” isimli bir grup tarafından, Mindanao’nun en önemli şehri Marawi City işgal edilmiştir. Müslümanların ve Moro Halkı’nın hiç beklemediği bir zamanda ortaya çıkan bu durum Müslümanlar açısından çok büyük maliyetler yaratmışken DAEŞ, Filipin hükümeti ve Amerika bu durumdan önemli avantajlar elde etmiş durumdadır

DAEŞ’e biat ettiğini açıklayan Maute’nin bu işgali, DAEŞ Terör Örgütüne reklam fırsatının yanında bir güç nümayişi imkanı sağlamıştır. Öyle ki DAEŞ, Barış görüşmelerini etkileyebilecek bir güç olduğunu ve Bangsomoro meselesinde taraf olduğunu iddia etme cüretini kendinde bulmuştur. Ayrıca Marawi işgalinde şehri terk etmek zorunda kalan halkın mal ve varlığı ile büyük bir servet elde ettiği de söylenebilir. Çatışmaların hemen ilk günlerinde halktan çalınan kaynakların şehir dışına intikalinin yapıldığı bölgede konuşulmaktadır.

Bu işgal Filipin Hükümeti’ne, barış sürecini ve devletleşmeyi askıya alma, olağanüstü hal ilan etme ve bölgede bir savaş ortamı oluşturma fırsatı sağlamışsa da, ordunun %70’ini bölgeye göndermiş olmasına rağmen kontrolü ele alamadığı için önemli ölçüde itibar kaybettirmiştir. Ayrıca bulunduğumuz dönemde de devam eden bombardımanlarla Marawi şehrinin tüm altyapısı ve tarihi dokusu yok edilmektedir.

Amerika ise son dönemde Rusya ve Çin ile yakınlaşma eğilimi gösteren Filipin Hükümeti’ne destek konusunda bir gayrete girerek bölgesel varlığını mutlaklaştırma imkânına sahip olmuştur. Filipin hükümetinin kamuoyu önünde “destek istemiyoruz” açıklamasına rağmen askeri ve istihbari müdahale konusunda Amerika’nın pozisyon aldığı herkesçe bilinen bir gerçektir.

250.000 Marawili, bir gecede “mülteci” durumuna düşmüştür. İşgal ve sonrasındaki müdahaleler esnasında yüzlerce Marawili şehit olmuştur. Ağır bombardıman neticesinde İslam medeniyetinin numunesi bir şehir yok edilmiştir. Halkın tüm kaynakları el değiştirmiş ve Marawi Halkı yoksulluğa mahkum edilmiştir. MILF yönetimi, bu işgal ve müdahale sürecinde teenni ile hareket etmeyi bilmiştir! Bu işgalin küresel boyutlarına işaret ederek askeri bir müdahalenin içinde yer almamıştır. Mazlum Marawi Halkı’nın yanında olmayı tercih etmiştir ve halkın yaralarını sarmakla meşguldür. Büyük bir samimiyet ve tutarlılıkla başlattığı ince siyasi sürecin tamamlanmasını beklemektedir. Bu sürecin samimi bir destekçisi olan Türkiye’ye ve milletimize, derin bir biat ile bağlı oldukları Osmanlı’dan beri ince ve naif bir bakış ile yaklaşmaktadırlar. Siyasi destek başta olmak üzere devlet ve idarenin kapasite inşası konusundaki yardımların devamını beklemekte, aynı zamanda Marawi işgali ile ortaya çıkan süreci aşma, kalkınma ve insani yardım konularındaki beklentilerini de ifade etmektedirler.

Yakın zamandaki en önemli gündem ise Marawi şehrinin yeniden imar ve inşası olacaktır ve milletimize bu konuda önemli görevler düşmektedir. İnşallah bu gayretler neticesinde Bangsomoro Devleti kurulacak ve benzer durumdaki pek çok İslam toplumu için süreç ve oluşum bir model olarak sunulabilecektir.

MILF Nedir?

MILF (Moro İslami Kurtuluş Cephesi), Selamet HAŞİMİ tarafından teşekkül ettirilen ve Bangsomoro Halkının siyasi, hukuki ve askeri haklarının koruyucusu bir teşkilatlanmadır. Uluslararası kurumlar tarafından da muhatap olarak kabul edilen ve tanınan, siyasi nitelikli bir yapıdır. MILF, 1970’lerden sonra Selamet HAŞİMİ’nin önderliğinde Nur Misuari (MNLF)’den devralmış oldukları Bangsomoro mücadelesinde çok önemli gayretler ortaya koymuşlardır. MILF organizasyonu içerisinde askeri çalışmaların yanında siyasi çalışmalar, eğitim faaliyetleri ve Bangsomoro Halkının temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik organizasyonlar ile eğitim, sağlık, uluslararası diplomasi, sosyal hizmetler gibi birimler ve üniteler bulunmaktadır. MILF, özellikle son dönemde Filipin Hükümeti ile barış sürecinin en önemli taşıyıcısı ve Bangsomoro Halkının yetkili tek temsilcisidir. Bu temsilini ortaya koyarken hem uluslararası gözlemcilerin beklentilerini karşılamış hem de bu konudaki samimi tutumunun gereği olan her türlü diplomatik hassasiyeti göstermiştir.

Güncel Durum ve Zafere Giden Yol

Nur Misuari ile başlayan gayret Selamet Haşimi iledisiplinize olmuş ve diplomatik süreç Hacı Murad İbrahim döneminde de aynı ciddiyetle devam ettirilmiştir. Küresel hiçbir taciz, sabota ve motivasyon örseleyici tutuma teslim olunmayarak bugünkü sürece ulaşılmıştır. Diplomatik süreç 1976 yılından itibaren hız kazanmış fakat Filipin tarafının olumsuz tutumları sebebiyle hep askıda kalmıştır. İİT başta olmak üzere pek çok uluslararası aktör sürece dahil olsa da süreç tamamlanamamıştır. 2010 sonrasında daha sistematik bir gayret MILF tarafından ortaya konulmuştur. Türkiye başta olmak üzere belli başlı ülkeler sürecin silahsızlanma ile başlayıp barış görüşmelerine ulaşması konusunda önemli çabalar ortaya koymuşlardır. Özellikle Türk NGO’ları olan CANSUYU ve İHH’nın gayretleri oldukça dikkat çekici ve cesaretlendirici olmuştur. İHH bölgede açtığı ofis ile konuyu bizzat yerinde takip ederken CANSUYU bölgesel yardımlar yanında önemli diplomatik destekler sunmuştur. Diğer Türk STK’larının gayretleri ile bu hassas süreç oldukça etkin bir şekilde yönetilmiştir. Türkiye’nin STK desteği yanında gözlemci statüde sürece verdiği katkı yanında kalkınma yardım programına bölgeyi alması da büyük faydalar oluşturmuştur. Özellikle insan kaynağı kapasitesinin artırılmasına yönelik bu çalışmalar müstakbel devletin en önemli ihtiyacı olan insan kaynağı ihtiyacını karşılayabilecektir.

Bu konuda Filipin hükümet başkanı Sn. Duterte’ninde iyi niyetli ve yapıcı bir yaklaşım içinde olduğunu ifade etmek lazımdır. Filipin içinden ve dışından gelen muhalefete kulak asılmayarak sürecin bu noktaya gelmesi de oldukça değerlidir. ABD, Çin ve hatta İsrail’e kadar pek çok ülkenin malaka boğazının da yakında olan bu kritik ada coğrafyası ile ilgili hesapları düşünüldüğünde süreç Allah’ın bir lütfu ve MILF’in gayretinin bir mahsulüdür.

Silahsızlanma sürecini ve barış taahhüdünü yerine getirme konusunda büyük gayret MILF’indir. İçerideki muhalefeti aşarak halkı bu sürece inandırmak samimiyet ve güvenin bir sonucudur. Az bir marjinal grup haricinde halk MILF kadrosundan büyük bir eminlik içindedir. Savaşın devam etmesini istese hiç tereddüt etmeyecek olan Moro halkı adım adım zafere yürümüştür.

Anayasal hazırlık süreci yanında Bangsomoro Kalkınma Programı da başarı ile yürütülerek bölgede yapılacak referandum sürecine bölge tüm boyutu ile hazır hale getirilmiştir. En kritik yasal hazırlık süreci de oldukça hassas bir şekilde yürütülmüş tatmin edici bir şekilde tamamlanmıştır. Özellikle bölgede yaşayan Hristiyan ahalinin hukuku koruma altına alınarak muazzam bir tarihi adım ve yasal metin ortaya koyulmuştur. Bu güven iklimin oluşturduğu etki ile bugün referanduma gidilmiştir. Halk büyük bir teveccüh göstererek MILF’in  müstakbel devletine EVET demiştir.

Hoş geldin BANGSOMORO İSLAMİC GOVERNMENT…

İsmail Mansur ÖZDEMİR
USSAP Başkanı/Sosyolog
MUSLIMPORT

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *