YÖK’ün dün kuruluş yıl dönümüydü

YÖK’ün dün kuruluş yıl dönümüydü

12 Eylül’ün tüm izleri silinecek vaatlerine rağmen, YÖK’ün, her iktidar döneminde daha da güçlenerek yoluna devam etmesi ise ayrı bir handikap!..

Konuyu gündeme Milliyet gazetesinin eğitimci yazarı Abbas Güçlü taşıdı. “12 Eylül sonrası kuruluş tartışmalarını hatırlıyorum. Ne çok haber yapmıştık. İTÜ Rektörü Kemal Kafalı ve bazı rektörler ısrarla yeni yapılanmaya karşı çıkıyor, Doğramacı ve Evren de üniversiteleri hizaya getirmeye çalışıyordu.” diyen Güçlü, bu tartışmaların üzerinden tam 37 yıl geçmiş olmasına ve YÖK kurulmadan önce 19 olan üniversite sayısının sonra 27’ye yükseldi, şu anda ise 200’ün üzerine çıkmasına karşın istenen başarının hala sağlanamadığını vurguladı.

Güçlü şöyle devam etti:

“Kurucu Başkan Prof. Dr. İhsan Doğramacı’ydı. Bugüne kadar onun kadar eleştirilen YÖK Başkanı hatta devlet adamı olmamıştır. Hoşgörülüydü. Kin gütmezdi ama bildiğini okumaktan da asla vazgeçmezdi.

Sonrasında sırasıyla Prof. Dr. Mehmet Sağlam, Prof. Dr. Kemal Gürüz, Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya ve Prof. Dr. Yekta Saraç o koltuğa oturdu.

İçlerinde üniversiteleri arka bahçe yapmaya çalışanlar da oldu, babasının çiftliği gibi yönetenler de. Siyasetin emrine girenler de vardı, siyasete direnenler de. Akademik hiçbir donanımı olmayanlar da geldi, tek referansı bilim olanlar da…

Geriye dönüp baktığımızda, bu koltuğu gerçek anlamda hak eden var mıydı? Evet demek çok zor.”

Sayısal büyüklüğe karşın akademik başarı eksik

Abbas Güçlü, 12 Eylül kurumlarından YÖK’ün güçlenerek devam ettiğini belirtirken, vakıf üniversitelerinin ise birer holdinge dönüştüklerini belirtti:

“Sayısal anlamda kazanılan ivmeyi, akademik olarak desteklediğini söylemek ise abartı olur.

Ha bu arada 12 Eylül’ün tüm izleri silinecek vaatlerine rağmen, YÖK’ün, her iktidar döneminde daha da güçlenerek yoluna devam etmesi ise ayrı bir handikap!..”

“Anayasamıza göre, vakıf üniversiteleri, güya, “kâr amacı gütmeyen kurumlar”. Ama her biri birer holding oldu. Öğrenciler de para ağacı! Okul taksitini ödeyemeyen öğrencilerin bir bir kapı önüne konduğu bir dönemden geçiyoruz. Dün bu konuda YÖK’e bazı önerilerde bulunmuştuk ama hâlâ çıt yok! Yaşanan mağduriyetlerin ise ardı arkası kesilmiyor.” diye yazdı.

Abbas Güçlü yazısının sonunda ‘özetin özeti’ olarak, “Gençleri ülkemize karşı en çok soğutanlar, maalesef asıl görevleri onları ülkemize kazandırmak olan kurumlar!” ifadesini kullandı.

Beyazıt’ta Protesto

YÖK’ün kuruluş yıldönümü dolayısı ile dün Beyazıt’ta düzenlenen protesto gösterisinde YÖK’ün kapatılması istenirken “laik eğitim” talep edildi. Yapılan basın açıklamasında “Demokratik üniversitenin ve özgür bilim üretiminin garantörü bu taleplerdir ve bu taleplerin meydan meydan amfi amfi örgütlenmesine bağlıdır. YÖK kapatılsın üniversiteyi üniversiteliler yönetsin. Kriz yaratanların direniş üniversitenin” ifadeleri kullanıldı.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *