McKinsey tartışmasına katılan bir başka kalem sahibi de Hüseyin Likoğlu. Yeni Şafak‘ta Mandacı muhiplerin McKinsey isyanı! başlıklı bugünkü yazısında, bu konuda gelen eleştirilere yanıt vermeye çalışan Likoğlu, ABD’li hackerlara karşı ABD menşeli virüs programları kullanımına benzetiyor durumu.

Likoğlu yazısının bir bölümünde şöyle diyor:

Peki, nedir McKinsey olayı? Türkiye ekonomisi için 2023’e kadar yol haritası anlamına gelen eski adıyla OVP, yeni adıyla Yeni Ekonomi Programı (YEP) açıklandı. Bakan Albayrak da ABD’li yatırımcılara bu yeni programda belirtilen hususların başarıyla hayata geçirileceğini ve bu kapsamda dünyaca tanınmış bir danışmanlık şirketi olan McKinsey ile çalışacaklarını söyledi. Mealen, “Ey ABD’li yatırımcılar, bizim kimse ile bir sorunumuz yok, programımız da gayet şeffaf ve denetime açık, yatırım yapmaktan çekinmeyin” demek istedi Sayın Albayrak.

“Efendim hani ABD saldırıları nedeniyle ekonomimiz bu halde imiş, niye ABD’li bir şirkete bu danışmanlık işini verdiniz?” Doğru, ABD’nin ekonomik tetikçileri ekonomimize saldırıyor. Tıpkı ABD’li hackerların siber saldırısı gibi. Ama hiçbirimiz bu saldırılara karşı, “Niye ABD menşeli anti virüs programı kullanıyoruz” demiyor.

Ekonomist Liath MacGorman’ın “Ekonominin bir ‘şirket doktoruna’ ihtiyacı olduğu için McKinsey firmasıyla anlaşmaya gidildi” ifadesinden yola çıkarak, eğer sizi sağlığınıza kavuşturacak bir doktor varsa kimliğini ve aidiyetini sorgulamazsınız. Sadece o işi yapacak bilgiye ve tecrübeye sahip mi değil mi ona bakarsınız. McKinsey’in bu konuda yetersiz olduğunu bilen varsa eleştirilerini en üst perdeden dile getirsin. ‘Aman işler kötüye gitsin belki bize ekmek çıkar’ diyenlere kulak tıkayıp yolumuza devam etmemiz gerekir.