Prof.Dr. Hilmi Demir: ‘Diyanet hızla kan kaybediyor’

Prof.Dr. Hilmi Demir: ‘Diyanet hızla kan kaybediyor’

15 Temmuz darbe girişimi sonrası psikolojik ortamın değerlendirilmediğini belirten Prof. Dr. Hilmi Demir, Diyanet’in hızla kan kaybettiğini belirtti.

Son günlerde medyaya 677 sayılı Tekke ve Zaviyeler kanununa muhalefetle Diyanet‘in “Medreselerle işbirliği yapılması gerektiğine dair”açıklamaları ve adres göstermeleri yansıdı. Medrese hocalarının yaptığı konuşmalarda pek de İslami bilgiye sahip olmadıkları, pozitif bilimlere ise olabildiğince uzak durdukları ama etkinlik konusunda azımsanmayacak bir kitleyi kontrol ettikleri, bu kitleyi yanlış yönlendirdikleri bir vakıa. Devletin İmam Hatip açılımına rağmen medreselerin  İslami hassasiyetin ötesinde artık bir sektör olarak ayakta durma mücadelesi verdiği anlaşılıyor.

Devletin ve milletin bekası açısından bu haliyle medreselerin dünyanın geldiği bilgi ve teknoloji karşısında toplumu ileri seviyeye getirme konusunda alternatif bir kurum olmadığı ve bu nokta da ciddi anlamda ıslah edilmeleri gerektiği biliniyor. Hal bu iken Diyanet’in Medreseleri, İlahiyat ve İmam Hatiplerin alternatifi imiş gibi bir çalışma içinde görünmesi toplumdan olduğu kadar ilim çevrelerinden de kıyasıya tepki alıyor.

Bu ve Diyanet’in adının karıştırıldığı ziyaret ve yapılan absürd açıklamalara tepki gösteren Hitit Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hilmi Demir, “15 Temmuz’dan sonra çok hızlı kan kaybeden bir Diyanet var. Maalesef kamu diplomasisinde yapılan hatlar ve gaflar bu kaybı daha da hızlandırıyor. Keşke Diyanet için on yıllık bir güven endeksi tutabilseydik tabloyu daha net okurduk.” açıklamasında bulundu.

15 Temmuz’dan sonra dinihaber.com’un kamuoyuna tercüman olarak dile getirdiği, “FETÖ Vatikan’ın ülke içinde fitne unsuru olarak yerleştirip yaşattığı kardeşlerden sadece biri. Deşifre olmamış ama sırada aynı kaynaklardan beslenip fırsat bekleyen ismi farklı ama hareket tarzı aynı olan cemaatler sırada bekliyor. Gizli bir el adeta FETÖ’nün kardeşlerini koruma adına Diyanet’i işlevsiz bıraktı. İmam Hatip ve İlahiyat düşmanlığı ile ortaya çıkan bu yapılar karşısında Diyanet neden suskun?” sözümüzü teyit edercesine yükselen itirazlara bir destekte Prof. Dr. Demir’den geldi. Diyanet’in kan kaybetmesinin yanırısra 15 TEmmuz’un psikolojik ortamının hakkıyla değerlendirilemediğini söyleyen Demir, “Oysa 15 Temmuz sonrası yaşadığımız travmadan toplum olarak hızla çıkmamız için Diyanet’in rolü çok önemliydi. Çevremizde yaşanan krizler ve fırsatlar için Diyanet gibi bir kurumun gücüne ihtiyacımız var. Keşke Diyanet de bunu anlayabilse.” sözleriyle Diyanet’i görevini yapmaya çağırdı.

(Dinihaberler.com)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *